@Deniz.40 adlı üyeden alıntı:
Bir rivayete göre siyaset, çok konuşup hiçbir şey söylememe sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, insanları kendi emellerin doğrultusunda yönlendirebilme sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, yalanı çaktırmadan söyleyebilme sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, halka hizmetkarım diyerek kendini ve etrafını ihya etme sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, dalavereleri örnek davranış olarak yutturabilme sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, önce ben gerisi tufan sanatıdır.
Bir rivayete göre siyaset, seçmenlerin ruhunu bulandırabilme sanatıdır.
Gerçek olana göre de siyaset, bunlardan hiçbiri değildir.
Evet evet siyaset bunlardan hiçbiri değildir, asla olmamalıdır. Çünkü siyaset gerçek manada, topluma karşılık beklemeden hizmet etme sanatıdır.
Siyasette kendi emellerin dışında herkese hizmet etmeyi amaç edinebilmelisin. Ben ve yandaşlarım eksenli siyaset yürütenler belli bir süre muvaffak olur gibi gözükse de eninde sonunda duvara toslayacaktır.
İstanbul-Taksim’de Gezi Parkını yok ederek yerine Topçu kışlası, AVM, hotel, rezidans inşa etmenin topluma hizmetle ne alakası var?
İktidar tutturmuş bu güzelim parkı yıkacak yerine AVM yapacak. Yani birilerine ülkemizin en kıymetli arsasında ticari menfaat sağlayacak.
Buna karşı çıkan gençlere de evlerinize dönün "Hizmetlerime engel olmayın, gazlarım haaa" diyecek.
Birilerine sağlayacağı ticari menfaati örtbas edebilmek için de orada cami dahi yapacağım diyecek.
Diyecek, diyecek çok şeyler diyecek ama, bu AVM, hotel, rezidans işletmeleri kime tahsis edilecek bunu hiç demeyecek.
Bu önemli sırrı içinde saklayacak. Ben hizmetkarım, hizmet etmek istiyorum diyor amma o çağdaş gençler bunu yutacak mı? Hiç sanmıyorum.
Gençler direnince de Referandum uygulayacağım diyor. Bu doğru bir karar olurdu. Ancak referandum iki olabilir olasılık arasında olur. Temel Demokratik haklar asla referanduma sunulamaz.
Ayrıca adalet "Gezi Parkına dokunamazsınız" kararını da vermiştir.
* *
Gezi parkını referanduma sunmak istersin de, 3. köprüyü, 3. havaalanını veya İstanbul kanalını kimseyi gale almadan kendi iradene göre dizayn etmek istersin.
Maşallah, nazar değmesin. İşte öz ve hakiki Demokratlık budur galiba.
Siyaset yapmak, tamam. Amma bu kadar da olmaz ki. Bu yapılan halkla doğrudan doğruya dalga geçmek gibi bir şey.
Anlaşılan o ki, referanduma sunulmak istenen 31 Mart 1909 isyanının iradesidir.
Anlaşılan o ki, referanduma sunulmak istenen 1940 yılında Gezi Parkını yeniden dizayn eden İsmet İnönü’nün iradesidir.
Anlaşılan o ki, referanduma sunulmak istenen 1923 yılında Türkiye ile Romanya arasında ilk milli maçımızın oynandığı Gezi parkını yok ederek milli bir hatırayı silme iradesidir.
Olmaz, olamaz, kabul edilebilir gibi değil.
Adı üstünde Gezi Parkı. İnsanlar geziyor, dinleniyor. Bazen bu parkın bütün İstanbullulara ait olduğunu söylüyorsunuz... Yıkmaya da kararlısınız.
Devletin görevi Meydanları küçültmek değil daha da büyütmek olmalıdır.
Devletin görevi halk için boş alanlar yaratabilmek olmalıdır.
Devletin görevi ticari alanlardan ziyade halkın nefes alabileceği parklar yaratabilmek olmalıdır.
Unutmadan tekrar tekrar soralım. Gezi parkını yıkıp, değerine paha biçilmez bu arsada inşa edileceğini söylediğiniz AVM, hotel ve rezidanslar kime tahsis edilecek?
Aklınızda kimlere rant temin etme düşüncesi var.
İbrahim AKBULUT.
Orijinali Göster...