Bilimsel adı Cerasus avium (L.) olan kirazın dünyaya hangi topraklardan yayıldığı konusunda ise farklı görüşler bulunuyor. Bazı araştırmacılar kirazın, İÖ 64 yılında Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya yayıldığını, bazılarıysa İÖ 71 yılında Romalı komutan Lucullus tarafından Roma'ya götürüldüğünü ve oradan da dünyaya dağıldığını bildiriyor.
Kiraz sadece meyvesiyle değil, kökleri, kerestesi, kabukları, zamkı, yaprakları ve çiçekleri, çekirdeği ve meyve sapları da kullanılabilen çok yönlü bir bitki. En iyi pipoların kiraz ağacı kökünden, en kaliteli mobilyaların ve çeşitli araçların kiraz kerestesinden yapıldığı biliniyor. Kiraz zamkı ise şapka ve kumaş endüstrisinde ve tıbbi amaçlarla kullanılıyor. Ağaç kabuğu, yaprakları, çiçekleri, meyve, meyve sapı ve çekirdekleriyse tedavi amaçlı kullanılıyor.
İdrar söktürücü özelliğiyle, böbreklerin dostu olan kiraz, vücudu zehirli maddelerden temizliyor. Ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Ayrıca yapısında bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu bilinmektedir. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya da yardımcı oluyor.
Kirazın peklik giderici özelliği de bulunuyor. Hatta bu konuda halk arasında söylene gelen ''Arkamdan dut gelmese, ben yapacağımı bilirim'' gibi deyişler bile var. Özellikle bayat yemeklerle pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz, aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlıyor. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin derideki kırışıklıkları önlediği ve giderdiği belirtiliyor.
Karaciğerin de dostu olan kiraz, hastalıklar, fazla ilaç tüketimi ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardım ediyor. Karaciğer zamanla normale dönüyor ve safra salgısı artıyor. Böylece sindirim gücünü arttırıyor. Kirazda bulunan levüloz adlı şeker kolay sindirilebildiği için, şeker hastaları hiçbir tehlike oluşmadan kiraz yiyebiliyor. Ayrıca içerdiği madensel maddeler ve vitaminler nedeniyle hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırıyor. Yapısındaki bol fosforuyla sinirleri kuvvetlendirerek sakinlik sağlıyor. A vitamini kaynağı karoten içeren kiraz, aynı zamanda gözlerin de dostu.
Kullanılan kısımları ve kullanım miktarı
Ağaç kabukları yüksek ateşe ve pekliğe iyi geliyor; yaprakları müshil olarak, çiçekleriyse göğsü yumuşatıcı olarak kullanılıyor. 1 litre suya 50 gr. kabuk ve yaprak konularak demlenip, günde 3-4 bardak içiliyor.
Meyveleri özellikle ilkbaharda 3-4 gün süreli kiraz kürüyle değerlendirilebilir. Sabah veya öğlen yalnızca 0.5-1 kg. kiraz yenilmesi kış yorgunluğunun kolay atılmasını sağlayabilir. Ancak kirazı bağırsakları zayıf ve yüksek tansiyon sorunu olanların dikkatli tüketmelerinde yarar var.
Sapları, idrar söktürücü olduğu gibi bronşite karşı da kullanılıyor. Gölgede iyice kurutulan saplarla hazırlanan şuruplar veya demlemelerle iyileşme sağlanabiliyor.
Saplar gerekirse kıyılarak bir gün süreyle su içinde ıslanmaya ve yumuşamaya bırakılıyor. Bir litre su içine bir küçük avuç sap konularak hazırlanacak demlemeden günde 3-4 fincan içiliyor. Bu demleme günde iki kez el ve ayak banyosu şeklinde de kullanılabiliyor. Ya da hazırlanan kiraz sapı demlemesi taze veya kurutulmuş kiraz üzerine boşaltılarak yarım saat bekletildikten sonra süzülerek aynı dozda içilebiliyor.
Sapları ayrık ve mısır püskülü ile kaynatılarak demlendiğinde ayak ve karın şişliğinde; arpa ile kaynatılarak elde edilen demlemeyse idrar söktürücü olarak kullanılıyor.
Kiraz zamkı ise öksürük kesici ve bağırsak iltihaplarını iyileştirici olarak kullanılıyor. 100 ml. beyaz şarap veya su içine beş gram zamk eklenerek hazırlanan karışım bu amaçla kullanılabiliyor.
Dövülmüş çekirdeğinin kaynatılmış suyu idrar zoru sorununa yardımcı oluyor. Ayrıca çekirdekleri ısıtıldıktan sonra bir beze sarılarak karın bölgesindeki ağrıların giderilmesi için kullanılıyor.
bir bilgide benden olsun...
Bilimsel adı Cerasus avium (L.) olan kiraz giresun yöresinde eskiden çok yetiştiği için giresunun eskiden ismi cerasus muş sonradan giresun olmuş bu da benden bir dip not...saygılar...