Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ''Dünya Sigarasız Günü'' ilan edilen 31 Mayıs'ta çeşitli etkinlikler düzenlenecek.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü dolaysıyla yaptığı açıklamada, günde 5 sigara içen bir kişinin, Çernobil kazasının 100 kilometre çevresinde bulunan biri kadar radyasyon aldığını söyledi. Akdağ, sigaranın, 4 binden fazla zehirli kimyasal madde içerdiğini ve Türkiye'de her yıl yaklaşık 110 bin kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini belirtti.
Türkiye'de sigaraya bağlı ölümlerin önemli bölümünün 35-70 yaş arasındaki kişilerde görüldüğünün altını çizen Akdağ, ülkemizde erkeklerin yüzde 60, kadınların ise yüzde 20'sinin sigara içtiğini söyledi.
Sigaranın ülke ekonomilerine verdiği zararların önemli boyutlara ulaştığına da işaret eden Akdağ, sigaranın Türkiye ekonomisine yılda ortalama 3 milyar dolar zarar verdiğini bildirdi.
İngiliz bilim adamları, dişleri uzun süre ve sert şekilde fırçalayarak daha çok bakteri öldürüldüğü inancının yanlış, dişleri bu şekilde fırçalamanın zararlı olduğunu
bildirdiler.
Newcastle Üniversitesi'nde görevli bilim adamı Peter Heasman ve ekibinin gönüllüler üzerinde 4 hafta süreyle yaptığı araştırmada, 2 dakikayı aşan fırçalamanın daha çok bakteri öldürmediği tespit edildi.
Dişlerin sert şekilde fırçalanmasının diş minesine ve etine zarar verebileceğini belirten Heasman, bakterilerin belirli bir süre içinde öldüğünü, dişlerin bu süreden daha uzun ve sert şekilde fırçalanmasının olumlu etkisinin bulunmadığını, hatta zararlı
olabileceğini kaydetti.
Araştırmada 16 değişik diş fırçalama kombinasyonunun etkisi incelendi. 30, 60, 120 ve 180 saniye ile 75, 150, 225 ve 300 gramlık basınçları kombine eden bilim adamları, gönüllülerin basınç ve süreyi ölçmek için bilgisayara bağlı diş fırçaları kullandığını belirttiler.
Her uygulamadan sonra diş plağının ne kadar temizlendiği ölçüldü. Araştırma sonucunda, ideal sürenin 2 dakika ve dişlere uygulanan en uygun basıncın 150 gram olduğu ortaya çıktı. Sürenin kolaylıkla ölçülebileceğini kaydeden bilim adamları, basınç konusunda emin
olmayan kişilere en uygun tekniği diş hekimlerinden öğrenmeyi, dişleri çok sert fırçalamamayı, diş ipi kullanmayı ve dişleri günde en az bir kez fırçalamayı önerdi.
Bilim adamları, deneyin elektrikli diş fırçalarıyla yapıldığını, fakat sonucun normal diş fırçaları için de geçerli olduğunu söylediler.
Internette gezerken gözüme takıldı birden okudum bende sizlerle paylaşayım dedim.
'Kıyam' demenin ayağa kalkmak anlamına geldiğini belirten İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emrullah Yüksel kıyametin kopacağını fakat ne zaman kopacağının belli olmadığını belirtiyor. O günün hesap günü olacağını ifade eden Yüksel kıyametin özellikle mutlak adalet için şart olduğuna işaret ediyor. Kuran'ın kıyametin gerçekliğinden ve öneminden bahsettiği halde kıyametin zamanı konusunda bir açıklama yapmadığını da vurgulayan Yüksel, Kuran'a göre kıyametin yalnız Allah'ın dilemesiyle oluşacak ve kendisinden başka hiç kimsenin bilgisinin olamayacağı bir gerçek olduğunu kaydediyor.
HADİSLER DE VAR
Sakarya Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Aydınlı ise kıyamet konusunda Hz. Muhammed'in sözlerine dikkat çekenlerden. "Hz. Muhammed sık sık gelecek hakkında konuşurdu. Tarih vererek değil ama genel olarak bazı hususlara açıklık getirirdi. Bunlara kıyamet te dahil" diyen Aydınlı, Hz. Muhammed'in kıyamet olgusuna ilaveten bazı kıyamet alametlerinden de bahsettiğini ifade ediyor. Genel olarak gayri meşru işlerin, öldürme hadiselerinin ve ahlaksızlığın artması ile aile düzenin bozulmasının Hz. Muhammed'in bahsettiği kıyamet alametlerinden olduğunu vurgulayan Aydınlı, Buhari'nin aktardığı şu hadislere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor: -İş ehli olmayana havale edildiğinde kıyameti bekleyin, -Hicaz arazisinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır, -Kıyametin önü sıra öyle günler olur ki ilim kaldırılır cehalet iner, yayılır, öldürmek ve ölüm çoğalır, -Fırat nehrinin suyu çekilerek kıymetli altın hazinesinin açıklanması zamanı yaklaşıyor. Her kim orada bulunursa sakın ondan bir şey almaya uğraşmasın.
KIYAMET ALAMETLERİ
Kuran-ı Kerim'de geçen Yecüc ve Mecüc'ün, Debbet-ül Arz'ın ve Deccal'in ortaya çıkışı ile güneşin batıdan doğması ezoterik inanışa sahip kimi din bilginlerince kıyamet alametleri olarak yorumlanıyor. Kelime anlamı olarak ne anlama geldiği bilinmeyen Enbiya suresinde geçen Yecüc ve Mecüc ezoterik inanışa sahip din bilginlere göre nefsani azgınlığın Kuran'daki sembolleri. Aynı uzmanlar tarafından bir başka kıyamet alameti olduğu iddia edilen Debbet-ül Arz ise insanın ruhani bedenini zırh gibi saran bir tortunun sembolü. Üçüncü kıyamet alameti olduğu iddia edilen Deccal ise kelime anlamı itibariyle aldatıcı demek. "Klasik" kıyamet anlayışına göre Deccal, insanları yanılgıya sevk etmek için kıyamet yaklaştığında tüm dünyayı saracak olan bir varlık. Deccal yeryüzüne inecek olan İsa peygamber tarafından öldürülecek. Ezoterik inanışa göre ise kıyamet ile Deccal olarak sembolleştirilen bu negatif tesir alanı İsa peygamberin hayali pozitif tesiriyle ortadan kaldırılacak ve şuurlanmanın yolu açılacaktır. Aslında Mesih vadedilen bir varlık değildir çünkü kurtarıcı herkesin kendi içinden çıkacaktır. Bu inanışa sahip uzmanlar Bakara suresinin 48. ayetini kurtarıcının kendi içinden çıkacağı manasında yorumlamaktadırlar.
Kıyamet alameti diye bir şey yok
Hayat ve kainat nasıl böyle bilinçsiz bir maddenin serüveninden ibaret değilse, nasıl Allah hayatı yoktan var edip kainatı ve evreni bir düzene koyduysa belli bir imtihan süresinden sonra da bir hesap gününden bahsediyor. Türkiye'de bazı ilahiyatçılar ve yazarlar da maalesef alet oluyorlar. Kuran-ı Kerim'de kıyamet alametleri diye hiçbir ayet yok. Kıyametin kopacağı kesin fakat alametleri yani kopması için "şu olacak bu olacak" diye bir şey Kuran'da yok. Tabii bu konuda bir takım hadisler de uydurmuşlar. Bir defa prensip olarak Hz. Muhammed gelecek ile ilgili hiçbir şey söylemez. Çünkü Kuran'a aykırıdır. "Onun bilgisi Rabbinin katındadır sana sorarlarsa öyle de" diyen Kuran'a Hz. Muhammed'in ters düşecek hali yok. Debbet- ül arz, Deccal filan... Bu saydıklarınız Kuran'ın tarif ettiği kıyamet ile alakası yoktur.
MALZEMESİ
Yarım su bardağı toz şeker
2,5 su bardağı süt
1 çay kaşığı vanilya
1 tatlı kaşığı neskafe
4 yemek kaşığı çokokrem
4-5 parça çikolata
3 adet yumurta ve 3 adet yumurtanın sarısı
Süslemek için:
Krem şanti ve yanına 2 adet kivi dilimi
TARİF
Önce şekeri 1 yemek kaşığı suyla kısık ateşte karamel haline gelinceye kadar pişirelim. Sütü ve vanilyayı ekleyelim. Hemen çokokremle, çikolatayı ve neskafeyi ekleyip, kaynatalım. Kaynayınca altını kapatalım ve soğumaya bırakalım.
Bir tarafta yumurta ve yumurta sarılarını çırpıp soğuyan karışıma katalım. Ufak fırın kaplarına koyup, 175 derecede 20 dakika benmari usulü pişirelim. Soğuyunca buzdolabına koyalım, buzdolabında iyice soğuduktan sonra servise sunalım
Son yıllarda giderek yaşamımıza daha çok giren koku ve parfümler sağlığımızı olumsuz şekilde etkiliyor. Ev temizlik ürünlerinde, parfümlerde, çamaşır temizlik ürünlerinde, kırtasiye ürünlerinde, plastiklerde, ilaçlarda ve hatta yiyecek ve içeceklerimizde bile bulunan 5.000'den fazla koku verici madde var. Ticari sır kapsamına girdiği için kokuların kimyasal formülleri çoğu zaman ürün üzerinde bulunmaz.
KOKULAR BİZİ NASIL ETKİLER
Kokular vücudumuza solunum yoluyla, ağız yoluyla ya da deri yoluyla girerek başta akciğerlerimiz olmak üzere deri, burun, göz ve beynimizi etkilerler.
Kokuların çoğu solunum sistemi için tahriş edici özelliği olan uçucu organik bileşiklerdir ve astımlı hastalarda öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığına neden olduğu eskiden beri bilinmektedir. Bazı kokular burun tıkanıklığı, sinüzit, öksürük, boğaz ağrısı ve göğüste sıkışma hissi de yaratabilir.
Araştırmalar kokuların, kalp, dolaşım ve beynin elektrik aktivitesi üzerine de etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Bunlar baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, uyuşukluk gibi şikayetlerdir.
Kokuların en çok etkilediği organ derimizdir. Kaşıntı, kabartı, egzama bunların başlıcalarıdır.
Kokular gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarmalara yol açabilir.Araştırmalar deriden emilen kokuların daha sonra parçalanarak ve başka bileşiklere dönüşerek de etkili olabileceklerini göstermektedir.
KOKULARDA BULUNAN MADDELER
Kokularda kullanılan kimyasal maddelerin %90'ı petrolden üretilen sentetik maddelerdir.
Bunların başlıcaları ve neden oldukları sorunlar şunlardır:
Aseton, kolonya, deterjan ve ağız yıkama suları, oje çıkartıcısı olarak kullanılır. Solunum yoluyla alındığında, hafif baş dönmesi, bulantı, koordinasyon bozukluğu, uyuşukluk gibi belirtilere yol açar. Göz, burun, boğaz ve deriyi tahriş edebilir.
alpha-Pinene, sıvı sabunlarda, kolonyalarda, parfümlerde, deodorantlarda, oda spreylerinde, ağız yıkama sularında bulunur. Deri göz ve mukozaları tahriş eder.
alpha-Terpineol parfüm, kolonya, çamaşır temizlik ürünleri, ağartıcılar, yumuşatıcılar, vazelin losyonlar, saç spreyleri, sabun, tıraş losyonları ve deodorantlarda bulunur.
Burun, göz ve boğaz için tahriş edici etkisi yanında baş ağrısı, solunum ve merkezi sinir sistemi depresyonu, kas kasılma bozuklukları ve aşırı irritabilite yapıcı etkileri de vardır.
Benzyl acetate, parfüm, kolonya, şampuan, yumuşatıcı, oda spreyleri, diş yıkama sıvıları, sabun, saç spreyi, tıraş losyonları ve deodorantlarda bulunur. Deriyi, gözleri ve solunum yollarını tahriş eder.
Benzyl Alcohol parfüm, kolonya, sabun şampuan, oje çıkarıcı, oda spreyleri, deterjan, ve deodorantlarda bulunur. Üst solunum yollarını tahriş eder. Ayrıca, baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü yapabilir.
Benzaldehyde parfüm, kolonya, saç spreyi, ağartıcılar, deodorant ve deterjanlar, tıraş sabunu, şampuan, gibi ürünlerde bulunur. Ağız, boğaz, göz, deri, akciğerler ile mide ve bağırsaklar için tahriş edicidir. Bulantı, karın ağrısı, depresyon, ve temas dermatiti yapabilir.
Camphor parfüm, tıraş sabunu, tırnak cilaları, yumuşatıcılar, oda spreyleri de vardır. Göz, burun ve boğazı tahriş eder. Buharının solunması baş dönmesi, bulantı, kas seğirmesi ve konvülziyon yapabilir.
Ethanol parfüm, saç spreyi, şampuan, diş yıkama sıvıları, çamaşır deterjanları, tıraş sabunu, sabun, ojelerde bulunur. Yorgunluk ve üst solunum yolları tahrişi yapabilir.
ARKADAŞLAR BUNU BAŞKA YERDEN OKUDUM SİZİNDE BİLGİNİZ OLSUN İSTEDİM. BU SAĞLIK SAĞLIĞIMIZ BENCE ÇOK ÖNEMLİ