bir diyetisyen huzurevinde büyük bir kalabalığa konferans vermektedir:
" midemize indirdiğimiz herşey bizleri heran öldürebilecek kadar tehlikelidir.
kırmızı et kanser yapar, gazlı içecekler midemizin dokusunu tahriş eder,sebzeler öldürücü bakteriler barındırabilir.
çin yemekleri karbonhidrat yüklüdür.
ayrıca hiçbirimiz içme suyunun barındırabileceği mikropların uzun vadede etkisinin farkında bile değiliz.
fakat bir yiyecek vardır ki, içlerinde entehlikelisi ve en iyisidir şüphesiz.
hepimiz onu mutlaka yemişizdir yada yemek zorunda kalabiliriz.
şimdi içinizden birisi bu en ciddi rahatsızlıklara yol açabilecek uzun yıllar bizlere acı verebilecek ve aynı zamanda en iyi tatları verebilecek olan bu gıdayı tahmin edebilir mi?"
ön sıralardan 70-75 yaşlarında bir ihtiyar ayağa kalkar ve yanıtlar:
- düğün pastası!......
sanırım burada anlatılmak istenen tercihin iyi yapılması, güzel ve sağlıklı bir yaşam için programlı bir hayat akışı gereklidir...yaşamı boyunca bu yiyecekleri insana genel olarak ailesi sağlayacağı için, kişinin yuva kurarken yapacağı tercih çok önemlidir...yalnızca bir dişi/erkek ihtiyacımızmı var ve biz içgüdüsel bir tercihmi yapıyoruz yoksa, akıllı, anlayışlı ve paylaşılan ömrü sağlıklı bir şekilde yaşamak için bizleri programlı ve mutlu bir süreçte, beyin ve fiziksel enerji ile sağlıklı olma isteğimizi artıracak bir eşmi isteriz. ben eşimle mutlu ve uyumlu bir birlikteliği yakalayamamışsam ve karamsarlık içindeysem yediğimin içtiğimin ne önemi varki...! sanırım düğün pastası böyle bir hadiseyi sembolize ediyor olmalı...bu benim çıkardığım anafikir...
paylaştığın için ve konunun düşünebilen insanlar için sürükleyici olmasından dolayı teşekkürler .::simon::.
evet hikayemi fikrami bende fazla cozemedim cok kisa tutulmus ama sonuc olarak hayatinin geri kalaninda hep beraber olacagi insanla yedigi pasta aklinda kalmis heralde