Muhteşem Bir Menkibe

Son güncelleme: 01.06.2009 21:48
  • noimage
    Sevgili Peygamberimiz "şehidliğin" üstünlüklerini anlatıyorlardı Buyurdular ki:

    (Kıyamet gününde şehidler, "Mahşer Yerine" gelirken; orada bulunan Peygamberler ayağa kalkarlar Onlar; çocukları, akraba ve dostlarından 70000 kişiye şefaat ederler (Cehennemden kurtarırlar))

    Bu sözleri işiten "Nevfel" ismindeki sahabe, iki oğlu ile hanımını oraya getirdi

    - Yâ Resûlallah! Bir dua etmek istiyorum Siz de "amin" der misiniz? diye sordu

    Peygamber Efendimiz kabul ettiler Bunun üzerine Nevfel:

    - Yâ Rabbi, Nevfel kuluna, "şehidlik" nasib eyle! duasında bulundu

    Hazret-i Ali'nin bildirdiğine göre; ilk Gazâ'da (savaşda) Nevfel, gerçekten şehid oldu

    Gazadan sonra Allahın Resulü ve arkadaşları Medine'ye dönüyorlardı

    Kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar, karşılamaya çıktılar Hepsi sevinç içindeydiler

    Nevfel'in hanımı, çocukları ve ihtiyar annesi karşılacılar arasındaydı

    - Gazanız mübarek olsun Yâ Resûlallah Nevfel'in hali nicedir? diye sordular

    Merhametli "Efendimizin" gözleri nemlendi Şehidlik haberini vermeğe mübarek kalbleri dayanamadı Elleriyle arka tarafı işaret buyurup, geçtiler

    Arkadan Hazret-i Ali geliyordu Nevfel'in yakınları, O'na sordular "Allahın Arslanı" yanında yürüyen Hazret-i Ammar'a:

    - Şehidlik haberini ben de veremiyeceğim Yürü gidelim dedi

    Eliyle arka tarafı işaret etti

    Sonra Hazret-i Ömer geliyordu "Büyük" Ömer de, aynı şekilde hareket etmek zorunda kaldı

    Daha sonraki Hazret-i Osman da başka türlü yapamadı Eliyle, arka tarafı işaret edip, geçti

    En sonra gelen Ebu Bekir hazretleriydi Yanında "Muaz bin Cebel" bulunuyordu Geride Hazreti Zübeyr' den başka kimse kalmamıştı

    Nevfel'in yakınları son ümitle, Sevgili Peygamberimizin en aziz arkadaşına yaklaştılar Aynı şeyleri sordular

    Hazret-i Ebu Bekir kendi kendine düşündü:

    "- Yâ Rabbim Ne kadar zor durumdayım Eğer doğru söylersem, mahzun kalbleri, daha fazla üzmüş olacağım Bunu yapmaktan, Sevgili Peygamberimiz bile çekindiler O'na nasıl, aykırı davranabilirim Fakat yalan da söyleyemem

    Sen bana öyle bir şey ilham et ki, bu gariblerin yüreği, daha fazla yanmasın Allahım"

    Peygamber Efendimizin doğru sözlü dostu "Sıddîk," bütün kalbiyle,

    - Yâ Allah! Ya Nevfel! diye "Ah" çekerek inledi

    İşte o sırada, yaydan fırlamış ok gibi "bir atlı" yıldırım hızıyla yanlarına yetişti

    - Buyur Yâ "Sıddîk" Beni mi çağırdın Ey Allah Resulünün sevgilisi? diye sordu Bu atlı Nevfel'den başkası değildi

    Bütün Eshâb-ı kiram, hayrette kaldılar

    Sonra Cebrail aleyhisselâm isimli melek göründü Peygamber Efendimize şunları söyledi

    -Yâ Resûlallah Hak teâlânın selamı var

    (Eğer "Peygamberin Mağara Arkadaşı" Sıddîk, bir kere daha "ALLAH" deseydi; "Yüceliğim" hakkı için, bütün şehidleri diriltirdim Çünkü, Ebu Bekir adlı kulum; cahiliye devrinde "İslâmiyetten önce bile, hiç yalan söylememiştir" buyurdu

    Ebu Bekir'in yalancı çıkarılmaması için, Nevfel'i Cenâb-ı Hak diriltti Nevfel bundan sonra, nice yıllar daha yaşadı

    Nihayet duası kabul olundu "Yemame" çenginde şehidlik şerbetini içti...
#27.05.2009 07:55 0 0 0
  • noimage
#01.06.2009 21:48 0 0 0