HZ. YAHYA A.S.

Son güncelleme: 18.11.2008 10:16

  • Kuranda adı geçen peygamberlerden biri. Yüce Allah tarafından, Kuranda: "Ey Zekeriyya Sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" (Meryem, 197) ayeti ile haber verildiğine göre; Yahya (a.s.), Zekeriya (a.s)ın oğlu idi. Kendisine Yahya adı da, Allah tarafından verilmişti.

    Yahya (a.s)nın yüzü güzel, kaşları çatık, saçları seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmakları kısa idi. O, İsâ (a.s)dan altı ay önce dünyaya gelmişti. Yani Isâ (a.s)dan altı ay büyüktü. Dolayısıyla, Musa (a.s)nın şeraitiyle amel eden peygamberlerin sonuncusuydu.

    Daha küçük yaşta iken, kendisine hikmet verilmişti. Yaşıtı olan çocuklar kendisine: "Ey Yahya Bizimle gel, oynayalım" dedikleri zaman:

    "Ben, oyun için yaratılmadım" derdi (es-Salebî, el-Arais, Mısır 1951, 375 vd.).

    Onun küçüklüğünden itibaren böyle temiz, saygılı ve ibâdet ehli olduğu, Kuranda şöyle haber verilmiştir:

    "(Ona çocukluğunda): Ey Yahyâ Kitabı, kuvvetle tut (dedik). Henüz çocuk iken, ona, hikmeti verdik (Tevratı öğrettik). Tarafımızdan (ona) bir kalb yumuşaklığı ve (günahlardan) temizlik (verdik). O, çok muttaki idi. Anasına ve babasına itaatlı idi, bir serkeş ve asi değildi. Dünyaya getirildiği günde, öleceği gün de, diri olarak (kabrinden) kaldırılacağı gün de, ona, selâm olsun" (Meryem, 1912, 13, 14, 15).

    Bu ayetlerde görüldüğü gibi Yüce Allah, Yahya (a.s)nın çeşitli güzel vasıflarını haber vermiş ve onu selamla anmıştır. Bu, onun doğduğunda, vefat ettiğinde ve ahiret gününde Allahın himâyesinde bulunduğunu ifâde etmektedir. Her insanın başına geleceği kesin olan bu üç yalnızlık ve korku günlerinde Allahın selâm ve esenliği içinde olmak, ne büyük bir bahtiyarlıktır. Bu üç durumda Allahın himayesinde bulunmak, bir nevi devamlı bir şekilde Allahın himayesinde bulunmak demektir (Muhammed Ali es-Sabûnî, Safvetut-Tefâsîr, İstanbul 1987, II, 213).

    Yahya (a.s) Allahın emrettiği gibi kitabı kuvvetle tuttu. Önce Tevrata ve daha sonra İncile uygun hareket etti. Bu mukaddes kitapların hükümlerinin milleti tarafından yaşanması için çalıştı. Hz. Muhammed (s.a.v) onun bu mücâdelesi hakkında şöyle buyurdu:

    "Yüce Allah, Zekeriyya (a.s)nın oğlu Yahya (a.s) ya, hem kendisi amel etmek, hem de amel etmeleri için İsrail oğullarına emretmek üzere, beş kelime emretmişti. Kendisi bu hususta biraz ağır ve yavaş davranınca, İsâ (a.s) ona:

    -Sen, hem kendin amel etmek hem de amel etmelerini İsrâil oğullarına emretmek üzere, beş kelime ile emrolunmuştun. Bunu İsrail oğullarına ya sen tebliğ edersin, ya da ben tebliğ ederim, deyince, Yahya (a.s):

    -Ey kardeşim Sen bu vazifeyi yerine getirmekte beni geçersen, ben azaba uğramamdan veyâ yere batırılmamdan korkarım, dedi ve hemen İsrâil oğullarını Beytül-Makdiste topladı. Beytül-Makdis, İsrail oğulları ile doldu. Yahya (a.s) yüksek bir yere oturarak Allaha hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle dedi:

    -Yüce Allah, bana, hem kendim amel edeyim, hem de amel etmenizi size emredeyim diye beş kelime emretti. Onların ilki, Allaha hiç bir şeyi Şerik koşmaksızın, Ona ibâdet etmenizdir. Bunun misâli, öz malı olan altın veya gümüşle bir köle satın alıp çalıştıran bir adama benzer ki, köle çalışmasının kazancını, efendisinden başkasına ödüyordur. Hanginiz, kölesinin böyle davranmasına sevinir, razı olur? Hiç kuşkusuz, sizi yüce Allah yarattı ve rızkınızı vermektedir. Öyle ise Allahâ, hiç bir şeyi şerik koşmaksızın, ibâdet ediniz.

    Allah namaz kılmanızı size emretti. Namaza durduğunuzda, yüzünüzü sağa sola çevirmeyiniz. Şüphe yok ki Yüce Allah, kulu, yüzünü başka tarafa çevirmedikçe, hep ona yöneliktir.

    Allah size orucu emretti. Bunun misâli, yanında misk kesesi olduğu halde, bir topluluk içinde bulunan ve hepsi ondaki misk kokusunu duyan bir kimseye benzer. Hiç şüphesiz oruçlunun ağzının kokusu, Allahın katında misk kokusundan daha güzeldir.

    Allah size sadakayı emretti. Bunun misâli, düşmanın esir edip elini boynuna bağladıkları ve boynunu vurmak üzere yaklaştırdıkları bir kimseye benzer ki o, "canımı elinizden kurtarmak için size bir fidye, kurtulmalık versem, olmaz mı?" diyerek kendisini onlardan kurtarıncaya kadar, az çok kurtulmalık akçesi öder durur.

    Allah size Allahı çok zikretmenizi, anmanızı da emretti. Bunun misâli, düşmanın süratle kendisini takib ettiği bir kimseye benzer ki, sağlam bir kaleye gelip onun içine sığınmıştır. İ,îte kul da, Allahı zikir ile meşgul oldukça, şeytandan böyle korunur" (et-Tirmizî, es-Sünen, el-Emsâl, 3; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 202).

    Bu hadiste görüldüğü gibi tevhid inancı, namaz, oruç, zekât ve zikir gibi ibâdetler, yalnız Hz. Muhammed (s.a.v)in ümmetine mahsus ibâdetler değildir. Daha önceki peygamberlerin de ümmetlerine emrettiği ibâdetlerdir.

    Yahya (a.s)da, babası Zekeriyya (a.s) gibi milleti tarafından şehid edildi (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, İstanbul 1971, I, 421).

    hz. yahya a.s., hz. yahya basindan gecen olaylar, hz. yahya biyografisi, hz. yahya hakkinda, hz. yahya hakkinda bilgi, hz. yahya hayati, hz. yahya yasami
#18.11.2008 10:16 0 0 0