Evlilikte Sorunlu Kişiliklere Dikkat

Son güncelleme: 12.03.2015 23:02
  • problemli evlilikler - evlilik sorunları - hastalıklı evliliklerEvlilikte mutluluk için, kişilikler arası uyumun büyük önemi var. Her insanın bir huyu vardır; bu bir derece kabul edilebilir. Bir de huyunu değiştirmek, uyum göstermek için isteksiz, sorunlu kişilikler vardır.

    Evlilikte mutluluk için, kişilikler arası uyumun büyük önemi var. Elbette her insanın bir huyu ve davranış meyli vardır; bu bir derece kabul edilebilir. Ama bir de huyunu değiştirmek, uyum göstermek için isteksiz, sorunlu kişilikler vardır.

    Bu kişiler, hayatı kendilerine de başkalarına da zehir edebilirler. Evlenmeden önce kişilikler hakkında bir ön bilgi sahibi olmak çok yararlıdır. Eğer evleneceğiniz kişide sorunlu davranış işaretleri görürseniz acele etmemenizi tavsiye ederiz. Çünkü sadece huy eğilimi gibi görülen bazı işaretlerin, aslında hastalık belirtisi olması da mümkün.

    Kişilik insanın alışkanlığa dönüşmüş, yapısına oturmuş, sürekliliği olan davranışların tümüne verilen isimdir. Diğer insanlar ve kendisi hakkında geliştirdiği inançlar, düşünceler, dünyayı nasıl algıladığı, çevresine ve kendisine yönelik bakış açısı, alışkanlıkları, duyguları ve davranışları bireyin kişiliğini oluşturur.

    Birey çevresindeki olaylara yada yaşam koşullarına sağlıklı tepkiler veremediği zaman kişilik bozuklukları ortaya çıkar. Bu tür rahatsızlıklar genelde bireyin davranışlarında, duygularında, düşünme şeklinde ve ilişkilerinde gözlemlenebilir.

    Sorunlar değişik şekillerde ortaya çıkabilir, örneğin kişi özel ilişkilerini devam ettirmekte sürekli sorun yaşıyorsa, bir işte tutunamıyorsa yada kariyerini geliştirmekte zorluk yaşıyorsa kişilik problemleri olma ihtimaline bakmak gerekir. Çoğunlukla kişilik bozukluğundan kaynaklanan sorunlar ergenlik çağının sonunda ve yetişkinliğin başlarında aşırı stress ve zorlanma ile başlar. Kişi sonraki yaşamında bu sorunları sürekli ve uzun vadeli olarak yaşar.

    Kişilik bozukluğunu belirleyen semptomlar normal karakter özelliklerinin biraz daha abartılı şekilde yaşanması olduğundan bu hastalıkları teşhis etmek her zaman kolay değildir. Çoğu kez diğer psikiyatrik hastalıklar ve duygusal bozukluklar karışır ve teşhis konulmasını daha da zorlaştırır. Genelde suçluların, alkoliklerin, uyuşturucu kullanıcıların yüzde 70’inde bu rahatsızlık mevcuttur. Kişilik problemi olan insanların suç işleme, intihar etme, kaza geçirme ve hastanelerin aciline gitme ihtimalleri normal insanlardan daha yüksektir. En yaygın kişilik bozuklukları: Histerionik, Antisosyal, Borderline, Obsesif-kompulsif ve pasif-agresif kişilik bozukluklarıdır.

    Kişilik bozuklukluklarının temelinde bu hastalığa sahip olan insanların rahatsızlıklarını farketmemeleri yatar. Aksine kişi daha çok kendisini koşulların kurbanı olarak görme eğilimindedir.

    Herhangi bir kişilik bozukluğuna sahipseniz, insanların sizi haksız yere suçladığını, eleştirdiğini ve reddettiklerini düşünüyor olmanız yüksek bir ihtimaldir. Daha önemlisi kendinizi açıklanamayan bir şekilde tatmin olmamış, mutsuz, huzursuz, doymamış hissedersiniz. Bütün bunları yaşarken, normal bir insan olarak yaşamınızı sürdürebildiğiniz için sizin ve çevrenizdekilerin aklına profesyonel bir yardım alabileceğiniz ve hayat kalitenizi yükseltebileceğiniz fikri gelmez.

    Kişilik bozuklukları, tedaviye muhtaç başlı başına bir hastalık olduğu için, bu kişilerle evlilik tahmin edilebileceğinden çok daha zordur. Evlilik kararını verirken unutmamanız gereken en önemli kural şudur; “kesinlikle bu hayatınızın en önemli kararıdır.”

    “İnsan ömrünün en önemli olayı iyi bir eş seçimidir” (Brusus)

    Evleneceğiniz kişiden hoşlanıyor olmanız, asla sizi bu kararda aceleye sürüklemesin. Kesinlikle acıyarak veya değişeceğine, düzeleceğine dair iyimser beklentilere girerek evlenmeyin. Çünkü kişilik bozukluklarının düzelmesi; kişi kendisi istemedikçe ve gereğini yapmadıkça; oldukça güçtür.

    Unutmayın ki, geçinme güçlükleri hayatınızı zindan etmeye başlayınca hoşlanma hali bitecek, sevgi ve hatta acıma duygusu bile kalmayacaktır. “Evlenirken kör olanın,evlendikten sonra gözleri açılır.” demişler. Bu sebeple evlenmeden önce gözünüzü dört açın, sonra isterseniz dördünü de kapatın...

    Boşanmanın her iki taraf için de ne kadar yıpratıcı bir olay olduğunu göz önünde bulundurarak kararınızı titizlikle verin. evlenmeyi düşündüğünüz kişinin ailesini, çevresini araştırın. Hakkında bulabildiğiniz tüm ipuçlarını değerlendirin. Eskilerin dediği gibi “Kız alan gözle bakmasın, kulakla işitsin.”

    Çevrenizden iç alemini iyi tanıdığınız biriyle evlenmek, hakkında pek bir şey bilmediğiniz birileriyle tanıştırılmaktan daha iyidir. Tanıdığınız kişinin kusurlarını en azından biliyorsunuz, ya yabancıda ne gibi huylar olduğunu nereden bileceksiniz?

    Yeni tanışma zamanlarında herkes birbirine karşı huyunu gizlemeye bakar. Bu sebeple gözlemler güvenilir olmayabilir. Eskiler bu yüzden “Komşu kızı almak kalaylı tastan su içmek gibidir.” demişler. Parlak bir kaptaki suyun dibini görebildiğin gibi, eskiden beri tanıdığın komşunun da iç yüzünü bilirsin.

    Eğer bu imkana sahip değilseniz, yeni tanıştığınız veya tanıştırıldığınız kişilerde kişilik bozukluğu özelliklerine dikkat etmenizi öneririz. Elbette her insanın ufak tefek kusuru olabilir ama, söz ettiğimiz bozukluklar, yaşamı cehenneme çevirebilecek ciddi rahatsızlıklar olduğu için özellikle dikkat edilmesi gerekli.

    alıntı
#12.03.2015 23:02 0 0 0