Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı Sözleri

Son güncelleme: 26.02.2013 12:40
  • bizim büyük çaresizliğimiz barış bıçakçı - bizim büyük çaresizliğimiz kitabından sözler - barış bıçakçı sözleri - imkansız aşkla ilgili sözler - aşkla ilgili sözler - hayatla ilgili sözler


    Bizim Büyük Çaresizliğimiz

    Barış Bıçakçı Sözleri[HR][/HR]


    “Ona bakarken seni özlemiştim, hayatımın en uçarı, en kapısı penceresi açık dönemini özlemiştim.”

    “Biz uzaktan kuruyorduk Çetin, olanlar üzerine değil olabilecekler üzerine düşünüyorduk.”

    “Aradığım sözcüğü unuturaka, rastladığım sözcüklerin oeşinden mi gidiyordum! Aslına bakarsan Çetin, Nihal, biz ona aşık olduğumuzda varlık kazandı, fiziksel özellikleri belirginleşti, daha bir güzelleşti, çekicileşti; hatırlanır oldu. Önce aşk vardır. Hatırlamak da , acı çekmek de, sevgilizimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.”

    “Nihal’in çıplaklığını fark etmiştim. Bir gölgeden daha fazlası. Parlak ışığın altında turuncu bir sıcaklık. Gaz lambası alevi. Girintili çıkıntılı gaz lambası alevi.”

    “Beni zayıf düşüren, algılarımı çarpıtan bir ilişki böylece başlamıştı. Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerinii sanıyordum, hala öyle!”

    “Bende ve hatta başka kimsede olmayan bir şeye sahip olduğunu sezdiğim kadına hemen aşık olurum.”

    “Her beğenen ukaladır, olmalıdır.”

    “Karaya vurduğumuz günlerden birinde sen de söylemiştin, beni hep şaşırtan bundan sonra da şaşırtacak olan kavrayışınla: “Sen yine kendini sevdin. Bense onu sevdim!”.”

    “Zaaflarımın üzerine abanarak seviyordum Nihal’i.”

    “Basit şeyler isteyince, basit şeylerden zevk almaya başlayınca anlıyorum ki aşık olmuşum.”

    “Kızın sesi detoneydi, yalnış notalar basıyordu ama bu bir aşk şarkısıydı, mutlulukla mutsuzluğı aynı tepside sunuyordu.”

    “… benim her zamanki gibi hiçbir şeyin öncesi sonrası olmayan günlerim…”

    ” Yoğun yaşanan bir ilişki anlaşılan herkesin ilgisini çekiyordu.”

    ” İki insanı birbirine götüren sayısız yol vardır.”

    “Birine aşık olunca, ömrüm boyunca onu aramışşın da sonunda bulmuşsun gibi, geçmişini tekrar kurgularsın. Basit tesadüfler aşkın ilahi gücünün işaretleri olur çıkar.”

    “Bazen düşünürüm, yıllarca ayrı kalmasaydık bu kadar sıkı dost olur muyduk? Hep özlemeseydik…”

    “Sonra sustum. Çok konuşunca olan şey: Konuşmak, anlatmak, anlamsız gelmişti birdenbire. Belki de, katlanıp kaldırılması gereken şeyleri buruşturmuştum. …… Gitmesin istiyordum. Orada otursun, bakışlarıyla beni dinlendirsin, anlattığım şeylerin onun için çok değerli olduğunu belli etsin istiyordum. Bunu belli etmezse kırılıp döküleceğimi anlasın istiyordum.”

    “…, duygusal hayatımızı, ihtiyaçlarını gidermek ve acıdan kaçmak dışında başka bir faaliyeti olmayan bir bebeğin hayatı olarak görmeye eğilimliyizdir.”

    “Bir şeyin, hızlı hareket eden bir şeyin peşine takılmış koştura koştura yaşıyorum.”

    “”İçimizin dışımızla bir olması durumunda insanlığın kendiğini pek de iyi hissetmeyeceğini,” söylediğini anlatmıştı.”

    “Biz ihtiyarlar, gençleri istilacı bir kıskançlıkla kovalarız!”

    “”Aşk eşitler arasında yaşanır,” demiştim içinden. Kötü sonun, kavuşamamanın vereceği rahatlığı, iç huzurunu beklerken,…”

    “Aşık olmak böyle bir şey miydi? Dinlediğin hikayelerin kahramanlarıyla özdeşleşmek miydi?”

    “Bütün sıkı ilişkiler bir azınlıktır çünkü. Sırtlarını “dışarıya” bir güzel dönmüş iki insanın oluşturduğu azınlık.”

    “Aşıklar böyledir işte Nihalciğim, kısacık bir anı bütün ömürlerine yaymak isterler.”

    “Nihal, içimden sorduğum soruları duymuyordu Çetin, ne müthiş bir gerçek değil mi?”

    “Ama yaşımın insanı olma şansımı kaybetmiştim ben sakin. O gün.”

    ” Peki, aşık olduğun insanda, başkasında olsa dayanamayacağın şeyleri hoş görür müsün?”

    “İnsan severken basit sınıflandırmaların sınırlarını değil kendi sınırlarını görür, kendi sınırlarında dolaşır, kendi sınırlarına değer. Benim bildiğim tek sınır bu.”

    “Tamam, Ben Nihal’e aşıktım! Ama bunu ona söyleyemezdim. ….. Çünkü aşklar eşitler arasında yaşanır. …. Eşit değilseler bir taraf diğerinin esiri olur, diğeri de ona eserim diye bakar. …. Çetin işte böyle beni biraz olsun rahatlatacak genellemelere ihtiyacım vardı. Durumun genel bir duruma uyması iyi gelecekti sanki bana.”

    “Bilirim, ulaşamamak, seni altüst etmez, sen ulaştığın şeyi kaybedersen dağılırsın.”

    “Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal’e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu.”

    ”En büyük ahlaksızlık, demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşayamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerkir, demiştim.”

    “Başka türlü nefes alınmaz. Başka türlü yaşanmaz. Başka türlü aşk olmaz. Yaptıklarımızı olumlayan yasalar buluyoruz; sanırım aklımız böyle işliyor. Buyugan iç huzurumuzun boynu bükük kölesi olarak.”

    “O kitabı okuduğum zaman yazarlığın önündeki engelin yazarın kendisi olduğunu düşünmüştüm. Bütün yazarlar büyüklük tutkunu mu olmak zorunda!”

    “Kitabın bir yerinde yazar, aşıkların birbirlerinin geçmişlerine de sahip çıkmak istediğini söylüyordu.”

    “Evde çalışmak, günlük hayata pek karışmamak belki sorunlu biri yapmıştı beni; her şeyden rahatsızlık duyan ama bu rahatsızlıklarını da dile getiremeyen kuruntulu, korkak biri olmuştum belki de.”

    “Yazmak, başaramamak, vazgeçmek… En iyisi hiç başlamamaktı.”

    “Çetin, her şeyin bu kadar ince hesap işi olması berbat değil mi? Şimdi düşününce, arzu ahlakla çatışma eğilimi gösterirse, ilişkinin de hesap işi olması zorunluluktur, derim.”

    “Artık bir satranç oynuyorduk, satrançta da en işe yaramaz hamle feda etmek zorunda olduğun taşları okşamaktır.”

    “Yaşanan şeyler ne olur Çetin, nerede durur? Hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. Tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. Geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? Bakşa bir eylem yok mu, olamaz mı?”

    “Başlayan ve biten şeyler Çetin, ölümlü olduğumu hissettiriyor bana. ölecekmiş gibi oluyorum.”

    “Gerçekten öyle, her şey birden bire oluyor. Küçük bir çocukken birdenbire, ilaçların plastik bir margarin kabında saklayan bir ihtiyar oluveriyorsun. Kendin için, çocukların için, ülken için güzel şeyler ümit ederken, seni biçimlendiren şeyin güzel bir gelecek hayali olduğunu düşünürken, birdenbire kaderinin, güne ayak uyduramamak, gençliğini, geçmişini özlemek ve hızla dönen dünya tarafından hep kenara savrulmak olduğunu görüyorsun.”

    “Oysa Batı dünyası, tasarruf etmek” eğilimiyle birlikte “yaşamak” fikrinin de üzerine kurulmuştu.”

    “… yaşayanların kavramları olurdu, yaşamayanların yasakları, suçları, günahları… Kavramlar bir bakıma özgürlüktü. …. “Ne çok kadın ve erkek yaşadığıyla yetiniyor. Karı koca olmakla yetiniyor. Oysa kafalarında bir aşk kavramı olsaydı, yaşadıklarıyla yetinmez, kurulu düzenlerini yerle bir etmek pahasına aşkın peşinden giderlerdi. Kavramlar hayatı en üst imkanlarına genişletmenin araçlarıdır.”

    “Dostum, her şeyin farkında olduğun için mi yalnız ve mutsuzsun?”

    “Çetin ilişkimiz bir gün bu zenginliğini yitirirse, geçmişimizden artık geride kalmış bir şey olarak söz edersek, bu benim için bir çeşit ölüm olur! Ölünce de her şeyi bağışlayabilirim, …”

    “Yıldızlı bir gecede, gökyüzünün altında kendini acemi ve çaresiz hissedersen, bu, yıldızlara bakarak başka şeyler düşündüğün içindir. Yıldızlara bakarak yalnızca yıldızları düşünmek gerekir.”

    “Kendisi de sayısız insan tarafından anlatılmış sayısız hikayeden ibaret olan gerçeği kim bilebilir ki!”

    “Hangimiz yaşamadık, savruluşların sonunda bir yerde bizi bekleyen ismimize düzenlenmiş kimlik arayışını?”

    “…., felaketlerin etkileri ancak zamanı geldiğinde ortaya çıkar,…”

    “Özgürlüğün kimse tarafından sevilmemeyi öze almak olduğunu söylüyordum. …. Sözcüklerden kendine kanat yapanları çok gördük biz!”

    “Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil yaşayan bir insan bağlar.”


    Barış Bıçakçı
#26.02.2013 12:40 0 0 0