Karsiliksiz ask
Bir göz düsünün ki, her canli varlik gibi ufka alabildigine bakmayi beklerken, onun kör karanliginda çaresiz
ve umutsuz bir ahvalda sitem etmeye bile ne gücü ne de hakki olan......
Bir insan düsünün ki, sevdigi insandan ilgi beklerken, gözlerinden gece gündüz yas eksik birakmayan, ilgisizligini üstüne basa basa dile getiren ve sevdiginden sevgisine zerre karsilik bulamadan
çaresizlik içinde yanan dönen......
Eger ki hayatinizin geçmisveya gelecek zaman dilimleri içinde karsiliksiz bir aska düsmüsveya düsecekseniz o zaman
dünyayi kapkara görmekten baska çaresi olmayan ve yikilmaz denilipte boynununu büküp çaresizliðine bile yanmayan o
insanlarin neleri düsündüklerini o zaman anlarsiniz.... Zaman alabildigine acimasiz ve alabildigine süratle akip geçerken bedenimizden, bizde ne gibi kapanmasi zor yaralar
açtigini da anlayabilmis degildir o insanlar çogu zaman....
Ask; gözlerden akan yas mi, yoksa bedeni saran mutluluk mudur? Bunu çogu zaman çözmeyi aklimizin ucundan bile geçirmemisizdir
Sizce ask mutlulugun doruga vardigi durumda bile gözyasi akitmak degil midir? Askin tarifini yüzyillarca insanlar bulunduklari durum ve mekana göre yapmamis midir? Ama daha kimse karsiliksiz askin tarifini yapmayi sözlerine dökememisdir. Çünkü hep karsiliksiz
asklar gizli yasanan asklar olmusdur bu güne kadar. Ask ve sevgi karsilikiý yasamayibeklemez.
Karsiliksiz aski yasayan bunun insana ne denli aciverdigini, belleginin ücra köselerinde ne kadar kötü yer ettigini ve ölüme kadar onla gezecek o
o kapanmasi güç yaralarla ölümsüz sevgisinin insana en büyük darbeyi vurdugunu bilirler!!! Acaba bunu yasamayana bunu anlatmak ne güçtür bilir misiniz?
Karsi konulmasigüç olan sevgi söz dinlemiyor. Olur olmaz yerlerde tek bir harfle umuda dönüsüyor. Kelimeleri, satirlari ve hatta cümleleleri beklemiyor...
Umut oluyor gözlerden akan yaþlar. Beklenti oluyor semaya açilan eller. Frenlenmesi imkansiz ve anlamsiz bir olgu oluyor bedende karsiligi bulunamayan asklar
ve bu yüzdendir ki aski en yolun ve en aci yasayanlar karsiligi bekleyipte bulamayanlardir. Bazen o kadar anlamsiz kriterlere mahkum ediliyor ki sevgi...
Sanki yüzyillaryn kanunu düzeni degisecekmis gibi bekleniyor seven tarafindan. Ama bir müddet sonra hayatin karanlik yüzü kendini gösteriyor. Acilar basliyor
ve bitmek tükenmek bilmeyen yaralar açiliyor, kalpte baslayan o sizi bedende serzenis oluyor doruklara vuruyor hislerin gürültüsü.
Siz birini seversiniz, oda baska birini ve o baska biri sizin ugruna ömrünüzü feda edeceginiz insana zerre kadar deger zerre kadar sevgi besleyemez yüreginde. Besledigini soylesede inanmayin... Dünyanin duzeni budur degismez... Eger ki birine ask besliyorsaniz bunu içinizde tutmanin bir anlam ve önemi yoktur. Tüm duygular iletilmelidir gönül köprüsüyle. Ve açtiginiz
duygulariniza küçücük yüreginizde beslediginiz saf ve temiz duygulara karsilik bulamadiysaniz birakin o kisi kendi degeriyle kalsin. Çünkü siz o saf ve temiz
yüreginizde beslediginiz duygularinizla bütün herseyin en iyisine layiksiniz....
Sen öyle bir çiçeksin ki koklamaya kiyamiyor
bakmaya doyamiyorum...
Sen sonsuzluk merdivenini çikarken
Arkanda beni biçare kimsesiz birakan.......
Sen gözlerimde hüzün oluyorsun bazen
Gözyaþlarymla sonlaniyorsun....
Yüregimde umut oluyorsun beni yüregine çagiran....
Nerden bilirdim ki sevdanla tutusacagimi...
Sevginin o acimasiz uçurumlarinda
Yillar boyu bedeninin özlemiyle yanip kavrulacagimi.....
Önce gözlerinin atesiyle tutusturdun beni,
Sonra dudaklarinin atesiyle küle çevirdin beni....
Sen gözlerimden akan yas
Sen yüregimde sevgimle büyüttügüm umutlarimdin....
Sevgi tohumlarýný beraber ekmiþtik
Yillardir el degmemiskurak sevdasiz yüregime....
Sen bir heves deðil, tutku ve özlemdin benim için,
Simdi arkana bakmadan gidiyorsun....
Gözlerimin yasina bile aldirmiyorsun,
Ne diyeyim ki; git yiðidim git, yolun açik olsun...
Vesikalik resim
dudaginin kiyisinda ebem kusagi tebesüm
bir yildiz kayip düsmüs göz bebeklerinden
derken görülmüstür mührü gecirilmis üstüne
ve sarilmis körkütük ayyaslarin fikrine
kar dilinde yüzün
ari degil hatiralar, agartmiyor kefenimi
muska yerine tasimak icin caldigim vesikalik resmine
bakinca köreliyor ya efsunlu saatler
bakilmayip kirilsin diye gecenin yüregi
yakiyorum güvercinler havalanan o gözleri
icimden geliyor sonra, simariyor eskilerim
bir daha anlatmamaliyim biliyorum
biliyorum, benim yurdumda calinir bu tür türküler
ben bu sirnasik diyarlarda ölmeye mahkum
vesikaliginla avuntuyu ihanet gibi yasarken
toz torbasinin altinda iki büklüm
bir hamalin kangal biyiklarini düsünüyorum
kulaklarimda sitmadan ölen bir cocugun cigliklari
ter icinde uyaniyorum....
dudaklari basörtüsüyle mühürlenmis bir kizin uzattigi
karanfilleri kokluyorum...
icimden geliyor sonra, agliyor türkülerim
YALANDI
Yalandi biliyorum
Gülümseyerek baktigin her yüz yalandi
Ellerimi tutan, gözlerimi öpen
Ben biliyorum bana her gülen,
Her seviyorum diyen yalandi...
Tipki yasamak gibi, ölmek gibi
Hatta dayanamayip yarida kesmek gibi
Her ögün yedigim yemek,
içtigim her bardak su gibi, yalandi...
Hic kanamadim, hiç doyamadim,
Yazik ki hiçbir yalani dogrulayamadim
Yine de her yalandan bir dogru çikarmaya çalistim
Her yalani iyice yogurup kendime çevirmeye ugrastim
Sonunda hayatin bana verdigi tek sey
Diyebilirim ki yanlislarima ve yalanlarima giydirebilecegim,
hepsini örtecek
Boydan boya kaplayacak bembeyaz bir gömlek
(herkes gibi)