kedilere uygulanan ameliyatlar - kuyruğun kesilmesi - dişi kediyi kısırlaştırma - erkek kediyi kısırlaştırma - göbek fıtığı - karın fıtığı operasyonu
Operasyonlar Giriş
Cerrahi genelde teşhisi konmuş vakaların operasyonla tedavi şeklidir. Çoğu zaman sonuçları kesin ve nettir. Deri üzerinden küçük kistik bir oluşumun alınması neyse karacigerdeki bir tümörün alınması da cerrahi açısından aynı şeydir. Her ikisi arasında uygulamada zorluk olsada gösterilen özen ve dikkat açısından bir fark yoktur. Cerrahinin kendine özgü kuralları vardır ve uymak zorunda olduğunuz bu kurallar çok katıdır. Örneğin temel ilkelerden birisi belkide en önemlisi olan sterilizasyon (mikroorganizmaların öldürülmesi) hiç bir ihmale ve savsaklamaya gelmez. Sizin büyük bir başarı olarak gördüğünüz operasyon, basit ve önemsiz görünen bir mikroorganizma tarafından tamamen başarısız hale dönüştürülebilir. Ayrıca hastanın yaşı, genel durumu, operasyon yapılacak bölge, anestezi gibi faktörler de göz önüne
alındığında olayın önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Operasyon Salonunun Özellikleri
Bir operasyon salonunda sağlanması gereken genel kurallardan bahsetmeden önce belirtilmesi gereken konu hazırlık odasıdır.
Hazırlık odası hastanın operasyon öncesindeki tüm hazırlık aşamalarının yapıldığı mekandır. Hastanın sakinleştirilmesi, traş ve dezenfeksiyon işlemlerinin yapılarak genel anestezik ilacın uygulanmasına kadar olan süreci geçirdiği bu mekanın yer ve duvarlarının kolay temizlenebilen fayans vb. bir madde ile kaplı olması gerekir. Çünkü sakinleştirici ve anestezik uygulamalar hastada kusma, idrar ve dışkı kaçırma gibi istem dışı gelişen reflekslere neden olabilir. Ayrıca operasyon yapılacak bölgenin traş işlemi esnasında etrafa saçılan tüylerinde dikkatli bir şekilde temizlenmesi ve yayılarak operasyon bölgesini kontamine (bulaştırma) riski önlenmelidir.
Operasyon salonu her türlü cerrahi müdahalenin yapılabilmesine olanak sağlayan bir büyüklükte, yer ve duvarları fayans kaplı yeterli aydınlatmaya sahip alanlar olmalıdır.
Mutlaka kolay açılabilen veya sensörle çalışan bir musluk ve lavabo olmalıdır. Gerektiğinde yıkanabilmesi için genel giderler bulunmalıdır. Alet ve malzemelerin yanında ilaçlarında konulabileceği kapalı dolap ve çekmecelerinde bulunması gerekir.
Bu genel donanım dışında hidrolik operasyon masası, masayı tam aydınlatabilecek konumda bir operasyon lambası, otoklav (sterilizatör) gibi ekipmanın operasyon salonunda bulunması zorunludur. Operasyon salonunda hava sirkülasyonunun sağlanabilmesi amacıyla havalandırma sisteminin bulunması da gerekir. Ancak operasyon esnasında hava sirkülasyonu önlenmeli ve salona giriş çıkışlar durmalıdır. Operasyon sonrasında operasyon salonunun genel temizliği yapılarak dezenfeksiyonu sağlanmalı ve diğer bir operasyon için hazır halde bırakılmalıdır.
Anestezi
Kelime anlamı, genel yada bölgesel olarak duyuların azaltılması olan anestezi operasyonun en önemli aşamalarından biridir. Özel bilgi ve deneyim gerektiren bir konu olan anestezi yöntemleri hastanın yaşına, kilosuna, genel durumuna, mizacına, ırk özelliklerine ve operasyonun süresine göre farklılık gösterebilir. Örneğin bir erkek kedi de yapılacak olan kısırlaştırma operasyonu sakinleştirici ilaç uygulamasından sonra hastanın genel durumuna bakılarak veteriner hekimin insiyatifiyle lokal anestezi uygulaması ile yapılabileceği gibi, genel anestezi uygulanarakta yapılabilir.
Operasyonlarda kullanılan bir çok anestezi metodu vardır. Bu metodlara uygun olan pek çok anestezik madde kullanılabilir. Anestezik maddenin seçimi hekimin kararına bağlı olarak yapılır.
Veteriner hekimlikte uygulanan anestezi yöntemlerini
Genel anestezi
Lokal anestezi olarak sınıflandırabiliriz.
Genel anestezi bilincin ve duyuların kaybolması olarak tanımlanabilir. Başlıca dört evreden oluşan genel anestezi pek çok yöntemle yapılabilir. Birinci evresi analjezi evresidir. Bu evrede refleksler kaybolmamıştır ancak ağrı hissi kalkmıştır. İkinci evresi uyarılma evresidir. Bu evrede çevreden gelen ani ve yüksek sesli uyarımlara refleksleri ile cevap verebilir. Üçüncü evre operasyonun yapılmasına en uygun evre olan şirurjikal anestezi evresidir. Bu evrede ağrı hissi, duyular ve refleksler tamamen kaybolmuştur. Dördüncü evre ise hiç bir hekimin yaşamak istemeyeceği toksik evredir. Bu evrede hasta hayati tehlike altındadır ve anestezik maddenin miktar olarak fazla verilmiş olması veya anestezik maddeye bünyenin reaksiyon göstermiş olması gibi bir durum söz konusu olabilir.
Genel anestezide uygulanan başlıca metodlar, damar içi anestezik ilaç uygulamaları, kas içi anestezik ilaç uygulamaları ve inhalasyon (solunum) yolu ile anestezik ilaç uygulamalarıdır. Bu metodların uygulaması sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli konu anestezik ilacın seçimi ve dozunun ayarlanmasıdır. Çünkü aynı kiloda ve aynı yaşta olsa dahi iki farklı hastanın bünyesel hassasiyete bağlı olarak aynı dozda anestezik ilaca vereceği cevap (tepki) farklı olabilir. Bu nedenle letal (ölümcül) dozu yani normal dozuna oranla ölüme neden olan dozu arasındaki oran fazla olan ilaçlar seçmek oluşabilecek riski en aza indirgemek açısından önemlidir. Ayrıca hastanın genel durumunun operasyon için uygun olup olmadığını ve operasyon sırasında kontrol altında tutulmasını gerektirecek bir durumun varlığını tespit edebilmek için check-up (kan tahlili, röntgen gibi) yapılması faydalı olacaktır.
İnhalasyon anestezisi genellikle en çok tercih edilen anestezi yöntemlerinden birisidir. Bu yöntemin avantajı inhale ettirilen madde uzaklaştırıldıktan sonra kısa süre içinde hastanın bilincinin yerine gelmesi ve hastanın anestezi açısından hayati riskinin minumuma indirilmesidir.
Lokal anestezi genellikle basit yaralanmalar, erkek kedilerin kısırlaştırılması, sinir yoğunluğunun fazla olduğu ve aşırı uyarılabileceği bölgelerde yapılacak şirurjikal müdahalelerde kullanılır. Deri altı, deri içi veya kat (derin dokulara) anestezisi şeklinde uygulanan anestezik madde bölgede sinirleri bloke ederek ve kasların gevşemesini sağlayarak bölgede cerrahi müdahalenin yapılmasına imkan sağlar.
İster genel isterse lokal olsun tüm anestezi uygulamalarından önce hastanın, anestezinin etkinliğini artırarak şirurjikal anestezi evresine geçişi kolaylaştıran sedatif bir ilaç ile sakinleştirilmesi gerekir. Dikkat edilmesi gereken konu ise sedatif ilacın anestezik madde ile uyumlu olmasıdır.
Operasyon Destek Sistemleri
Destek sistemleri bir operasyonun güvenilirliğini artıran sistemlerdir. Operasyon sırasında yaşanabilecek herhangi bir olumsuzluk durumunda veya acil müdahale gerektiren kaza, şok vb. durumlarda kullanılan bu sistemler operasyonun ayrılmaz bir parçası olarak sayılabilir.
Destek sistemi olarak sayılabilecek ve önemli olan sistemlerin başında solunum destek sistemi gelmektedir. Otomatik solunum cihazları ile sağlanabilecek bu sistem hastanın operasyon sırasında hayati riskini minumum seviyeye indirmektedir. Sedatif ve anestezik ilaçların etkisiyle tüm vücut fonksiyonları yavaşlar. Solunum sistemi de bu süreçte oldukça zayıflayan en önemli fonksiyonlardan biri olduğundan, bu sistemi destekleyen solunum cihazının önemi bir kat daha artmaktadır.
Destek sistemlerinden bir diğeride vakum sistemidir. Özellikle trafik kazaları, düşme vb. yaralanmalara bağlı olarak şekillenen iç kanamaların şekillendiği durumlarda karın boşluğunda biriken kanın süratle uzaklaştırılarak kanama noktasının kolayca tespit edilebilmesine olanak veren vakum makinasıda önemli bir destek sistemi olarak sayılabilir.
Operasyon esnasında veya sonrasında ihtiyaç duyulabilecek tüm malzemelerde operasyon destek sistemleri içinde sayılabilir. Bu malzemeler, kan transfüzyon seti, serum seti, uygulanan anesteziklerin antidotlarının bulunduğu eksiksiz bir ecza dolabı, steril örtüler ve eldivenler, steril sondalar ve benzer steril malzemelerdir.
Tüm malzemelerin eksiksiz sağlandığı, şartlara uygun hazırlanmış bir operasyon salonunun ihtiyaç duyduğu en önemli sistem ise operatör ve yardımcılarından oluşan cerrahi ekiptir.
Okuyacağınız yazılar tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Etik ve deontolojik açıdan hastalıkların tedavisine girilmemiştir. Çünkü her hekimin her hangi bir hastalık için uygulayabileceği tedavi yöntemleri ve kullanacağı ilaçlar farklılık gösterebilir. Bu nedenle bir hastalıkla karşılaştığınızda öncelikle veteriner hekiminize danışmalı ve detaylı bilgi almalısınız.