Aydınların Hiyerarşik Olarak Sınıflandırılması

Son güncelleme: 12.11.2011 15:56
  • aöf sosyoloji dersleri - sosyoloji tarihi - Lukâcs sosyoloji eleştirileri - Grams sosyoloji görüşü1-yaratıcı aydınlar: dünya görüşleri, ideolojiler ve teorik sistemleri üretirler. Yaratıcı aydınların rolü özellikle tarihsel bir blokun bir araya getirilmeye çalışıldığı güçlü sivil toplumlarda oldukça önemlidir, İngiliz sanayicileri ve aristokrasisinin, Alman Junkerleri ile sanayicilerinin, bir araya gelmesini tarihsel bloka örnek olarak verebiliriz. Gramsci bu aydınların hegemonyaya verdikleri desteklerini geri çekmelerinin 'organik' bir krize, bir otorite krizine ve toplumun çözülmesine neden olacağını düşünmektedir. Yaratıcı aydınlar, en altta yer alan idari aydınlara göre yapısal ve ideolojik olarak daha kritik ve belirleyici bir role sahiptir.

    2-organize edici aydınlar: Orta kademede yer alan aydınlar. Bunlar olmadan hiçbir egemen grup ayakta kalamaz.
    3-idari aydınlar: mevcut hegemonyanın değerleri ve kültürünü yayama işlevini üstlenmiş aydınlardır.


    LUKÂCS VE GRAMSCİ'NİN SOSYOLOJİ ELEŞTİRİSİ
    - Her ikisi de sosyolojiyi aktif özneyi ortadan kaldırdığı (bireyin dışsal nesnel yasalar etrafında şekillendiğini varsaydığı) için eleştirmektedir.
    - Hem Lukâcs hem de Gramsci'ye göre sosyoloji teoriyi pratikten ayırmaktadır. Oysa nesnel yasalar ve nesnel olgular tarihsel özneyi içeren bir süreç içinde bulunmaktadır.
    - yine her ikisi içinde tarihsel bilgi sadece ampirik toplum biliminin bir ürünü olarak ortaya çıkmaz.
    - Her ikisi de Marksizmi bilimsel bir toplumbilime indirgeyen yaklaşımları eleştirmişlerdir.
    - Lukâcs ve Gramsci için Marksizm, işçi sınıfıyla organik bağı olan bir dünya görüşüdür.

    Lukâcs'a göre ;
    sosyoloji nesneyi tarihsel süreçleri doğal güçlere dönüştüren şeyler olarak ele aldığından burjuva düşüncesi içinde tarihsel ve toplumsal dünya şeyleşmektedir. Bundan dolayı da burjuva düşüncesi toplumu ve bütünü oluşturan farklı öğeler arasındaki ilişki ve bağları kavrayamaz. Burjuva sosyolojisi içinde toplumun sürekli değişen süreç içindeki bütünlüğü ele alınamadığı için bu düşünce toplumsal bilginin alanlarını politik ekonomi, tarih, hukuk ve sosyoloji gibi ayrı bölümlere ayırmaktadır. Sonuç olarak Lukâcs'a göre, burjuva düşüncesi olguların sadece görünen yüzüyle ilgilenmekte ve onların bütünle olan ilişkisini saptayamamaktadır. Oysa bütün olgular bir bütün olarak ve tarihsel süreç içinde ele alınmalıdır.

    Gramsci de;
    -pozitivist sosyolojiyi toplumsal ilişkileri doğa yasalarına indirgediği için eleştirmekte
    -kitlelerin pasif olduğunu varsayan sosyolojik yaklaşımlara karşı tepki duymaktadır.

    Oysa ona göre hegemonya; bilincin, toplumsal eylemin ve iradenin dışsal koşullar karşındaki başarısını ifade etmektedir. Sosyoloji toplumsal olguları keşfeden, bu olgular ile toplumsal sistemler arasında nedensel ilişki kuran bu ilişkiyi de doğa bilimlerin yöntemi aracılığıyla yapan bir bilimdir. Gramsci, İtalyan Marksist Antonio Labriola'nın tarihsel materyalizmin özü olarak ifade ettiği praksis felsefesini kabul etmektedir ve ona göre Marksizm bir praksis felsefesi olarak sosyolojiye indirgenemez. Ona göre gerçeklik praksis aracılığıyla sürekli değişmektedir ve bir öğenin diğer öğeler üzerindeki etkilerini bilimsel olarak önceden kestirmek imkânsızdır. Doğa bilimlerindeki yasalara benzer sosyolojik yasalar olmadığı için Marksist sosyoloji de olamazdı. Gerçeklik, sürekli olarak tarihsel süreç içinde işçi sınıfının kendi bilgisine ulaşma eylemidir.

    Buharin: Marksizm içinde Marksizmi sosyolojik bir teoriye ve sosyolojik bir sisteme dönüştürme çalışmaları bulunmaktadır. Buharin'in Tarihsel Materyalizm: Bir Sosyoloji Sistem izah çalışmasında, Tarihsel Materyalizmi sosyolojinin bir biçimi olarak yorumlamakta ve diyalektiği nesnel ve insan bilincinden bağımsız bir biçimde işleyen genel hareket yasalarına indirgenmektedir. Bu açıdan onun Marksizmi burjuva doğa biliminin materyalizmine yakındır.

    Lukâcs ise, Buharin'in yaklaşımının bütünlük kategorisini toplum biliminden çıkarmasına neden olduğu için eleştirmekte ve Buharin'in anlayışı içinde parçaların bütünle ilişkisinin mekanik açıdan ve pozitivist bir bakış açısıyla kavrandığını düşünmektedir. Lukâcs'a göre, Buharin toplum biliminde öngörüde bulunmayı eleştirmeden kabul etmektedir. Lukâcs Buharin'in Marksist sosyolojisini aktif özneyi tarihsel sürecin bütününden ayıran 'pasif materyalizm' olarak düşünmektedir.

    Gramsci'de Buharin'in Marksist sosyolojisinin bütün nesnel ekonomik ve sosyolojik olguların toplumsal ilişkilerden, insanın faaliyeti, değerleri, kültürü ve bilincinden çıktığını kavrayamadığını düşünmektedir.

    alıntı
#12.11.2011 15:56 0 0 0