ABUK sabuk kararlara "Hükm - i Karakuşi" denir, yani, Karakuş'un
hükümleri... Karakuş bir kadı, davaları acayip mantığıyla çözüyor,
sonuçlandırıyor, hükme bağlıyor. * * *
MESELA bir gün, çarşıdan geçerken, fırından burnuna çok güzel bir koku
gelmiş, girmiş "Kör Fırıncı"ya sormuş:
"Fırında ne var?"
"Kaz!"
"Çıkar bakayım!"
Fırıncı tepsiyi çekmiş, kaz nar gibi kızarmış duruyor.
Kadı hükmetmiş:
"Kazı bizim eve götür!"
"Olur mu kadı efendi, sahibi gelir!"
"Gelsin, kaz uçtu dersin!"
Fırıncı lahavle çekip kızarmış kazı çırakla kadının evine yollamış... * * *
BİRAZ sonra kazın sahibi gelmiş:
"Kazımı ver!"
"Kaz uçtu!"
"Ulan kesilmiş, yolunmuş, temizlenmiş, fırına sürülmüş kaz uçar mı?"
Palayı çektiği gibi fırıncıyı önüne katmış, fırıncı can havliyle bir
avluya girmiş, çamaşır asan gebe kadın, önde kör fırıncıyı, arkada palalı
adamı görünce fenalık geçirmiş, çocuğunu düşürmüş.
* * *
GENÇ kadının babası "Ulan alçak!" diye fırıncının peşine takılmış, fırıncı
palalı adamla, kadının babasından kurtulmak için sağa sola şaşırtma
verirken, dirseğiyle bir adamın gözünü çıkarmış, adam da fırıncının peşine
takılmış, biri "Ah kazım!" diyor, öbürü "Vah kızım!" diyor, üçüncüsü de
"Vah gözüm!" diye fırıncının peşindeler...
* * *
HEP birden mahkemenin kapısından içeri dalmışlar.
Karakuş sorguya başlamış, önce kazın sahibine:
"Sen niye bu adamı kovalıyorsun?
"Kızartsın diye verdiğim kaz, uçtu, diyor."
Karakuş, kara kaplıya bakmış:
"Bak burada ne diyor? Kazlar isterse uçar, diyor, demek seninki de uçmuş,
çık dışarı!" * * *
SONRA kızın babasına:
"Senin kızın kaç aylık hamileydi?"
"Dört aylık!"
"Ver kızını fırıncıya, hamile bıraksın, dört ay sonra geri al!"
Adam davasından vazgeçmiş!
* * *
SIRA gelmiş gözü çıkan adama, o da fırıncıdan şikâyetçi, dirseğiyle gözümü
çıkarttı, diyor.
Kadı efendi yine kara kaplıya bakmış:
"Kısasa kısas, sen de onun gözünü çıkartacaksın, ama onun zaten bir gözü
yok, kalanı da sen çıkartırsan hiç görmeyecek... Bu adil karar olmaz, ben
adaletten ayrılamam... "Peki ne olacak kadı efendi?"
* * *
KARAKUŞ, kara kaplıyı biraz daha karıştırmış:
"Buldum, önce, fırıncı senin öteki gözünü çıkartsın, sonra sen onun gören
tek gözünü çıkar, ikiniz de hiç görmezsiniz adalet yerini bulur!"
Adam da "Ben davadan vazgeçtim!" deyip çıkıp gitmiş, kadı da fırıncıyı
çağırmış: "Akşama bize gel de kızarmış kazı afiyetle yiyelim!"
"Hükm - i Karakuşi" budur işte...