kendinden yorulmuş
bir gecenin içinde gidiyoruz...
sevdam, yorgun bir çırağın derin uykusunda
saklı bir düş gibi,
şoför küfrediyor hüznüne,
"bıyıklarımız büyüdükçe
gülüşlerimiz kısaldı be abi" diyor...
seni özledim,
özlemin bir çırağın tek renkli uykusunda
şoförün hüznünde.
Oysa çok değil
daha bir yüzyıl evvel
alnındaki ışığı öpmüştüm
bir çocuk iki eli ile
gökyüzünü tutup bağırdı
"kar yağıyor, kar yağıyor"
oysa senin kirpiklerindi
üstümüze düşen
çırak indi
rüya bitti
şoför gitti
bıyık kesildi.
ama özlemin bitmedi
biliyor musun?
sen ilkyaz yağmurusun
üç renkli gökkuşağı açtıran