Bir eylül akşamı
Gözlerini deşti yalnızlığım
Yüzüm sahteydi
Bakışlarım sahteydi
Ve dudaklarım yalan söylüyordu
Yüreğimse dilime sövüyordu
Ama diyemezdim
Sen ufukta bir çizgiyken
Tutamazdım ellerini
Ellerin bu kadar soğukken
Bir eylül akşamı
Sen uzakta bir şehirdin
Ben gurbet yarası
Sen yolları kapalı bir köy
Ben okul özleminde bir çocuk
Diyemezdim sana
Bir tanem seni çok seviyorum
Çünkü üşüyordum ölümüne
Çünkü gözlerinden
lapa, lapa kar yağıyordu üstüme
Bir eylül akşamı
Ölüyordum faali meçhul bir Aşktan
Ve sen gitmeye hazır
Bir yabancı sabırsızlığında
Kanıyordun umutlarımda
Bir eylül akşamı
Düşerken yapraklar tek tek dalından
Kollarım düştü iki yana
Tutunamadım gülüm
Ne ellerine
Ne de gözlerine
İkinci ve üçüncü bölümlerdeki panoramalar, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan olayları dönemin resimlerinden yararlanarak canlandırır. Panoramaların önünde maketlerle bir savaş alanı düzenleniş ve üç boyutlu bir etki sağlanmıştır. Çanakkale Savaşı panoraması önünde bu savaşta kullanılmış olan mermiler, silahlar, toplar, yanmış tekerlekler, kağnılar sergilenmektedir. Senaryosunu Turgut Özakman'ın yazdığı 40 metre uzunluğundaki panoromaları izlerken ziyaretçiye Muammer Sun'ın bestelediği müzikler, top sesleri, gemi düdükleri, kılıç şakırtıları, at nalları, "Allah Allah" nidaları gibi savaş efektleri dinletilir.
Müzenin bu kısmından ayrıca etkilenmemek mümkün değil
Sanki o anı yaşıyorsunuz.Yolunuz düşerse mutlaka uğramayı ihmal etmeyin