Hayal kırıklığına uğradığımızda ya da canımız yandığında ‘Bir daha asla affetmem. Hakkımı helal etmiyorum.
Bana bunu nasıl yapar? Ondan nefret ediyorum’ cümlelerini çok sık kullanırız.
Affetmek zordur. Hatta bazen imkânsız görünür… Hele kalp kırılmış, haksızlık, hayal kırıklığı ve büyük bir zulme uğramışsak…
Böyle durumlarda en kolayıdır darılmak, kin gütmek ve ‘Seni asla affetmeyeceğim’ demek. Oysa affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırdığımızın, ruhumuzu ağır yükler taşımaya mahkûm ettiğimizin ne kadar farkındayız?
Yaşananların unutulması kırgınlıkların tamiri için zamana ihtiyaç var. Ancak imkânsız değil, olmamalı da. Zira affederek ruhsal ve fiziksel anlamda en büyük iyiliği kendimize yapmış oluyoruz.
Yaşananların unutulması kırgınlıkların tamiri için zamana ihtiyaç var. Ancak imkânsız değil, olmamalı da. Zira affederek ruhsal ve fiziksel anlamda en büyük iyiliği kendimize yapmış oluyoruz.
Yaşananların unutulması kırgınlıkların tamiri için zamana ihtiyaç var. Ancak imkânsız değil, olmamalı da. Zira affederek ruhsal ve fiziksel anlamda en büyük iyiliği kendimize yapmış oluyoruz.