NECİP FAZIL KISAKÜREK'TEN İNCİLER

Son güncelleme: 26.11.2004 11:59
  • AŞK

    Rabbim, Rabbim, bu işin bildim neymiş Türkçesi;
    Senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi...
#25.11.2004 12:29 0 0 0
  • ALLAH DERİM

    Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
    Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
    İsterseniz hayat aşını verin;
    Sayılı nimetler bal olsa yemem!

    Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
    Ebedi oluşun urbası kefen!
    Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
    Allah derim, başka hiçbir şey demem!
#25.11.2004 12:30 0 0 0
  • ANNEME MEKTUP

    Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,
    Her gün biraz daha süzülmekteyim.
    Her gece, içinde mermer döşeli,
    Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
    Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
    Geceyi koynuma aldığım zaman,
    Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
    Yeniden yollara düzülmekteyim.
    Son günüm yaklaştı görünesiye,
    Kalmadı bir adım yol ileriye;
    Yüzünü görmeden ölürsem diye,
    Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.
#25.11.2004 12:32 0 0 0
  • DÖNEMEÇ

    Bir gündü, hava ılık
    Ve cadde kalabalık...
    Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
    Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
    Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
    Çarpıldım sendeledim.

    Bir gündü mevsim bayat
    Ve esnemekte hayat....
    Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
    Yalnız bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam.
    Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
    Bir köşede ağladım
#25.11.2004 12:36 0 0 0
  • MEZAR

    Kapıya ne icra memuru gelir,
    Ne Birinci Şube sivil polisi....
    İçerde kimine kuş tüyü sedir;
    Yüz üstü toprağa düşer kimisi....

    Bir musiki orda zaman ve mekân....
    Yıldız dolu feza küçük camekân....
    İmkân atomunu çatlatan imkân....
    Bir hiç ki, içinde heplerin hepsi
#25.11.2004 12:39 0 0 0
  • TABUT

    Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
    Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
    Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
    Yarın kendileri dolduracaklar.

    Her yandan küçülen bir oda gibi,
    Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
    Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
    Hayalim, içinde uzanmış kalmış.

    Cılız vücuduma tam görünse de,
    İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
    Geride kalanlar hep dövünse de,
    İnsan birer birer yine giriyor.

    Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
    Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
    Bu ağır hediye kime gidecek,
    Çakılır çakılmaz üstüne kapak?
#25.11.2004 12:41 0 0 0
  • AĞZIMI DİKSELER

    Tel tel ve iplik iplik dikseler de agzimi;
    Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzimi.
#25.11.2004 12:41 0 0 0
  • Peygamber

    Sende insan ve toplum, sende temel ve bina;
    Ne getirdin, götürdün, bildirdinse amenna!...
#25.11.2004 12:42 0 0 0
  • Peygamber

    Sende insan ve toplum, sende temel ve bina;
    Ne getirdin, götürdün, bildirdinse amenna!...
#25.11.2004 12:43 0 0 0
  • 1000 Yıl Sonra Tarih

    Bin sene evvel, iğne uciyle delindi zar;
    Resûlden haber geldi, mezarsız öldü Sezar!..

    1947
#25.11.2004 12:44 0 0 0
  • AŞK VE KORKU

    Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
    Allah'tan nasıl korkmaz, insan O'nu sever de...
#25.11.2004 12:47 0 0 0
  • İSLAM

    Her fikir, her inanış, tek mevsimlik vesselam;
    Zaman ve mekan üstü biricik rejim, İslam...
#25.11.2004 12:48 0 0 0
  • BAYRAM

    Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
    Oh ne guzel, bayramda tahta ata binmek var!..
#25.11.2004 12:50 0 0 0
  • BAYRAM

    Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
    Oh ne guzel, bayramda tahta ata binmek var!..
#25.11.2004 12:52 0 0 0
  • ellerine ruhuna sağlık arkadaşım...
#25.11.2004 22:54 0 0 0
  • Sagol birader ellerine dert gormesin
#26.11.2004 09:20 0 0 0
  • Açıklarda

    Bir ağızdan çalınan düdükler, kalın kalın,
    Boşlukta tos vuracak nokta arayan çığlık.
    Koşup, yılanlar gibi üzerinden suların,
    Arıyor teknemizi oturacak bir sığlık.

    Omuz omza şahlanan dalgalar, büyük büyük,
    Bir ses işitip ürkmüş, sürülerle canavar.
    Gözlerinde kıvılcım, ağızlarında köpük,
    Birbirinin üstünden atlayıp geliyorlar.

    Gittikçe boşluklara düşmekteyiz enginde;
    Arkadaki sahilse, fosfor bir iz halinde,
    Her ân bir parça daha uzaklaşıyor bizden.

    Deniz, bu yerde ölüm korkusu kadar derin;
    Kocaman bir kuş gibi geliyor peşimizden,
    Ruhu, bu kapkaranlık suda can verenlerin...

    1926
#26.11.2004 10:34 0 0 0
  • Akıl

    Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu;
    Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.

    1980
#26.11.2004 10:36 0 0 0
  • Allah ve İnsan

    Seni aramam için beni uzağa attın!
    Alemi benim, beni kendin için yarattın!

    1972
#26.11.2004 10:40 0 0 0