Almanyada Süresiz Oturma Nasıl Alınır

Son güncelleme: 18.02.2014 19:56
  • Almanyada Süresiz Oturma Almanın Şartları - Almanyada Süresiz Oturma Hakkı Nasıl Alınır
    Oturma İzni
    Almanya'da yasal ve aralıksız 5 yıl ikamet etmiş olanlara, süresiz oturma izni verilir.

    İşçilere oturma izni şu koşullarda verilir:
    • Çalışıyor olmak,
    • Çalışma izni olmak,
    • İşsizlerin, işsizlik parası ve yardımı aldıklarını belgelemeleri halinde,
    • Oturma iznini engelleyici nedenlerin olmaması.


    Aile birleşmesi nedeniyle Almanya'ya gelen aile üyelerine (eş ve 16 yaşından küçükler), yeterli ikamet yeri oldu ğu taktirde oturma izni ilk önce 1 yıllık verilir. Eşin veya babanın süresiz oturma izni varsa, yeterli Almanca bilmeleri halinde, gerekli bekleme süresi dolmadan süresiz oturma izni alabilirler. Çocukların okula gittikleri belgelenmelidir.
    Öğrencilere oturma izni 1 yıllık sürelerle verilir. Ancak bazı durumlarda 2 yıllık izin alınabilir. Oturma izni başvurusunda, okul kayıt belgesi gereklidir. Almanya'ya vize ile giriş yapan kişilerin, Yabancılar Dairesi (Ausländerbehörde) veya Nüfus Dairesi'ne
    (Einwohnermeldeamt) başvurmaları gerekmektedir. (Pasaport ve 1 adet fotoğraf gereklidir.)

    Sadece bir işyeri için çalışma izni olanlara, süresiz oturma izni verilmez.

    Oturma İzni için gerekli belgeler:
    • Başvuru Dilekçesi,
    • Sağlık Raporu,
    • Kira Sözleşmesi,
    • işverenden çalıştığına ilişkin bir yazı.

    Oturma Hakkı
    Gerekli koşullar:
    • Süresiz Oturma İzni'ne sahip olmak,
    • 8 yıl aralıksız Almanya'da ikamet etmiş olmak,
    • Yeterli Almanca bilmek,
    • İşsizlik parası veya yardımı almıyor olmak.

    Almanya'da geçici kalanlara oturma izni verilmez.
    Yasa Değişikliği1 Ocak 2005 yilindan itibaren yabancilar Yasasinda yapilan degisiklikler ise söyle:

    Yapilan degisiklikler nelerdir?

    Degisiklikleri kisaca ozetlemek gerekirse, 5 ayri oturum statusu yerine, bundan sonra iki oturum statusu gecerli olacak. Bunlardan biri "Aufenthaltserlaubnis" digeri ise "Niederlassungserlaubnis" tir. Bunlarin detaylarina deginecegim. Yeni bir kurum olusturulucak. Bunun adi "Bundesamt fur Migration und Fluchtlinge". Bu kurumun gorevi entegrasyon kurslarini hazirlamak ve koordine etmek, yabancilarla ilgili bilgi arsivini (endeksini) denetlemek, yabancilara geri donus icin tesvik programlarini yururluge sokmak, yabancilarla ilgili bilimsel arastirmalar yapmak, is ve isci bulma kurumu ve yurtdisi temsilcilikleriyle calismayi koordine etmek. Yine burada yuksek ogrenimini basarili sekilde bitirenlere, burada is bulabilmesi icin bir yillik oturum izni verilebilecek. Cok yuksek kalifiye elemanlara (sirket yoneticisi, bilimsel alanda yuksek mevzilerde calisanlara, ozel uzman yonetici elemanlara) is ve isci bulma kurumunun tasdiklemesi durumunda oturum verilebilecek. Serbest meslek sahibi olup Almanya'da en az 1 Milyon Euro'luk yatirim yapip, ayni zamanda en az 10 isciye is saglayacak olan kisilere oturum verilecektir. 18 aydan beridir "Duldung" alan kisilere bazi istisna durumlar haric, genel olarak "Aufenthaltserlaubnis" verilecek. Ancak terk karari gelmesine ragmen, kendi elinde olan sebeplerle, Almanya'yi terketmeyenlere veya kimlik bilgileri konusunda yabancilar dairesine yardimci olmadigi icin terk karari icra edilemeyen yabancilara veya suc islemis, Almanya'nin guvenligi icin tehlike olusturan, Birlesmis Milletler sozlesmelerine aykiri suclar islemis kisilere "Aufenthaltserlaubnis" verilmeyecek. Ilticasi kabul edilmis kisiler, cocuklarini 18 yasini doldurana kadar getirebilecek. Ancak getirilen cocuklarin Alman kultur ve toplumuna uyum saglayabilmesi gerekiyor. Diger yabancilar cocuklarini 16 yasini doldurana kadar getirebilecek. Burada cocuklarin kendi ulkesinde mi, Almanya'da mi daha iyi yasayabilecegi dikkate alinir. Entegrasyon kurslari yabancilarin hakki olarak belirlenmistir. Oturum alirken Almanca bilgisinin yeterli olmadigi yabancilar dairesi tarafindan tespit edilen yabancilar, entegrasyon kurslarina gitmedikleri takdirde, oturumlari uzatilmayabilir veya yeni oturum "Niederlassungserlaubnis" verilmeyebilir. Ayni zamanda sosyal yardim ve issizlik yardimi alan kislerin alacaklari yardim yuzde 10 dusurulebilir.

    Niederlassungserlaubnis ve aufenthaltserlaubnis hangi durumlarda verilir?
    Niederlassungserlaubnis'in verilemedigi butun diger durumlarda

    Aufenthaltserlaubnis verilir diyebilirz. Aufenthaltserlaubnis ilk verilen oturumdur. Verilmesi ozellikle aile birlesimi icin, yuksek ogrenimini burada bitirenler icin, Turkiye-Avrupa Birligi sozlesmesi cercevesinde belirli bir calisma suresini ( en az 1 yil) dolduranlar icin, iltica hakki kabul edilenler icin vs. verilmesi ongorulmustur. Butun bu durumlarda Aufenthaltserlaubnis ayni zamanda calisma musadesini de icermektedir. Niederlassungserlaubnis alabilmek icin ise su sartlarin yerine getirilmesi gerekiyor: En az 5 senedir Aufenthaltserlaubnis sahibi olmak, gecimini saglayabilmek, 60 ay emeklilik kasasina aidat odemis olmak, suc islememis olmak (ceza siniri: 6 aydan daha az hapis cezasi ve/veya 180 gunden az para cezasi dikkate alinmaz), Almanca bilgisinin yeterli olmasi, genel Alman hukuk ve toplum bilgisine (entegrasyon kurslarinda verilen) bilgilere sahip olmak ve yeterli derecede bir buyuklukte konuta sahip olmak.

    İlticacilarin oturumu....

    Ilticasi kabul edilen kisilere Aufenthaltserlaubnis verilir. Bu oturum anayasasinin 16. maddesinden (ucak yoluyla gelenler icin) ilticasi kabul olanlara da yeni olan yabancilar yasasinin 60. maddesinden (karayoluyla gelenlere) ilticasi kabul edilene de ayni sekilde Aufenthaltserlaubnis olarak verilir. Onceden var olan Aufenthlatserlaubnis (16'dan alanlara) ve Aufenthaltsbefugnis ( eski olan 51'den alanlara) ayrimi kaldirilmistir. Aufenthaltserlaubnis uc senelik bir gecerlilik suresiyle verilir. Uc senedir Aufenthaltserlaubnis sahibi olan ilticacilara, bu sure sonunda, eger "Bundesamt fur Migration

    und Fluchtlinge" kurumu tarafindan iliticanin geri alinmasi kosullarinin olmadigini tasdiklenirse, direk olarak Niederlassungserlaubnis verilir.

    Aile birlesimi oturumu...

    Esini yurt disindan getirmek isteyen yabanci, Niederlassungserlaubnis sahibi olmasi veya iliticasi kabul edilenlere 25. maddeden verilen Aufenthaltserlaubnis sahibi olmasi veya 5 seneden beri Aufenthaltserlaubnis sahibi olmasi veya Aufenthaltserlaubnis sahibi olupta, bu oturumu aldigi sirada evli olmasi gerekiyor. Onun disinda genel kosullar olan is ve konut sahibi olmasi gerekiyor.

    Peki aileler cocuklarini nasil getirebilir?

    Iliticasi kabul edilmis ve bundan dolayi Aufenthaltserlaubnis sahibi olan kisiler ve Niederlassungserlaubnis sahibi olan kisiler 16 yasini doldurmamis cocuklarini Almanya'ya getirebilirler. Onun disinda anne ve baba veya tek basina velayet sahibi olan anne veya baba Aufenthaltserlaubnis veya Niederlassungserlaubnis sahibi oldugu takdirde ve cocuklarla birlikte yasamini burada devam ettirmek istedigi takdirde, 16 yasini doldurmamis cocugunu Almanyaya getirebilecek. 16 ile 18 yas arasi cocuklarin getirilebilmesi icin gerekli olan kosul ayrica, getirilecek cocugun Almanca bilmesi ve simdiye kadarki egitim ve yasam kosullari dikkate alinarak Almanya'ya uyum saglayabilecek olmasi gerekmektedir.

    Ayrilik ve bosanma sonrasi oturum...

    Eslerin pratik olarak ayrilmasi veya mahkeme karariyla bosanmasi durumunda, aile birlesimi ile gelen ese bir yillik esinden bagimsiz oturum verilir. Bunun icin evlilik birliginin en az iki sene Almanya icerisinde yasanmis olmasi veya evlilik birligi suresi icerisinde oturum hakki olan kisinin vefat etmis olmasi ve diger esin elinde bir oturumun var olmasi gerekiyor. Istisna durumlarda (esinden dayak yeme gibi) evlilik birligi iki sene surmesede oturum verilebilir. Ayrilmanin sonunda, sonradan gelen es, gecimini ayrilmis oldugu esinin odedigi nafakadan karsiliyor ve o es Niederlassungserlaubnis sahibi ise bagimsiz oturum alan kisiyede Niederlassungserlaubnis verilir. Onun disinda bagimsiz oturum, ayrilmadan kaynakli uzatilmasinda, sosyal yardim alinmasi oturumun uzatilmasina engel bir durum degildir.

    Simdiye kadarki oturumlar ne olacak

    01.01.2005'ten once verilmis olan Aufenthaltsberechtigung ve unbefristete Aufenthaltserlaubnis oturumlari, Niederlassungserlaubnis olarak gecerliligini korumaya devam edecek. Diger oturumlar, verilis amacina gore Aufenthaltserlaubnis olarak gecerliligini korumaya devam edecek. Ayni sekilde 01.01.2005'ten once oturumlara getirilen sinirlandirmalar (ornegin ikametin bolgesel olarak sinirlandirilmasi vs.), kosullar, yasaklar, gecici belgeler, sinirdisi ve terk kararlari gecerliligini korumaya devam edecek.
#28.05.2009 08:59 0 0 0
  • ben de almanyada süresiz kalmak is tiyorum kabul olduğunda bana habare verilsin
#25.12.2009 13:53 0 0 0
  • tesekkürler
#15.01.2010 01:03 0 0 0


  • Almanya Federal Cumhuriyeti Yabancılar Yasası

    4. Bölüm

    İkametin Sona Ermesi

    1)Terk Yükümlülüğün Gerekçelendirilmesi

    Madde 42

    Terk Yükümlülüğü

    Gerekli ikamet izni bulunmayan veya ikamet iznine artık sahip olmayan bir yabancı, ülkeyi terk etmekle yükümlüdür.

    Yabancının,

    Ülkeye izinsiz girmiş olması,

    İkamet izninin geçerlilik süresinin dolmasından sonra bu iznin uzatılması veya başka bir ikamet izni verilmesi için başvuruda bulunmamış olması veya

    Gerekli ikamet izninin ilk kez verilmesi icin başvurmamış olması ve yasal başvuru süresinin geçmiş olması hallerinde ülkeyi terk yükümlülüğü işleme konulur.

    Bunun dışında, terk yükümlülüğü ancak, ikamet izninin reddinin veya yabancıyı 1.fıkra hükmüne göre ülkeyi terk yükümlüsü kılan sair idari işlemin icra edilebilir olması halinde, işleme konulur.

    Yabancı, terk yükümlülüğünün işleme konulması halinde derhal veya terk için kendisine bir süre verilmiş olması halinde bu sürenin dolmasına kadar, F.Almanya'yi terk etmek zorundadır. Terk süresi, terk yükümlülüğünün kesinleşmesinden itibaren en geç altı ay sonra biter. Bu süre, ağır mağduriyet durumlarında süreli olarak uzatılabilir.

    Ülkeyi terk etmekle yükümlü olan bir yabancının, bir başka Avrupa Topluluğu ülkesine gitmek suretiyle bu yükümlülüğünü yerine getirmesi, ancak gideceği ülkenin kendisine giriş ve ikamet izni tanımış olması şartına bağlıdır.

    Ülkeyi terk etmekle yükümlü olan bir yabancı, başka bir konuta taşınmak veya bağlı olduğu yabancılar dairesinin yetki sahasını üç günden fazla bir süre için terk etmek istemesi halinde, durumu yabancılar dairesine önceden bildirmek zorundadır.

    Ülkeyi terk etmekle yükümlü olan bir yabancının, pasaportuna veya pasaport yerine geçen belgesine, ülkeden ayrılışına kadar el konulur.

    Bir yabancı, ikamet yeri bilinmiyorsa, ikamete son verilmesi amacıyla ikamet yerinin tespiti ve yakalanması için polisin arama yöntemlerine kaydedilebilir. 8. maddenin 2. fıkrası 1. cümlesinde belirtilen durumda, ülkeye girişinin önlenmesi amacıyla ayrıca, geri gönderilmek ve Almanya'ya gelmesi halinde yakalanmak üzere arama listelerine kaydedilebilir.

    Madde 43

    İkamet İzninin İptali

    İkamet izninin iptali ancak, yabancının

    Artık geçerli pasaport veya pasaport yerine geçen belge hamili olmaması,

    Tabiiyetini değiştirmesi veya kaybetmesi,

    Ülkeye henüz giriş yapmamış olması veya,

    İlticacı olarak tanınmasının, yabancı mülteci olarak hukuki konumu, Beşeri Yardım Çerçevesinde Ülkeye Alınan Mültecilere İlişkin Önlemler Hakkındaki Yasa'nın 1. fıkrası 1. bendine göre hukuki konumu veya 51. maddenin fıkrasında belirtilen şartların mevcudiyetine ilişkin tespitin sona ermesi veya geçersiz olması hallerinde mümkündür.

    1. fıkranın 4. bendinde belirtilen durumlarda yabancı ile birlikte aynı evde yaşayan aile fertlerinin ikamet izinleri, kendileri için ikamet izni talep hakkı doğmamış olması halinde, iptal edilebilir.

    Madde 44

    İkametin Yasallığının Sona Ermesi Kısıtlamaların Devam Etmesi

    İkamet izni, geçerlilik süresinin dolması, iptal edilmesi ve bu izni sona erdiren bir nedenin ortaya çıkması hallerinin dışında, yabancının

    Sınırdışı edilmesi

    Tabiati icabi geçici olmayan bir nedenle ülkeden ayrılması,

    Ülkeyi terk etmesi ve altı ay zarfinda veya yabancılar dairesi tarafından tespit edilen daha uzun bir süre içinde tekrar giriş yapmaması hallerinde de geçerliliğini kaybeder, birden fazla giriş veya üç aydan fazla süre icin verilmiş bir vize 2. ve 3. bentlere göre geçerliliğini kaybetmez.

    1a) İşçi veya serbest meslek sahibi olarak en az 15 yıl Federal Almanya'da ikamet etmiş olan bir yabancının süresiz ikamet izni veya ikamet hakkı, eğer

    yaşlılık, iş gücünün azalması, iş kazası veya mesleki hastalık nedeniyle, Federal Almanya'daki ikameti sırasında sosyal yardım almak zorunda kalmayacak miktarda bir aylık alıyorsa ve

    bütün riskleri kapsayan bir hastalık sigortasına sahipse, 1. fıkranın 2 ve 3 nolu bentlerine göre iptal edilmez.

    1. cümlenin 1 nolu bendinde yer alan emekli aylığı yerine, kendi serveti ile geçimini karşılamak üzere bakmakla yükümlü kişilerin yaptıkları ilave geçim ödemeleri de kabul edilebilir. 1. ve 2. cümlelere göre süresiz ikamet izninin veya ikamet hakkının sürdüğüne delil olarak, son ikamet yerindeki yabancılar dairesi, müracaat üzerine bir belge tanzim eder.

    1b) 44. maddenin 1a fıkrasından yararlanan bir yabancının eşinin süresiz ikamet izni veya ikamet hakkı, eş kendi emekli aylığı hakkıyla veya yabancının bakımıyla geçimini temin edebiliyorsa ve bütün riskleri kapsayan bir sağlık sigortasına sahipse, 1. fıkranın 2 ve 3 nolu bentlerine göre iptal edilmez.

    İkamet izni; söz konusu sürenin, sadece askerlik yükümlülüğünün anavatanda yerine getirilmesi suretiyle asılması ve yabancının terhis oldugu tarihten itibaren üç ay içinde tekrar geri dönmüş olması kaydıyla, 1. fıkranin 3. bendi uyarınca geçerliliğini kaybetmez.

    Yabancının tabiatı icabi geçici bir nedenle ülkeden ayrılmak istemesi ve süresiz oturma izni veya oturma hakkı hamili olması veya ülke dışındaki ikametinin F.Almanya'nın çıkarlarına fayda sağlaması hallerinde, kendisine kaideten 1. fıkranin 3. bendi uyarınca daha uzun bir süre tanınır.

    Yabancının ikamet izni geçerliliğini kaybetmeden F.Almanya dışında altı aydan daha uzun bir süre kalmış olması halinde, oturma izninin süresiz uzatılması ve oturma hakkı verilmesi için gerekli görülen oturma izni süresine, yurt dışında kaldığı sürenin toplam altı aylik bölümü dahil edilir.

    Sınırdışı edilen veya sınırdışına sürülen bir yabancının ikamet izni alma zorunluluğuna ilişkin muafiyeti ortadan kalkar; bu durumda 8. maddenin 2. fıkrası tatbik edilir. İkametin 3. maddenin 5. fıkrasına göre belirli bir süre ile kısıtlanmış olması durumunda, muafiyet bu sürenin dolmasından itibaren ortadan kalkar.

    Bu kanun veya diğer kanunlar uyarınca yer itibariyle getirilmiş olan kısıtlamalar ve kayıtlar ile diğer kısıtlamalar ve kayıtlar; ikamet izninin veya ertelemenin ortadan kalkmasından sonra da, iptal edilmelerine veya yabancının terk yükümlülüğünü 42. maddenin 1.-4. fıkralarına göre yerine getirmesine kadar yürürlükte kalırlar.

    Madde 45

    Sınırdışı Edilme

    İkameti ile kamu güvenliği ve düzenine veya F.Almanya'nın diğer önemli çıkarlarına halel getiren bir yabancı, sınırdışı edilebilir.

    Sınırdışı etme kararı verilirken

    Yabancının yasal ikamet süresi ile F.Almanya'daki korunmaya değer şahsi ekonomik ve diğer bağları,

    Yabancının sınırdışı edilmesinin F.Almanya'da yasal olarak aile birliği içinde beraber yaşadığı aile fertleri üzerinde doğuracağı sonuçlar ve 3- 55. maddenin 2. fıkrasında ifade edilen erteleme nedenleri dikkate alınır.

    Bir eyaletin, yabancıları veya belirli yabancı grupları 1.fıkra ile 46. maddede belirtilen nedenlerin veya bu nedenlerden bazılarının mevcudiyeti halinde sınırdışı etmemeye veya kaideten sınırdışı etmemeye ilişkin idari düzenlemesi, F.İçişleri Bakanlığı''nın mutabakatını gerektirir.

    Madde 46

    Sınırdışı Edilmeye İlişkin Münferit Nedenler

    F.Almanya'nin hür demokratik düzenini veya güvenliğini tehlikeye düşüren veya siyasi amaçlara ulaşılmasında siddet eylemlerine katılan veya şiddet kullanımı için alenen çağrıda bulunan veya şiddet kullanımı ile tehdit eden,

    Münferit veya önemsiz olmamak kaydıyla, yasal düzenlemeleri veya mahkeme kararlarını veya idari kararlar ve tasarrufları ihlal eden veya F.Almanya'da kasti suç kabul edilen bir suçu ülke dışında işlemiş olan,

    Fuhuşla ilgili yürürlükteki yasal düzenlemeyi veya idari tasarrufu ihlal eden,

    Eroin, kokain veya benzeri zararlı uyuşturucu madde kullanan ve rehabilitasyonunu sağlayacak gerekli tedaviye hazır olmayan veya bundan kaçınan;

    Davranışlarıyla kamu sağlığını tehlikeye düşüren veya uzun süreden beri meskeni bulunmayan;

    Kendi geçimi, genelde bakmakla yükümlü olduğu F.Almanya'da ikamet eden aile fertlerinin veya bakımını üstlendiği veya bakma taahhüdünde bulunduğu evinde oturan kişilerin geçimi için sosyal yardım alan veya almak zorunda olan veya

    Ebeveyni veya velayeti tek başına üstlenen ana veya babası yasal olarak F.Almanya'da ikamet eden reşit olmayan çocuk hariç tutulmak üzere; kendi ailesi dışında eğitim yardımı alan veya sosyal kanunun sekizinci cildine göre "reşit genç yardımı" alan kişi, 45.maddenin 1. fıkrası uyarınca özellikle sınırdışı edilebilir.

    Madde 47

    Kişiye Özgü Tehlikelilik Nedeniyle Sınırdışı Edilme

    Aşağıdaki durumlarda bir yabancı sınır dışı edilir:

    Kasıtlı olarak işlenmiş bir veya birden fazla suçtan ötürü kesinleşmiş mahkeme kararıyla en az üç yıllık bir hapis veya gençlik cezasına çarptırılmışsa veya kasıtlı olarak işlenmiş suçlardan ötürü beş yıl zarfında birden fazla toplam en az üç yıl hapis veya gençlik cezasına çarptırılmış veya kesinleşmiş son mahkumiyet kararında ihtiyati tevkif kararlaştırılmışsa veya

    Uyuşturucu Maddeler Kanunu kapsamına giren kasıtlı olarak işlenmiş bir suçtan ötürü, Ceza Yasasının 125a maddesi, 2. cümlesinde belirtilen koşullar altında işlenmiş asayişi bozma suçu veya yasaklanmış bir aleni toplantı veya yasaklanmış bir yürüyüş çerçevesinde Ceza Kanununun 125. maddesine göre işlenmiş asayişi bozma suçu nedeniyle kesinleşmiş mahkeme kararıyla en az iki yıl gençlik cezasına veya hapis cezasına mahkum edilmişse ve cezanın infazı şartlı olarak ertelenmemişse.

    Aşağıdaki durumlarda bir yabancı kural olarak sınırdışı edilir:

    Kasıtlı olarak işlenmiş bir veya birkaç suçtan ötürü kesinleşmiş kararla en az iki yıl gençlik cezasına veya hapis cezasına mahkum edilmişse ve cezanın infazı şartlı olarak ertelenmemişse,

    Uyuşturucu Maddeler Kanunu hükümlerine aykırı biçimde izinsiz olarak uyuşturucu madde eker, üretir, ithal eder, transit geçirir veya ihraç eder, satar, başka birine verir veya sair biçimde piyasaya sokarsa veya ticaretini yaparsa veya böyle bir fiile kışkırtır veya yataklık ederse veya

    Yasaklanmış veya dağıtılmış aleni bir toplantı veya yasaklanmış veya dağıtılmış bir yürüyüş çerçevesinde, bir insan kalabalığı içinden kamu güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde birleşmiş güçlerle gerçekleştirilen insanlara veya eşyalara yönelik şiddet eylemlerine fail veya katılımcı olarak iştirak ederse.

    48. maddenin 1. fıkrasında belirtilen sınırdışı edilmeye karşı özel himayeden yararlanan bir yabancı, 1. fıkrada belirtilen durumlarda kaideten sınırdışı edilir.

    2.fıkrada belirtilen durumlarda ise, yabancının sınırdışı edilmesi hakkında takdiren karar verilir.

    Madde 48

    Sınırdışı Edilmeye Karşı Özel Himaye

    Bir yabancının,

    Oturma hakkı hamili olması

    Süresiz oturma izni hamili olması ve F.Almanya'da doğmus veya F.Almanya'ya küçük yaşta gelmiş olması

    Süresiz oturma izni hamili olması ve 1. ve 2. bentlerde belirtilen bir yabancı ile evlilik birliği içinde yaşaması,

    Alman vatandaşı bir aile ferdiyle aile birliği içinde yaşaması

    İltica hakkı tanınmış olması, F.Almanya'da bir yabancı mültecinin hukuki statüsüne sahip bulunması veya 23 Temmuz 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Anlaşma (BGBL-1953, II. S. 559) uyarınca kendisine bir Alman makamı tarafindan seyahat belgesi tanzim edilmiş olması, hallerinde,

    32 a maddesine göre istisnai oturma iznine sahipse sadece kamu güvenliği ve düzenini tehdit eden önemli nedenlerden ötürü sınırdışı edilebilir. 47. maddenin 1. fıkrasında belirtilen durumlarda genelde, kamu güvenliği ve düzenini ilgilendiren önemli nedenler mevcuttur.

    Ebeveyni veya velayeti tek başına üstlenen ana veya babası yasal olarak F.Almanya'da ikamet eden reşit olmayan bir yabancı, mükerreren işlediği önemsiz sayılmayacak kasdi suçlardan, ağır suçlardan veya özellikle ağır bir suçtan ötürü kesin hüküm giymiş olması haricinde, sınırdışı edilmez. Aynı hüküm, F.Almanya'da doğmus veya büyümüş ve ebeveyni ile birlikte yaşayan bir genç için de geçerlidir.

    Kabulü muhtemel bir iltica basvurusunda bulunan bir yabancı, sadece iltica işleminin iltica hakkı tanınmaksızın kesin olarak karara bağlanması şartı ile sınırdışı edilebilir.

    Bu şarttan;

    1.fikraya göre sınırdışı edilme işlemini haklı kılan bir keyfiyetin mevcut olması veya

    İltica Muhakeme Usul Kanunu'nun hükümlerine uygun olarak yürürlüğe girmiş olan sınır dışı etme ihtarı gerçekleştiği zaman sarfı nazar edilir.

    Terk Yükümlülüğünün İcrası

    Madde 49

    Sınırdışına Sürülme

    Ülkeyi terkle yükümlü bir yabancı; terk yükümlülüğünün kesinleşmiş olması ve bunun 42. maddenin 3.ve 4. fıkralarına göre şahsın kendi isteğiyle yerine getirilmesinin garanti edilmemiş olması veya kamu düzeni ve güvenliği açısından terkin, nezaret altında yapılmasının gerekli görülmesi hallerinde, sınırdışına sürülür.

    Bir yabancının, hakim kararı ile tutuklu veya sair şekilde kamu gözetimi altında bulunması halinde, ülkeyi terkinin nezaret altında icrası gerekir.

    Aynı uygulama; yabancının,

    Kendisine tanınan süre içinde ülkeden ayrılmaması,

    47. madde uyarınca sınırdışı edilmiş olması

    Hiçbir maddi imkanının olmaması,

    Pasaportu bulunmaması,

    Yabancılar dairesine karşı yanıltmak amacıyla gerçek dışı beyanda bulunmuş veya beyanda bulunma reddetmiş olması veya

    Terk yükümlülüğünü yerine getirmeyeceğine dair intibalar yaratması hallerinde de geçerlidir.

    Madde 50

    Sınırdışına Sürülmeye İlişkin İhtar

    Sınırdışına sürülme, belirli bir terk süresi verilmek suretiyle, yazılı olarak ihtar edilmelidir. İhtar, yabancıyı 42. maddenin 1.fıkrası uyarınca ülkeyi terkle yükümlü kılan idari tasarrufla irtibatlandırılmalıdır.

    Yabancının, vatandaşı olduğu devlet dışında başka bir devlete sürülmesi halinde, söz konusu devletin ismi bu ihtarda belirtilmelidir. Yabancının, giriş yapabildiği veya kendisini geri alma yükümlülüğünü üstlenmiş olan başka bir devlete de sürülebileceği konusunda aydınlatılmalıdır.

    51., 53., 54. ve 55. maddeler uyarınca sınırdışına sürülmeyi engelleyici durumların ve erteleme nedenlerinin mevcut olması ihtarın yürürlüğe girmesine engel teşkil etmez. İhtarda yabancının 51.madde ile 53.maddenin 1.-4.fıkraları uyarınca sürülmesi yasak olan devlet belirtilmek zorundadır. İdare Mahkemesi sınırdışına sürülmeyi engelleyici bir durum tespit etmesine rağmen ihtar hukuken geçerliliğini korumaktadır.

    Terk mecburiyeti veya ihtar uygulanmadığında terk süresi kesintiye uğramaktadır. Bu sürenin tekrar uygulanmasında süre tespitine ihtiyaç duyulmaz.

    49. maddenin 2. fıkrasının 1. cümlesinde belirtilen hallerde, süre tespitine ihtiyaç duyulmaz; yabancı, tutuklu veya kamu gözetimi altında bulundurulduğu yerden sınırdışına sürülür. Sınırdışına sürülme en az bir hafta önce duyurulur.

    Madde 51

    Siyasi Takibata Uğrayanlar İçin Sınırdışına Sürülme Yasağı

    Bir yabancı ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensup olması veya siyasi görüşlerinden ötürü hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunduğu bir devlete sürülemez.

    1. fıkrada belirtilen şartlar:

    İltica hakkı tanınanlarda ve

    F.Almanya yabancı mülteci statüsünü haiz veya Mültecilerin Hukuki Statasüne İlişkin Anlaşma'ya göre F.Almanya dışında yabancı mülteci olarak tanınan diğer yabancılarda söz konusu olur.

    Yabancının siyasi takibata uğradığını belirttiği diğer durumlarda Federal Mülteci Tanıma Dairesi, Iltica Muhakemeleri Usul Kanunu hükümlerine göre bir iltica işleminde 1. fıkrada belirtilen şartların mevcut olup olmadığını tespit eder. Bu karara, sadece İltica Muhakemeleri Usul Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.

    Yabancı, bir suçtan veya ağır bir suçtan ötürü kesinleşmiş mahkeme kararıyla en az üç yıllık bir hapis cezasına mahkum edildiği için kamu açısından bir tehlike teşkil ediyorsa veya önemli nedenlerden ötürü Federal Almanya'nın güvenliği açısından bir tehlike olarak telakki ediliyorsa, 1. fıkra uygulanmaz.

    Yabancının, önemli nedenlerle F.Almanya'nın güvenliği için bir tehlike olarak görülmesi veya işlediği ağır bir suçtan ötürü kesinleşmiş mahkumiyet kararı nedeniyle kamu için tehlike oluşturması halinde, 1. fıkra hükümleri tatbik edilmez.

    1. fıkrada belirtilen şartların mevcut olması halinde, sınır dışında sürülme ihtarından, uygun bir süre tanınmasından ve yabancının sürülemeyeceği devletlerin ihtarda belirtilmesinden sarfi nazar edilemez.

    Madde 52

    Muhtemel Siyasi Takibat Halinde Sınırdışına Sürülme

    Kabulü muhtemel bir iltica başvurusunda bulunan yabancılar hakkında başvurunun itirazı kabul olmaksızın veya bariz olarak gerekçesizliği nedeniyle reddedilmediği veya geri alınmadığı sürece 51. madde tatbik edilir.

    Madde 53

    Sınırdışına Sürülmeyi Engelleyici Nedenler

    Bir yabancı, işkenceye tabi tutulacağı yolunda somut tehlikenin mevcut olduğu bir devlete sürülemez.

    Bir yabancı, işlediği herhangi bir suçtan ötürü aranmakta olduğu ve ölüm cezasına çarptırılma tehlikesinin bulunduğu bir devlete sürülemez. Bu durumlarda suçluların iadelerine ilişkin mevzuat tatbik edilir.

    Yabancı, başka bir devletin usule uygun iade talebinde veya iade talebi ile bağlantılı, bir tutuklama talebinde bulunması halinde, iade kararının alınmasına kadar bu devlete sürülemez.

    4 Kasım 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (RG 1952 11 S.686) sınırdışına sürülmeye cevaz vermediği sürece, yabancı sınırdışına sürülemez.

    Başka bir devlette cezai takibata uğraması ve cezalandırılması yönünde genel bir tehlikenin var olması ve bu maddenin 1.-4. fıkralarından başka bir sonuç ortaya çıkmadığı takdirde bir başka devletin kendi hukuk düzenine göre yasal cezaya çarptırılmasına yönelik somut bir tehlikenin mevcut olması, yabancının sınırdışına sürülmesine engel teşkil etmez.

    Bir yabancının vücut bütünlüğü, hayati veya özgürlüğünün önemli ve somut olarak tehlike altında bulunacağı bir devlete sürülmesinden sarfi nazar edilebilir. Bu devlette, yabancının mensubu bulunduğu halkın veya halk grubunun genel olarak tehlikelere mağruz kalması halinde, verilecek kararlarda 54. madde dikkate alınır.

    Madde 54

    Sınırdışına Sürülmenin Tehiri

    En yüksek eyalet makamı; devletler hukuku kaidelerinden veya insani nedenlerden ötürü veya F.Almanya'nın siyasi çıkarlarının korunması açısından belirli devletlerden gelmiş olan yabancıların veya sair şekilde belirlenmiş yabancı grupların, genel olarak veya belirli devletlere gönderilmek üzere sınırdışına sürülmelerinin en fazla altı ay süreyle tehir edilmesine karar verebilir. Sınırdışına sürülmenin 6 aydan daha fazla bir süre tehir edilmesi gerektiğinde buna ilişkin karar için F.İçisleri Bakanlığı'nın muvafakatına ihtiyaç vardır.

    Madde 55

    Erteleme Nedenleri

    Bir yabancının sınırdışına sürülmesine sadece 2.-4. fıkralar uyarınca süreli olarak ara verilebilir (erteleme)

    Bir yabancıya; sınırdışına sürülmesi hukuki veya fiili nedenlerle imkansız olduğu veya 53. maddenin 6. fıkrasına veya 54. maddeye göre bunun tehir edilmesi gerektiği sürece, erteleme verilir.

    Bir yabancıya, terk yükümlülüğü kesinleşmediği sürece veya acil insani veya şahsi nedenlerin veya önemli kamu çıkarlarının F.Almanya'da geçici bir süre daha kalmasını gerekli kılması hallerinde, erteleme verilebilir.

    Sınırdışına sürülmesi yasal olarak hükme bağlanmış bir yabancıya; ancak sürülmenin hukuki veya filli nedenlerden ötürü imkansız veya 54. maddeye göre tehir edilmesinin gerekli olması hallerinde erteleme verilebilir. Sınırdışına sürme ihtarında belirtilmediği taktirde 53.maddenin 6.fıkrasının 1 cümlesinde belirtilen nedenlerden ötürü erteleme verilebilir.

    Madde 56

    Erteleme

    Erteleme verilen bir yabancının terk yükümlülüğü saklı kalır.

    Erteleme sürelidir; süre bir yıl aşmamalıdır. Sürenin sona ermesini müteakip erteleme, 55. madde uyarınca yenilenebilir.

    Erteleme, yer itibariyle eyalet hudutları ile sınırlıdır. Başka şart ve kayıtlar konulabilir. Özellikle çalışma yasağı veya kısıtlamaları getirilebilir.

    Erteleme, yabancının ülkeyi terk etmesi ile hükmünü kaybeder.

    Erteleme, sınırdışına sürülmeyi engelleyen nedenlerin ortadan kalkması halinde, iptal edilir.

    Yabancı Almanya'da kalmasına müsaade edilen (Duldung) sürenin bitiminden hemen sonra, sınır dışı edileceği yeniden bildirilmeksizin ve süre belirtilmeksizin sınır dışı edilir; bunun istisnası kendisinin Almanya'da kalmasına yeniden müsaade edilmesidir.

    Yabancının Almanya'da kalmasına bir yıldan fazla süre ile müsaade edilmişse, müsaadenin geçerlik süresinin bitmesi veya iptal edilmesi suretiyle kalkması halinde öngörülen sınırdışı etme işleminin en az bir ay önceden bildirilmesi gereklidir; müsaade bir yıldan fazla bir süre için yenilenmişse bildirimin tekrarlanması gereklidir.

    Yabancı; ertelemenin süresinin sona ermesi ve yenilenmemesi halinde tekrar bir ihtara ve süre tespitine gerek olmaksızın derhal sınırdışına sürülür. Yabancıya bir yıldan daha uzun bir süre için erteleme verilmiş olması halinde, diğer devletin kabul muvafakatının daha önce ortadan kalkması hariç olmak üzere, sınırdışına sürülme için üç ay önceden bildirimde bulunulur.

    Madde 57

    Sınırdışına Sürmek Üzere Tutuklama

    Yabancının sınırdışı edilmesine hemen karar verilememesi ve tutuklanmadan sınırdışına sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşma veya akamete uğrama ihtimalinin mevcudiyetinde, hakim kararı ile sınırdışı etmeye hazırlık gayesiyle, yabancı tutuklanır (Hazırlık Tutuklaması). Bu tutukluluk süresi altı haftayı geçmemelidir. Sınırdışı etme halinde belirlenmiş tutukluluk süresinin bitimine kadar, tutukluluk halinin devamı için yeni bir hakim kararına ihtiyaç yoktur.

    Bir yabancı, sınırdışına sürülmesinin güvence altına alınması amacıyla

    Ülkeye izinsiz girmesinden ötürü ülkeyi terkle yükümlü olması halinde

    Ülkeyi terk etmesi için sürenin dolması ve yabancılar dairesine yeni ikamet adresini bildirmeden ikamet yerini değiştirmiş olması halinde

    Sorumluluğu kendisine ait olan nedenlerden ötürü sınırdışı edileceği tarihte yabancılar dairesi tarafından belirtilen yerde bulunmaması halinde

    Başka nedenlerden ötürü sınırdışı edilmekten kaçınması halinde

    Sınırdışına sürülmekten kaçınacağı yolunda ciddi bir şüphenin mevcut olması halinde hakim kararıyla tutuklanır (ihtiyaten tutuklama).

    Bu tutuklama, yabancının kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle sınır dışına sürülmenin icrasının gelecek üç ay zarfında yerine getirilemeyeceğinin anlaşılması halinde, caiz değildir.

    İhtiyaten tutuklama süresi, altı aya kadar belirlenebilir. Sınırdışına sürülmenin yabancı tarafından engellenmesi hallerinde, bu süre en fazla on iki ay uzatılabilir. Hazırlık tutukluluğun süresi ihtiyati tutukluluğun toplam süresine dahil edilir.


#15.01.2010 13:40 0 0 0
  • selam formdaki oturm ile ilgili yazilari okudum benim su sekilde bir sorunum var

    ben 2006.01 de tr'den evlilik yolu ile almanyaya geldim, sonra esimle 6 ay sonra ayri yasamaya basladik ve 1 sene sonra da almanyada ayrildik.Bu arada icinde 3 aylik Duldun oturum aldim ve bu zaman icinde bir alman bayan ile tanistim onunla yasamaya basladim bu sebepten dolayi 2 sene boyunca duldun aldim ilk esimden alamnyada ayrildiktan sonra yaklasik 8 ay sonra tr'den de bosandimve bu iki senenin sonun da bu alman bayan ile evlendim simdi evliligin uzerinden 15 ay gecti ve esim ayrilmak istiyor ben su ana kadar integrations kurs yapmamistim (calismaktan dolayi ) vede bu konuda bilgim yoktu yani bu iki sene zarfi icide hicbir kurlustan bunu yapmam gerektigi hakkinda yazi gelmedi sadece ilk almanyaya geldigim de bunu imzaladim (tabi almanca olmadigi icin ne oldugunu bilmeden) alman bayan ile evlendigim sirada 1 senelik oturum aldim ve sonra tekrar oturumu uzatmak icin gittigime bu kurs yuzunden bana yine 3 aylik oturum verdiler. yakinda kursa basliyorum fakat esim ayrilmak istiyor
    benim alamayaya geldigim 4 sene oldu ve kesintili olarak 2 sene calisitm simdi ben oturum alabilirmiyim yoksa terk mi eteme lazim bunun yaninda bir firma acmak istiyorum yazilim firmasi ve almanyada kalamak isitoyum

    bu koduda bilgilendirisenz sevinirim
#19.03.2010 14:19 0 0 0
  • Buyrun sorunuzun cevabi bu konudan takip edebilirsiniz.


    Hangi şartlarlarda aile birleşimi hakkından yararlanmak mümkündür?

    Şartlar Almanya'da bulunan eşin veya velinin yasal konumuna göre farklıdır.

    Alman vatandaşı olan kimse bir yabancı uyrukluyla hangi şartlarda aile birleşimi hakkına sahiptir?

    Alman vatandaşı olan taraf Almanya'da ikamet etmeli ve yabancı uyruklu olanın eşi, velisi veya çocuğu olmalı.

    Yani bir Alman vatandaşı çocuk yabancı uyruklu anne ve/veya babası ile aile birleşimi ve bununla birlikte bunlara oturma müsaadesi sağlama hakkına sahip mi?

    Evet!

    Alman vatandaşının yeterince geliri olmak zorunda mı?

    Hayır! Alman vatandaşı olan taraf sosyal yardım alsa dahil eşi veya çocuğu ile yaşadığı yerde aile birleşimi hakkına sahiptir.

    Alman vatandaşının yeterince büyüklükte evi olmak zorunda mı?

    Hayır! Ancak aile birleşimini gerçekleştirebilecek bir yeri sunabilmek zorundadır. Bu geçicide olsa bir otel'de olabilir. Ancak evsiz, sokakta yaşayan ve sokakta yaşamakta ısrar eden bir Alman vatandaşı eşi veya çocuğuna aile birleşme hakkını sağlayamayacaktır.

    Bir Alman vatandaşı ile evli olan bir yabancı uyruklu ilk başvuruda kaç yıllık oturma müsaadesi alır?

    Yabancılar dairesinin aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda kuşkusu olmadığı takdirde üç yıllık oturma müsaadesi verilmelidir. Aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda kuşkular varsa bir veya iki yıllık oturma müsaadesi verilir. Genelde ne olursa olsun ilk olarak bir yıl verilir kişisel olarak görüşüm budur. Ben daha üç yıl oturma izni alan bir yabancı görmedim.

    Oturma müsaadesi uzatıldığı zaman hangi süreyle uzatılır?

    Hukuki olarak üç yıl gözüküyor. Burada da önceki soruya verilen yanıt geçerlidir. Ama dediğim gibi bu bazı durumlarda değişir. Örnek olarak açmam gerekirse. Kadın veya erkek Almanya'ya geldiği ilk yılında fest dediğimiz yani sağlam sürekli bir iş bulduğunda süresiz ya da üç yıl olarak uzatılır.

    Sosyal yardım alan veya almak zorunda olan kimseye oturma müsaadesi verilmek zorunluluğu var mıdır?

    Hayır! Bu durum sürülme gerekçesi oluşturup, oturma müsaadesinin verilmesini yasa yabancılar dairesinin takdirine bırakır. Pratikte yabancılar daireleri bu durumda bir yıllık oturma müsaadesi verir.

    Hangi şartlarda bir Alman vatandaşının yabancı eş, çocuk veya velisine aile birleşimi hakkı tanınmayıp oturma müsaadesi verilmez?

    Oturma müsaadesini red etme gerekçeleri şunlardır:
    - Yabancı uyruklu vize gerekliliğine rağmen vizesiz Almanya'ya giriş yapmak
    - Yabacılar dairesinin onayı olmadan verilmiş bir vize ile giriş yapmak
    - Pasaport sahibi olmamak
    - Kimliğin ve uyruğun belli olmaması
    - Almandan sürülmüş veya terk et kararı çıkmış olunup, bundan dolayı hakkında otomatikman Almanya'ya girme yasağı yürürlüğe girmiş ve bu yasağın belli bir süre ile sınırlandırılmasına baş vurmamış veya bu süre daha henüz dolmamış olan kimselerde

    Sürülme gerekçesi yaratmış bir kimseye aile birleşiminden dolayı oturma müsaadesi verilmek zorunda mıdır?

    Hayır. Bu konularda yasa oturma müsaadesinin verilmesini yabancılar dairesinin takdirine bırakmaktadır.

    Sürülme gerekçesi nedir?

    Sürülme gerekçesinin ne olduğuna yönelik bir açıklama yoktur. Yasa sadece sürülme gerekçesi olan konuları örneklerle saymıştır. Bunlar yabancılar yasasının 46'ıncı maddesinde şöyle sıralanmaktadır:

    - Alman yanın özgürlükçü temel yapısını ve güvenliğini tehlikeye sokmak veya siyasi amaçlara ulaşmak için şiddet kullanan, kullanılmasına çağrıda bulunan veya kullanılmasıyla tehdit etmek,
    - Ağır bir şekilde veya sürekli olarak yasalara, mahkeme veya idari kararlarına uymamak
    - Almanya dışında Almanya'da kasıtlı suç olarak değerlendirilen bir suç işlemiş olmak
    - Fuhuş ve benzer yasak işler çevirmek
    - Eroin, Kokain veya benzer tehlikeli uyuşturucu kullanıp, bağımlılılığa karşı bir terapi yapmayı kabul etmemek veya bundan kaçmak,
    - Tutum ve davranışları ile kamu sağlığını tehlikeye sokan veya uzun vadeli sokakta yaşamak
    - Kendisi veya ailesi için sosyal yardım almak veya nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyip nafaka hakkına sahip olanı sosyal yardım almak zorunda bırakmak

    Alman vatandaşı ile evli olan kimse süresiz oturma müsaadesi hakkını hangi şartlarda kazanır?

    Üç yıl Alman vatandaşı eşi ile yaşamış ve yaşamaya devam eden, basit bir şekilde sözlü olarak kendisini almanca dilinde ifade edebiliyorsa ve bir sürülme gerekçesi yaratmamış olduğu zaman süresiz oturma müsaadesi hakkını kazanmış olur.


    İki Türk vatandaşı Almanya'da hangi makamlar tarafından evlendirilebilir ?

    Bağlı bulundukları Türk Başkonsolosluğunda veya Alman Nüfus Dairesinde (Standesamt) evlenebilirler.

    Almanya'da bir Türk vatandaşı, bir yabancı ile Türk Konsolosluğunda evlenebilir mi?

    Hayır. Çünkü Konsoloslukların bir Türk ile bir yabancı uyruklu kişiyi evlendirme yetkisi yoktur. Bu durumdaki vatandaşlarımız gerekli belgeleri temin etmek suretiyle, Alman Nüfus idaresinde evlenebilir.

    Bir Türk vatandaşı ile bir yabancı Türkiye'de evlenebilir mi?

    Gerekli belgeleri ibraz etmek suretiyle evlenebilirler.

    Bir Türk vatandaşı ile bir yabancı Türkiye'de evlenmek istedikleri takdirde, yabancıdan hangi belgeler istenir?

    Evlenme Ehliyet Belgesi (Ehefähigkeitszeugnis / Alman Nüfus İdaresinden),
    Doğum Kayıt Örneği (Geburtsurkunde),
    Kimlik Belgesi (Personalausweis) veya Pasaport (Paß),
    İkâmetgâh Belgesi (Meldebescheinigung veya Aufenthaltsbescheinigung),
    İlgililerden son evliliğe dair Evlenme Kayıt Örneği, Boşandığına dair Kesinleşmiş Mahkeme Kararı veya Ölüm Belgesi (Rechtskräftigscheidungsurteil / Sterbeurkunde).

    Yabancı makamda yapılan evlenmeyi Konsolosluğa bildirme mecburiyeti var mıdır?

    Yabancı yetkili makam önünde yapılan evlenmeyi mahallî Türk konsolosluklarına en geç bir ay içinde bildirmekle koca, koca yabancı ise, kadın yükümlüdür. Bildirim evlendirmeyi yapan yetkili makamlardan alınacak evlenme belgesinin bağlı bulunulan Türk konsolosluğuna verilmesi ile yapılır.

    Kız ve erkekler için evlenme yaşı kaçtır?

    18 yaşını bitiren Türk vatandaşı reşit olduğundan herhangi bir izne gerek olmaksızın evlenebilir. Reşit olmayan, yani 18 yaşını bitirmemiş kızlar 15 yaşını, erkekler 17 yaşını doldurdukları takdirde, anne ve babanın noter önünde verecekleri muvafakat name ile evlenebilirler.

    Vekâlet ile evlenme olur mu?

    Hayır. Evlenme esnasında, evlenecek kişilerin nikâh memuru önünde bizzat bulunmaları şarttır.

    Nişanı bozmak mümkün müdür ?

    Nikâh vakti icra edilinceye kadar, nişanlılar evlenmekten vazgeçilebilirler.

    Türk vatandaşı bir erkek, evlendiği kadının soyadını alabilir mi?

    Hayır. Türk Medeni Kanunu'na göre bu mümkün değildir.

    Türk vatandaşı bir kadın evlendiği zaman kızlık soyadını taşıyabilir mi?

    Türk Medeni Kanunu'nda son yapılan bir değişiklikle, "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde, önceki soyadını da kullanabilir" hükmü getirildiğinden, dilerse kocasının soyadı önünde kendi soyadını da taşıyabilir.

    Boşanan veya eşi ölen kadın veya erkek için evlenme yasağı var mıdır?

    Erkek için böyle bir yasak yoktur. Ancak, kadının hâmile olması muhtemel olduğundan, doğacak çocuğun nesebi açısından evlenme yasağı vardır. Boşanan veya eşi ölen kadın, ölüm veya boşanma tarihinden itibaren 300 gün (10 ay) geçmeden yeniden evlenemez. İlgili Türk mahkemesine başvurarak bu süreyi kısaltmak veya kaldırtmak mümkündür.

    Türk vatandaşı erkek ile evlenen yabancı kadın, Türk vatandaşlığına geçebilir mi?

    Evet. Evlenme, evlendirmeye yetkili Türk makamları önünde yapıldığında, evlenme akdinin yapıldığı sırada o makama; yabancı makamlar önünde yapıldığı takdirde, evlenmeyi tescil ile görevli Türk makamlarına, evlenme akdinden başlayarak bir ay içinde yazılı olarak başvurduğu takdirde, ayrıca Türk vatandaşlığını da alabilir. Bu bir yabancı ile evlenen Türk kadını için geçerli değildir.

    Bir Alman vatandaşı ile Danimarka'da evlendim. Bu evliliği nasıl tescil ettirebilirim?

    Danimarka makamları tarafından düzenlenen evlenme cüzdanı ya da belgesinin bu ülkenin Almanya'da ki bir Başkonsolosluğunda ya da Büyükelçiliğinde tescil ettirdikten sonra nüfus cüzdanının ve evlendiğiniz kişinin doğum belgesi (Geburtsurkunde) ile birlikte bağlı bulunduğu Başkonsolosluğa müracaat etmesi yeterlidir.

    Evlenme cüzdanını konsolosluklarda yenilemek veya kaybından dolayı yenisini almak mümkün müdür?

    Evet. Bunun için karı-kocanın, nüfus hüviyet cüzdanları, pasaportları, ikişer fotoğrafları ile birlikte Başkonsolosluğa başvurması gerekir.

    Peki ya vize alırken?

    Aile birleşimi çerçevesinde vize için, yetkili yurtdışı temsilciliğine, başvuru saatleri içersinde pazartesi-cuma günleri saat 8.00 ile 12.00 arasında şahsen başvuruda bulunulması gerekmektedir.

    Müracaat Formları başvuru esnasında verilmekte olup, müracaatçı tarafından şahsen doldurulmak zorundadır. Aile birleşimi müracaatı için aşağıdaki belgelerin hem asılları hem de fotokopileri gerekli Uluslararası Evlenme Kayıt Örneği (Formül B - Nüfus Müdürlüğünden) Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği (Nüfus Müdürlüğünden) T.C. Pasaportu (en az 1 yıl geçerli) 2 adet vesikalık resim
    Gerek duyulması halinde, başka belgelerin de istenebileceğini lütfen göz önünde bulundurunuz. Yukarıda belirtilen belgelerin ibraz edilmiş olması, mutlaka vize verilmesini gerektirmemektedir.

    Büyükelçilik, aşağıda belirtilen vize ücretleri dışında vize bölümünün bütün resmi işlemlerinin ücretsiz olduğunu, başvuru formlarının ücretsiz olarak verildiğini ve ayrıca dışarıdan bir büronun yardımına gerek olmadığını özellikle belirtir.


    Aile birleşimi için vize ücretleri:

    - Alman uyruklu eşler: ücretsiz
    - Yabancı uyruklu eşler: 25,- Euro (müracaat esnasında 15,- Euro alınmakta olup, geri kalan 10,- Euro vize verildiğinde alınır)

    Vize ücretleri yalnızca Euro olarak alınmaktadır.

    Uyum Kursları

    Sürekli olarak Almanya'da yaşayan yabancıların uyum sağlama çabaları, uyum kursları olarak adlandırılan kurslarla desteklenir. Kurslar, dil öğrenme imkânlarının yanı sıra yabancılara hukuki, tarihi ve kültürel bilgiler sunan bir yönlendirme kursunu kapsar. Uyum kurslarının gerçekleştirilmesinde bundan sonra, 'talep ve teşvik etme' ilkesine daha çok önem verilecektir. Yasada artık kursa başarılı bir şekilde katılma hedefi özellikle vurgulanmaktadır. Böylece bundan sonra giderek daha çok katılımcının sadece bir kursa gitmelerini değil kursu bir bitirme sınavına

    girerek başarılı bir şekilde tamamlamalarını güvence altına almak amaçlanmaktadır. Devamsızlık durumunda belli bir yaptırım uygulanması konusunda da tek tip uygulama yolu seçilmiştir. Dolayısıyla kursa, „öngörülen şekilde" katılmama durumunda işsizlik parası (ALG II) yüzde 30 oranında kesilebilir. „Uyumu reddedenler" bunun ötesinde 1.000 Euro kadar para cezasına çarptırılabileceklerini hesaba katmak zorundalar.

    Kalma Hakkı

    Reformun can alıcı bir noktası, uzun yıllar müsamaha gösterilenler (hemen, hemen 180.000 kişi) için var olan ve 'yıllanmış vaka düzenlemesi' olarak adlandırılan uygulamadır. Müsamaha gösterilen kişiler, oturum statüsü olmayan ama gerçek ya da hukuki sebeplerden ötürü - örneğin, yabancının hangi ülke vatandaşı olduğu açıklık kazanmadığı için - sınır dışı edilemeyen kişilerdir. Eğer 1 Temmuz 2007 olarak belirlenen tarihe kadar en azından sekiz (yalnız yaşayanlar) ya da altı yıldır (yaşı reşit olmayan çocukları olan aileler) Almanya'da yaşıyor, geçimlerini kendileri sağlıyor, suç işlememiş ve Almanca biliyorlar ise kendilerine oturma hakkı verilmektedir. Geçimleri güvence altına alınmamışsa, kendilerine belli bir 'deneme süresi' için oturum izni verilmesi ve 2009 sonuna kadar iş bulmaları için zaman tanınması öngörülmektedir. Federal eyaletler ayrıca bu kişilere para yardımı yerine sadece ihtiyaç malzemesi olarak yapılan yardımı vermeye devam etmekte serbesttirler.

    Almanya"da yürürlüğe giren tartışmalı Göç Yasası gereği Aile Birleşimi çerçevesinde ülkeye geleceklere uygulanacak dil sınavı 'Okuma, Yazma, Anlama ve Duyma' olmak üzere dört aşamadan oluşurken, adaylar, vize almadan önce yasa gereği tam 80 dakika sınava tabi tutulacak.

    Almanya'da geçtiğimiz Ağustos ayında yürürlüğe giren göç yasası ile ilgili tartışmalar sürerken, yasa gereği aile birleşimi çerçevesinde Almanya'ya geleceklere uygulanacak dil sınavın nasıl olacağı açıklığa kavuştu. Federal hükümet, dil sınavına tabi ülkelerde bulunan dış temsilciliklerine ve bu ülkelerde bulunan Goethe Enstitüsüne dil sınavının nasıl yapılacağını ve hangi seviyede Almanca bilinmesi gerektiğini belirleyerek bildirdi.

    Buna göre vize başvurusu yapan adayların, uzun yıllardan beri Almanya'da yetişkinlere yönelik düzenlenen 'Start Deutsch A 1′ seviyesinde Almanca bilmesi zorunlu kılınıyor. Aile Birleşimi çerçevesinde Almanya'ya geleceklerin önce dört aşamalı sınavdan geçirileceği ortaya çıktı. Adaylar, Duyma, Okuma, Yazma ve Konuşma olmak üzere dört ayrı bölümden sınava tabi tutulacaklar.


    80 dakikalık Sınav

    Adaylar, öncelikle 20 dakika boyunca 'Duyma' bölümünden teks edilecekler. Sınavı yapan görevliler önlerindeki teksi okuyacaklar. Her teks en fazla iki kez okunacak. İki okumadan sonra adaya okunan konuyla ilgili sorular yöneltilecek. Bu bölüm için zorunlu sınav süresi ise 20 dakika olarak belirlendi. İkinci ve üçüncü aşama olan 'Okuma ve Yazma' için belirlenen sınav süresi ise tam 45 dakika. 45 dakika içinde vize başvurusu yapan adaylar verilen bölümü doğru okuyup yazmak zorundalar. Sınav süresi 15 dakika olarak belirlenen 'Konuşma' bölümünde ise kişiye kendisiyle ilgili sorular sorulacak ve belirlenen bir konu üzerinde sohbet edilecek. Toplam 80 dakika boyunca sınava tabi tutulan aday, sınavı başardığı taktirde diğer istenen koşulları da yerine getiriyorsa aile birleşimi çerçevesinde vize alarak Almanya'ya gelebilecek.

    Sol Parti Federal Meclis milletvekili ve Partisinin Göç ve Uyum Politikaları Sözcüsü Sevim Dağdelen sınava karşı çıkarak şöyle dedi:

    Bu Sınavı Kim Yapacak?

    "Göç yasası tüm itirazlara ve karşı koymalara rağmen ayırımcı niteliklerle yürürlüğe girdi. Ailelerin birleşimine engel olması yönüyle insan haklarını ihlal eden bir yasa. Ayrıca sadece Türkiye'den gelenlere değil, Güney Amerika veya diğer ülkelerden gelenlerin de önüne engeller çıkarıyor. Sosyal Demokratlar ve CDU'lular çıkardıkları bu yasayla Almanya'nın itibarına zarar verdi. Sınava tabi olan örneğin Nikaragua'da Goethe Enstitüsü yok. Buradaki insanlar nasıl Almanca öğrenecek ve bunları kim sınava tabi tutacak. Ayrıca Hakkari'den insanlar Ankara'ya gelip sınava girecekler. Bu onlara ekonomik yük getirecek. Bu sınavı Almanya'da başarmak çok zor iken, başka ülkelerde yaşayanların başarmasını beklemek hangi akla ve mantığa sığar."

    Alman yanın artık yeni bir göç yasası var. Bu yasa göçmen derneklerinin, yabancıların ve Alman yanın vatandaşlığına geçen kimselerin tepkilerine rağmen çıkarıldı. Bu yasanın en büyük özelliği, çoksesliliğe, azınlık haklarına, siyasi ahlaka ve demokratik kültüre en ağır biçimde saldırması. Yasa uzun süredir Almanya'da yaşayan ve oturumu olmayan mültecilere belli şartlar altında kalma ve çalışma izni tanınmasını öngörürken, aile birleşimine yönelik kuralları sertleştiriyor.

    Alman parlamentosu Bundestagtan geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Horst Köhlerin onayladığı yasa Almanya'da çalışan ve Türkiye'den evlenen biri eşini Almanya'ya getirmek isterse, eşi bir yıl boyunca Almanca kursuna gitmek ve sınavda başarılı olmak zorunda. Ayrıca yasaya göre uyum kurslarına katılmayan yabancılara yaptırım uygulanacak, Alman vatandaşlığına geçmek isteyen genç yabancılardan da gelir beyannamesi göstermeleri gerekecek.

    Yeni yasa nedeniyle göçmen dernekleri hükümetin uyum zirvesine katılmadı. Türk dernekleri, yasanın ayrımcı ve baskıcı olduğuna dikkat çekiyorlar. Fakat Türklerin, protesto gösterisi düzenlemesi Şansölye Angela Merkeli rahatsız etti. Merkel, 2. Uyum Zirvesine katılmayan Türk kuruluşlarının tutumunu eleştirerek hükümete ültimatom verilemeyeceğini söyledi.

    Şüphesiz Merkel, benzer bir yasayı Türkiye çıkarsaydı çok daha büyük tepki gösterirdi. Türkiye böyle bir yasa çıkarsaydı, o zaman Türkiye'nin gizli bir gündemi olduğunu, Ankara'nın amacının uyumu kolaylaştırmak değil, gizli bir asimilasyon politikası yürütmek olduğunu söylerdi. Eğer Türkiye böyle bir yasa çıkarsaydı, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri haklı olarak kopardı. Çünkü böyle bir yasaya imza atacak ülkenin hiçbir medeni değerin temsil edildiği bir zeminde kendisine yer bulamaması gerekirdi.

    Bu yasanın anlamı - Almanya Türk Toplumu TGD Genel Başkanı Kenan Kolatın da isabetle belirttiği gibi- Brandenburgun yabancılar ile diyalog kapısını kapatması olarak görülebilir. Türkiye'de türlü dilin kamusal ve resmi zeminde konuşulmasını teşvik ederken, kendi ülkesinde yaşayanlara despotça vatandaş, Almanca konuş demekten ve hatta buna itiraz edenler için yaptırım hazırlamayı düşünmekten çekinmeyen Merkelin tutarlılık konusunda örnek gösterilmesi gerçekten çok zor.

    Arkadaşlar bu gelişme şunu ortaya koymuştur; Merkelin istediği entegrasyon değildir. Merkelin hedefi asimilasyondur. Ayrıca yasanın zorunlu evliliklerin önlenmesi amacıyla değiştirilmesi insan haklarına açık bir saldırıdır. Diğer taraftan gerek Merkelin gerekse Alman yanın yabancılar politikasından sorumlu bakanı Maria Boehmerin Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini boykot etme kararını eleştirmesi ve hatta bunu ültimatom olarak tarif etmesi, demokratik açıdan yeterince olgun olmamaktır.
    Boehmerin iddiasının aksine, boykot ne üslup ne de içerik açısından abartılı bir tavır değildir. Bu boykot ve onun arka planı, Türk derneklerinin değil, Alman hükümetinin ve sözüm ona uyum zirvesinin saygınlığının derecesini ortaya koymaktadır.

    Kişilere zorla bir kültürün benimsetilmesi veyahut bir lisanın yaptırım korkusu ile ezberletilmesi bu çağa ait kavramlar değildir. Gerçekçi olmak gerekir ki, bu yasa gerçekte Türk düşmanlığı yasasıdır!

    Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Armin Laschetin iddiasının aksine bu yasanın amacı asla, evlenerek Almanya'ya gelen kadınları güçlendirmek değildir. Göç uzmanı Dieter Oberndörferin şu yorumu çok önemli;

    AB ülkesi vatandaşlarına böyle bir uygulama asla yapılamazdı! Almanya, dünya siyasetinin çok riskli bir döneminde ve çok tehlikeli süreçlerin kesiştiği bir evrede, tarihi ve kültürüyle maalesef çok uyumlu bir yasa çıkardı. Hâlbuki yaşlanan Alman yanın kendi ülkesinde yaşayan yabancıların değilse dahi, Avrupa Konseyinin bazı uyarılarını önemsemesi ve dikkate alması gerekirdi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği, Almanya'dan ırkçılık ve yabancı düşmanlığını sadece neo-nazi ve aşırı sağcı grupların eylemleri olarak değil, toplumun tüm katmanlarını etkileyen bir sorun olarak ele almasını istiyor. Yani Konsey, ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve faşizmin Almanya'da istisna olmadığını, toplumun bir kesiminden kaynaklanmadığını ve bütün Alman yanın ortak sorunu olduğunu söylüyor. Hatta Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği tarafından hazırlanan raporda, açık bir dille, Almanya'dan bir göç ülkesi olduğunu kabullenmesi ve göçmenleri toplum için zenginlik olarak algılaması talep ediliyor.

    Raporun bu diplomatik ifade ile anlatmaya çalıştığı şey aslında çok basit; Almanya saf kültürün ülkesi olmadığını ve aksine bir göç ülkesi olduğunu kabul etmeli. Ayrıca Almanya göçmenleri düşman veya tehdit olarak algılamamalı ve farklılıkların zenginlik olduğunu anlamalı!

    Raporu yazan Konseyin insan hakları komiseri, İsveçli Thomas Hammerbergin kelimeleri ile yabancıların topluma olumlu katkılarının Alman devleti tarafından resmen tanınması gerekiyor. Zaten diplomatik metinlerde daha doğrudan ifadeler de kullanılamıyor. Aslında bütün bu olup-bitenlerde bir gariplik yok. Çünkü Almanya'da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, halkın yaklaşık %35inin Almanya'da işsizliğin artması durumunda yabancıların sınır dışı edilmesini istediği biliniyor. Bu durumda faşistlerin Türken Raus - Türkler Dışarı- sloganının toplumdaki desteğinin %35 olduğunu ispat ediyor.
    Okullarda Türkçenin kullanımının ve Türklerin dini haklarının giderek sınırlandığı Almanya'da da zaten bundan farklı gelişme umulamazdı. İnsanlara vicdan testi uygulayan ve herkesin eleştirdiği papanın Türklerin ve Müslümanların aleyhindeki beyanatının arkasında durduğunu açıkça ortaya koyan bir ülkede, aksi bir durum şaşırtıcı olabilirdi. Aynı rapora göre, 2005 yılında Almanya&da aşırı sağcıların düzenlediği ırkçı eylem sayısı 15.000i aştı ve bu rakam 2006da %30 arttı. Bunun anlamı Almanya'da her gün 54-55 faşist saldırının yaşandığından başka bir şey olamaz.

    Almanya'da Aile Birleşimi, Evlilik İle Vize, Yurtdışında Oturma İzni Almak

    Göçmen hareketleri bakımından son derece hareketli bir ülkeye sahibiz. 1960′lı yıllarda Almanya'ya başlayan göç daha sonra Avrupa'nın diğer ülkeleri, Amerika çok azda olsa Asya ve Afrika ile devam etti. Şu anda 3. kuşak yetişirken anavatanımız ile göç edilen memleket arasında evlilik, akraba ziyareti gibi gerekçelerle çeşitli nüfus alışverişi başladı.

    1960′larda işçi alımı sözleşmesi ile başlayan göçler günümüzde durma noktasına gelmiştir. Asıl amaçta budur zaten. Ancak evlilik gibi ciddi durumlarda çeşitli sınavlara tabi tutularak vize, oturma izni veriyorlar artık.
    Bu konuda çeşitli internet sitelerinden derlediğim bilgileri soru cevap şeklinde size sunmak istedim. İşte sorular ve cevapları;

    Hangi şartlarlarda aile birleşimi hakkından yararlanmak mümkündür?
    Şartlar Almanya'da bulunan eşin veya velinin yasal konumuna göre farklıdır.

    Alman vatandaşı olan kimse bir yabancı uyrukluyla hangi şartlarda aile birleşimi hakkına sahiptir?

    Alman vatandaşı olan taraf Almanya'da ikamet etmeli ve yabancı uyruklu olanın eşi, velisi veya çocuğu olmalı.

    Yani bir Alman vatandaşı çocuk yabancı uyruklu anne ve/veya babası ile aile birleşimi ve bununla birlikte bunlara oturma müsaadesi sağlama hakkına sahip mi?

    Evet!

    Alman vatandaşının yeterince geliri olmak zorunda mı?

    Hayır! Alman vatandaşı olan taraf sosyal yardım alsa dahil eşi veya çocuğu ile yaşadığı yerde aile birleşimi hakkına sahiptir.

    Alman vatandaşının yeterince büyüklükte evi olmak zorunda mı?

    Hayır! Ancak aile birleşimini gerçekleştirebilecek bir yeri sunabilmek zorundadır. Bu geçicide olsa bir otel'de olabilir. Ancak evsiz, sokakta yaşayan ve sokakta yaşamakta ısrar eden bir Alman vatandaşı eşi veya çocuğuna aile birleşme hakkını sağlayamayacaktır.

    Bir Alman vatandaşı ile evli olan bir yabancı uyruklu ilk başvuruda kaç yıllık oturma müsaadesi alır?

    Yabancılar dairesinin aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda kuşkusu olmadığı takdirde üç yıllık oturma müsaadesi verilmelidir. Aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda kuşkular varsa bir veya iki yıllık oturma müsaadesi verilir. Genelde ne olursa olsun ilk olarak bir yıl verilir kişisel olarak görüşüm budur. Ben daha üç yıl oturma izni alan bir yabancı görmedim.

    Oturma müsaadesi uzatıldığı zaman hangi süreyle uzatılır?

    Hukuki olarak üç yıl gözüküyor. Burada da önceki soruya verilen yanıt geçerlidir. Ama dediğim gibi bu bazı durumlarda değişir. Örnek olarak açmam gerekirse. Kadın veya erkek Almanya'ya geldiği ilk yılında fest dediğimiz yani sağlam sürekli bir iş bulduğunda süresiz ya da üç yıl olarak uzatılır.

    Sosyal yardım alan veya almak zorunda olan kimseye oturma müsaadesi verilmek zorunluluğu var mıdır?

    Hayır! Bu durum sürülme gerekçesi oluşturup, oturma müsaadesinin verilmesini yasa yabancılar dairesinin takdirine bırakır. Pratikte yabancılar daireleri bu durumda bir yıllık oturma müsaadesi verir.

    Hangi şartlarda bir Alman vatandaşının yabancı eş, çocuk veya velisine aile birleşimi hakkı tanınmayıp oturma müsaadesi verilmez?

    Oturma müsaadesini red etme gerekçeleri şunlardır:
    - Yabancı uyruklu vize gerekliliğine rağmen vizesiz Almanya'ya giriş yapmak
    - Yabacılar dairesinin onayı olmadan verilmiş bir vize ile giriş yapmak
    - Pasaport sahibi olmamak
    - Kimliğin ve uyruğun belli olmaması
    - Almandan sürülmüş veya terk et kararı çıkmış olunup, bundan dolayı hakkında otomatikman Almanya'ya girme yasağı yürürlüğe girmiş ve bu yasağın belli bir süre ile sınırlandırılmasına baş vurmamış veya bu süre daha henüz dolmamış olan kimselerde

    Sürülme gerekçesi yaratmış bir kimseye aile birleşiminden dolayı oturma müsaadesi verilmek zorunda mıdır?

    Hayır. Bu konularda yasa oturma müsaadesinin verilmesini yabancılar dairesinin takdirine bırakmaktadır.

    Sürülme gerekçesi nedir?

    Sürülme gerekçesinin ne olduğuna yönelik bir açıklama yoktur. Yasa sadece sürülme gerekçesi olan konuları örneklerle saymıştır. Bunlar yabancılar yasasının 46'ıncı maddesinde şöyle sıralanmaktadır:

    - Alman yanın özgürlükçü temel yapısını ve güvenliğini tehlikeye sokmak veya siyasi amaçlara ulaşmak için şiddet kullanan, kullanılmasına çağrıda bulunan veya kullanılmasıyla tehdit etmek,
    - Ağır bir şekilde veya sürekli olarak yasalara, mahkeme veya idari kararlarına uymamak
    - Almanya dışında Almanya'da kasıtlı suç olarak değerlendirilen bir suç işlemiş olmak
    - Fuhuş ve benzer yasak işler çevirmek
    - Eroin, Kokain veya benzer tehlikeli uyuşturucu kullanıp, bağımlılılığa karşı bir terapi yapmayı kabul etmemek veya bundan kaçmak,
    - Tutum ve davranışları ile kamu sağlığını tehlikeye sokan veya uzun vadeli sokakta yaşamak
    - Kendisi veya ailesi için sosyal yardım almak veya nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyip nafaka hakkına sahip olanı sosyal yardım almak zorunda bırakmak

    Alman vatandaşı ile evli olan kimse süresiz oturma müsaadesi hakkını hangi şartlarda kazanır?

    Üç yıl Alman vatandaşı eşi ile yaşamış ve yaşamaya devam eden, basit bir şekilde sözlü olarak kendisini almanca dilinde ifade edebiliyorsa ve bir sürülme gerekçesi yaratmamış olduğu zaman süresiz oturma müsaadesi hakkını kazanmış olur.


    İki Türk vatandaşı Almanya'da hangi makamlar tarafından evlendirilebilir ?

    Bağlı bulundukları Türk Başkonsolosluğunda veya Alman Nüfus Dairesinde (Standesamt) evlenebilirler.

    Almanya'da bir Türk vatandaşı, bir yabancı ile Türk Konsolosluğunda evlenebilir mi?

    Hayır. Çünkü Konsoloslukların bir Türk ile bir yabancı uyruklu kişiyi evlendirme yetkisi yoktur. Bu durumdaki vatandaşlarımız gerekli belgeleri temin etmek suretiyle, Alman Nüfus idaresinde evlenebilir.

    Bir Türk vatandaşı ile bir yabancı Türkiye'de evlenebilir mi?

    Gerekli belgeleri ibraz etmek suretiyle evlenebilirler.

    Bir Türk vatandaşı ile bir yabancı Türkiye'de evlenmek istedikleri takdirde, yabancıdan hangi belgeler istenir?

    Evlenme Ehliyet Belgesi (Ehefähigkeitszeugnis / Alman Nüfus İdaresinden),
    Doğum Kayıt Örneği (Geburtsurkunde),
    Kimlik Belgesi (Personalausweis) veya Pasaport (Paß),
    İkâmetgâh Belgesi (Meldebescheinigung veya Aufenthaltsbescheinigung),
    İlgililerden son evliliğe dair Evlenme Kayıt Örneği, Boşandığına dair Kesinleşmiş Mahkeme Kararı veya Ölüm Belgesi (Rechtskräftigscheidungsurteil / Sterbeurkunde).

    Yabancı makamda yapılan evlenmeyi Konsolosluğa bildirme mecburiyeti var mıdır?

    Yabancı yetkili makam önünde yapılan evlenmeyi mahallî Türk konsolosluklarına en geç bir ay içinde bildirmekle koca, koca yabancı ise, kadın yükümlüdür. Bildirim evlendirmeyi yapan yetkili makamlardan alınacak evlenme belgesinin bağlı bulunulan Türk konsolosluğuna verilmesi ile yapılır.

    Kız ve erkekler için evlenme yaşı kaçtır?

    18 yaşını bitiren Türk vatandaşı reşit olduğundan herhangi bir izne gerek olmaksızın evlenebilir. Reşit olmayan, yani 18 yaşını bitirmemiş kızlar 15 yaşını, erkekler 17 yaşını doldurdukları takdirde, anne ve babanın noter önünde verecekleri muvafakat name ile evlenebilirler.

    Vekâlet ile evlenme olur mu?

    Hayır. Evlenme esnasında, evlenecek kişilerin nikâh memuru önünde bizzat bulunmaları şarttır.

    Nişanı bozmak mümkün müdür ?

    Nikâh vakti icra edilinceye kadar, nişanlılar evlenmekten vazgeçilebilirler.

    Türk vatandaşı bir erkek, evlendiği kadının soyadını alabilir mi?

    Hayır. Türk Medeni Kanunu'na göre bu mümkün değildir.

    Türk vatandaşı bir kadın evlendiği zaman kızlık soyadını taşıyabilir mi?

    Türk Medeni Kanunu'nda son yapılan bir değişiklikle, "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde, önceki soyadını da kullanabilir" hükmü getirildiğinden, dilerse kocasının soyadı önünde kendi soyadını da taşıyabilir.

    Boşanan veya eşi ölen kadın veya erkek için evlenme yasağı var mıdır?

    Erkek için böyle bir yasak yoktur. Ancak, kadının hâmile olması muhtemel olduğundan, doğacak çocuğun nesebi açısından evlenme yasağı vardır. Boşanan veya eşi ölen kadın, ölüm veya boşanma tarihinden itibaren 300 gün (10 ay) geçmeden yeniden evlenemez. İlgili Türk mahkemesine başvurarak bu süreyi kısaltmak veya kaldırtmak mümkündür.

    Türk vatandaşı erkek ile evlenen yabancı kadın, Türk vatandaşlığına geçebilir mi?

    Evet. Evlenme, evlendirmeye yetkili Türk makamları önünde yapıldığında, evlenme akdinin yapıldığı sırada o makama; yabancı makamlar önünde yapıldığı takdirde, evlenmeyi tescil ile görevli Türk makamlarına, evlenme akdinden başlayarak bir ay içinde yazılı olarak başvurduğu takdirde, ayrıca Türk vatandaşlığını da alabilir. Bu bir yabancı ile evlenen Türk kadını için geçerli değildir.

    Bir Alman vatandaşı ile Danimarka'da evlendim. Bu evliliği nasıl tescil ettirebilirim?

    Danimarka makamları tarafından düzenlenen evlenme cüzdanı ya da belgesinin bu ülkenin Almanya'da ki bir Başkonsolosluğunda ya da Büyükelçiliğinde tescil ettirdikten sonra nüfus cüzdanının ve evlendiğiniz kişinin doğum belgesi (Geburtsurkunde) ile birlikte bağlı bulunduğu Başkonsolosluğa müracaat etmesi yeterlidir.

    Evlenme cüzdanını konsolosluklarda yenilemek veya kaybından dolayı yenisini almak mümkün müdür?

    Evet. Bunun için karı-kocanın, nüfus hüviyet cüzdanları, pasaportları, ikişer fotoğrafları ile birlikte Başkonsolosluğa başvurması gerekir.

    Peki ya vize alırken?

    Aile birleşimi çerçevesinde vize için, yetkili yurtdışı temsilciliğine, başvuru saatleri içersinde pazartesi-cuma günleri saat 8.00 ile 12.00 arasında şahsen başvuruda bulunulması gerekmektedir.

    Müracaat Formları başvuru esnasında verilmekte olup, müracaatçı tarafından şahsen doldurulmak zorundadır. Aile birleşimi müracaatı için aşağıdaki belgelerin hem asılları hem de fotokopileri gerekli Uluslararası Evlenme Kayıt Örneği (Formül B - Nüfus Müdürlüğünden) Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği (Nüfus Müdürlüğünden) T.C. Pasaportu (en az 1 yıl geçerli) 2 adet vesikalık resim
    Gerek duyulması halinde, başka belgelerin de istenebileceğini lütfen göz önünde bulundurunuz. Yukarıda belirtilen belgelerin ibraz edilmiş olması, mutlaka vize verilmesini gerektirmemektedir.

    Büyükelçilik, aşağıda belirtilen vize ücretleri dışında vize bölümünün bütün resmi işlemlerinin ücretsiz olduğunu, başvuru formlarının ücretsiz olarak verildiğini ve ayrıca dışarıdan bir büronun yardımına gerek olmadığını özellikle belirtir.


    Aile birleşimi için vize ücretleri:

    - Alman uyruklu eşler: ücretsiz
    - Yabancı uyruklu eşler: 25,- Euro (müracaat esnasında 15,- Euro alınmakta olup, geri kalan 10,- Euro vize verildiğinde alınır)

    Vize ücretleri yalnızca Euro olarak alınmaktadır.

    Uyum Kursları

    Sürekli olarak Almanya'da yaşayan yabancıların uyum sağlama çabaları, uyum kursları olarak adlandırılan kurslarla desteklenir. Kurslar, dil öğrenme imkânlarının yanı sıra yabancılara hukuki, tarihi ve kültürel bilgiler sunan bir yönlendirme kursunu kapsar. Uyum kurslarının gerçekleştirilmesinde bundan sonra, 'talep ve teşvik etme' ilkesine daha çok önem verilecektir. Yasada artık kursa başarılı bir şekilde katılma hedefi özellikle vurgulanmaktadır. Böylece bundan sonra giderek daha çok katılımcının sadece bir kursa gitmelerini değil kursu bir bitirme sınavına

    girerek başarılı bir şekilde tamamlamalarını güvence altına almak amaçlanmaktadır. Devamsızlık durumunda belli bir yaptırım uygulanması konusunda da tek tip uygulama yolu seçilmiştir. Dolayısıyla kursa, „öngörülen şekilde" katılmama durumunda işsizlik parası (ALG II) yüzde 30 oranında kesilebilir. „Uyumu reddedenler" bunun ötesinde 1.000 Euro kadar para cezasına çarptırılabileceklerini hesaba katmak zorundalar.

    Kalma Hakkı

    Reformun can alıcı bir noktası, uzun yıllar müsamaha gösterilenler (hemen, hemen 180.000 kişi) için var olan ve 'yıllanmış vaka düzenlemesi' olarak adlandırılan uygulamadır. Müsamaha gösterilen kişiler, oturum statüsü olmayan ama gerçek ya da hukuki sebeplerden ötürü - örneğin, yabancının hangi ülke vatandaşı olduğu açıklık kazanmadığı için - sınır dışı edilemeyen kişilerdir. Eğer 1 Temmuz 2007 olarak belirlenen tarihe kadar en azından sekiz (yalnız yaşayanlar) ya da altı yıldır (yaşı reşit olmayan çocukları olan aileler) Almanya'da yaşıyor, geçimlerini kendileri sağlıyor, suç işlememiş ve Almanca biliyorlar ise kendilerine oturma hakkı verilmektedir. Geçimleri güvence altına alınmamışsa, kendilerine belli bir 'deneme süresi' için oturum izni verilmesi ve 2009 sonuna kadar iş bulmaları için zaman tanınması öngörülmektedir. Federal eyaletler ayrıca bu kişilere para yardımı yerine sadece ihtiyaç malzemesi olarak yapılan yardımı vermeye devam etmekte serbesttirler.

    Almanya"da yürürlüğe giren tartışmalı Göç Yasası gereği Aile Birleşimi çerçevesinde ülkeye geleceklere uygulanacak dil sınavı 'Okuma, Yazma, Anlama ve Duyma' olmak üzere dört aşamadan oluşurken, adaylar, vize almadan önce yasa gereği tam 80 dakika sınava tabi tutulacak.

    Almanya'da geçtiğimiz Ağustos ayında yürürlüğe giren göç yasası ile ilgili tartışmalar sürerken, yasa gereği aile birleşimi çerçevesinde Almanya'ya geleceklere uygulanacak dil sınavın nasıl olacağı açıklığa kavuştu. Federal hükümet, dil sınavına tabi ülkelerde bulunan dış temsilciliklerine ve bu ülkelerde bulunan Goethe Enstitüsüne dil sınavının nasıl yapılacağını ve hangi seviyede Almanca bilinmesi gerektiğini belirleyerek bildirdi.

    Buna göre vize başvurusu yapan adayların, uzun yıllardan beri Almanya'da yetişkinlere yönelik düzenlenen 'Start Deutsch A 1′ seviyesinde Almanca bilmesi zorunlu kılınıyor. Aile Birleşimi çerçevesinde Almanya'ya geleceklerin önce dört aşamalı sınavdan geçirileceği ortaya çıktı. Adaylar, Duyma, Okuma, Yazma ve Konuşma olmak üzere dört ayrı bölümden sınava tabi tutulacaklar.


    80 dakikalık Sınav

    Adaylar, öncelikle 20 dakika boyunca 'Duyma' bölümünden teks edilecekler. Sınavı yapan görevliler önlerindeki teksi okuyacaklar. Her teks en fazla iki kez okunacak. İki okumadan sonra adaya okunan konuyla ilgili sorular yöneltilecek. Bu bölüm için zorunlu sınav süresi ise 20 dakika olarak belirlendi. İkinci ve üçüncü aşama olan 'Okuma ve Yazma' için belirlenen sınav süresi ise tam 45 dakika. 45 dakika içinde vize başvurusu yapan adaylar verilen bölümü doğru okuyup yazmak zorundalar. Sınav süresi 15 dakika olarak belirlenen 'Konuşma' bölümünde ise kişiye kendisiyle ilgili sorular sorulacak ve belirlenen bir konu üzerinde sohbet edilecek. Toplam 80 dakika boyunca sınava tabi tutulan aday, sınavı başardığı taktirde diğer istenen koşulları da yerine getiriyorsa aile birleşimi çerçevesinde vize alarak Almanya'ya gelebilecek.

    Sol Parti Federal Meclis milletvekili ve Partisinin Göç ve Uyum Politikaları Sözcüsü Sevim Dağdelen sınava karşı çıkarak şöyle dedi:

    Bu Sınavı Kim Yapacak?

    "Göç yasası tüm itirazlara ve karşı koymalara rağmen ayırımcı niteliklerle yürürlüğe girdi. Ailelerin birleşimine engel olması yönüyle insan haklarını ihlal eden bir yasa. Ayrıca sadece Türkiye'den gelenlere değil, Güney Amerika veya diğer ülkelerden gelenlerin de önüne engeller çıkarıyor. Sosyal Demokratlar ve CDU'lular çıkardıkları bu yasayla Almanya'nın itibarına zarar verdi. Sınava tabi olan örneğin Nikaragua'da Goethe Enstitüsü yok. Buradaki insanlar nasıl Almanca öğrenecek ve bunları kim sınava tabi tutacak. Ayrıca Hakkari'den insanlar Ankara'ya gelip sınava girecekler. Bu onlara ekonomik yük getirecek. Bu sınavı Almanya'da başarmak çok zor iken, başka ülkelerde yaşayanların başarmasını beklemek hangi akla ve mantığa sığar."

    Alman yanın artık yeni bir göç yasası var. Bu yasa göçmen derneklerinin, yabancıların ve Alman yanın vatandaşlığına geçen kimselerin tepkilerine rağmen çıkarıldı. Bu yasanın en büyük özelliği, çoksesliliğe, azınlık haklarına, siyasi ahlaka ve demokratik kültüre en ağır biçimde saldırması. Yasa uzun süredir Almanya'da yaşayan ve oturumu olmayan mültecilere belli şartlar altında kalma ve çalışma izni tanınmasını öngörürken, aile birleşimine yönelik kuralları sertleştiriyor.


    Alman parlamentosu Bundestagtan geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Horst Köhlerin onayladığı yasa Almanya'da çalışan ve Türkiye'den evlenen biri eşini Almanya'ya getirmek isterse, eşi bir yıl boyunca Almanca kursuna gitmek ve sınavda başarılı olmak zorunda. Ayrıca yasaya göre uyum kurslarına katılmayan yabancılara yaptırım uygulanacak, Alman vatandaşlığına geçmek isteyen genç yabancılardan da gelir beyannamesi göstermeleri gerekecek.

    Yeni yasa nedeniyle göçmen dernekleri hükümetin uyum zirvesine katılmadı. Türk dernekleri, yasanın ayrımcı ve baskıcı olduğuna dikkat çekiyorlar. Fakat Türklerin, protesto gösterisi düzenlemesi Şansölye Angela Merkeli rahatsız etti. Merkel, 2. Uyum Zirvesine katılmayan Türk kuruluşlarının tutumunu eleştirerek hükümete ültimatom verilemeyeceğini söyledi.

    Şüphesiz Merkel, benzer bir yasayı Türkiye çıkarsaydı çok daha büyük tepki gösterirdi. Türkiye böyle bir yasa çıkarsaydı, o zaman Türkiye'nin gizli bir gündemi olduğunu, Ankara'nın amacının uyumu kolaylaştırmak değil, gizli bir asimilasyon politikası yürütmek olduğunu söylerdi. Eğer Türkiye böyle bir yasa çıkarsaydı, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri haklı olarak kopardı. Çünkü böyle bir yasaya imza atacak ülkenin hiçbir medeni değerin temsil edildiği bir zeminde kendisine yer bulamaması gerekirdi.

    Bu yasanın anlamı - Almanya Türk Toplumu TGD Genel Başkanı Kenan Kolatın da isabetle belirttiği gibi- Brandenburgun yabancılar ile diyalog kapısını kapatması olarak görülebilir. Türkiye'de türlü dilin kamusal ve resmi zeminde konuşulmasını teşvik ederken, kendi ülkesinde yaşayanlara despotça vatandaş, Almanca konuş demekten ve hatta buna itiraz edenler için yaptırım hazırlamayı düşünmekten çekinmeyen Merkelin tutarlılık konusunda örnek gösterilmesi gerçekten çok zor.

    Arkadaşlar bu gelişme şunu ortaya koymuştur; Merkelin istediği entegrasyon değildir. Merkelin hedefi asimilasyondur. Ayrıca yasanın zorunlu evliliklerin önlenmesi amacıyla değiştirilmesi insan haklarına açık bir saldırıdır. Diğer taraftan gerek Merkelin gerekse Alman yanın yabancılar politikasından sorumlu bakanı Maria Boehmerin Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini boykot etme kararını eleştirmesi ve hatta bunu ültimatom olarak tarif etmesi, demokratik açıdan yeterince olgun olmamaktır.
    Boehmerin iddiasının aksine, boykot ne üslup ne de içerik açısından abartılı bir tavır değildir. Bu boykot ve onun arka planı, Türk derneklerinin değil, Alman hükümetinin ve sözüm ona uyum zirvesinin saygınlığının derecesini ortaya koymaktadır.


    Kişilere zorla bir kültürün benimsetilmesi veyahut bir lisanın yaptırım korkusu ile ezberletilmesi bu çağa ait kavramlar değildir. Gerçekçi olmak gerekir ki, bu yasa gerçekte Türk düşmanlığı yasasıdır!


    Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Armin Laschetin iddiasının aksine bu yasanın amacı asla, evlenerek Almanya'ya gelen kadınları güçlendirmek değildir. Göç uzmanı Dieter Oberndörferin şu yorumu çok önemli;


    AB ülkesi vatandaşlarına böyle bir uygulama asla yapılamazdı! Almanya, dünya siyasetinin çok riskli bir döneminde ve çok tehlikeli süreçlerin kesiştiği bir evrede, tarihi ve kültürüyle maalesef çok uyumlu bir yasa çıkardı. Hâlbuki yaşlanan Alman yanın kendi ülkesinde yaşayan yabancıların değilse dahi, Avrupa Konseyinin bazı uyarılarını önemsemesi ve dikkate alması gerekirdi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği, Almanya'dan ırkçılık ve yabancı düşmanlığını sadece neo-nazi ve aşırı sağcı grupların eylemleri olarak değil, toplumun tüm katmanlarını etkileyen bir sorun olarak ele almasını istiyor. Yani Konsey, ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve faşizmin Almanya'da istisna olmadığını, toplumun bir kesiminden kaynaklanmadığını ve bütün Alman yanın ortak sorunu olduğunu söylüyor. Hatta Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği tarafından hazırlanan raporda, açık bir dille, Almanya'dan bir göç ülkesi olduğunu kabullenmesi ve göçmenleri toplum için zenginlik olarak algılaması talep ediliyor.


    Raporun bu diplomatik ifade ile anlatmaya çalıştığı şey aslında çok basit; Almanya saf kültürün ülkesi olmadığını ve aksine bir göç ülkesi olduğunu kabul etmeli. Ayrıca Almanya göçmenleri düşman veya tehdit olarak algılamamalı ve farklılıkların zenginlik olduğunu anlamalı!


    Raporu yazan Konseyin insan hakları komiseri, İsveçli Thomas Hammerbergin kelimeleri ile yabancıların topluma olumlu katkılarının Alman devleti tarafından resmen tanınması gerekiyor. Zaten diplomatik metinlerde daha doğrudan ifadeler de kullanılamıyor. Aslında bütün bu olup-bitenlerde bir gariplik yok. Çünkü Almanya'da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, halkın yaklaşık %35inin Almanya'da işsizliğin artması durumunda yabancıların sınır dışı edilmesini istediği biliniyor. Bu durumda faşistlerin Türken Raus - Türkler Dışarı- sloganının toplumdaki desteğinin %35 olduğunu ispat ediyor.

    Okullarda Türkçenin kullanımının ve Türklerin dini haklarının giderek sınırlandığı Almanya'da da zaten bundan farklı gelişme umulamazdı. İnsanlara vicdan testi uygulayan ve herkesin eleştirdiği papanın Türklerin ve Müslümanların aleyhindeki beyanatının arkasında durduğunu açıkça ortaya koyan bir ülkede, aksi bir durum şaşırtıcı olabilirdi. Aynı rapora göre, 2005 yılında Almanya&da aşırı sağcıların düzenlediği ırkçı eylem sayısı 15.000i aştı ve bu rakam 2006da %30 arttı. Bunun anlamı Almanya'da her gün 54-55 faşist saldırının yaşandığından başka bir şey olamaz.

    Kaynak:AÇIK GÖRÜŞ
#19.03.2010 15:05 0 0 0
  • oturumla ilgili

    selam formdaki oturm ile ilgili yazilari okudum benim su sekilde bir sorunum var

    ben 2006.01 de tr'den evlilik yolu ile almanyaya geldim, sonra esimle 6 ay sonra ayri yasamaya basladik ve 1 sene sonra da almanyada ayrildik.Bu arada icinde 3 aylik Duldun oturum aldim ve bu zaman icinde bir alman bayan ile tanistim onunla yasamaya basladim bu sebepten dolayi 2 sene boyunca duldun aldim ilk esimden alamnyada ayrildiktan sonra yaklasik 8 ay sonra tr'den de bosandimve bu iki senenin sonun da bu alman bayan ile evlendim simdi evliligin uzerinden 15 ay gecti ve esim ayrilmak istiyor ben su ana kadar integrations kurs yapmamistim (calismaktan dolayi ) vede bu konuda bilgim yoktu yani bu iki sene zarfi icide hicbir kurlustan bunu yapmam gerektigi hakkinda yazi gelmedi sadece ilk almanyaya geldigim de bunu imzaladim (tabi almanca olmadigi icin ne oldugunu bilmeden) alman bayan ile evlendigim sirada 1 senelik oturum aldim ve sonra tekrar oturumu uzatmak icin gittigime bu kurs yuzunden bana yine 3 aylik oturum verdiler. yakinda kursa basliyorum fakat esim ayrilmak istiyor
    benim alamayaya geldigim 4 sene oldu ve kesintili olarak 2 sene calisitm simdi ben oturum alabilirmiyim yoksa terk mi eteme lazim bunun yaninda bir firma acmak istiyorum yazilim firmasi ve almanyada kalamak isitoyum

    bu koduda bilgilendirisenz sevinirim
#19.03.2010 21:04 0 0 0
  • @3moment
    Uzman değilim ama alamanyada 4 yılı doldurmuşsanız ve bu dört yıl içerisinde sigortalı olarak 3 aylık çalışmışlığınız varsa zaten sizi geriye gönderemezler kaldıki siz 2 yıl çalışmışsınız paşa paşa verginizi ödemişsiniz
    Eğer polis ve savcılıkta çok ağır bir suçunuz yoksa size dokunamazlar
    Sağlam bier avukatla oturum alabilirsiniz buna hakkınız var
    Kolay gelsin
#19.03.2010 21:33 0 0 0
  • cevap icin tesekur bunu degerlendiricem
#20.03.2010 15:39 0 0 0
  • slm ben baran
    almanyada yasiyorum yalasik 5 ay oldu geleli, evlenerek geldim esim alman vatandasi ama 5sene oncesinde turk vatandasiydi. calisiyor ve bende 2 aydir sigortali calisiyorum almanca dil kursuna henuz baslamadim ama calistigim halde dahi dil kursuna gidecegim ve ben suresiz oturma iznimi nasil alabilirim yada bunu nasil hak edebilirim yardimci olursaniz sevinirim simdiden tsk ederim cevabinizi bekliyor olacagim en kisa zamanda yazarsaniz sevinirim...???????????
#06.03.2012 02:59 0 0 0
  • Almanyada oturma izni almak için çok faydalı bir konu olmuş çok işime yaradı. Başarılarınızın devamını diliyorum.
#04.06.2012 16:58 0 0 0
  • Herkese mrb,

    Yukarida yazdigim gibi avrupada artik aile birlesimi cok kolay.

    Kendimde esimi türkiyeden getirdim ve tecrübelerimi paylasmak icin ve sizlere faydasi olmasi icin bir blog olusturdum.

    http://avrupaailebirlesimi.blogspot.com/

    Hem türkce hem almanca sayfalari vardir.

    Umarim herkese yardimci olur.
#03.07.2012 10:16 0 0 0
  • Tşkler İyi bilgilendim
#18.02.2014 19:56 0 0 0