Ne çok özledim seni bir bilsen
Ne çok arıyorum seni solgun ağaçların gölgelerinde
Ne çok soruyorum seni ifade yoksunu lâl sokaklarda
Sağır sultanlardan
Acıya hüküm giymiş sevdaların ayak izlerinden
Kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğinden çiçeklerden
Her tüyünde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan
Ne çok özledim seni bir bilsen
Gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken denizin mavisi
Yıkıp yalızlığın acımasız duvarlarını
Tutup sana gelmek isterdim
Henüz uyku sersemiyken yıldızlar
Doğmamış başakları okşarken bir rüzgar
Ak bir güvercin kanadında salıp yüreğimi
Nisan yağmuru gibi yağmak isterdim
Teninin karanfile çalan kokusuna
ve bir hançer gibi ansızın girip düşlerime
Sesinin aksisedası olmak isterdim bir meltem esişinde...
Ne çok özledim seni bir bilsen
Bir görebilsem yüzünü beklenmedik bir şehirde
Ne yaprak düşer sonbaharda inan ne yağmur
Ne acı kalır yürekte ne gözyaşı
Bir değse gözlerin gözlerime
Ne hüzün kalır gecemde inan ne matem
Ne asiliği kalır denizin ne hırçınlığı
Ne çok özledim seni bir bilsen
Yitirilmiş sevdaların harman alevi düşlerinde pusudayken
Kulağım kirişte ellerim tetikte
Gözlerim ufukta dalgalanacak kızıl saçlarında...