şartlandırma yaklaşımı - bekleyiş teorileri - eşitlik teorisiDavranış Şartlandırma (Sonuçsal Şartlandırma) Yaklaşımı:
Davranışların karşılaştığı sonuçlar tarafından şartlandırıldığı varsayımına dayanır. Kişi şu veya bu nedenle (ihtiyaçlar, amaçlar, daha önceki şartlanma vb.) bir davranış gösterir. Bu davranışın karşılaşacağı sonuç önemlidir. Sonuca göre kişi aynı davranışı tekrarlar veya tekrarlamaz.
Yöneticiler açısından önemine gelince, eğer kişinin gösterdiği davranış istenen bir davranışsa bunun tekrarlanması istenecek, ödüllendirme ile tekrarlanması sağlanabilecek, davranış istenmiyorsa cezalandırma ile tekrarlanması önlenebilecektir. Yönetici işletme açısından istenen ve istenmeyen davranışları açıkça belirlemeli, çalışanlara duyurmalı, mümkün olduğunca ödüllendirme yapılmalı, davranışlara kısa sürede karşılık verilmelidir. Araya giren zaman, sonucun davranış üzerindeki etkisini azaltır.
Bekleyiş Teorileri:
Vroom'un teorisine göre iki faktör vardır.
Valens (kişinin ödülü arzulama derecesi)
Bekleyiş(belirli bir gayretin, belirli bir ödülle ödüllendirileceğinin algılanması)
Kişinin valensi ve bekleyişi yüksek ise o kişi motive olacaktır. Bütün bilgi, enerji ve yeteneğini ortaya koyacak, arzu ederek çalışacaktır.
Yöneticiler kişi için hangi çeşit ve hangi düzeyde bir sonucun önemli olduğunu belirlemeli, işletme için hangi davranış ve performansın önemli olduğunu belirlemeli ve performans ile ödül arasında ilişki kurarak motivasyonu artırmaya çalışmalıdır. Lawler-Porter modelinde Vroom'un teorisine ilaveler yapmaktadır. Lawler-Porter'e göre kişinin bilgi ve yeteneğe sahip olması gerekir, ayrıca her çalışan organizasyonda performans gösterebilmek için uygun rol anlayışına sahip olmalıdır.
Yöneticiler personelin beklenen performansına göre eğitim ve yetiştirilmelerini sağlamalı, rol çatışmalarını mümkün olduğunca azaltmalıdır.
Eşitlik Teorisi:
J.Stacey Adams tarafından geliştirilen teoriye göre, kişinin iş başarısı tatmin olma derecesi çalıştığı ortamla ilgili olarak algıladığı eşitlik/eşitsizliklere bağlıdır. Kişi kendisinin sarf ettiği gayret ve karşılığında elde ettiği sonucu aynı iş ortamında başkalarının sarf ettiği gayret ve elde ettikleri sonuç ile karşılaştırır. Kişinin algılayacağı eşitlik/eşitsizlik durumuna göre davranışlarını belirleyecektir.
Yöneticiler eşit ödüllendirme yapmalı, eşitsizliğe karşı olabilecek tepkilere hazırlıklı olmalıdırlar.
Amaç Teorisi:
Evdin Locke göre kişilerin belirlediği amaçlar onların motivasyon dereceleri de belirleyecektir. Erişilmesi zor ve yüksek amaç belirleyen bir kişi, elde edilmesi gayet kolay olan amaçlar belirleyen bir kişiye oranla daha yüksek performans gösterecek ve daha fazla motive olacaktır.
Yönetici açısından önemli olan, yönetimin öngördüğü amaçlar ile kişinin belirleyeceği amaçlar arasındaki uygunluktur.
MOTİVASYON TEORİLERİNİN KATKILARI
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Modeli:
(Kişiler belirli bir sıralama gösteren ihtiyaçlar sahiptir ve onları tatmin edecek şekilde davranır.)
Çift Faktör Teorisi:
(İhtiyaçlar temel motivasyon faktörüdür. Ancak bazı faktörler motive etmez fakat motivasyonun varlığı için gereklidir.)
Başarma İhtiyacı Teorisi:
(Bir kişinin performansı büyük ölçüde sahip olduğu başarı gösterme ihtiyacı ile açıklanabilir.)
Davranış Şartlandırma YaklaşımıBelirli ödül ve ceza uygulaması ile arzu edilen davranışlar kuvvetlendirilir, arzu edilmeyen davranışlar zayıflatılabilir.)
Bekleyiş Teorileri:
(Kişiler iş ile ilgili ödüllere belirli bir değer biçer. Ayrıca sarf edecekleri gayret ile iş başarma ve ödülü elde etme arasındaki ilişkiler konusunda belirli bekleyişlere sahiptir.)
Eşitlik Teorisi:
(Kişiler kendi sarf ettikleri gayret ve elde ettikleri sonuçları başkalarınınki ile karşılaştırır.)
Amaç Teorisi:
(Sahip olunan amaçların ulaşılabilirlik derecesi ile kişilerin gösterecekleri performans ve motivasyon arasında ilişki vardır.)
Bu teorilerin hepsi de yöneticilere, çalışanların motivasyonunu artırmak için öncelikle onların davranışlarını tanımalarını ve buna göre yorum yapmaları gerektiğini belirtmektedir. Davranışların nedenleri bilinirse buna yönelik çözüm üretmek daha kolay olacaktır. Bunun yanında kişilerin ihtiyaç ve beklentilerinin sıralaması farklılık gösterir. Her bireyin farklı kişilik özellikleri vardır ve bu özelliklerden kaynaklanan beklentileri, amaçları, hedefleri faklıdır.
Ücret, çalışma ortamı, takdir edilme, değer verilme, saygı duyulma, fikirlerini söyleyebilme ve sevilme, kişilerin motivasyonunu etkileyen dış etmenlerdir. Bir de kişiyi yönlendiren duygular, düşünceler, hayata bakış, olaylara yaklaşım, çevreyle ilişkiler ve daha pek çok kişisel özellikler motivasyonu etkileyen iç etmenlerdir.
Bütün çalışanlar iyi ücret almak ister, yöneticisi tarafından takdir edilmek ister ama içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmak tamamen kendi ellerindedir. Yapılan işi sevmeye çalışmak, onu geliştirmek için katkıda bulunmak, çalışanların davranışlarını ve kendini tanıyarak geliştirmesiyle ilgilidir.
Motivasyon iki yönlüdür. Dışarıdan desteklenmeli, ama çalışanlar da bunu harekete geçirmek için gayret göstermeli. İç potansiyeli sadece çalışanlar ortaya çıkarabilir. Bunu başarmak için de kişinin kendini geliştirmesi, yapacağı işe odaklanması, işinin inceliklerini öğrenmesi ve yeri geldiğinde fikrini söylemesi gerekir. Yöneticilerin ise çalışanına değer vermesi, bunu farklı şekillerde çalışanlarına göstermesi, çalışanın motivasyonunu artırmasına katkı sağlayacaktır.
Kaynaklar:
KOÇEL Tamer, İşletme Yöneticiliği, İstanbul, 1989
EREN Erol, Yönetim ve Organizasyon, İstanbul, 1991