Klasik müzik zekayı açıyor

Son güncelleme: 18.10.2010 19:18
  • Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Odyoloji Profesörü Erol Belgin, "klasik müzik dinleyen çocukların zeka düzeyi daha yüksek" dedi. Belgin'e göre, Türk müziği de beyni uyarıyor.
    Prof. Dr. Erol Belgin, müziğin estetik uyarıları beyne gönderdiğini, müziksiz beynin gelişemeyeceğini belirtti.
    "Müzik ruhun gıdası" sözünün çok doğru ve bilimsel bir ifade olduğunu söyleyen Belgin, "Kulaktan beyne giden sesler, beyinde olağanüstü elektriksel ve metabolik hareketlilik sağlar. Beyin birtakım hormonlar salgılar. Damarlar genişler, tansiyon düşer, tüm vücuda canlılık ve zindelik gelir" dedi.

    KLASİK TÜRK VE BATI MÜZİĞİ UYGUN SEÇİM
    Bebeklere doğar doğmaz ölçülü ve kaliteli müzik dinletilmesi gerektiğini kaydeden Belgin, klasik müzik dinleyen çocukların zeka düzeyinin yüksek olduğunun araştırmalarla tespit edildiğini söyledi. Belgin, "Bebeklerde yedinci ayda kulak embriyoda tamamlanmış oluyor.
    Hamile kadınlar, ölçülü, kaliteli müzik dinlesinler. Klasik Türk ve Batı müziğe bu konu için ideal bir seçimdir. Bebeğin işitme ve lisanla ilgili kabiliyetleri 0-4 yaş arasında tamamlanıyor. Lisan konuşma gelişmeyince, zeka da donuk kalır. Mozart dinleyerek büyümüş bir çocuğun IQ'su 5 puan fazla oluyor" dedi. Belgin, müzik dinlemeyen kişinin gelişmesinin zor olduğunu vurgulayarak, bir enstrüman çalan insanla çalmayan arasında fark olduğunu söyledi.

    TÜRK MÜZİĞİ BEYNİ UYARIYOR
    Belgin, Türk müziğinin çok "itilip kakıldığını", ancak çok zengin ve içerikli bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek, "Bizim müziğimizin ses yapısı diğer müziklerin ses yapısından çok farklı ve daha zengin. Daha aralıklı ve beyni daha fazla uyarıyor. Bu özelliğinden dolayı insanı çok rahatlatan bir yapıya sahip" dedi.
    Belgin, birtakım yarışmalara katılıp da kısa yoldan köşeyi dönmek için şarkı söyleyenleri ahlaki bulmadığını da ifade ederken, "Müziğin rant veya geçim kaynağı olarak görüldüğü veya gösterildiği kimi yarışmaların toplumumuza hiçbir yarar getirmeyeceğini düşünüyorum. Sanat öncelikle sanat için yapılmalıdır" dedi.
#09.04.2005 18:17 0 0 0
  • Varsayalim ,yapilan arastirma zekayi actigini.peki neden yarismalari elestiriyor??bu elestiri bu arastirmayla ne alakasi var??cok güzel sese sahip olupta konservatuarlara gitme sansi olmayan bir kisi ahlak disimi??ayrica bu yarismalari düzenleyenleri elestirmek gerek yarismacilari degil.

    Gelelim zeka konusuna .Bu boardda acaba kac kisi flöt yada keman calabiliyor yada kac kisi dünyaya gelmeden evveli ve sonrasi mozart nameleriyle uykusuna dalmis ? 1 veya 2 kisi olabilirmi ?Belkide hic yok. Burda cok kisinin zekasinin epey bir yükseklerde oldugunun kanaatindeyim.Bir enstrüman çalan insanla çalmayan arasında fark olduğunu söylemis.Bu dogru,biri nota bilir digeri notadan anlamaz ama nota bilen kisi daha akilli oldugu anlamina gelmez.

    Böyle sacma sapan arastirmalar yapipta isimlerini duyuracagina ,adam akilli insanliga fayda getiren islerle ugrassalar cok cok daha iyi olur.
#09.04.2005 20:34 0 0 0
  • Tarbal dostum paylaşım için teşekkürler, böyle müzikle hastaları iyileştirme yerleri olduğunu duymuştum...
#11.04.2005 14:25 0 0 0
  • Bunu bir yerde duymustum ve çok saçma geldi !!!
#11.04.2005 16:58 0 0 0
  • Günümüzde insanlara hiçbir katkısı olmadan yapılan müzik sanatsal işlevini kaybetmekle birlikte ortaya çıkan ranttan pay sağlamak uğruna yapılan hatta sadece insan vücudunun sergilendiği ne olduğu anlaşılmayan bu şeylere zaten müzik bile denemez ama öyle bir noktaya geldiki insanlarımızı ve dilimizi yozlaştırmaya başlatığı gibi insan beynini ne yönde etkilediği bile tartışılamaz. Artık günümüzde sanatsal yönü ağır basan bir müziğe rastlamak zor.
#11.04.2005 23:04 0 0 0
  • Arkadaşım AZRA'nın dikkatine, size saçma gelebilir çünkü bu konuda senin bilgin yok..


    "Rain Man"e müzikli tedavi

    Avrupa ve ABD'de otistik, disleksi ya da hiperaktif çocukların tedavisinde uzun süredir kullanılan bir yöntem: Zihinsel bozukluklar ve işitsel algı problemleri müzik yoluyla düzeltiliyor. Türkiye'de de psikolog doktor Murat Güvençer'in uyguladığı yöntemde başarı oranı yüzde 75.

    İlkokul ikinci sınıf öğrencisi M.K., sınıfındaki diğer çocuklar gibi kıpır kıpır, cıvıl cıvıl. Oysa iki yıl öncesine kadar hayatla bağları kopuktu, "boğuk boğuk öten sesler"le çevrili dünyasında tek başınaydı. "Oğlum yedi yaşındaydı ama konuşamıyordu. Elliye yakın kelime biliyordu ama bunları yerli yersiz kullanıyor, hiç cümle kuramıyordu. Onunla konuşmayı milyonlarca kez denedim, beni anlayamıyordu, sanki başka bir dünyadaydı" diye anlatıyor annesi o günleri...

    Bebekken orta kulak iltihabı geçirmişti M.K. İlerleyen yaşına rağmen konuşmayı sökemeyince, işitme problemi olabileceği düşüncesiyle doktorlara taşındı. Ama kulaklarında fiziksel bir sorun yoktu, duyabiliyordu. Bu kez, otistik ya da hiperaktif olabileceği şüphesiyle davranışları bir kasete çekilip İngiltere'deki uzmanlara yollandı. Hayır, otistik de değildi. Annesi kendini onun tedavisine adamıştı ama sonuç alınamıyordu. Bir gün gazetede "işitsel tedavi"den, "konuşamayan çocuklar"dan bahseden bir yazı okudu ve psikolog doktor Murat Güvençer'in kapısını çaldı. M.K.'da zihinsel gelişme bozukluğu vardı, hemen "İşitsel Eğitim"e başlandı. Annesinin deyimiyle şimdi "bülbül gibi" konuşuyor. "Bir zamanlar 'boğuk boğuk öten' bir ses olarak algıladığı tüm kelimeleri, cümleleri ve şarkıları; yedi yıl boyunca soramadığı, öğrenemediği herşeyi şimdi keşfediyor."

    İşitme = davranış
    İşitsel Eğitim (Auditory Integration Training) otizm, hiperaktivite, disleksi, Rett's Disorder, Asperger's Disorder gibi zihinsel gelişme bozukluğundan kaynaklanan hastalıkların tedavisinde uygulanan ampirik bir tedavi yöntemi. Fransız kulak - burun - boğaz uzmanı Guy Berard bu yöntemi tam 30 yıllık çalışma sonucunda geliştirmiş. Avrupa ve ABD'deki çeşitli otizm merkezlerinin yürüttüğü 12 araştırma, bu yolla tedavinin olumlu sonuçlar verdiğini ama yöntemin tam olarak nasıl çalıştığına dair bilimsel bir kanıt olmadığını söylüyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) da yeterli araştırma olmadığından tedavi yöntemini henüz onaylamamış. Ancak İşitsel Eğitim, ABD'de ve Avrupa'da 15 ülkede 10 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Türkiye'deki geçmişi ise sadece iki yıllık; İşitsel Eğitim'in tek uygulayıcısı olan psikolog doktor Murat Güvençer, aynı zamanda bu yöntemi Türkiye'ye getiren kişi.
#12.04.2005 08:14 0 0 0
  • Ellerine emegine saglik arkadasim
#24.04.2005 10:57 0 0 0
  • doğru olabilir..
#24.04.2005 14:59 0 0 0
  • güzel bir bilgi sağol dostum











    EMEĞE SAYGI:!!!
#14.05.2005 17:40 0 0 0
  • Evet bunu duymuştum.
#05.06.2005 01:36 0 0 0
  • Bilgiler için sagolasın ellerine saglık
#13.06.2005 21:52 0 0 0
  • Kardeş ellerine sağlık
#25.12.2005 12:32 0 0 0
  • EMEKLERİNE SAĞLIK PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM :cubuk:
#25.12.2005 23:59 0 0 0
  • nereden indireceğiz acaba
#18.10.2010 19:18 0 0 0