Ve ay yine tutuldu sen adlı bir sevda masalında
Gözlerim zifiri gecelere tutsak o gecelerde seni arıyordu
Gönlüm ise vurgun yemiş gemi gibi bir sana sallanıyordu bir de sona,
Gelgitlerden yorulan aşk-ı deryam artık durgundu
Tüm sözcükler senin çıkmazında...
Senin yokluğunda sana suskundu.
Sensizliğinin yokluğunda çölleşen yüreğime gel
Gel de rahmet ol kurumuş göz pınarlarımdan gönlüme
Gel de eskilere rahmet okutalım beraber
Gel ki sensizliğin dinmeyen sesi sussun
Gel ki yeryüzündeki tüm güzellikler sen koksun
Caddelere,sokaklara kısaca her yere Halil İbrahim sofrası konsun
Soranlara bu diyarlara bereket geldi diye konuşulsun
Bir bayram edasında kutlansın hatta ve hatta kırk gün kırk gece
Küçük çocukların ağzında sakız edasında dolasın cevabı mutluluk olan bu bilmece
Desinler sadece Hissiz'in yari olmalı bu sadece
Hikmetini yeryüzünde aramayı bırakalım kaldırarak kafamızı semaya
Diyelim ki kimin gücü yeter ki bizi ayırmaya
Ya da isimler koyalım yıldızlara
Ya da başlayalım ikimize bir yıldız bulmaya
Ömür dediğin..
Belki de tüm diyemediklerin
Arkası yok olamaz da sensiz olan tüm hayallerin
Çünkü ben sana adadım kendimi takvasıyla İsmail'in
Kim bilir kimlerle soluyor o yaşam kaynağı gül cemalin.
Eğer şu an olsaydın yanımda,baş ucumda
Yazmazdım bu satırları atardım her birini ayrı bir uçuruma
Gel de gurbet ettirmeden döneyim yurduma
Vardığındır ey yar
Varlığındır derman bu kanayan yarama
Gelişinle baharı da getir yanında.. Unutma!
Gelişinle baharı da getir şu feryad-ı figanıma... Unutma!