El Elin Eşeğini Türkü Söyleyerek Arar Deyiminin Hikayesi - El Elin Eşeğini Türkü Söyleyerek Arar Atasözünün AnlamıAnlamı : İnsanlar başkalarının acılarını ne kadar anlamaya çalışsa da tam manası ile kavraması mümkün değildir. Çünkü bir acı en çok o acıyı yaşayan insanları etkileyebilir. Başkasının bir derdini ya da sıkıntısını çözmek için ne kadar gayret göstersek de o kişi kadar gayretli ve özenli olamayız.
Hikayesi : Bu atasözünün hikayesi Nasrettin Hoca fıkralarından birine dayanmaktadır. Fıkraya göre dönemin yöneticilerinden birinin eşeği kaybolmuş. Halk etrafa dağılıp eşeği ararken hocaya rastlarlar. Hoca ne yaptıklarını sorunca Subaşı(yönetici)’nın eşeğini aradıklarını söylemişler ve Hoca’dan da bağlarını içini aramasını istemişler. Hoca hiç acele etmeden bir yandan türkü söylemeye bir yandan da sağa sola bakınmaya başlamış. Hocayı görenler ne yaptığını sormuşlar. Hoca da Subaşı’nın eşeğini aradığını söylemiş. Köylü bu şekilde eşek arayan hocayı görünce şaşırmış ve
- Hocam böyle eşek mi aranır? demiş.
Hoca cevaben:
- Eeeee!… el elin eşeğinitürkü söyleyerek arar demiş.
Kompozisyon Örneği :
El elin eşeğini türkü söyleyerek arar!
“Ateş düştüğü yeri yakar” diye bir atasözümüz vardır bilirsiniz. Büyük acılar ve üzüntüler ne kadar da paylaşıldıkça azalsa bile en çok o acıyı yaşayanlarda derin izler bırakır. Acıyı yaşayanların dışındakiler onlar kadar derin hissedemezler.
Nasrettin Hoca fıkrasında da olduğu gibi birilerinin yaşadığı sıkıntı başkalarına hafif gelmektedir. Televizyonlar da bazen yangın ve benzeri afetler esnasında insanların tepkilerine dikkat ederseniz en çok mal sahibinin perişan olduğunu kendini oradan oraya attığını ve birçok şey yapmaya çalıştığını fark edersiniz. Yardım etmeye çalışan diğer insanlar ise mal sahibi kadar kendilerini paralamazlar. Çünkü kendi canları yanmadığı için o insanın halini yeteri kadar anlayamazlar.
Üzüntüler ve kederler her zaman o derdi yaşayanlara en büyük üzüntüyü verir. Başkaları kısa süreli üzüntüler yaşar ve unutulur gider.