İmansız Obur Misafirin Hidayeti

Son güncelleme: 14.08.2013 01:17
  • hidayete erenler - sonradan müslüman olanlar - nasıl müslüman oldular - mesneviden hikayeler - sonradan müslümanlığa geçenlerle ilgili menkıbeler
    Birtakım müşrikler, akşam vakti Peygamberimiz’in mescidine geldiler. Peygamberimiz’e,

    ”Ey bütün dünyayı mânen misafir eden padişah! Bu gece sana misafir olarak geldik” dediler.

    Peygamber Efendimiz arkadaşlarına,

    ”Misafirleri paylaşın. Evlerinize götürüp ikram edin’‘ buyurdu.

    Ashaptan her biri misafiri alıp götürdü. Aralarında fil gibi cüsseli, iri yarı bir adam vardı. Kimse onu davet etmedi. Peygamberimiz de onu alıp götürdü.

    Peygamberimiz’in yedi baş, süt verir keçisi vardı. Yedi keçiden sağılan sütü, sofrada bulunan bütün ekmeği, o iri misafir yedi, içti, bitirdi. On sekiz kişinin yiyeceğini yiyen obur adam, davul gibi şişti. Bu duruma ev halkı öfkelendi. Hepsi aç kaldı.

    Hizmetçi, kızgınlığından yatma zamanı odasına giren misafirin kapısını dışarıdan kilitledi. Gece yarısı sıkışan misafir dışarı çıkmak istedi. Elini kapıya attığında dışarıdan zincirle kilitlenmiş olduğunu gördü. Ne kadar uğraştıysa kapıyı açamadı. Oda kendisine dar gelmeye başladı. Sonunda sıkıntısını unutmak için uyumaya karar verdi.Rüyasında kendisini yıkık dökük bir viranede gördü. Oracıkta abdestini bozdu. Sabah olup da uyandığında yattığı yerin pisliğini gördü. Utancından deli gibi oldu.

    ”Bu pislik toprakla bile örtülmez’‘ dedi, kendi kendine.

    Heyecanla kapının açılmasını beklemeye başladı. Kapı açılınca, ok gibi fırlayıp kaçmayı düşünüyordu. Sabahleyin odanın kapısını Peygamberimiz açtı. Kendini gizleyerek serbestçe gitmesini sağladı. Kendini bilmezin biri, pisliğe bulaşmış yatağı Peygamberimiz’in huzuruna getirdi. ”Misafirin mârifetini gör” demek istedi.

    Âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz gülümseyerek, ”Bana su kabını getirin, yatağı ben temizleyeceğim” dedi.

    Bunun üzerine hizmetçiler yerlerinden fırlayarak, ”Bizim tenimiz, canımız sana feda olsun. Biz sana hizmet için varız. Hizmeti de sen yaparsan biz ne işe yararız yâ Resûlallah” dediler. Hz. Peygamber,

    ”Bana olan sevginizi biliyorum, fakat benim yıkamamda bir hikmet var” buyurdu. Hizmetçiler işin sırrı ortaya çıksın diye geri çekilince, Peygamberimiz yatağı yıkamaya başladı.

    O imansız misafir, kendisine armağan edilmiş bir putu muska gibi boynunda taşıyordu. Putunun kaybolduğunu anlayınca, ”Odada düşürmüşümdür” diyerek geri geldi. Kaybolan putunu odasında gördü. Tam o sırada, Peygamber Efendimiz’in kendi pislediği yatağı elleriyle temizlediğini görünce, putu aklından çıktı. Cezbeye düştü, pişmanlık içerisinde kendini dövmeye başladı. Kafasını, kapılara duvarlara çarpmasından kanlar akmaya başladı. Peygamberimiz’in alçak gönüllülüğünden, aklı başından gidecekti. Peygamberimiz onun bu haline acıdı. Yanına çağırıp yüzüne su serpti. Kendine gelen adam, hemen tövbe edip müslüman olmak istediğini söyledi. Peygamberimiz’in telkiniyle ”lâ ilâhe illallah Muhammeden Resûlullah” diyerek iman dairesine girdi.

    Peygamberimiz, o gece de misafir olarak kalmasını buyurdu. O, yeni müslüman olan adam, ”Vallahi nerede olursam olayım, nereye gidersem gideyim, sonsuza kadar senin misafirinim. Ölüydüm, beni dirilttin. Senin âzatlı kölenim. Bundan sonra senin kapıcınım” dedi. O akşam yemekte, misafir bir keçiden sağılan sütün ancak yarısını içebildi. Ağzını silerek sofradan çekildi.

    Peygamberimiz daha yemesi için sofraya davet ettiğinde, ”Utandığımdan veya gösteriş yapmak için sofradan çekilmedim. Ben gerçekten dün akşamdan daha çok doydum.”

    Bütün ev halkı adamın bu durumuna şaşırdılar.

    ***

    Kâfirlik hırsı gidince, bir ejderha karıncanın gıdasıyla doyar. Bir damla zeytinyağı, koskoca kandili doldurur. Bir kuşa yetecek azık, filin karnını doyurur.
    Kaynak : Mesnevide Geçen Hikayeler
#14.08.2013 01:17 0 0 0