ölümü tesadüf sanma yada talihsizlik sanma ...

Son güncelleme: 13.10.2008 19:39
  • noimage
    ölümü tesadüf sanma yada talihsizlik sanma

    ölüm, her olay gibi, Allah'ın dilemesiyle hayır ve hikmetle gerçekleşir.
    Bir insanın doğum tarihi nasıl belliyse,
    aynı şekilde ölüm tarihi de daha o doğmamışken, dakikasına,
    saniyesine kadar bellidir.
    İnsan da kendisine verilen süreyi her saniye biraz daha tüketerek,
    o son ana doğru hızla yaklaşır.
    Herkesin ölümünün yeri, zamanı ve şekli kaderinde belirlenmiştir.
    Buna rağmen insanların bir kısmı ölümün,
    Allah'ın ona sebep olarak yarattığı
    olaylar zincirinin bir sonucu olduğunu sanırlar.
    Her gün gazetelerde ölüm haberlerini okur, ardından da,
    "Eğer bir tedbir alınsaydı sonuç bu şekilde olmazdı;
    şöyle yapılsaydı ölmezdi" gibi cahilce mantıklar yürütürler.
    Halbuki her insan kendisine tanınmışsüreden
    ne bir saniye eksik ne de bir saniye fazla yaşayamaz.
    Ancak, imanın verdiği bilinçten uzak olan insanlar,
    her olaya olduğu gibi ölüme de tesadüfler zincirinin bir parçası olarak bakarlar.
    Allah Kuran'da, tamamen inkarcılara özgü olan
    böyle çarpık bir zihniyetten müminleri sakındırır:
    Ey iman edenler, inkar edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken
    veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için:
    "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın.
    Allah, bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı.
    Dirilten ve öldüren Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı görendir.
    (Al-i İmran Suresi, 156)
    Ölümü bir tesadüf sanmak büyük bir akılsızlıktır.
    Ve bu durum, üstteki ayetten de anlaşılacağı gibi,
    insana büyük bir manevi azap, karşı konulamaz bir sıkıntı verir.
    İnkar edenler, yakınlarını ve sevdiklerini kaybettiklerinde
    bu büyük azabı yaşarlar. Ölenin aslında bir kurtulma ihtimali olduğunu,
    fakat aksilik, tedbirsizlik gibi durumlar yüzünden zamansız öldüğünü düşünürler.
    Bu düşünce de onların üzüntü, pişmanlık ve
    acılarının katlanarak artmasına neden olur. Çektikleri bu sıkıntı ve acı,
    gerçekte inançsızlıklarının azabından başka bir şey değildir.
    Oysa olayın çok önemli bir sırrı vardır;
    ölümün sebebi, ne bir kaza, ne bir hastalık,
    ne de başka bir şeydir. Bütün bu sebepleri yaratan Allah'tır.
    Kaderimizde belirtilen süre dolduğu zaman,
    yukarıda sayılan sebeplerden herhangi bir tanesi nedeni ile hayatımız sona erer.
    Ve insan, elindeki tüm maddi imkanını seferber etse dahi,
    kendisi için belirlenmişolan ölüm zamanından bir an bile fazla yaşayamaz.
    Kuran'da bu İlahi kanun şöyle haber verilir:
    Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur.
    O, süresi belirtilmişbir yazıdır... (Al-i İmran Suresi, 145)
#13.10.2008 19:39 0 0 0