"There is / there are" Türkçe'de "var" kelimesinin karşılığıdır. Tekiller ve sayılamayan isimler için "there is", çoğullar içinse "there are" kullanılır.
SINGULAR (Tekil ve sayılamayanlar)
there is.... (there's)
is there...)
there is not (there isn't)
There is a big tree in the garden. (Bahçede büyük bir ağaç vardır.)
There is a good programme on TV tonight.(Bu gece televizyonda güzel bir program var.)
Excuse me, is there a good hotel near here? (Afedersiniz, buralarda güzel bir otel var mı?)
There isn't any money in the bag. (Çantada hiç para yok.)
PLURAL (Çoğul)
there are....
are there...?
there are not... (there aren't)
There are some big trees in the garden. (Bahçede birkaç tane büyük ağaç var.)
There are a lot of people in the school. (Okulda bir sürü insan var.)
Are there any books on the table? (Masanın üzerinde hiç kitap var mı?)
Yes, there are. / No, there aren't.
How many students are there in the classroom? (Bu sınıfta kaç tane öğrenci var?)
THERE IS AND IT IS
There is a vase on the table. (Masanın üzerinde bir vazo var.)
Bu cümlede "It's a vase on the table" diyemeyiz.
AMA;
I like this vase. It's very expensive. (Bu vazoyu seviyorum. O çok pahalı.)
This ve that Türkçe'de "bu" ve "şu" ifadelerinin karşılığıdır. İngilizce'de kullanımları aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir.
Konuşurken bize yakın olan nesneler için "this" (bu)
Konuşurken bize uzak olan nesneler için "that" (şu)
Konuşurken bize yakın olan nesneler için "these" (bunlar)
Konuşurken bize uzak olan nesneler için "those" (şunlar)
EXAMPLES
This book (bu kitap) - These books (bu kitaplar)
This student (bu öğrenci) - these students (bu öğrenciler)
This school (bu okul) - these schools (bu okullar)
This man (bu adam) - these men (bu adamlar)
That train (şu tren) - those trains (şu trenler)
That building (şu bina) - those buildings (şu binalar)
That table (şu masa) - those tables (şu masalar)
DİKKAT! Aşağıdaki cümleler kesinlikle yanlıştır.
This books are very expensive (This tekillerle kullanıldığı için "books" diyemeyiz.)
These girl is very beatiful. (Aynı şekilde "these" kelimesinden sonra tekil isim kullanamayız.)
COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS
(Sayılabilen ve sayılamayan isimler)
İngilizce'de isimler sayılabilen ve sayılamayan olarak ikiye ayrılır ve cümle içindeki kullanımları farklıdır. Sayılamayan isimler her zaman için tekil kabul edilir.
Örneğin İngilizce'de "saç" kelimesi "uncountable"dır yani sayılamaz. Bu yüzden asla "s" takısı alarak çoğul yapılamaz. Halbuki Türkçe'de biz "saçlar" diyebiliriz. Aynı şekilde "su", "pirinç" ve benzeri kelimeler hep tekil kullanılmak zorundadır. Aynı şekilde sayılamayan kelimelerin başında "a veya an" artikelini de kullanamayız. Çünkü "a" bir anlamına gelir.
EXAMPLES
There is a book on the table.
There are 4 books on the table.
("book" kelimesi sayılabilen isim olduğu için çoğul olarak kullanılabilir.)
There is some water in the glass.
("su" kelimesi sayılamaz olduğu için asla "there are" kalıbıyla kullanılamaz.
SOME UNCOUNTABLE NOUNS
(Bazı sayılamayan isimler)
water
hair
money
bread
coke
coffee
milk
air
weather
cake
● Zarflar (adverb) eylemleri niteler. Eylemlerin nasıl yapıldığı hakkında bilgi verirler. Örnek: How does he she sing? - She sings beautifully. / (O) Nasıl şarkı söylüyor. Çok güzel şarkı söylüyor.
Kural: Zarflar genellikle -ly sonekinin bir sıfata eklenmesiyle oluşturulur.
Örnek: beautiful/beautifully güzel- güzel(ce) güzel bir şekilde, careful/carefully dikkatli-dikkatlice/dikkatli bir şekilde
Dikkat!
<LI class=MsoNormal>Bazı sıfatlar zarf haline dönüştüğünde değişmez. Bunların en önemlileri şunlardır: fast (hızlı) - fast (hızlıca, hızlı bir şekilde), hard (zor) - hard (zor bir şekilde)
Good (iyi) muhtemelen en önemli istisnadır. 'good' sıfatının zarf formu 'well' (iyi bir şekilde)dir. Bu sıklıkla hatalı kullanan bir zarftır! YANLIŞ!!: He plays tennis good. DOĞRU: He plays tennis well.
Kural: Zarflar aynı zamanda bir sıfatı da nitelerler. Bu durumda zarf sözkonusu sıfattan önce kullanılır.
Örnek: She is extremely happy. They are absolutely sure.
Dikkat!
Temel bir sıfatın derecesi artırılmış formuyla 'very' kullanmayın. Örnek: good - fantastic YANLIŞ!!: She is a very beautiful woman.
Kural: Sıklık zarfları (adverbs of frequency) (herzaman (always), asla (never), bazen (sometimes), sık sık (often) vs.) genellikle ana eylemden önce gelir.
Örnek:
He is often late for class.
Do you always eat in a restaurant?
They don't usually travel on Fridays