Hacı Kılıç Medresesi - Kayseri

Son güncelleme: 06.02.2014 07:04


  • [TH="width: 16"]
    Dantel gibi işlenen taçkapısıyla adeta taşın hayat bulduğu muhteşem bir Selçuklu eseri olan Hacı Kılıç Medresesi, kitabesinde de belirtildiği gibi hemen bitişiğindeki cami ile birlikte hicri 647 (M. 1249) tarihinde Ebu'l-Kasım bin Ali Tusi tarafından yaptırılmıştır.

    [TH="width: 15"]


    noimage





    noimage





    noimage





    Kayseri şehir merkezindeki İstasyon Caddesi üzerinde bulunan Hacı Kılıç Medresesi, cami ile birlikte yekpare bir görüntü sergiler. Kuzey tarafta medrese, güneyde ise cami bulunmaktadır. Medrese ve cami girişi için iki ayrı kapı vardır.
    Selçuklu döneminin çalkantılı bir döneminde yapılmasına rağmen, Hacı Kılıç Medresesi ve Camii oldukça büyük ve nadide bir eserdir. Kayseri'nin sahip olduğu dini yapılar arasında önemli bir yeri bulunan Hacı Kılıç Medresesi, cami ile beraber Selçuklu devletinin son dönemlerinde 647 (M. 1249) tarihinde Ebu'l-Kasım bin Ali Tusi tarafından yaptırılmıştır.
    Hacı Kılıç Camii, yanındaki medrese ile bir bütün oluşturmaktadır. Her iki yapı da kesme taştan yapılmıştır. Cami ve medreseyi oluşturan yapı, kıble istikametinde 52X37 metre ölçülerinde, kalın taş duvarlarla çevrilmiş dikdörtgen bir plana sahiptir.
    Medresenin kuzey batı köşesinde "kare", caminin güney doğu köşesinde "silindirik" biçimde yapılmış köşe kuleleri vardır. Caminin ve medresenin köşelerinde destek kuleleri bulunmaktadır. Medrese ve cami arasındaki alana sonradan yapılan yuvarlak gövdeli tek şerefeli taş minare dikdörtgen bir kaide üzerinde oturtulmuştur.
    Hacı Kılıç Camii'nin kuzeyindeki medreseye sivri kemerli büyük bir aralıktan geçilmektedir. İki yanda da küçük sivri kemerler vardır. Medrese taçkapısı girişinde yer alan küçük eyvanın tam karşısında büyük bir eyvan bulunur. Bunun da yanında beşik tonozlu büyük bir dersane vardır. Avluyu çevreleyen revaklar zeminden biraz yüksekte olup, 1 X1 metre ebatlı yedi ayağa basan sivri kemerler ve tonozlardan oluşur. Buradan da, kenardaki hücrelere geçilmektedir. Açık olan avlunun üzeri yakın zamanlarda çelik konstrüksiyon ve buzlu camla kapatılmıştır.
    Dışta duvarlar muntazam dizili taşlardan yapılmışlardır. Uzunluğu 50 metre olan güney cephede iki büyük giriş kapısı açılmıştır. Birinci kapıdan camiye, ikinci kapıdan ise medreseye girilmektedir. Her ikisi de geometrik bezemelerle süslenmiştir. Ancak her iki kapı da gerek biçim gerekse süslemeleri ile birbirinden farklılık göstermektedirler.
    Medresenin taçkapısının üzerinde bir mermer kitabe bulunmaktadır. Üst kısımları tahrip olan medresenin taçkapısı, külliyenin yakın zamanlarda yapılan restorasyonunda oldukça iyi bir tamir görmüştür. Cami ve medresenin kapıların ana semaları birbirine benzer; desenlerde ise bir kısım farklılıklar görülür.
    Dikdörtgen formundaki ana planda dış pervaz; geniş bir bordürden meydana gelirken dışında daha dar, içinde de ince su ile geometrik geçmeli kompozisyonlarla süslüdür. Daha içte kabartma motifli sivri kemer yer alır; içte rumi, dışta geometrik motifli iki bordürden oluşur.
    Girişteki mukarnaslı nişin altında cel-i sülüsle yazılmış bir kuşakta Tövbe Suresi'nin 18. Ayeti olan "Allah'ın mescidierini ancak Allah'a ve ahiret gününe imân eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır" ayet-i kerimesi yazılıdır.
    Bu yazı medrese kapısında taş üzerine işlenmiştir. Giriş kapısı basık kemerlidir. Sağ ve solda mukarnaslı nişli mihrabiyeler yer alır. Taçkapı dış pervazında yukarıya kadar uzanan sütunlar ve içteki giriş kapısının iki yanındaki küçük sütunlar da geometrik karakterde değişik desenlerle süslenmiştir. Medrese taçkapısının dış pervazında cami taçkapısından farklı olarak mukarnaslı bordur dolaşmaktadır. Bu kapının üst kısmındaki kitabede cel-i sülüsle Arapça olarak iki satır halinde yazılan metnin tercümesi şöyledir:
    "Bu mübarek medresenin yapılmasını Keyhüsrev'in oglu yüce sultan, din ve dünyanın şerefi, fetihler sahibi, Keykavus devrinde 647 (1243) senesinde zayıf kul Tus'lu Ali oğlu Ebu'l-Kasım eliyle emretti."






    Kayseriden.biz
#06.02.2014 07:04 0 0 0