Geldin,
Kayboldu ömrümde hüzne dair ne varsa...
...
Sildin,
Kurudu birikmiş yaşlarım soluğunla...
...
Geçti,
Yaralarım, kabuklarım, incinmelerim...
...
Gittin,
İçim;
Acıyor yine...
Ben aşka bağladım yaşanılası heveslerimi.
Geldiği vakit sevgili, nefes almaya başlarım ben de. Eklenir ilmek ilmek tebessümler yüzüme. Yüzümde gamzelerim eskir. Rafa kaldırılır inceden göz yaşları. Küfe terkedilir keder dolu naralar. Onun dudağına değer şaraptan, ben sarhoş olurum avuçlarında. Tutam tutam sevinçler raksederler masamızda.
Başım döner, oysa dünya durur.
Ne günler biter, ne geceler eskir. Adımlarımız uzanır hafiften boğaza. Anlatmaya başlarım derdini yokluğunun, bir feryat olup, çıkacakken ağzımdan isyanlar...
Susarım...
"Yine gitme" demekten korkarak, "yine gel" derim, yalvarırcasına. Gözlerim, gözlerinde erirken, deliliğim aklıma gelir. Birer birer uğrarlar şairler, üstadlar yamacımıza.
"güldükçe
gün
devrilir gözlerinin akş*****
gecedir, bir rüzgâr getirir ellerini
öperim... kimseler görmez"
İnceldiği yerde fırtınaların, bir sağnak başlar acizliğinde adımların. Kafamı kaldırıp, yüzünde ayrılığı okumaktan cayarım. O beni yakmaz da, ben ateşe atlarım. Anlatmaya çalışır her gidişin, bir bahara gebe olduğunu. Bu gitmelerinde bir sonu olduğunu.
Nedense,
Nedensiz,
Ağlarım.
Sırf bu yüzden, beni vedasız ayrılıklara terk eder.. Hiç bir zaman el sallamamı istemez gidişinin ardından. Dayanamam, dayanamazsam dayanamaz.