Yine sana seslenecegim
Senin kim oldugunu hic bilmesem
Senin kim oldugunu en cok bilerek
İsyankar zambakların cılgın nülüferlerin
Dört nala acan kiraz ciceklerinin
Dudak kıvırmalarına yoldaş olacagım.
Sarı bir hüzün
Kızıl bir gurur
Ve siyah bir öfkeyle konusacağim sana.
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin,
Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm
Bana gelmek icin seni, cehennem olsaydi
Cehennemle konusurdum seni ona anlatabilirdim
Oysa sen ne cenneti isteyecek kadar asik oldun
Nede cehennemi istiyecek kadar ayrılık.
Seviyorum seni ama dedin hoşçakal diye ekledin
Şimdi gitmeye mecburum.
Belki yine gelirim umarım gelirim son sözün oldu.
Cennet ve cehennemin dillerini,
Savas naralarini ve aşk siirlerini gazellerin
Ve bolerolari ögreten atalarim
Senin sözlerinin anlamini ögretemediler.
Hic bir sey söylemeden gittin
Ayrılığın dilsiz oldugunu, ben senden ögrendim.
Dilsiz olanin yasayabilecegini
Sen ögrettin bana
Seslenecegim muebbed bir aşk disinda bildigim
Tüm duygulari terk edecegim.
Müebbed bir ask sari bir hüzün,
Kızıl bir gurur,
Siyah bir öfkeyle konusacagim
Bu dünyayi terk etme mücdesi gelene kadar
Hüzünü, gururu, öfkeyi bilseydin keske...
Hüznümün beni asan taskinligini görürüm,
Binlerce yil önce önceden.
Miras kalmis hoyratligini
Öfkelerim hiç bir zaman sona ermeyecek
Ve azalmiyacak karanligini anlayabilseydin...
Anlatabilirdim sana
Seninle yaşanan bir aşktan sonra
Ayrılığin ölüm bile olsa
Mavi bir ölüm olacagim....