xsbnmx

xsbnmx

Üye
13.01.2008
Acemi Er
71
Hakkında

  • asp site için şablon ararken nasıl aramalıyız
    ben bir site yaptırıyorum ama görüntüsünü pek beyenmedim kendim bazı sitelerden şablon arayıp siteyi yapan kişiye versem böyle birşey mümkünmü ?
#30.12.2008 14:00 0 0 0
  • türk kızlarına her fırsatta laf söyleyen bazı erkekler bir ara burun ve kulak kıllarını alıp diş fırçalamayı adet edinseler ve efes kası sandıkları o balkondan kurtulmak için biraz spor yapsalar bizlerde tv deki tiplemelere daha hayran bakmayız sanırım
    ya bu foruma bayanlar yazıyordu değilmi :)
#06.06.2008 21:53 0 0 0
  • aman türk erkeklerinin çoğu rusuna çinine bakmaz
    size kolay kadın olsunda çamurdan olsun yeterki

    medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar
#06.06.2008 21:48 0 0 0
  • ben zaten bunları söyleyecek bir ton kız arkadaşa sahibim
    hayatımdaki erkek bari farklı olsun yahu
#26.03.2008 10:35 0 0 0
#26.03.2008 10:20 0 0 0
  • Kaldiginiz otelin odasinda veya girdiginiz soyunma kabininde bulunan ayna acaba siradan ve normal bir ayna mi yoksa diger taraftan birinin sizi izledigi cift yonlu bir ayna mi?
    Bunu anlamanin basit ve pratik bir yolu var; parmaginizi tirnaginiz ayna yuzeyine gelecek sekilde aynaya dokundurun.
    Eger tirnaginiz ile tirnaginizin aynadaki yansimasi arasinda bir bosluk varsa Sorun Yok demektir, bu normal bir ayna...
    Eger tirnaginiz ile tirnaginizin aynadaki yansimasi arasinda bir bosluk YOKSA, yani tirnaginiz ve aynadaki goruntusu dogrudan birbirine temas ediyorsa Dikkat IZLENIYORSUNUZ..
    Kendinizi ve sevdiklerinizi bir gun igrenc bir internet sayfasinda ciplak gormek istemiyorsaniz,dikkat etmelisiniz.
#11.03.2008 13:44 0 0 0
  • "Bir Milyonerle Nasıl Evlenilir"
    bugünlerde çok moda. İşte, uzmanlardan "zengin eş bulma taktikleri"!

    Marilyn Monroe'nun "Bir Milyonerle Nasıl Evlenilir" filmini seyretmiş miydiniz? Şimdilerde birçok kurs ve kitap bu sorunun yanıtını veriyor, bir ömür boyu zengin ve mutlu yaşamayı düşleyenlere yol gösteriyor. Tempo dergisi de son sayısında konuya yer verdi. İşte, uzmanlardan "zengin eş bulma taktikleri"!

    Paralı bir erkeği baştan çıkarabilir, onu nikah masasına oturtabilir, böylece hiç çalışmadan lüks bir hayatın içine dalabilirsiniz. Nasıl mı? Bu sorunun yanıtını veren birçok kitap ve kurs var. Örneğin New York-Manhattan'daki Learning Annex'te düzenlenen "Bir milyonerle nasıl evlenilir?" kursunda kızlar, "günümüz Külkedileri'nin beyaz atlı prenslerine kavuşmaları" konusunda bilgilendiriliyor.

    Zenginliğe meraklıysanız, Rus Tatyana Ogorodnikova'yı tanırsınız. Ülkenin en zengin adamlarından biriyle evlenen Tatyana, "Evlilik Kontratı" adlı kitabında, hemcinslerine işin püf noktalarını anlatıyor.

    Tecrübelerin sesine kulak verdiğinizde, duyacağınız cümle şu olacak: "Bir milyoner de evlenir ve evleneceği kadın neden siz olmayasınız? Ancak bunun için çaba sarf etmelisiniz."

    ERKEKLERİN HOBİLERİNİ TAKİP EDİN
    Beyaz atlı prens, evde beklenmez. Zengin bir eş bulma niyetindeyseniz, tenis, golf, atçılık kulüpleri gibi onların gittikleri yerlerde bulunmalısınız. Bu sporları yapmanız da gerekmiyor. Kulüplerin salonlarında bir çay içmeniz yeterli. Ve galalar, açılışlar, sergiler. Ne yapın ne edin, zengin insanların davetli olduğu organizasyonlara katılın. Tabii bu gibi yerlere giderken çekici olmanız gerektiğini unutmayın. Daima bakımlı, hoş ve şık olmalısınız.

    HEYECAN YOK
    Onları televizyonda, gazete ve dergi sayfalarında görmüş olabilirsiniz. Ama karşılaştığınızda asla heyecanlanmayın. Ünlü İtalyan tenor Luciano Pavarotti, önce sekreteri sonra ikinci eşi olan Nicoletta Mantovani ile nasıl tanışmış biliyor musunuz? Nicoletta, o zamanlar ileri derecede miyop olmasından dolayı kalın çerçeveli ve kalın camlı gözlükler takan bir kadındır. Pavarotti International firmasına iş başvurusunda bulunmak için binaya girer. Bindiği asansörde Pavarotti ile karşılaşır. Ona, firmanın kaçıncı katta olduğunu sorar. Pavarotti'nin cevabı "Benim şirketim" olur. Kendisini tanımayan o "saf" kıza gülümser. Ünlü insanlar hem hayranlarının sevgi gösterisinden memnun olurlar, hem de özellikle aşk ilişkilerinde anonimliği yeğlerler.

    OKUL ARKADAŞLARI VE SERVET
    Bir Külkedisi, daha okul yıllarında hedefine yönelmeli. Okul arkadaşlarınızın aile serveti hakkında araştırma yapın. Zengin olanlarla arkadaşlık kurun. Onların evlerine girin. Aileden ya da aile çevresinden zengin eş bulma ihtimaliniz yüksek olur.

    YARIŞMALARIN CAZİBESİ
    Zengin ve ünlü kişilerle tanışmanın bir yolu da güzellik yarışmalarına katılmaktır. Sophia Loren örneğini ele alın. 14 yaşına kadar annesi ile birlikte Napoli'nin bir köyünde, iki odalı bir evde yaşadı. Bir arkadaşının ısrarıyla izlemeye gittiği Roma'daki güzellik yarışması hayatını değiştirdi. Loren, o geceyi şöyle anlatıyor: "Carlo Ponti ile göz göze geldik. Yanıma arkadaşını gönderdi ve yarışmaya katılmak isteyip istemediğimi sordu. Ponti'ye baktım. Yüzü sempatik geldi. Kabul ettim ve yarışmada ikinci seçildim. Ödül töreninden sonra çağırdı ve Gina Lollobrigida, Lucia Bose gibi birçok yıldızı ünlü yaptığını söyledi. O geceden sonra, Ponti'nin hem kalbine girdim hem de onun sayesinde dünya starı oldum."

    ÇOCUK SEVMEK AYRICALIKTIR
    Zengin bir ailenin yanına çocuk bakıcısı olarak girebilirsiniz. Unutmayın ki Diana Spencer, İngiltere Prensi Charles ile evlenmeden önce bebek bakıcısıydı.

    BAZI MESLEKLER SİZİ UÇURABİLİR
    Bazı meslekler, zengin işadamları ile tanışmak için şanstır. Örneğin hosteslik. Dimitra Liani, Yunan Başbakanı Andreas Papandreau ile tanıştığında Olympic Havayolları'nda hostesti. 30 yaşlarında sarışın bir afet olan Dimitra, Papandreau'nun Hindistan'a resmi bir ziyaret yapacağını öğrendiğinde, Tokyo'da büyükelçi olan amcasından uçuş ekibine dahil olması için torpil istedi. Ve resmi seyahat, aşklarına vesile oldu.
    Ve bir de yer hostesleri var. Olimpiyat oyunları, dünya kupaları, fuar organizasyonlarında görev alan hosteslerden bahsediyoruz. İsveç Kraliçesi Silvia, kocası Gustav ile 1972 Münih Olimpiyatları'nda tanıştı.

    KOMŞULARA DİKKAT!
    Evinizin zengin mahallelere yakın olması gerekir. Kent merkezine uzak, büyük bir evde oturmaktansa, şık bir semtte, bir bodrum katını tercih edin. Apartmana giriş çıkışlarda bile gönlünüzün prensi ile karşılaşabilirsiniz.

    EĞİTİMİNİZİ AKSATMAYIN
    Kendinizi her konuda eğitmeyi ihmal etmeyin. Siyaset, edebiyat, sinema, müzik... Her konuda bilgi sahibi olmaya çalışın. Eşit kültürel donanıma sahip insanların, birbirleriyle yakınlaşmaları daha kolaydır. Annesi işçi, dedesi fırıncı olan, dünyanın en zengin ve güçlü erkeklerinden Edmond de Rothschild ile evlenen Nadine Lhopitalier bakın otobiyografisinde neler yazıyor: "Gittiğim davetlerde her detaya dikkat ediyordum. Çok güzel bir masa örtüsü mü gördüm, hemen nereden alındığını soruyordum. Yediğim et çok yumuşaksa, kasabın adresini öğreniyordum. Kısacası her şeyi kaydediyordum."

    PARA KONUŞULMAZ, HARCANIR
    Asla para hakkında konuşmayın, para düşkünü kadın imajı çizmekten kaçının. Para harcamaktan çekinmeyin; para parayı çeker!

    AZ "SORUN" SORUN DEĞİLDİR
    Zengin sevgililer duygusal heyecan ararlar. Bir parça sorunlu ve nevrotik tavırlar, zengin eş adayına daha çekici gelecektir. Size kendinizi iyi hissettirmeye çalıştığı sürece oyunu daha güçlü bir konumda oynarsınız. Tabii işin ölçüsünü kaçırmayın.

    H2
#11.03.2008 13:31 0 0 0
  • NEDEN BAZI DUYGUSAL İLİŞKİLER KISA SÜRER?

    Bir ömür sürecek diye başladığımız ilişkilerimizin kısa süre içerisinde sonlanmasının nedenlerini merak ediyor musunuz?

    Bir aşkın bitişi için bazen tek bir cümle yeterli olur. "Uzun zamandır ilişkimizin içindeki önceliklerimizin farklı olduğunun ayırdına vardık." Mükemmelmiş gibi gözüken ilişkiler nasıl olur da böyle apansız bir ayrılık kararıyla bitiverir? Oysa ki her şey vardır mutlu olmak için çoğu zaman... Gitmek ya da kalmak? Her insan kendisine ilişkisi sırasında "Devam etmeli miyim?" diye sormuştur. Cevap gümüş tepside önünüze sunulmaz. İlişkinin son demlerini mi yaşadığı, yoksa biraz ilgi ve çaba ile tekrar yoluna girip giremeyeceğini belirten bir derece yok, çünkü her ilişki bambaşka koşullar ve kişilerle yaşanıyor. Bazı durumlarda ilişkilerde yaşanan küçük krizler sorunun kaynağını bulup düzeltmek adına faydalı olabilirler, fakat endişeler bazen çok erken ortaya çıkabilir.

    Sıkıntılı geçmiş 6 hafta ya da 5 ay. Sevdiğiniz insan daha öncekilerden farklı ve önemli, ama doğru adam o mu? Dışarıda bir yerlerde daha doğru birisi yok mu? Onu iş takıntılı bir insan olarak kabullenip bu gerçekle yaşamak istiyor musunuz? Eğer doğru adam o ise bu kadar sık kavga etmeniz normal mi? Bu işin buraya kadar olduğunu dürüstçe kabul edip kendi yolunuza mı gitmelisiniz?

    Zamanımızın gözde prensibi "işlemiyorsa at, yenisini al, değiştirmeye çalışma" burada da hayatımıza giriyor. Maalesef ki sürekli bu prensibi uygulayan bir insan, ilişkisinin biraz daha çabayla mükemmel olup olamayacağını bilemeyecektir. Cosmotürk'ün rehberliğinde kendi ilişkinizi adım adım inceleyin...

    TEHLİKEDEKİ İLİŞKİLER
    Amerikalı Psikolog Michael S. Broder gerilimli ilişkileri (sık sık ayrılık yaşayan çiftleri) üç değişik tipte nitelendiriyor.

    BUNLARDAN BİRİNCİSİ 'FIRTINALI İLİŞKİ':
    Tutku temeline kurulmuş fakat duygusal anlamda paylaşımların yoğun olmadığı ilişki çeşididir. Uyum ve yakınlığı engelleyen psikolojik bir durumdur. İki taraf da birbirlerinde şehvet bulabildiklerini fakat güven ve aidiyet duygusu bulmadıklarını kabul etmek istemezler. Sık sık yaşadıkları tartışmaları erotik bir atmosfer oluşturmak için araç olarak da kullanırlar. Yoğun cinsel ilişki için öfke tetikleyici bir duygudur. Cinsel ilişki ise bu çiftin birbirlerine yakın alabildikleri yegane boyuttur. Michael S. Broder'e göre, öfkeyi oluşturan durum çoğunlukla çözümlenmeden öylece bırakılır.

    KIRMIZI ALARMIN ÇALDIĞI DİĞER BİR İLİŞKİ ÇEŞİDİ DE "UMURSAMAZ İLİŞKİLER"DİR:
    Bu durumda karşılıklı tutku ve istekten eser kalmamıştır. İlişki rahat vakit geçirmek ve yabancılaşmaktan kurtulmak için bir yol alarak görünür. Broder, "Öfke faktörü fırtınalı ilişkilerdeki gibi bu tür ilişkilerde de önemli rol oynar. Temel fark tartışmak ya da kavga etmekteki isteksizlikten kaynaklanır" diyor.

    ÜÇÜNCÜ SEÇENEKTE İSE "TEK TARAFLI İLİŞKİLER" ADI VERİLEN TİP BULUNMAKTADIR:
    Bunların sorunu bir eşin diğerine göre çok daha fazla enerji ve çaba sarf etmesidir. Bir tanesi gelecek için planlar yapıp sonsuz mutluluğu hayal ederken diğeri bunlara katılmak yerine dalga geçmekle meşguldür. Bir tarafın aidiyet ve tutkuyu yoğun olarak hissettiği bu çeşit sorunlu ilişkilerde diğer tarafın bu hislerle alakası yoktur. Bu çeşit gerilimli bir ilişkinin içinde olan insanların kendilerine sorması gereken asıl soru: "Değişme şansımız var mı, yoksa yanlış olan ben miyim?"dir.

    İLİŞKİ TARAMASI
    İlişkinizin ne durumda olduğunu anlayabilmeniz için 5 soru geliştirdik. Cevaplara göre umut olup olmadığına karar verebilirsiniz. Her adımda önemli olan ilişkinizin değişik boyutlarını, birlikte paylaşılmış değişik tecrübeleri de düşünüp bunların ışığında sağlıklı bir karara varmaktır.

    Beklentilerinizi, iyi bir ilişki nasıl olmalı konusundaki fikirlerinizi bir kenara bırakmayı deneyin.

    Bundan sonra kendinizin ve partnerinizin yaşam tarzını gözlemleyerek uyumlu olup olmadığınızı düşünün.

    Yaşadığımız zamanın en büyük fenomenlerinden biri ilk zorluğu gördüğünde havlu atan insanlara dönüşüyor olmamız. Pazar günleri siz yürüyüşe çıkmayı seviyorsunuz, o ise bilgisayarın başından kalkmıyor. Siz sosyal ortamlarda daha fazla bulunmak istiyorsunuz o ise evde oturmayı seviyor. Bunlar insanlar tarafından ciddi sorunlar olarak algılanmaya başlandı. Bir ilişkide her şeyin baştan sona uyum içinde olması gerektiğini düşünen insanların sayısı gittikçe artıyor. Psikologlara göre bir ilişkinin mutlu ve tatmin edici olabilmesinin yolu, sevgiyi kaderin ellerine bırakmak yerine geliştirebilmek ve değiştirebilmekten geçiyor. Bu düşünce tarzı hayatın hangi noktalarında uyumlu olduğunuzu ortaya çıkarmak için gerekli olan ilk koşul.

    Bir olaydaki gerçekten iyi olan yönleri keşfedebilirsek, kötü yönlere katı anmaya da hazır oluruz. İlişkinizde en mutlu olduğunuz zamanları düşünün.

    GERİYE DÖNÜP BAKTIĞINIZDA O ZAMANLAR HER ŞEYİN MÜKEMMEL OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİR MİSİNİZ?
    Çoğu ilişkide tarafların kendilerini birlikteyken mutluluk, sıcaklık ve bağlılık içinde hissettikleri dönemler olmuştur. Geriye bakan bazı çiftler ise ilişkilerinin en iyi döneminde bile aslında pek iyi durumda olmadıklarını düşünebilirler. Bu tarz ilişkiler ilk başlarda birlikte olmalarını sağlayan şeyler yüzünden biter. Sadece heyecan verici ve spontan değil aynı zamanda sorumsuz olduğunu da düşünmeye başlarsınız. İlk başlarda hormonlarınız sizi parmaklarında oynatırken, bu problemin çözülebilecek bir şey olduğunu düşünürsünüz. Fakat zamanla iç sesiniz gerçeği fısıldamaya başlar: "Bu bana çok-;- az, fazla güvensiz, çok daraltıcı..." Bu sesi bastırmışsınızdır çünkü onun doğru olduğuna her halükarda inanmak istemişsinizdir.

    BİRBİRİNİZE DOKUNMAKTAN HOŞLANIYOR MUSUNUZ?
    Birbirinizin yakınlığına ihtiyaç duyuyor musunuz? Mevzu ne sıklıkta seks yaptığınız değil. Bu her çift için farklı olacak bir sayıdır. Soru, "partnerinize dokunmak, sarılmak, okşamak gibi içgüdülerinizin olup olmadığı". Dokunuşlar bedensel ilişkinin ve duygusal bağın oluşması için gereken temel taşlardır. İlişkideki büyü birbirine ilgi duyduğunu göstermekten geçer. Bir taraf bu bağ kurma çabalarını yok sayıyor ise öteki duygusal anlamda bir uzaklaşma yaşar. Bu durum çoğunlukla tatmin edilemeyen cinsel ihtiyaç ya da benzeri çatışmalardan dolayı ortaya çıksa da fiziksel çekimin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Burada dikkat edilmesi gereken söz konusu olan durumun öfke ya da kırgınlıktan dolayı dokunmayış değil de uzun zamandır süregelen bir fiziksel duygu eksikliği olduğudur.

    ORTAK BAKIŞ AÇILARINIZ, PLANLARINIZ VAR MI?
    Uzun süreli ilişkilerde öyle zamanlar olur ki aşka dair en ufak bir kıvılcım hissetmediğiniz haftalar olmuştur. Partnerinizin varlığı bile sizi sinir eder. İlişki terapistlerine göre bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu ortak amaçlar, planlar yaratmaktır. Bu şekilde neden başkasıyla değil de "o" insanla birlikte olduğunuzu hatırlarsınız. Sözü geçen planlar hobiler değil gelecekle ilgili büyük projelerdir. Bir çift için refah seviyelerini yükseltmek bir amaç olabileceği gibi çocuklarla pekişecek huzurlu bir aile atmosferi yaratmak da olabilir. Ne olursa olsun ortak hedefler zor zamanlarda ilişkiyi kurtarmayı değerli kılacak etkenlerdir.

    PROBLEMLERİNİZ ÇÖZÜLSE BİLE İLİŞKİYİ SÜRDÜRMEKTE KARARSIZ MISINIZ?
    Çoğu insan kendini ilişkiye tam olarak bırakmaz çünkü bilinçaltında kendisi için daha uygun başka bir eş olduğuna inanmaktadır. İnanması zor ama gerçek şu, sonsuz bir uyum rüyalarınızdaki erkekle bile mümkün değil. Doğru insanı bulmak için doğru insan olmak gerekir.

    Bu soruları cevapladıktan sonra bile gitmek ya da kalmak arasında yapacağınız seçimden yüzde yüz emin olamayabilirsiniz. Ayrılık aylarca sürebilecek bir süreçtir. Yeni bir başlangıç da öyle. Emin olamadığınız durumlarda ihtimalleri ve olası sonuçları tanımak faydalı olacaktır.

    H2
#11.03.2008 13:28 0 0 0
#04.03.2008 00:26 0 0 0
#03.03.2008 23:59 0 0 0
  • mesajları okudumda
    siz erkekler hepiniz çok ruhsuzsunuz
    korku filmi macera yüzüklerin efendisi aman allahım
    bence sevgilinle en güzel film izlenecek ortam evde güzel bir dvd izlemektir
    hem sevgilinizin size sarılmak için bahane olsun die boş yere korku filmi izlemesine de gerek kalmaz
#24.01.2008 11:36 0 0 0
  • 1. Her şeyden önce kendinize iyi bakacaksınız, vücudunuza, cildinize, kişisel hijyene dikkat edeceksiniz, bol su içmek, doğru beslenmek, sağlıklı olmak, temiz kokmak...süper model olmanız şart değil ama karnınızın düz, kilonuz vücudunuzla orantılı olursa iyi olur..

    2. Kendi iç sesiniz de önemlidir, eğer çekici olduğunuzu düşünüyorsanız o zaman bu iç sesiniz dışarıya da yansır, insanlar sizdeki kendine güveni farkederler ve size gelirler, kibirli olmayan ama kendine güvenli bir kadın dünyadaki en seksi kadındır.

    3. Kendiniz olun, başkası gibi davranmayın, yüksek ökçeli ayakkabıları sevmiyorsanız giymeyin...başkası gibi davranarak çekici olamazsınız..sarışınlar seksidir diyerek koyu renk ten ve saça sahip olduğunuz halde, saçınızı sarıya boyatarak çekici olmazsınız unutmayın...doğal saç renginiz her zaman size en yakışandır...

    4. Aksesuvarlar takın, şık küpeler, bilezikler, hoşunuza giden takılar ama aşırıya kaçıp, rüküş olmayın...

    5. Dekolteniz güzelse gösterebilirsiniz ama seksi olmakla, ucuz olmak arasındaki ince çizgiyi sakın geçmeyin, önemli olan göğüs ölçüsü değil, orantılı boy, vücut, kiloya sahip olmaktır ve bazen kapalı bir giysiyle bile çok seksi olabilirsiniz. Körükörüne modayı takip etmek yerine kendinize, vücudunuza en yakışan şeyleri giymeye dikkat edin. Güzel taraflarınızı ön plana çıkartın. Kıvırcık saçlıysanız bunu dezavantaj değil, avantaj haline getirin..zayıfsanız kendinizi daha zayıf gösteren şeyler giymeyin, tombulsanız da vücudunuzu saran şeylerden uzak durun..

    6. En önemlisi genel kültürlü biri olmanızdır, genel kültür derken tv'deki magazin programlarını, magazin kültürünü kastetmiyoruz tabii ki, Tolstoy, Shakespeare gibi sanatçıları okuyan, Tchaykovsky, Debussy gibi kaliteli müzik dinleyen, operaya, tiyatroya giden insanları kastediyoruz.
#24.01.2008 11:28 0 0 0
  • Romantik alemde tek bir kural vardir: KADINI MUTLU ET!
    Hosuna gidecek bisey yapinca puan alirsiniz,yaptiginiz her hosuna gitmeyecek sey, puanlarinizdan düser..tabi bu arada, zaten bekledigi bisey yaparsaniz puan yok..

    KOLAY KISIM:
    Yatagi topladiniz (+1)
    Yatagi topladiniz ama yastiklari dekoratif bi sekilde yatagin ustune koymayi akil etmediniz (0)
    Yastiklari yorgani oylece savurdunuz kalktiniz (-1)


    BANYO:
    Klozet kapagini yukarida biraktiniz (-5)
    Tuvalet kagidi bitince yerine yenisini taktiniz (0)
    Tuvalet kagidini bitmis gorunce pecetelere kostunuz (-1)
    Peceteler de bitmis diye orayi öylece birakip evin ikinci banyosuna girdiniz (-2)


    ALISVERIS:
    Tek basiniza alisverise gittiniz ve ona cok seksi bir babydoll alip döndunuz (+5)
    Ama kendinize de bir kasa bira aldiniz (-5)


    SOSYAL ETKINLIKLER
    Parti boyunca onun yaninda durdunuz (0)
    Bir sure onun yaninda durdunuz,sonra kolejden arkadasinizin yanina gittiniz (-2)
    O arkadasin ismi Esra (-4)
    Esra bir dans hocasi (-6)
    Ve yanliz yasayan bekar bir kiz (-8)


    DOGUMGÜNÜ
    Kutlama icin aksam yemegine ciktiniz (0)
    Yemek yediginiz yer bir bar degil (+1)
    Hmmm aslinda biraz bar havasi var (-2)
    Ve o aksam orda "ne kadar yersen ye su kadar ode"gecesiymis (-3)
    Bar havasi olan bir yerde, "ne kadar yersen ye su kadar öde" gecesindesiniz, ve yüzünüz favori futbol takiminizin renklerine boyanmis (-8)


    IZIN ARKADASLARINIZ
    Bir ahbapla beraber yemege gittiniz (-5)
    Onun evliligi harika gidiyor (-4)
    Yok yok bekar olsun... (-7)
    Bir Mustang'i var (-10)
    Ve plakasi 34 BED (-15)


    DISARDA BIR GECE
    Onu sinemaya götürdünüz (+2)
    Onun istedigi filme gittiniz (+4)
    Siz o filmden nefret ediyorsunuz (+6)
    Peki ya sizin istediginiz filme giderseniz? (-2)
    Filmin adı da DeathCop3 (-3)
    Filmde uzayli tipli acaip yaratiklar sex yapiyor (-9)
    Yalan söylediniz,bu gideceginiz aslinda yunuslarla ilgili bir yabanci belgeseldi (-15)


    GÖRÜNTÜNÜZ
    Masallah göbeginiz iyice ortaya cikmis (-15)
    Bunu yoketmek icin exercise'e basladiniz (+10)
    O göbegin üstüne bi de bol pantalon ve Hawai t-shirtleri giyiyorsunuz (-30)
    Bİ DE ONA SEN KENDI GOBEGINE BAK DEDİNİİİİİİİİİİİZZZZZZZZZZ (-800)
    ve üzerine..


    ESAS SORU:
    "Ben sisman miyim"diye sordu (-5)
    Cevap vermeden önce birkac saniye durdunuz (-10)
    "Etli butlu daha ele gelir oldun"dediniz (-50)


    ILETISIM
    O bir sorundan bahsediyor, siz dinliyorsunuz,ilgili gozlerle ona bakiyorsunuz (0)
    Onu yarim saat boyunca dinliyorsunuz (+5)
    O yarim saat boyunca gozunuzun ucuyla bile TV'ye kaymadiniz (+10)
    Konustu konustu ve bir bakti ki... siz uyuyakalmissiniz!!!!!!!!(-20)



    :D
#24.01.2008 11:23 0 0 0
  • Kadının hası 'kelebeğe!' benzer. Bir güne, bir ömrü sığdırır. Bir ömre ise güzel olabilecek her şeyi. Kadının hası 'tavşankanı çaya!' benzer. İyi demlenecektir. Birlikte olduğu erkeği de iyi demleyecektir. Kadının hası 'akide şekerine!' benzer. Ağza attıkça 'küp şeker' gibi hemen erimeyecek. Ağızda kalıcı bir tat bırakacak. Kadının hası 'yedi tahıllı ekmeğe' benzer. Her bir tahılı damakta yedi ayrı bir tat bırakacak. Kadının hası 'örümceğe!' benzer. Yaşamın her anını ilmek ilmek örmesini iyi bilecek. Kadının hası 'taşa!' benzer. Ağırlığını nerede koyup, nerede koymayacağını gayet iyi bilecek. Kadının hası 'anneye' benzer. Yeri geldiği zaman çevresindeki insanlara kol kanat germesini bilecek. Kadının hası 'siyasi partilere!' benzer. Yeri geldiğinde erkeğine 'ana' muhalefet yapar, yeri geldiğinde de erkeğinin iktidarı olur.

    YILLANMIŞ ŞARAP GİBİ
    Kadının hası 'televizyona!' benzer. Kendisine her daim baktırmasını bilecek. Kadının hası 'radyoya!' benzer. Kendisini her daim dinletmesini bilecek. Kadının hası 'antika tabloya!' benzer. Paha biçilemez bir değer olduğunu erkeklere gösterecek. Kadının hası 'yıllanmış şaraba!' benzer. Yıllar geçtikçe kıvamını bulacak. Kadının hası 'kediye!' benzer. Sıcak bir yuvada mırmır edip kendisini sevdirecek.

    İÇİ ALTIN DOLU KÜP
    Kadının hası 'vejetaryen insanlara!' benzer. İlerleyen yaşlarında kıçından yağ aldırıp, yüzüne dolgu malzemesi olarak kullanmaz. Kadının hası 'rakıya!' benzer. Hem kokusuyla, hem de ağır ağır içimiyle erkeği çarpmasını bilecek. Kadının hası 'içi altın dolu küpe!' benzer. Bidon kafalı olmadığını bilgisiyle ve nezaketiyle ortaya koyar. Kadının hası 'can eriğe!' benzer. Erkeğinin hem can yoldaşı, hem de sırdaşı olacak. Kadının hası 'kuru soğanın cücüğüne!' benzer. Ümüğü küçük erkeğin, ümüğünü büyütür. Kadının hası 'podyuma!' benzer. Arz-ı endam etmesini iyi bilir. Kadının hası 'pamuk helvaya!' benzer. Dudağın kenarında, şekerli ve pembe kırıntısını bırakır. Kadının hası 'Pandora'nın kutusuna!' benzer. Açtığın zaman içinden ne çıkacağını bilmemelisin. Kadının hası 'köpüklü Türk kahvesine!' benzer. O köpürdükçe erkeğin de yüreği köpürmeli. Kısacası; kadının hası 'yağmur sonrası ortaya çıkan gökkuşağına!' benzer. Bütün erkekleri kendisine hayran bırakıp, onların gözlerini kamaştırır.

    SİNAN AKYÜZ
#24.01.2008 11:17 0 0 0
  • Dün sivilcelerimizle uğraşıyorduk bugün göz çevremizde görmeye başladığımız ince kırışıklıklar için önlem almaya çalışıyoruz. Yarın, büyük ihtimalle, şu anki gibi genç ve güzel görünmek için daha ciddi önlemler almak isteyeceğiz. En büyük yardımcımız ise yine o minik kavanozlar ve onların içindekiler olacak!

    Zamanla her şey değişiyor. Giyim zevkimiz, beğendiğimiz filmler ve dinlediğimiz müzikler... Bunun tek nedeni modanın ve trendlerin farklılaşması değil. Yaşımız da beğenilerimizın ve tercihlerimizin değişmesinde büyük rol oynuyor. Yaşla birlikte değiştirmemiz gereken bir şey de kremimiz. Gençliğimizi uzun yıllar boyunca korumak için doğru ve bilinçli cilt bakımını kesinlikle ihmal etmemek gerekiyor.

    Hangi yaşta nasıl bir kozmetik ürün tercih etmemiz gerektiği ise pek çoğumuzun kafasında bir soru işareti oluşturuyor. Ayrıca yaptığımız bazı hatalar cildimize fayda sağlamak yerine ona zarar veriyor, örneğin genç kızların ciltlerindeki fazla yağdan kurtulmak için sert temizleyici maddelerle, sabun kullanması ciltlerinin daha fazla yağ salgılamasına neden olabiliyor. Yine cilt tipine ve kişinin yaşına uygun olmayan, bilinçsiz seçilmiş kremler cildimize yarar yerine zarar verebiliyor. Cildimizin ömür boyu böyle kırışıksız kalacağını zannederek güneş ve çevresel faktörlerden korunmamak, sigara içmek ve düzensiz bir beslenme ve hayat tarzını benimsemek cildimizin güzelliğini dolayısıyla genç görünümümüzü bozacak en büyük hatalardan. İşte tüm bunlardan korunmak ve yaşınıza uygun kozmetik ürünü seçmek için bu yazıyı bir anahtar gibi kullanabilirsiniz.

    15+

    Cildinizi kurutmaktan kaçının

    Cildin durumunda çok önemli bir rol oynayan hormonlar, ergenlik döneminde de ciltteki bir çok değişimden sorumlu. Bu dönemde yağ bezleri daha fazla çalışıyor, cilt daha fazla yağ salgılıyor, kanallar ve gözenekler genişliyor. Bu durum da sivilceye neden olabiliyor. İşte bu durumu yaratan neden östrojen ve progesteron hormonlarının daha aktif hale gelmesi.
    Genç kızların cildi söz konusu olunca akla ilk gelen sorun tabii ki sivilceler ve siyah noktalar. Bunlara fazla yağ salgılanmasının neden olduğu düşünülse de esas sorun cilt yüzeyindeki bakteriler. Tıkalı gözenekler örfte okside olarak siyah noktalara sonra da bu bakteriler nedeniyle sivilceye dönüşebilir. Bu nedenle genç kızların dikkat etmesi gereken konuların en başında cilt temizliği geliyor. Tabii, cildi temiz tutmak demek yanlış ürünlerle cildi kurutmak anlamına gelmemeli. Nemlendirme, tüm cilt tiplerinde olduğu gibi genç ve yağlı ciltler için de son derece önemli. Yağlı ciltlerin nemlendirici kremlerle daha da yağlı hale geleceğine dair olan inanış da tamamen yanlış. Ayrıca bu yaşlarda düzenli bakım yapmak ve düzenli olarak nemlendirici kullanmak cildinizin geleceği için yapacağınız harika bir yatırım olacak.

    Tavsiye

    Genç kızların nemlendirici seçerken hafif ve jel formüllü olanları tercih etmelerinde fayda var. Jel formüllü, hafif kremler cildinize hem nem verecek hem de parlamasını önleyecek. Yaşınıza uygun kremleri Nivea ve L'Oreal gibi büyük kozmetik firmalarının sadece genç ciltlere özel ürettiği ürünler arasından rahatlıkla seçebilirsiniz.

    Seçtiklerimiz

    Genç ciltlerin dikkat etmesi gereken, ciltlerini uygun ürünle her aksam düzenli olarak temizlemek ve ciltlerine uygun yağsız bir nemlendiriciyi ihmal etmemek. Christian Dior'un genç ciltlere özel serisi lod, La Roche - Posay Effaclar Gel Moussant Purifiant cildi arındıran jel temizleyici, Biotherm BioPur gece kremi ve tonik, Stendhal makyaj temizleyici, Estee Lauder Eyezone göz kremi ve Dermalogica Micro Scrub.

    25+

    Cildinizi koruma zamanı

    20 yaşından itibaren cildimiz birçok iç ve dış faktörlerin etkisiyle yaşlanmaya başlıyor. Bu aslında son derece yavaş bir süreç ve bakımla daha da yavaşlatılması mümkün. Peki neden yaşlanıyoruz? Bunda genetik faktörlerin rolü büyük, ancak hava kirliliği, Uv ışınları, stres ve sigara gibi faktörlerin etkisi de çok büyük. Olumsuz çevresel faktörler sonucu oluşan serbest radikaller cildin yaşlanmasında büyük rol oynuyor. Serbest radikaller vücudumuzun 100 trilyon hücresine sürekli olarak saldırıyorlar. Yani, cildimizin gençliğini daha uzun süre korumak için serbest radikallerin etkisinden korunmak yapmamız gereken ilk şey. Cildi serbest radikallerin otumsuz etkilerinden koruyan kremler kullanmak işe yarayabilir. Bunlar anti-oksidan özellikte ve vitamin içeren kremler. Üzüm çekirdeği flavonları, C ve A vitamini içeren kremler kullanarak cildinizın ışıltısını daha uzun süre koruyabilirsiniz.

    30 yaş sonrasında oluşmaya başlayan ilk kırışıklıklar için kırışıklık kremi kullanmaya da başlayabilirsiniz. Bu evrede özellikle göz çevresini korumak çok önemli. Çünkü bu dönemde ince çizgiler epidermisin iç katmanlarına doğru ilerlemeye başılyor. Derinlikleri 0.5 mikron civarında, oluşum nedenleri ise hücre yenilenmesinin yavaşlaması. Bu ince çizgilerle savaşmak için mimiklerin olumsuz etkisini azaltan ve 'botox" gibi etki eden kremlerden de faydalanabilirsiniz. Lancome Resolution D-Contraxol, Vichy Myokine, Helena Rubinstein Expressionist, L'Oreal Dermo-Expertise Decontract'Rides ve DDF Wrinkle Retax gibi ürünlerin içinde cilt ağının kasılmasını önleyen, cildi rahatlatan özel maddeler var.

    Tavsiye

    Tüm uzmanlar cildinizin gençliği uzun süre kalıcı kılabilmeniz için kesinlikle güneşten korunmanız gerektiğini söylüyor ve en iyi anti-aging ürününün bir güneş kremi olduğunu söylüyor. Sadece dışarıda değil iç mekanlarda bile güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin.

    Seçtiklerimiz

    Elizabeth Arden, Lancome Absolue Nuit, Christian Dior Hydro Move, Biotherm Age Fitness, Shiseido Benefiance Eye Cream, Vichy Myokine ve Mavala Eye Lite göz makyajı temizleyici.

    45+

    Zamanı geri alın

    Cildinize ne kadar bakarsanız çevresel faktörlerin olumsuz etkisinden ne kadar korunursanız korunun hormonal yaşlanmayı durdurmanız ve bazı değişikliklerin olmasını önleyememeniz kaçınılmaz. Kolajen üretiminin azalmasıyla, sıkılık ve dolgunluk kaybı, hormonların etkisiyle ciltte kalınlaşma ve pigment lekeleri 45 yaş ve üzerindekilerin karşılaşacağı başlıca sorunlar. Ve tabii ki gittikçe derinleşen kırışıklar.

    Bu yaşlarda kullanmamz gereken kremler zamanın etkisiyle savaşmalı ve öncelikle sıkılık kaybını gidermeli. Cildin üst yüzeyini yenileyen ve bu dönemde kolay kolay atılamayan ölü tabakayı soyan krem ve maskelerden faydalanmak da daha parlak, lekesiz ve canlı bir cilt için gerekli. Lancome, La Prarie, Sisley ve Valmont gibi ünlü markaların özel anti-aging kremleri gerçekten de zamanın etkileriyle savaşta son derece etkili. Sıkılık kaybı için bitkisel kökenli (soya ve bazı yosun özleri gibi) olan ancak hormon gibi etki eden kremlerden, canlılık ve berraklık içinse A vitamini yani retinol içeren kremlerden faydalanabilirsiniz. Bunun dışında hücresel kremler de anti-aging için kullanılıyor.

    Tavsiye

    Düzenli bir beslenme ve yaşam tarzını benimsemek, genç bir görünüm ve sağlıklı cildin de anahtarı olan spor yapmanın cildin görünümünü çok olumlu şekilde etkilediği biliniyor. Düzenli spor yapmak gibi bir alışkanlığınız yoksa bunu değiştirmeye hiç değilse haftada 3 gün en az 45 dakika düzenli yürüyüş yapmaya gayret edin.

    Seçtiklerimiz

    Valmont Time Perfection, Clarins Serum, Mary Cohr Minceur Plus Visage, Lancaster Suractif, Shieido Benefiance.

    Aklımıza takılan küçük sorular

    Cilt bakımıyla ilgili hepimizin aklına takılan bazı sorular vardır. İşte onlardan en sık sorulanları ve yanıtları:

    1. Nemlendirici kremi bir kez sürmek yeterli olur mu?

    Günümüzde üretilen çoğu nemlendirici kremler 24 saat etkili oluyor. Yani 24 saat boyunca cildi nemlendirmeye devam ediyor. Kreminizin böyle bir özelliği varsa, sabah bir kez sürmeniz yeterli olacaktır. Aksi takdirde cildinizde kuruluk hissettikçe tekrarlayabilirsiniz.

    2. Krem sürerken spatula kullanmak gerekiyor mu?

    Ellerinizde bulunan bakterileri kreme bulaştırarak bozulmasına neden olabilirsiniz. İşte bundan dolayı kreminizi küçük bir spatula yardımıyla almak ve öyle kullanmak en sağlıklısı.

    3. Kremde bulunan maddelerden en etkili olan hangisi?

    Bir kozmetik ürünün kutusundan çıkan prospektüsü okuduğunuzda içinde birçok maddenin bulunduğunu görürsünüz. Bu maddelerden en etkili ve aktif olan listenin en başında olandır. Listenin sonlarında yer alan maddelerinse etkisi ve oranı daha düşüktür.

    4. Kremin yağlı olması bir avantaj mı?

    Her zaman değil. Çünkü yağlı kremler cilt tarafından yavaş emilirler. Oysa losyon kıvamında olan daha akıcı kremler bunlara kıyasla cilde daha hızlı nüfuz ederler.

    5. Kullanılan kremin zaman zaman değiştirilmesi gerekir mi?

    Uzmanlar bu sorunun yanıtım "hayır" diye veriyor ve memnun kaldığınız bir kremi uzun zaman kullanmanızı tavsiye ediyorlar.

    6. Cilt bakımını hangi sıklıkla yaptırmak gerekir?

    Ayda iki kez cilt bakımı yaptırmak etkili sonuçlar almak için ideal. Ancak cildi soyan asitli bakımları uzman tavsiyesine göre daha uzun aralıklarla yaptırmak gerekiyor
#24.01.2008 11:10 0 0 0
#24.01.2008 10:39 0 0 0
#24.01.2008 10:17 0 0 0