Hiç evinize giderken çöpleri karıştıran insanlar gördünüz mü? Ya siyah ellerini yıkamak için çeşmeyi kirleten bir genci?
Akşam Pazar dağıldığında yüzüne peçesini iyice kapatıp artan sebze artıklarını toplayan yaşlı teyzeleri?
Ya elinizle getirdiğiniz çöpü attığınızda üzerine koşuşan insanları
Dilencilik hiç yapmadı Ihlamur Dede. Yardım için ne kadar zorlasak bile kabul etmezdi.
İşte böyle birisi Ihlamur Dede.
Ihlamur Dede, yazın uzun, kışın ise kısa kollu gömlekle gezerdi. Buna rağmen hiç hastalanmazdı. Arada bir Turgay evladım, kalbim arada bir tekliyor Derdi. Yine de taş gibi bir adamdı. Yani eski topraktı Ihlamur Dede.
Kalbi sevgiyle doluydu Ihlamur Dedenin. Bir başka bakışları vardı. Hani şöyle eski insanlarda olan bakışlardan.
Ramazan ayının son günleriydi. Bir akşam vakti. İftarın on beş dakika geçtiği saatler. Sokaklarda kimseciklerin kalmadığı vakitler. Ben de geç kalmanın telaşıyla hızlı hızlı evime doğru ilerliyorum. Bir elimde sıcacık pide diğer elimde ise marketten aldığım yiyecekler.
Evime yaklaşırken tek başına otobüs durağında bekleyen Ihlamur Dede dikkatimi çekti. Mahzun ve yalnız oturuyordu.
O an.
İşte o an ellerimin dolu olmasından utandım. Onun o mahzun haliyle yüzleşmek istemedim. Yanından nasıl geçerim diye düşündüm.
Ama o inanılmaz sevgiyle bakışıyla göz göze gelince gitmemek ne mümkün.
Yaklaştım Ihlamur Dede ye. Elimdekileri kucağına boşaltmak ve rahatlamak istiyordum. Anlamış olacak ki: Olmaz dedi. O an açlığımı unutmuştum. Evimi de tabi. Tek isteğim, onun o mahzun halini bir an olsun tebessüme çevirmekti. Aklımdan onunla biraz dertleşmek geçti. Kendisine: Ihlamur Dede, şu an ne isterdin diye sordum. Kendice ona istediği şeyi almak ve onu mutlu etmek istiyordum. Biraz duraksadı, gözlerini o ana kadar ağladığını fark etmemiştim- gözlerime bağladı ve Ne mi isterdim evlat ? dedi. Gidecek bir ailem olmasını isterdim. Beni iftarda bekleyen bir ailem. Elimdeki sıcak pideyi onlarla paylaşmak isterdim. Çocuklarımın olmasını isterdim. Yolumu gözleyen çocuklarımın olmasını. Onları koklamak ve sevmek isterdim. Ve bir işimin olmasını isterdim. Yolumu hasretle bekleyen eşimin
Hiç bu kadar dertli görmemiştim Ihlamur Dedeyi.
Gelmeyeceğini bildiğim halde kendisini evime davet ettim. Gelmedi tabi. Bir miktar para vermek istedim. Almadı.
Sessizce oradan ayrıldım. Elimdeki pideyi ailemle paylaşırken boğazım düğümlendi. Yiyemedim.
Ihlamur Dedeye ne mi oldu?
Onuruyla çöplerden hayatını kazanmaya devam ediyor. Hem de gözümde daha da büyüyerek...