5) Hilye: Hilye sözcüğü kelime anlamı itibariyle "süs, güzellik" gibi anlamlara gelmektedir. Ancak zamanla bu anlam kaybolmuş lügat manasının dışında bir anlamı kapsar olmuştur. Yeni kazandığı anlam ise Peygamber Efendimizin yaratılışını, dış görünüşünü, ruh yapısını ve güzel sıfatlarını kapsamak şeklinde olup bir edebi tür olmuştur. Bu türün en önemli örneği Hakani Mehmet Bey'in "Hilye-i Saadet"idir. Hilyenin de kendi içinde türleri vardır.
6) Manzum Hadisler: Hadis, anlam itibariyle Peyganber Efendimizin söylediği sözler ve yaptığı fiilleri karşılayan bir kelimedir. Kullanım itibariyle saygı ifadesi olarak "Hadis-i Şerif' olarak da adlandırılır. Peygamberimizin sözlerine hadisi kavli hareketlerine ise "hadis-i fı'li" denir. Peyganberrimizin her hadisi değerli olmakla beraber önem atfedilen hadisler var ki bunlar her zaman dikkat çekmiştir. Bu hadisler Peygamberimize ilham yoluyla gelen hadislerdir. Bu hadislere "hadis-i kutsi" denmektedir.'
İslam dininin iki önemli kaynağı vardır. Kuran ve Sünnet yani hadisler. Peygamberimiz Veda Hutbesinde "Size iki şey bırakıyorum. Eğer bunlara sımsıkı sarılırsanız kurtulursunuz. Bunlar: Kur'anı Kerim ve benim sünnetimdir." diyerek Kur'an-ı Kerim'le beraber Hadis-i Şeriflerin dinim ki yerini vurgulamıştır.
Hazreti Peygamberin söz ve fiillerinin şiir şeklinde şerheden eserlerdir. Bilindiği üzere Efendimizin hadisleri Emevi halifesi Ömer Bin Abdülaziz'in emri ile toplanmaya başlanmıştır. Hadisleri özellikle "Kütüb-i Sitte" olarak anılan altı kitabın derleyicisi kişiler toplamıştır. Bunların haricinde de hadisleri toplayan kişiler vardır. Peygamberimizin "Kim ümmetim için din işlerine dair kırk hadis ezberlerse; Allah onu fakihler ve âlimler topluluğu içinde diriltir." Şeklindeki hadisi bu türün gelişimi ve yayılışında etkili olmuştur. Bu hadisten hareketle Kırk Hadis'in şerhini esas alan birçok eser yayınlanmıştır. Bu türün ilk örnekleri 15. yüzyılda Mahmut Bin Amli'nin "Nehcül Feradis" ve Kemal Ümmi'nin daha sonraki yıllarda yazdığı "Kırk Armağan" adlı eser sayılabilir. Günümüzde asker kökenli bir şair olan Enver Tunçalp'in "Manzum Hadis Mealleri" akla gelen ilk örneklerdendir.
Bazı şairlerde yüz ya da bin hadisi şerifi manzum şekilde açıklamaya gitmişlerdir. Ancak bu tür pek yaygınlık kazan-mamıştır. Kırk Hadis şerhleri günümüzde de revaçtadır.
7) Menakıbname: Bir İslam büyüğünün hayatı çevresinde oluşmuş menkıbe ya da kerametleri anlatan dini tasavvufi eserlerdir. Doğrudan doğruya Efendimizi anlatmamakla beraber O'na ait bölümlerin olduğu edebi türdür.
8) Mesnevi: Doğrudan doğruya Peygamberimizi konu alan bir tür olmamakla beraber içerisinde Efendimiz ile ilgili bölümlerin bulunduğu bir edebi türdür.
9) Mevlid: Bu kelime anlam itibariyle bir kişinin doğduğu zamanı ifade etmektedir. Ancak zamanla bu kelime Peygamberimizin doğduğu gece için kullanılır olmuştur. Mevlid türü genel olarak Peygamberimizin doğduğu geceyi anlatmakla beraber onun hayatının diğer safhalarına da yer verir. Edebiyatımızda ise Peygamberimizin doğduğu geceyi anlatan eserler bu adla anılır olmuştur. Dünya edebiyatında 8. yüzyılda örnekleri verilmeye başlanmıştır. Bizde bu türe ait ilk örnek Germiyanlı Ahmedî'nin mevlididir. Ancak Süleyman Çelebi'nin "Vesiletü'n Necat" şöhret bulduğundan ilk eser olarak bu tanınmıştır.
10) Mi'raciye: Peygamberimizin Mescidi Aksa'dan Sidre- tü'l Münteha'ya olan yolculuğuna miraç denmektedir. Miraç ile Efendimiz Cebrail vasıtasıyla Allah'ın huzuruna çıkmıştır. Bu yolculuğu anlatan eserlere miraciye denmektedir. Edebiyatımızda bilinen ilk miraciye Ferhadüddin Atar isimli bir yazarın 1436 yılında istinsah edilen "Miracname"sidir. Günümüz edebiyatında bu konu kitap boyutunda müsta kilen işlenmemekle beraber Necip Fazıl, Seza-i Karakoç, Mustafa Necati Bursalı gibi şairlerin şiirlerine konu olmuştur.