Dün söylediğini bugün unutanlar.

Son güncelleme: 25.12.2011 12:09
  • Bizleri bugün yönetenlerin politika eğitimlerini, tecrübesini bu ülkeyi yöneten, kendisinden önceki liderlerden aldığı anlaşılıyor. Çünkü bu ülke yöneticileri dün dündür, bugün bugündür sloganıyla bizleri yönetmiyorlar mıydı?


    Eğitimini iyi almış bir öğrenci misali, Sayın Başbakanımızın dün söylediğinin, bugün tam tersini söylemesi, yapması ne toplumda nede basında hiçbir tepki almıyor, yadırganmıyor adeta. Sanırım geçmişte bizleri yöneten liderler, bu toplumu, istedikleri gibi yönetmeye alıştırmış. Tabi ondan sonra gelecek liderlerde, toplumun alıştığı davranışlara göre hareket etmesi çok normaldir. Bunun için Sayın Başbakanımızı ben şahsen kınamıyorum. Çünkü bu toplum böyle davranışları, düşünmeden seçtiği liderlerle, hak ediyor da ondan.


    Tüm bu sözleri neden söylediğime gelince. Bugünlerde günün konusu olan bedelli askerlik, neredeyse şekillendi kanun çıktı gibi diyebiliriz. İşte sizlere Başbakanımızın bu konu ile ilgili çok uzaktan değil, seçim öncesinde, bedelli askerlik ile ilgili topluma açıklamasını, (Başbakan'ın seçim öncesi bedelli açıklaması) başlığı altında, internet ten sorgulatıp izleyebilirsiniz.


    Bakın Sayın Başbakanımız seçim öncesi, Türk halkına bedelli askerlik konusunda, neler söylemiş nasıl bir söz vermiş. Tabi bu sözleri, birde geçenler de aynı konu ile ilgili, yaptığı açıklamasıyla karşılaştırmanız gerekecek.



    (Böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı, askerlikten kurtulacak, eeee parası olmayan da gidecek askerliği yapacak.

    Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım, Onlar hiç bu işe sıcak bakmıyor.

    E biz yola çıkarken, kimsesizlerin kimi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım, ona göre de adımımızı atmamız lazım. )


    Bu sözler Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan a aittir. Buna benzer birçok konuda ve aradan çok fazla zaman geçmemesine rağmen, her söylediğinin tam tersini söylemedi mi Sayın Başbakanımız? Doğrusu buna çok üzülüyorum. Çünkü kaptanına güvenemeyen bir gemide yol almak, tüm yolcuların korku içinde olmasına neden olurda ondan. Bu gemide bende bir yolcu olduğuma göre, tedirgin olmakta haklıyım sanırım.



    Tabi insan sormadan geçemiyor. Seçimden önce söylediği bu doğrular, gerçekler, güzel düşünceler, ne oldu da birden değişti? Böyle bir sorumluluğun altına giremem diyen Başbakanımız ne değişti de, böyle bir sorumluluğun altına girdi. Ülkemizde akan kardeş kan mı durdu? Artık şehit haberlerini, çok şükür duymuyoruz diyebiliyor muyuz?



    Parası olan bastırıp parayı askerlikten kurtulacakta, olmayan gidip askerlik yapacak öylemi, serzenişi birden neden değişti? Yoksa seçim öncesi söylenenlere siz bakmayın mı demeliyiz? Oy alabilmek için her yol denenmelimi? Amaca ulaşmak için, her şey mubah mı bu yolda yoksa?



    Sayın Başbakanımız seçim öncesinde, kenar köşedeki, izbe yerlerdeki vatandaşlarımızla görüştüğünde, hiçbirisi bu işe sıcak bakmadığını söylüyordu. Peki, şimdi bu vatandaşlarımızın fikrimi değişti? Yoksa oyumuzu aldık, onlarda kim oluyor zihniyeti hiç değişmeyecek mi?



    Sayın Başbakanımız yola çıkarken, kimsesizlerin sahibi olarak yola çıktığını söylüyordu. Ne oldu yoksa artık sahipler el mi değiştirdi de, onları düşünen onlara soran bile yok. Bedelli askerlik, inadına o kadar yüksek bir ücretle belirlendi ki, bırakın köşe bucak halkın istifadesini, normal gelirli vatandaşlar bile istifade edemiyor. Yani yine piyango zengine çıktı, yine adaletin topuzu zenginden tarafa vuruyor.


    Hayırlısı olsun diyelim. Çünkü elden başka bir şey gelmiyor. Toplum olarak sanırım bizlerin yaptığı bir yanlışlık var, önce onu tespit etmeliyiz. Eğer doğru tespitte bulunup, yarayı doğru ilaçla tedavi etmediğimiz takdirde, daha çok kendimiz söyler, kendimiz dinleriz.

    Çünkü düşünmeyi unutan, aklını kullanamayan toplumları Rabbim, pislik içinde bırakırım diyorsa, bizlere düşen aklını kullanabilen bir toplum olmak olmalıdır.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
#08.12.2011 11:39 0 0 0
  • yazılan yazı doğru mu yanlış mi yoruma açık ama yazan şahıs bir çok ıslami siteden kovulmuş birisidir
#08.12.2011 21:29 0 0 0
  • Arkadaşımız çok doğru söylüyor, ben bir çok tarikat, cemaat eksenli sitelerden kovuldum, atıldım ne derseniz deyin ismine. Peki neden? Allah a Kur'ana ve Peygamberimize haşa saygısızlık yaptığım içinmi, yoksa yapılan saygısızlıkları, Allaha ve elçisine yapılan iftiraları görebilmeleri, anlamaları için yazdığım yazılardan mı? Apaçık Allah a ve Resulüne iftira atılmaktadır, bunu yapanların mahşer günü yüzleri kapkara olacağını,Allah ın onların yüzlerine bakmayacağını söylüyor Kur'an ve onlara cehennemde yermi yok diyerek, bizleri uyarıyor. Rabbim bu durumdan bizleri koruusun.


    Eğer atalarının inancından, Allah ın ayetlerini göre göre vazgeçemiyorsanız, bu yanlışları gösterenlere, yazanlarada tahammül elbette edemeyeceksinizdir. Bu işin kısa yolu bu kişiyi siteden atmaktır. Onlarda bunu yapıyorlar, kendileri bilir. Bir Müslümana düşen din kardeşini Kur'an ile uyarmaktır. Bundan kaçana sözüm olamaz.


    Halbuki tartışmak ve doğruyu bulmak asıl olan değilmidir? Neden diğer sitelerde her iki düşünce yazıları var ve yazılar özgürce yazılıyor? Çünkü inancından korkan yok. Herkez doğrunun arayışı içindede ondan. Yazılanlara bakacaksınız, elimizde de Allah ın rehebri olduğuna göre, kimin doğru kimin yanlış söylediği buradan anlaşılacaktır. Ama ya Kur'an ana rehber olarak yeterli görülmüyorsa, Kur'anın sınırları zorlanarak, aşılarak dışına çılıyorsa? İşte o zaman karşı inanca kin ve nefret elbette başlayacaktır. Bu yolu peygamberimiz devrinde Bedevi Araplar yapıyorlardı. Böylece Allah ın Kur'anda sınırladığı ölçününde dışına çıkmaktan hiç korkmuyorlardı.


    Göz göre göre Kur'an gerçeklerinden kaçanlar, Allah ın huzurunda üzülecek olanlardır. Yazdığım yazıya cevap veren arkadaşımız; (yazılan yazı doğru mu yanlış mi yoruma açık ) demiş. Halbuki internetten, yaptığı bu konuşmanın görüntüsünüde izlesinler diye yazımda (Başbakan'ın seçim öncesi bedelli açıklaması.) başlığı altında google dan taratan bu konuşmayı bulacaktı, ama arkadaşımız gerçeklerden kaçtığı için, bunu görmek ve duymak dahi istemiyor ve bana yazının konu ile ilgisi olmayan, benim bazı sitelerden atıldığımı söylüyor.

    İşte bu düşünce ve inanç, Kur'ana da aynı şekilde bakıyorlar ne yazıkki. Kur'an dışından öğretilenlerin, doğru olup olmadığını, Kur'an ile karşılaştırma gereği duymadıkları gibi, ikaz edildiğinde, bu düşünce Kur'ana uymuyor denildiğinde, onları yakınlarından uzaklaştırmanın yolunu seçiyorlar. Yani Kur'an gerçeklerinden kaçıyorlar.


    Herkez yaptıklarının karşılığını görecektir. Gerçeklerden uzaklaşanlar, Allah ın rehberi Kur'an yerine beşerin kitaplarına sarılanlar, bir gün acı gerçekle yüz yüze geleceklerdir. Geriye dönmek isteselerde çok geç artık geriye dönüş olmayacaktır.


    Dilerim o gün geldiğinde yaptıklarından pişman olmayan kullarından oluruz.
    Saygılarımla
#09.12.2011 09:29 0 0 0
  • Sadece bize Kuran yeter Hadisi serifler sonradan uydurma diyorsan sana bir sorum var sadece Kurana bakarak bana cuma namazının farzının kaç rekat olduğunu ve nasıl kılınacağını açıklayabilirmisin gerçi sorunun cevabını vermeyeceğini adım gibi eminim
#09.12.2011 12:40 0 0 0


  • Bu ve benzeri sorular ne yazık ki Kur'an ı anlamayan, onu anlamadan okuyanların sorduğu tuzak sorulardır. Eğer gerçekten Kur'an bilinci yoksa bir insanda, şöyle düşünür; Demek ki Kur'an yetmiyormuş. Her şey Kur'an da açıklanmamış. Bazı şeyler demek ki Kur'an dışından peygamberimiz tarafından hüküm konmuştur diye düşünebilir. İşte bu yolu izleyen, sonu belli olmayan bir yolun yolcusu olur, bunu da unutmamalıdır.


    Şimdi sorduğunuz soruyu Kur'an a soralım bakalım ne cevap verecek. İster cumanın farzı olsun, ister diğer namazlarımızda okuyacağımız dualar ve kılacağımız rekât sayısı serbest bırakılmış ve sabitlenmemiştir. Peygamberimizde kılabildiğince kılmış, toplu namaz kılmalarında ise bir anlaşmazlık çıkmaması adına genelde belirlenmiştir ama asla sabitlenmemiştir. Çünkü bu konuda bir hüküm olsaydı, bu hükmü de belirleyecek, yalnız Rabbim olurdu. Fakat bu konuda Allah ın hiçbir kısıtlaması yoktur.

    Namaz konusunda Allah okunacak dualar konusunda da bizleri serbest bırakmış, kolayımıza geleni okumamızı ve namazla Allah tan yardım dileyebileceğimizi bizlere Kur'an da anlatmıştır. Birçok dua örneklerini dahi vermiştir.


    Mezhepler yüzlerce yıl içinde, namaz konusunda farklı şekillerde inançlarını sürdürmüşlerdir. Bunda da hiçbir sakınca yoktur. Ama hiç kimse bizim ki doğru diyemez. Hepside doğrudur. Önemli olan namazda Allah ın koyduğu kuraldır.


    Namazın şekilsel ritüeli, kıyam, rükû ve secdedir. Bunun dışında mezheplerin farklı ilavelerinin elbette hiçbir sakıncası yoktur. Önemli olan gelenekleri dinselleştirmemektir. Ne yazık ki siz ve sizin gibi düşünenler, bunları birbirinden ayıramadığınız gibi, farkında olmadan Kur'an ı neredeyse yetersiz ve eksik gibi göstermeniz büyük yanlıştır, günahtır.


    Peygamberimizin sünnetini kimse inkâr edemez. Onun sünneti Kur'an ın hayata geçiriliş şeklidir. Yalnız sanki Kur'an eksikmiş gibi göstermeden, bunu anlamaya çalışmak bizim için önemli olanıdır. Bugün kıldığımız namazın şekli olarak kılınışı 1400 yıl içinde birçok değişime uğramış, fakat Allah ın bahsettiği KIYAM, RUKÜ VE SECDE asla değişmemiştir. Önemli olanda budur.


    Allah bizlere kolaylaştırılmış bir din gönderdiğini, yemin ederek söylüyor ve her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyorsa, namaz kılma emrini veren Rahman, nasıl kılacağımız konusunda da elbette gereken açıklamaları yapmıştır. Bunun tersini düşünen, onlarca hatta yüzlerce ayeti inkâr ediyor ya da görmezden geliyor demektir. Bunu da sakın unutmayalım.

    Peygamberimizin birçok hadisi şerifi vardır ki, bizlere örnektir ve yol gösterir. Peygamberimiz asla Allahın verdiği hüküm dışında başka bir hüküm vermeyip, onun verdiği hükümleri yaşamına geçirmiş, bizlerin BAŞÖĞRETMENİDİR. Başöğretmen eğitimcidir, örnektir ama asla ana kaynağın özünden sapmaz ve kendisi ilaveler yapmaz ve yapmamıştır.


    Size peygamberimizin bazı hadislerinden hatırlatma yapmak isterim. Belki düşünürde öğüt alırsınız diye. Bu hadisleri birçok yazımda din kardeşlerime hatırlatıyorum, çünkü onun gerçek ümmeti olduğunu söyleyenler, bu hadisleri kulaklarına küpe yapmalı ve her söze inanmamalı Kur'an süzgecinden geçirmelidirler.



    Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN
    xxxxxxxxxxxxxxxx
    Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
    Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403
    xxxxxxxxxxxxx
    Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah'a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran'ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılma-dım. Kuran'ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım.
    İbni Hişam Siret 4 sayfa 332
    xxxxxxxxxxxxxx
    Allah'ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah'ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
    Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20


    Şunu da söylemeliyim. Sizin sorduğunuz soruların benzerleri, toplumun kafasında soru işaretleri yaratıp, insanların yanlışa meyletmelerini sağlamaktadır. Peygamberimiz sağlığında, önce izin verdiği ama daha sonra zararlarını gördüğü için, hadis yazımını yasaklamıştır. Bu yasak Dört halife devrinde de devam etmiştir. Eğer söyledikleriniz doğru olsaydı, bizlere Kur'an da her şey açıklanmamış olsaydı ve bizler Kur'an dışından da bilgilerden sorumlu olsaydık, acaba peygamberimiz hadis yazımını yasaklar mıydı? Allah sizleri Kur'an dan hesaba çekeceğim, Kur'an dan sorumlusunuz dediği halde, bizler hala Kur'an dışına meyletmemizin izahını, acaba Allaha nasıl yaparız hesap günü, bunu iyi düşünmeliyiz.


    Bu konu ile ilgili bir yazıyı da, bir başka başlık altında, nasip olursa eklediğimde, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağına inanıyorum.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
#09.12.2011 16:54 0 0 0
  • Aynen dediğim gibi sana cevab vermeye bile değmez cehennemden asıl yerini hazırlayan sensin zavallı bunca alim Kurani anlayamadı bir tek senin gibiler Kurani anlıyor dimi hadi senin dediğim gibi herkes Kurana bakarak Islami yaşamaya kalksa arapça biliyorsa biraz manasını anlar bu durumda insan sayısınca mezheb oluşur ya arapça bilmeyenler ne yapacak
#10.12.2011 12:57 0 0 0

  • Herkes onu kullandı. Siyasetçisi, hırsızı, dolandırıcısı, işine gelen herkes kullandı onu. Yakasına rozetini takanlar, eline resmini alanlar, ben Atatürkçüyüm dedi. Her zaman ki gibi, Atatürk ü alet etti kötü amaçlarına. Ondan yana olduğunu söyleyen yalancıların, düzenbazların sayesinde, toplum düşman edildi Ataya. Tıpkı güzelim dinimizi, kendi çıkarları adına kullanan, ondan çıkar sağlayanlar gibi.


    Tüm Dünyanın hayran olduğu bir lideri, bizler yok ettik kendi ellerimizle, düşünmeden, aklımızı zerre kadar kullanmadan.


    Bundan sonra ne yapmalıyız? İşte bu sorunun cevabını herkes, kendi nefsine vermelidir. Eğer aman sende diyor da, hala boşa zaman harcıyorsak, çok yakın zamanda bu ülkenin özgürlük ateşini yakan bir liderin, ne ismini duyacaksınız, nede ismini anabileceksiniz, bunu da sakın unutmayınız.


    Haçlı zihniyeti, Müslüman toplumları uzaktan yönetmek, kukla bir toplum yapmak adına, çok sinsi ve planlı çalışıyor yıllardır. Yüzlerce yıl önce, İslam a nifak sokarak içimizde yaşayıp, bizden görünenleri eğer bizler hala fark edemiyorsak, sanırım aynı zihniyetle yaşamaya devam ettiğimiz sürece, bizleri Atatürk e de düşman etmeye devam edeceklerdir. Toplumları geçmiş büyük değerlerinden koparmadığınız sürece, güçlü bağlarını asla kaybetmezler, bunun bilinciyle çalışanlara fırsat vermeyelim.


    İslam ı ne hale kendi ellerimizle, nasıl getirdiğimizi hala fark edemiyorsak, kendi içimizden çıkan değerlerin kıymetini de, elbette bilmemiz beklenemez. Rabbim bizleri affetsin.


    Atam, bugün bizler özgürce inancımızı yaşıyorsak, senin ateşlediğin özgürlük mücadelesi sayesindedir. Bizleri haçlı zulmünden senin liderliğinde, bu ülkenin vatan evlatları kurtardı. Rabbim senden ve bu uğurda canını çekinmeden veren, tüm şehitlerimizden Allah razı olsun inşallah. Mekânınız cennet olsun. Senin ateşlediğin özgürlük ateşi sayesindedir ki, Ülkemize ve İslam a uzanan haçlı elleri kırıldı.


    Atam,senin yaptıklarına karşı, bizler sana ve şehitlerimize hiçbir şey yapamadık. Sizlere layık olamadık. Verdiğin, emanet ettiğin bu özgür vatanın kıymetini hiç bilemedik, emanetini de koruyamadık. Bunun için senden ve şehitlerimizden özür diliyorum.



    Toplum olarak içinde bulunduğumuz yanlışın, artık farkına varalım. Bizi bizlere düşman eden, bizden görünen ama bizleri bölenleri, toplumu baskı altında inleten zihniyetin, farkına varmanın zamanı gelmiştir. Türk toplumu Kürdüyle, Çerkeziyle bir bütün olduğunu, iç içe geçmiş bir tohumun meyveleri olduğunu, bizlere unutturmak isteyenlerin, bu gerçeği farkına vararak, bu zinciri kırmanın zamanıdır.


    Gelin atamızın bu ölüm yıldönümü, bizlere bu gerçeğin bilincinin, farkına varılarak, su yüzüne çıktığı gün olsun. Önce bir olalım, daha sonrada bizi bizlere düşman edenleri içimizden ayıklayalım. İnanıyorum bu toplum, bu ışığı bir gün görecektir. Dilerin o gün bugün olur. Dilerim Rabbim, ülkemiz üzerinde oynanan oyunların, toplum olarak farkına varılmasını sağlar.

    Atam, senin ve bu ülke için şehit olmuş silah arkadaşlarının Ruhları şad, mekânlarınız cennet olsun inşallah.



    Arkadaşım yazdıklarından anladığım ;İslami duyarlığa sahip,Kur'an hükümleri ile ilgili hassasiyetler taşıyan birisiniz...


    "Atam" diye hitabettiğiniz İnsanın 74 yıl önce ahirete göçmüş birisi olması hasebi ile;
    size şu soruyu sormak istiyorum..
    ....Siz genelde Hayatta olmayan insanlara bu şekildemi hitab edersiniz?..Yani hayatta olan insanlara hitab eder gibi..Yada hâlâ kendisini yaşıyormu farzediyorsunuz....

    İşte bu sorunun cevabını herkes, kendi nefsine vermelidir..

    Afbuyurun arkadaşım..Herkesin nefsini hesaba çekmesi gereken konu nedir?Olaylara Kur'an ışığında bakan birisi olarak;Bu konuda bizi aydınlatabilirmisiniz?
    __________________________________
    Herkes onu kullandı İşte bu söz doğru...

    Bunun için senden ve şehitlerimizden özür diliyorum.



    Şehidler için "ölü" demememiz gerektiğini Kur'an da Allah bildiriyor...Orası ayrı bir konu!

    Siz genelde yıllar önce ÖLMÜŞ olan insanlardan "ÖZÜR" dilermisiniz?
    Kur'an_ı Kerimde sizin bu sözlerinize örnek herhangi bir ayet varmıdır...Yada Peygamber efendimizin hayatında bunun bir örneği varmıdır?
    _____________________________
    Tıpkı güzelim dinimizi, kendi çıkarları adına kullanan, ondan çıkar sağlayanlar gibi.


    Evet buda doğru bir söz...Bak Dini kim nasıl ne hale getiriyor ,çıkarları için..Vazgeçin!

    _____________________
    Çünkü bu toplum böyle davranışları, düşünmeden seçtiği liderlerle, hak ediyor da ondan.



    Şu yukardaki cümle...."göbeğini kaşıyan adam" deyiminin bir başka söyleniş şekli olabilirmi sizce.?



    "Dün dündür ,bugün bugündür " sözü hernekadar Demirel ile özdeşleşmiş olsada ....Uygulamalara ve söylenen sözlere baktığımızda Cumuriyet öncesi ve sonrası söylenen sözlere ve uygulamalara da YOL GÖSTERİCİLİK yapmış gibi sanki..Yanılıyormuyum?

    Buyrun hadi !

    Kaleminiz bu konulardada yeterince cesurmu?
    O dönemi biraz incelediyseniz eğer;"Dün dündür,bugün bugündür" sözünün ne kadar aşikâr bir şekilde pratiğe geçtiğinide görmüşsünüzdür...
    Buyrun birkaç kelime edin o konuda da...Ne o!!!

    Tabularmı var yoksa!

    Yıllarca insanlara "saygı duruşu" diye direttiğiniz "ibadet(!)" şekli yeterince ilgi görmeyince..."E bari şu diktiğimiz PUT a bir FATİHA okuyun " vaziyetleri sezinliyorum...

    Herkes onu kullandı Doğru söz ..çok doğru söz..Artık Kullanmaktan vazgeçin...

    Yazılarınızda çok fazla çelişkiler var..Siz belki farkında değilsiniz ama gören görüyor...


    Bu yazdıklarımın bir kısmının ,açtığınız konuyla ne alakası var diye düşünebilirsiniz belki..

    Ama konu başlığı ile direkt ilgili bu yazdıklarım..
    "Dün söylediğini bugün unutanlar"..

    Eğer ölmüş bir İnsandan "özür diliyorsan",
    Mozolesinin önünde "saygıyla eğiliyorsan",
    Ona "durum ve ahval" hakkında bilgi vermek üzere birşeyler yazıyorsan,
    bazı konularda "şikayet" bazı konularda "şükran" sunuyorsan!
    Onun adının unutulmaması adına üzerine düşen görevleri yapıp yapmamış olmakla ilgili; "NEFSİNİ HESABA ÇEKME ZARURETİ GÖRÜYORSAN"!
    Sen onu bir İnsan olarak kabul ediyor olamazsın!


    Yukarda yazdıklarımın Ölmüş bir İnsana saygıyla uzaktan yakından bir ilgisi olamaz...

    Kabirlere ziyaretde birinci amaç "ibret almak"tır...Önünde saygıyla eğilmek yada özür_af dilemek yada sunaklarda bulunmak değil!

    İslami konularda bizleri aydınlatma çabalarınızı saygıyla karşılıyorum..
    Ama önce puthaneden çıkın..
#11.12.2011 21:45 0 0 0
  • sen şukadar müslümansin ben bukadar müslümanım demek bence doğru değil,eleştiri yapilabilir başbakanda olsa, eleştiriye eleştiriyle karşilik vermek mantıklı olandir,herkezin dini bilgisi kendinedir,kusuruma bakmayın ama ben konudan cok sizin yorumlarinizi eleştirmek zorunda kalicam,biriniz kurani bilmeyenden ne beklenir öbürü puthaneden cık! yani kısaca diyeceğim bizler ELHAMDÜLİLLAH müslümanız bence birbirinize bunlari söyleyerek günaha girdiğinizi unutmayın derim..
#18.12.2011 15:01 0 0 0
  • Eleştirebilirsin tabi Makrao..Başbakanıda Cumhurbaşkanınıda eleştirebilirsin..
    Ben onun Başbakanı eleştirdiği yazısına fazla girmedim...Ama bazı cümlelerinde ;Bu hükümeti destekleyen insanları "cahil " ve"düşünmeden" hareket etmekle itham ediyor..
    Bir Chp klasiği izliyoruz sanki..

    Arkadaşım Kimsenin inancına karıştığımız yok.Yargılamıyoruzda.._"LEKÜM DİNİ KÜM VE LİYE DÎN" der geçeriz çoğu zaman...Ama Bir tarafta Kur'an dan ayetler alıntı yaparak bir şeyler anlatmaya çalışırken,İnsanları aydınlatmaya çalışırken;Diğer yandan diktiğin PUT a dua etmenin_ettirmenin derdine düşmüşsen o zaman bizlerinde bir şeyler söylemesi gayet normaldir..

    "puthaneden çık" sözüne takılmışsın ama, o arkadaşımızın ve bizim diğer yazdıklarımızıda okusaydın takılmazdın..

    O sözü neden kullandık? bir fikrin varmı
    Kendisi Atatürkü kullananları eleştiriyordu o yazısında...Ama onları eleştirirken satır aralarında Kendisi kullanıyordu..
    O da Atatürkü putlaştırmanın gayretinde cümleler kurmuş..Ve bunu yaparken Kendince Dini motiflerlede süslemiş...
    O yazısında Dini kullananları eleştiriyordu..Ama yazının bütününe bakıldığında Dini kullandığı ortaya çıkıyordu..
    Bir sıkıntı var..Belli.


    Şu aşağıdaki cümle Haluk arkadaşımıza ait..Ve doğru bir söz..

    Bir Müslümana düşen din kardeşini Kur'an ile uyarmaktır.

    Bizde uyardık!
    Belki üslubumuz biraz farklı olabilir..


    Kendisi Biraz Yaşar Nuri Öztürk ü andırıyor..
#18.12.2011 22:03 0 0 0
  • Gamli kardeş cevabını asla alamayacağın soruları sormuşsun bu tip insanlar ehli sünnet alimler için Kuran la milleti kandırıyorlar derler sonrada kendileri bakılacak tek kaynak Kurandır diyerek müslümanları hak yoldan çıkarmaya çalışırlar yasar nar i öztürk gibi
#19.12.2011 15:39 0 0 0
  • gamlı arkadaşim sadece üslübunuz bana yanlıs geldi siz bu uslubumuz doğru diyorsanız ben saygı duyarim,ben sadece ufak bi uyarida bulunmak istedim,sahsim adina ben kimseye bu kelimeleri kullanmam kendimede kullanilmasini istemem tabi,ben sadece senin yazdiklarinada değil o arkadaşin yazisinida benimsemedim,umarim beni yanlış anlamamışındır bende temsilde hata ettiysem kusuruma bakma ama düşüncelerimde bu şekilde...
#19.12.2011 19:28 0 0 0
  • S.Demirel, "dün dündür, bugün bugündür" deyip de önce ki söylemlerinin tersini yapan bir siyesetçi idi.Onun bu ülkeye zararı çok olmuştur.Türkiye'de siyaset "at tepişir eşşek ölür" misalidir.Herkes siyaseti bir menfaat uğruna yapmaktadır.Vatan ve millet için siyasette doğru ve dürüstlük gösteren kimse pek az bulunmaktadır.Siyasetçiler bilerek bir gaf yaparlar, sonrasında "yanlış anlaşıldım" diye kıvırırlar.Yahu bir siyasetçi ilk önce konuşacakken söyleyeceği sözü önce akıl süzgecinden geçirip ondan sonra söylemelidir.

    Ben 30 SENEDEN FAZLA SİYASETLE UĞRAŞIYORUM.BU SYASET HAYATIMDA BİR KERE DE OLSA HİÇ GAF YAPMADIM VE BUNDANDA ÇOK MEMNUNUM...
#21.12.2011 04:54 0 0 0
  • Haluk Gümüştabak mezhepsiz bir kimsedir.Ben onu bir kaç siteden mesajlarından tanıyorum.Bu adam önce konu açıyor arkasını getirmeden sitelerden kaçıp gidiyor.Anlaşılan o ki, ya kimseyi adam yerine almıyor ya da tartışmak cesaretini gösteremiyor.Onun yaptığı düpedüz edepsizliktir.Buradan ona küfretsem acaba duyar mı diye bazen içimden geçmiyor değil.Konuları muallakta bırakıp izah bile etmeden millet nasıl anlıyor diye hiç düşünmeden sıvışıp gitmesi onun nasıl bir adam olduğunu gösteriyor. Bu adamın maksadı ehli sünnet itikadını ve amelini bozmaktır.UYANIK OLUN BU ADAMIN YAZILARINI KUR'AN SÜZGECİNDEN GEÇİRİN.SAKIN HA, BU ADAMA ALDANMAYIN!.

    Adam sünneti inkar ediyor.Hadislere itibar etmiyor.Kendi kafasına göre Kuran'ı tefsir ve te'vil ediyor.

    Bu adamın fikirlerini çürütün...Doğru olanlarını alın gerisini çöpe atın!..
#21.12.2011 05:04 0 0 0
  • halukgta
    Arkadaşımız çok doğru söylüyor, ben bir çok tarikat, cemaat eksenli sitelerden kovuldum, atıldım ne derseniz deyin ismine. Peki neden? Allah a Kur'ana ve Peygamberimize haşa saygısızlık yaptığım içinmi, yoksa yapılan saygısızlıkları, Allaha ve elçisine yapılan iftiraları görebilmeleri, anlamaları için yazdığım yazılardan mı? Apaçık Allah a ve Resulüne iftira atılmaktadır, bunu yapanların mahşer günü yüzleri kapkara olacağını,Allah ın onların yüzlerine bakmayacağını söylüyor Kur'an ve onlara cehennemde yermi yok diyerek, bizleri uyarıyor. Rabbim bu durumdan bizleri koruusun.


    Eğer atalarının inancından, Allah ın ayetlerini göre göre vazgeçemiyorsanız, bu yanlışları gösterenlere, yazanlarada tahammül elbette edemeyeceksinizdir. Bu işin kısa yolu bu kişiyi siteden atmaktır. Onlarda bunu yapıyorlar, kendileri bilir. Bir Müslümana düşen din kardeşini Kur'an ile uyarmaktır. Bundan kaçana sözüm olamaz.


    Halbuki tartışmak ve doğruyu bulmak asıl olan değilmidir? Neden diğer sitelerde her iki düşünce yazıları var ve yazılar özgürce yazılıyor? Çünkü inancından korkan yok. Herkez doğrunun arayışı içindede ondan. Yazılanlara bakacaksınız, elimizde de Allah ın rehebri olduğuna göre, kimin doğru kimin yanlış söylediği buradan anlaşılacaktır. Ama ya Kur'an ana rehber olarak yeterli görülmüyorsa, Kur'anın sınırları zorlanarak, aşılarak dışına çılıyorsa? İşte o zaman karşı inanca kin ve nefret elbette başlayacaktır. Bu yolu peygamberimiz devrinde Bedevi Araplar yapıyorlardı. Böylece Allah ın Kur'anda sınırladığı ölçününde dışına çıkmaktan hiç korkmuyorlardı.


    Göz göre göre Kur'an gerçeklerinden kaçanlar, Allah ın huzurunda üzülecek olanlardır. Yazdığım yazıya cevap veren arkadaşımız; (yazılan yazı doğru mu yanlış mi yoruma açık ) demiş. Halbuki internetten, yaptığı bu konuşmanın görüntüsünüde izlesinler diye yazımda (Başbakan'ın seçim öncesi bedelli açıklaması.) başlığı altında google dan taratan bu konuşmayı bulacaktı, ama arkadaşımız gerçeklerden kaçtığı için, bunu görmek ve duymak dahi istemiyor ve bana yazının konu ile ilgisi olmayan, benim bazı sitelerden atıldığımı söylüyor.

    İşte bu düşünce ve inanç, Kur'ana da aynı şekilde bakıyorlar ne yazıkki. Kur'an dışından öğretilenlerin, doğru olup olmadığını, Kur'an ile karşılaştırma gereği duymadıkları gibi, ikaz edildiğinde, bu düşünce Kur'ana uymuyor denildiğinde, onları yakınlarından uzaklaştırmanın yolunu seçiyorlar. Yani Kur'an gerçeklerinden kaçıyorlar.


    Herkez yaptıklarının karşılığını görecektir. Gerçeklerden uzaklaşanlar, Allah ın rehberi Kur'an yerine beşerin kitaplarına sarılanlar, bir gün acı gerçekle yüz yüze geleceklerdir. Geriye dönmek isteselerde çok geç artık geriye dönüş olmayacaktır.


    Dilerim o gün geldiğinde yaptıklarından pişman olmayan kullarından oluruz.
    Saygılarımla

    Bakın Haluk Bey; sen öncelikle mezhebi ve hadisleri inkar edenlerdensin.Kur'an'ı kendi re'yin ile te'vil edip.4 hak mezhep imamlarının görüşleri sana göre tuhaf geldiğine göre sen onlardan daha mı alimsin?Sizin hakkı Yılmaz ile bir bağlantınız var mı?Aynen o da sizin gibi mezhepsizdir.Bilmezsiniz ki aklın ve mantığın almadığı nice meseleler varır ki bunlar batın ve ilmi ledündür.Size göre, "KUR'AN BİZE YETER" DEYİP DE BÜTÜN HADİSLERİ İNKAR ETMEK ZINDIKLIKTIR.HADİSLER BİR NEVİ KUR'AN'IN TEFSİRİ OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?.

    Sizin maksadınız İslam'ın özünü değil bilakis onu soyutlayıp İslam'da reform yapmaktır.Bana söyler misiniz, itikadınız nasıldır?.Nasıl yorumlarsınız anlatın da itikadınızı da öğrenelim diyorum...

    "Kur'an'da namaz yoktur sadece SELAT (dua, tanzim, yüceltme) vardır" diyenlerdensinİz.Kur'an'da namaz nasıl kılınır, gusül abdesti nasıl alınır Zekatlarda nisab miktarı belirtilmediği halde biz onu hadislerden ve ehli sünnet mezhep alimlerimizden öğreniyoruz Unutmayınız ki peygamberimize itaat farzdır.Bu da sünnetlere uymaktır.Şeriat-ı Garra'yı da mı inkar edenlerdensiniz acaba?.

    KONULAR ÇOK GENİŞ.BURADA KISA KESİYORUM...
#21.12.2011 05:28 0 0 0
  • Çok güzel bir açıklama terakkiperver kardeşim. Günümüzde öyle olaylar yaşanıyor ki , bunları eleyip bir sonuca ulaşınca gördüklerimiz karşısında şaşkınlık yaşıyoruz.
    İslam, Kur'ân-ı Kerim , Allah, Muhammed lafları bizim zayıf tarafımız. Bu lafları duyunca herşeyi bırakıp bu konuya yoğunlaşıyoruz. Bu cümleler bizim yüreklerimize işlemiş , en değerli kavramlarımız. İşte bazıları bunu bildiğinden , Bu noktaları kullanarak bizlerin bu düşüncelerden uzaklaşmamızı istiyorlar. Belli bir plan ve düzenleme dahilinde.
    Bir arkadaşımız , tarikat ve din ağırlıklı sitelerden uzaklaştırılmış. Yani onca insan hiçbirşey bilmiyor , bir kişimi biliyor. Bugüne kadar Hadislerden, ayetlerden bize gelen emir ve ysakları, hayat şartlarını ve temel dini bilgileri hiç kimse bilmiyor bu arkadaşımız biliyor ve bunu söylediği içinde sitelerden uzaklaştırılıyor. Ben burda samimiyete inanmıyorum. Yüzlerce yıldır değişmeden gelen bilgiler, nasıl oluyorsa aniden yanlış oluyor. Acaba bu insanlar bu bilgileri nerden alıyorlar. Yanlış olduğunu nerden öğreniyorlar anlamak zor değil :)
    İnşaallah yanılıyor olabilirim ama , benimde tanıdığım insanların söylediklerine göre, ingiltere, fransa, yunanistan vb bir kaç ülkede isam dinini çok iyi öğrenip , en temel noktalara küçük rütuşlar yaparak süper bir islami eğitim alarak Ülkemize gelip faliyet gösteren insanlar var. Bunu söyleyen sıradan biri değil. Ki, günümüzde örneklerini görüyoruz. Çok dikkat etmemiz lazım. Biz bu tür insanlara karşı , ecdadımızdan bize gelen ve sahih kitaplardan edindiğimiz bilgilere güvenerek hayatımızı devam ettirelim. Böyle sonradan vahiy gelmiş edasında ki , çok bilmiş insanların tuzaklarına düşmeyelim. Dinimizin değiştirilmesine izin vermeyelim. Zaten değiştirelemez, kıyamaete kadar koruyucusu Yüce Râbb'imzdir.

    Hicr,9 -" Hic suphe yok ki, Kur'an'i biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacagiz."
#24.12.2011 10:31 0 0 0
  • Vehabilikte selefiyetçilik vardır ki, bunu çoğu müslümanlar bilmiyor.Bunlar kendilerini "ehli sünnet ehli Kur'an yolundayız" deseler bile, iş hadislere geldiğinde bunun uyduruk hadisler olduğunu söylerler.Oysa sahih hadisler ide inkar ederler.Maksatları asıl oan mezhepsizliktir.Bu gibi insanları İslam toplumundan soyutlayıp dışlamak gerekir.Bunların ateizme köprü oluşturduklarını biliyoruz.Alllah bunlara hakiki iman nesip etsin...
#24.12.2011 14:30 0 0 0
  • ne denebilir ki, son harfine kadar doğru. Teşekkür ederim. İşte bize düşen bunların farkında olarak yaşamak.a
#25.12.2011 12:09 0 0 0