Kulağına gelen sesle yattığı yerden usulca doğruldu.
O sihirli sesi dinlemek için pencerenin kenarına geçti.
O kadar uzun zaman olmuştu ki kendini yalnızlığına hapsedeli.
Kimse umurunda değildi;
hoş gerçi o da kimsenin umurunda değildi ya
Uzun zaman sonra o sihirli sesti onu dünyasından dışarı çıkartan.
O sihirli piyano sesi
Unuttuğu renkler geldi aklına.
Piyanonun her tuşu bir tablo, her sesi bir renkti sanki.
Bir anda yaşadığı o güzel günlere dönmüştü.
Neden bu hale gelmişti ki sanki;
kendini neden bu hale getirmişti?
Pencerenin kenarından dışarıyı seyretti uzun bir müddet;
piyanonun o sihirli sesiyle birlikte.
Baktı, dışarıda işleri için koşuşturan insanlara baktı,
oyun oynayan çocuklara baktı,
sonbaharın sahte güneşiyle açmış olan renkli çiçeklere baktı,
dökülen sarı, kırmızı ve turuncu yapraklara baktı,
o sihirli ses kulağında yankılanırken baktı
Ardından piyanosunun başına geçti,
senelerdir paslanan parmakları ile o da başladı çalmaya.
Hiç durmadan çaldı.
Kim bilir belki o da hayata küsmüş birinin hayat ışığı olacaktı
Kimbilir belki bizim de sihirli değneğimiz olacak müzik
kulağımızın çok yakınlarındadır...