Doğum günün de geçti nihayet İnan elim o kadar gitti ki telefon numarana ama arayıp 'iyiki doğdun' diyemedim işte
Sustum bunca zamandır Ne sevdiğimi söyledim, ne de adının geçtiği masalarda ağlayabildim Sustum sadece
Boğazlarım ağrıyor, şimdi söylesem bunu sana 'Ah be sevgilim hiç dikkat etmiyorsun' kendine dersin Ya da 'derdin'
Babam garip birşey hazırlamış benim için, zorla içtim onu
'Babam diyorum babam! Bilirsin aramızın ne kadar kötü olduğunu'
İnsafına geldim demekki
Haklıydın, hiç dikkat etmezdim kendime, hala öyleyim ama elden gelmiyor fazlası
Dün rüyamda seni gördüm,
'Rüyamdaki seni görse, güneş utanır doğmaya'
Barışmıştık yine,
Mutluydum sabaha kadar anlıyor musun?
Sonra ezan sesi ile uyandım, sabah olmaya başlamış, güneş doğmamış
Dışarı baktım öylece, sisliydi her yer
Telefonumda
'Yine uyuyakaldın sevgilim' mesajı yoktu işte
Bugün her zaman severek el ele yürüdüğümüz parkın oradan geçtim
Şarkılarımızı dinleyerek, seni görme ihtimali ile yürüdüm
Dedim ki belki özlemiştir işte
Yağmur kokulu adam!
Yine yağmurlarını yolladın bana ama yoktun
Yokluğunda kayboluyorum
Annenin iş yerinin önünden de geçtim
Kaybolarak zar zor bulduğumuz o değerli bina
Ne değişik bir gündü, Türk filmlerinde yok öyle senaryo
Sonra yine birlikte gitmiştik parkımıza
Sensiz hiç gitmeyeceğime söz vermiştim, sözümde durdum bu sefer belki de ilk defa
Şu an bunu sana yazıyorken bile beni seven onca erkeğe ihanet ediyorum
Ya da seni sevmediğimi söylediğim herkese
Ne gurursuzum değil mi?
'Bitti' dedin anlamıyorum işte
Kısa cümleleri sevmem bilirsin
Uzun kelimelerine sakla beni
Çünkü; yine özlüyorum seni
Resimde gördüğüm gözlerine sordum
Hiç mi özlemedin diye?
Cevap veremedi sevgilim
Gözler nasıl konuşabilir ki?
Sesim bu gece düzelmez, hani belki ararsın diye söylüyorum
Belki işte,
Belki ararsın
Ocağımı, Şubatımı, Martımı aldın
Haziran'da gel sevgilim, vazgeçtim Eylül'den