Türkiye Kürt Kapanında

Son güncelleme: 08.12.2009 16:55
  • Türkiye Kürt Kapanında (1ci Bölüm)
    Hulki Can
    --------------------------------------------------------------------------------
    "Demokrasi, eşitlik, kardeşlik, özgürlük, sevgi" gibi sihirli kavramlar siyaset alanında iki ucu keskin bıçak gibidir. Fevkalade istismara açık kavramlardır. Yerinde, zamanında ve ustaca kullanmasını bilmezseniz sizi yaralar, yok eder... Bunu en iyi kullanan ülkeler İngiltere, ABD ve İsrail'dir.

    KÜRT AÇILIMI YENİ BİR PROJE Mİ?

    "Kürt açılımı" yeni bir düşünce, süreç veya "proje" değildir. I. Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı Devleti'ne dayatılan şartlar arasında "Kürt Açılımı" da vardı. Acz içindeki Osmanlı hanedanı ve hükümetinin 10 Ağustos 1920de kabul ettiği ve imzalamaktan gocunmadığı 317 maddeden oluşan Sèvres Antlaşmasının 63 ve 64. maddelerinde Kürt aşiretlerinin millet yapılması ve bağımsız bir Kürt devletinin kurulması kabul ediliyordu.

    Sèvres antlaşmanın hiçbir zaman yürürlüğe girmediği yolundaki resmi ve bilinen iddialar doğru değildir. Antlaşma bal gibi yürürlüğe girmiş ve bir çok maddesi uygulamaya konmuştur. Antlaşma hükümlerince Ermenistan devleti kurulmuş (Madde 28), Suriye, Filistin, Musul, Kerkük elimizden çıkmış, Filistin'de "milli bir Yahudi yurdu" kurulmuş (Madde 94-97), Hicaz denilen Suudi Arabistan ayrı bir devlet olmuştur (Madde 98). Antlaşmanın 63 ve 64üncü maddelerine göre ise:

    "Türkiye Fırat nehrinin doğusunda, Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan bölgede bir Kürt mahalli muhtariyet projesini kabul edecekti. Bu proje, İstanbul'daki İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir kurul tarafından hazırlanacaktı. Antlaşmanın imzalanmasından bir yıl sonra bölgenin Kürt ahalisi Milletler Cemiyetine başvurarak Kürtlerin büyük çoğunluğunun Türkiye'den bağımsız olmayı istediğini kanıtlar, ve Cemiyet bunu onaylarsa Türkiye bu bölgedeki tüm haklarından vazgeçecekti. Bu durumda Musul'daki Kürtlerin bu bağımsız Kürt devletine katılması da engellenmeyecekti."

    Peki niye bu devlet hemen kurulmadı da öncelikle Kürtlere "mahalli muhtariyet" yani "yerel özerklik" verilmesi gündeme geldi? Çünkü o yıllarda doğudaki aşiretlerde bir millet olma bilinci, niteliği ve bir devlet kurmak için gerekli eğitimli insan gücü, ekipman, kadro, araç, gereç yoktu da ondan. Onun için önce federatif özerklik verilecek, Türk üniversitelerinde öğrenim görecek geleceğin Kürtçü hukukçu ve siyasetçileri yavaş yavaş yetiştirilecekti.

    Projenin eğitim ayağı uygulamaya kondu ancak, "Bölgesel Özerklik Projesi" (BÖP) uygulamaya konamadı. Neden? Çünkü o sıralarda Kurtuluş Savaşı başlamış, Türkler ve Kürtler işgalcilere karşı birlikte çarpışıyordu.

    Bunun üzerine "proje" ertelendi. Ama iptal edilmedi. Ertelenen "proje" elverişli ortamı bulunca uygulamaya konacaktı. Nitekim öyle oldu. Türkiye içi boşaltılan bir şirket, hortumlanan bir banka gibi haraç mezat küresel tekellere övünçle pazarlandı, satıldı, yağmalandı. "Büyük Ortadoğu Projesi" (BOP) adı altında kendine uyumlu bir eşbaşkan bulan ABD ve AB bu "eski proje"yi uygulamaya koydu. BÖP BOP oldu.

    POLYANNA AYDINLAR
    Osmanlı Aydınları Fransa, İngiltere ve Avrupa'daki demokrasiyi görmüşler, hayran kalmışlardı. Ama, demokrasiyi kimin, nasıl kullandığına, nasıl yönlendirdiğine, nasıl denetlediğine bakmamışlardı. Demokrasiyi denetleyenler ülkelerin asal ögeleri, yapıları ve egemen birimleriydi. Örneğin İngiltere'de, imparatorluğun asal unsurlarını oluşturan İngilizlerdi. Hindistan, Güney Afrika ve Mısır imparatorluk sınırları içinde olduğu halde İngiliz Parlamentosunda tek bir Hintli, Afrikalı, Mısırlı milletvekili yoktu.

    Oysa 17 Aralık 1908de açılan ilk Osmanlı Meclisinde milletvekili dağılımı şu şekildeydi: 142 Türk, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 1 Romen!
    275 kişilik bu ilk Mecliste Türk olmayan milletvekili sayısı 133, Türk olanlar 142 idi. Kuşkusuz, Avrupa bu durumdan çok hoşnuttu, çünkü onlar için yarıya yakını Türk olmayan bir meclisi ikna etmek Abdülhamit'i ikna etmekten çok daha kolaydı.

    Siyaset bilimcileri, sosyologları olmayan, ekonomi politikadan bihaber, dine dayalı bir devlet olan Osmanlı devletinin genç subaylarının ve aydınlarının masonik derneklere üye olarak eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi göz kamaştırıcı kavramların peşinden ağzı açık ayran budalası gibi sürüklenmeleri, bu kavramların gelişigüzel kullanımının devlet yapısını temelden sarsacağını fark edememeleri, ulus ve tarih bilincinin noksanlığından kaynaklanıyor olsa gerek.

    Günümüzde de değişen bir şey yok! Bir din devletine dönüşme sürecindeki ülkemizde aynı mizansen tekrarlanıyor. "Polyanna aydınlar" yine bu kavramların emrinde Avrupa ve Batı'nın hizmetindeler. "Daha fazla demokrasi", "tarihi fırsat", "demokratik açılım" veya "Kürt açılımı" diye tufaya gelenler medya desteğiyle alıştıra alıştıra oluşturulan bir "Kürt Kapanı" ile ülkeyi parçalamanın düğmesine bastıklarının herhalde farkında değiller. Oysa bakın ABD ve İsrail demokrasiyi nasıl kullanıyor:

    ABD'DE DEMOKRASİ
    Yahudi-Hristiyan karışımı bir inanca sahip olan Mormonlar 1846 yılında Utah eyaletine yerleşmiş, Salt Lake City'i kurmuşlardı. Ancak, bir süre sonra kendisini Halife (!) ilan eden Utah valisi Brigham Young, Musa şeriatını uygulamaya koyup çok eşliliğin serbest bırakıldığını ilan etti (1852). Young bağımsız bir şeriat devleti kurma yolunda hazırlıklara başlayınca ABD'de yer yerinden oynadı. Kimse Mormonların "dinsel özgürlük kısıtlanamaz, çok eşliliğe özgürlük, dinimizi özgürce yaşamak istiyoruz, yasaklar kalksın" ciyaklamalarına kanmadı. Çünkü Mormonlar çok eşliliğin Tevrat'ta yazdığını ve Allahın emri olduğunu iddia ediyorlardı.

    1857de ABD başkanı James Buchanan'ın emriyle Federal Ordu harekete geçti. Mormon militanları ile ABD ordusu arasında günlerce süren kanlı çatışmalar yaşandı. 150 militan, asker, kadın, çocuk öldürüldü. Sonunda Amerikan Silahlı Kuvvetleri Utah eyaletinde denetimi sağladı. Amerikan Yüksek Mahkemesi çok eşliliğin ahlak dışı yüz kızartıcı bir suç olduğunu ilan etti. 200 Mormon hapse atıldı. Çok kadınla evlenmek Utah eyaletinde ancak 1890da yasaklanabildi.

    ABD hükümeti ulusal güvenliğin tehdit altında olduğu durumlarda kimsenin gözünün yaşına bakmaz, düzene aykırı olduğu saptanan dinsel ve siyasal girişimlere en ufak bir hoşgörü gösterilmez.

    Bunun en son örneği 28 Şubat 1993te Teksas eyaletinde yaşandı. 51 gün süren bir kuşatmadan sonra FBI ajanları ve ABD ordusunun özel timleri zırhlı araç, tank ve topçu desteğinde, gaz bombaları atarak Teksas Waco'da bulunan Davidyen (Davidian, Davutçular) Tarikatının merkezine karşı saldırıya geçti. Örgütün lideri David Koresh ile birlikte 21 çocuk, 2 hamile kadın olmak üzere toplam 76 kişi öldürüldü. Bu ABD tarihine "Waco Kuşatması" veya "Waco Katliamı" olarak geçti. 12 kişi kurtulabildi. Kurtulanlar hapse atıldı, mahkemeleri yıllarca sürdü. Oysa biz ne kadar hoşgörülü ve demokratik bir toplumuz değil mi?




#10.09.2009 20:06 0 0 0
  • Türkiye Kürt Kapanında (2ci Bölüm)
    Hulki Can
    --------------------------------------------------------------------------------
    Bizde ise, şehitlerimizden "kelle"diye söz ediliyor; gencecik askerlerimiz şehit olurken kodamanların oğulları göstermelik askerlik yapıyor; ülkesi için kanını döken, teröre karşı savaşan kahraman generallerimiz, subaylarımız aşağılanıyor, yargılanıyor, iftiralara uğruyor, cezaevlerinde, hastane köşelerinde ölmelerine, intihar etmelerine neden olunuyor; etnik bölücülüğü daha da azdıracak etnik dilde yayın yapan TV istasyonları devlet tarafından iftiharla devreye sokuluyor; bu da yetmiyor Türk siyasetçiler bölücülerin TV kanallarında görüş beyan ediyor.

    --------------------------------------------------------------------------------




    İSRAİL'DE DEMOKRASİ
    İsrail sık sık seçim yapılan demokratik, çok partili ülkelerden biridir. Nüfusun %80i Yahudi,%20si Filistinli Araplardan oluşur. İsrail'de İsrail vatandaşı olarak yerleşik 1.200.000 Filistinli Arap vardır. Bunların %83 Müslüman, % 8.5 Hristiyan, % 8.3ü Dürzü'dür. Müslüman Araplar için İsrail ordusunda askerlik yapmak "zorunlu" değildir. Ama isteyen "gönüllü" olarak orduya katılabilir.

    Arapların seçimlere katılması, oy vermesi, parti kurması tamamen serbesttir. Ancak, Arap partilerin seçimlere katılması ve meclise girmeleri çeşitli yaptırım ve gerekçelerle şu veya bu şekilde engellenir.

    2009 seçimlerinde "İsrail Merkez Seçim Komitesi" üç Arap partisinden ikisinin seçime girmesini İsrail devletinin bölünmez bütünlüğüne aykırı söylemlerde bulundukları gerekçesiyle yasaklamıştır. Seçimlerden sonra "İsrail Yüksek Mahkemesi" bu yasağı iptal etmiştir. Ancak, gelecek seçimlerde Arap partilerinin seçime katılmaları yine çeşitli gerekçelerle engellenebilecek ve demokratik düzen sürdürülecektir.

    120 milletvekilinden oluşan İsrail meclisinde 2009 itibarile Yahudi olmayan 12 milletvekili vardır. Bu sayının artmamasına özen gösterilir. Meclisin İbranice adı "tapınak" anlamına gelen "Knesset"dir. Yani Yahudiler Meclislerini kutsal bir tapınak gibi görüyorlar. Biz ise meclis tavanına çiğ köfte yapıştırıyoruz !

    PEKİ NİYE ABD VE İSRAİL BÖYLE DAVRANIYOR?

    Çünkü herkes ve özellikle İsrailli siyasetçiler çok iyi biliyor ki bir ulus için "demokrasi, özgürlük, eşitlik, kardeşlik" gibi kavramlardan çok daha değerli, yaşamsal kavramlar ve ilkeler vardır. Bunlar ülke bütünlüğü, ulusun varolması, sınırların korunması, vatan, toprak gibi kavramlardır. ABD dahil dünyanın her yerinde demokrasi bu şekilde "uygulanır". Hiç bir ülke kendi ulusal güvenliği için tehdit unsuru oluşturacak ögeleri, virüsleri desteklemez, beslemez, kendi içinde barındırmaz. Onları yok edemese bile "etkisiz" hale getirir.

    İsrail "açılım" yapmasını bilmiyor mu? Niye İsrail "Arap Açılımı" yapmıyor? "Böyle demokrasi olur mu?" diyebilirsiniz. Ne derseniz deyin, bugün İsrail dünyanın en başarılı, en zengin, en etkin ülkelerinden biri ve mini bir süper güçtür.

    JLTV İLE TV-6
    "Hotbird" uydusundan 2009 yılında yayına başlayan JLTV (Jewish Life TV, Yahudi Yaşamı TV) isimli televizyon kanalı, İsrail kurulduğundan bu yana Arap devletleri ve İslami terör örgütlerine karşı yapılan savaşlarda gösterilen başarıları, kahramanlıkları, İsrailli yerleşimcilerin hükümete direnişlerini, kadın ve erkek askerlerin anılarını, gazi ve sakat kalanların sivil yaşamdaki sıkıntıları dile getiren program ve yayınlar yapıyor. Askerlere, gazilere ve şehitlere büyük saygı ve sevgi gösteriliyor, gençler bu bilinçle eğitiliyor.

    Bizde ise, şehitlerimizden "kelle", bölücülerden "sayın" diye söz ediliyor; gencecik askerlerimiz bol keseden şehit olurken kodamanların oğulları göstermelik askerlik yapıyor, düzmece raporlarla askerden muaf tutuluyor; ülkesi için kanını döken, teröre karşı savaşan kahraman generallerimiz, subaylarımız aşağılanıyor, yargılanıyor, iftiralara uğruyor, cezaevlerinde, hastane köşelerinde ölmelerine, intihar etmelerine neden olunuyor; bölücülüğü daha da azdıracak etnik dilde yayın yapan TV istasyonları devlet tarafından iftiharla devreye sokuluyor, üniversitelerde Kürt dili bölümleri açılıyor; yurtsever bilim adamları, hukukçular, akademisyenler ve aydınlar sindiriliyor; bu da yetmiyor Türk siyasetçiler bölücülerin TV kanallarında görüş beyan ediyor.

    Ülke, Osmanlı Devleti'nin son günlerinden daha beter ve acınacak bir duruma düşmüş ve düşmeye devam etmektedir. Bu şekilde paldır küldür sözde "demokratik açılıma" gidişin sonu uçurum ve büyük bir felakettir. Ancak, Türkiye'nin başına bu etnik belayı saran çevreler şunu bilsin ki bu kapan er veya geç sahiplerini de yiyecektir.

    İşgal ordularını İstanbul ve İzmir'de alkışlar ve bayraklarla karşılayanlar ekmeğini yedikleri bu ülkeye karşı ne kadar feci bir yanlışlık yaptıklarını nasıl ki çok sonra fark edip ama nasıl ki bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödedilerse Türkiye için kurulan bu tuzak da küresel avcılara ve onların yardakçılarına ayak bağı olacaktır. Kurt kapanı kurtlar için ise, o halde, Türkiye'ye kurulmuş olan "Kürt kapanı" da en öncelikle Kürtler için bir tuzak olacak, ava giderken avlanacaklardır.

    Osmanlı Devleti'nin tepe yönetimi ve Osmanlı hanedanı arkalarında mahvolmuş bir ülke ve milleti kendi makus talihiyle baş başa bırakarak, kimileri Alman denizaltıları, kimileri de İngiliz savaş gemileriyle bu toprakları onursuzca terk ettiler, yabancı ülkelere sığındılar. Osmanlı ile birlikte savaştan mağlup çıkan diğer ülkelerin devlet adamlarının hiçbiri ülkelerinden kaçmadı, kendi ülkelerinin yazgısını kendi halklarıyla hayatları pahasına bile olsa paylaştılar. Ülkesinin baştan başa mahvolmasına yol açan ve ağır bir yenilgiye uğrayan Hitler bile onlar gibi kaçıp yabancı bir ülkeye sığınmadı.

    Bakalım Türkiye Cumhuriyeti'ni bu hale düşürenleri almaya hangi devletlerin filoları gelecek ? Tek bir gemiye sığamayacakları kesin !
#10.09.2009 20:08 0 0 0
  • Yaw kardeşim kim kapanda ne diyorsun bu kışkırtıcı metinlerle ne yapamya çalışıyorsun.Asıl Kürtler eskiden türk kapanına girdi şimdi çıkmak istiyor...
#02.12.2009 19:22 0 0 0
  • MahsumZeynep
    Yaw kardeşim kim kapanda ne diyorsun bu kışkırtıcı metinlerle ne yapamya çalışıyorsun.Asıl Kürtler eskiden türk kapanına girdi şimdi çıkmak istiyor...

    Kardeşim birileri sizi bu foruma özelliklemi sokuyor.Bitane vardı tehlediler forumdan şimdide sen,Kardeşim insanlar fikirlerini açıklarken sanamı tanışacaklar.Pedaliza kardeşim çok güzel bir konu başlatmış,sende leyhte veya aleyhte yorumunu yaz bizde senin yorumlarınıdan faydalanalım.Bu güne kadar hangi kapana sıkıştırıldı Kürtler.Allahtan kork ,tabi inanıyorsan.Tanıdığım hiçbir inançlı Kürt kardeşim senin fikrinde değil.Güzel kardeşim önce cevap ver Kürtler bu güne kadar bu ülkeden ne almak istedilerde alamadılar ,ne olmak istedilerde olamadılar.Hadi ordan israil ağzıyla konuşup forumun tadını karıştırma Kürt kardeşlerimizle aramızada girme.Gitte Suriyedeki Kürtlerin yaşantısını incele,seçme seçilme hakları yok,şehirler arası seyahat hakları yok,devlet dairelerinde çalışma hakları yok,nüfus kağıtı çıkarma hakları yok.Geçmişi Kürt etnisitesine dayanan bir Türk evladı olarak gurur duyuyorumki Çumhuriyetin ilanından beri Türkiyenin idaresinde hep söz hakkımız vardır.Kendilerini Kürt önderi kabul edip rant elde edenlere aldanma ,onlar İsrailin ve keferenin oyuncaklarıdır.Hiç birisinin dini inancıda yoktur.Ama inaçsız birtek Kürt yoktur.
#03.12.2009 12:11 0 0 0
  • Şimdi dayı bak TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ hangi ırklar aldı ?
#03.12.2009 12:39 0 0 0
  • Türkiye Çumhuriyetini hiçbir ırk almadı.Türkü Kürdü lazı çerkezi topyekün yedi düvele savaş açtı,ve bu cennet vatanın her santimetre karesini kanları ile suladılar.Ama kefereye geçit vermediler.Çanakkale şehitliğinde bir kültür harmanı yatıyor.Onlar o zaman nasıl tek yürek olmuşsa bizde bu gün tek yürek olmalıyız.Kürt kapanı derken kürtler kapan kurdu anlamında söylenmedi o söz.Birileri Türkiyeyi Kürtleri koz kullanarak sıkıştırıyor anlamında kullanıldı.Bu güzel vatanın her santimetre karesinde herkesin Kürdün lazın çerkezin herkesin hakkı var.Bu topraklar bize Ata yadigarı.İçimizde bir birimizle dalaşırız tardışırız ama kefereye karşı birlik olmamız lazım.Üzdüysem kakını helal et kardeşim.Allaha emanet ol.
#03.12.2009 12:46 0 0 0
  • Kurt kapanı kurtlar için ise, o halde, Türkiye'ye kurulmuş olan "Kürt kapanı" da en öncelikle Kürtler için bir tuzak olacak, ava giderken avlanacaklardır
    Zannımcada öyle olacak kürt halkını kışkırtanlar işleri ters gidince yüzüstü bırakıp kaçacaklardır. zira kanlarına döneklik işlemiş. Bakarsın Türkiyeden yana bakarsın kürtlerden yana olurlar.
#03.12.2009 13:20 0 0 0
  • nichole
    Zannımcada öyle olacak kürt halkını kışkırtanlar işleri ters gidince yüzüstü bırakıp kaçacaklardır. zira kanlarına döneklik işlemiş. Bakarsın Türkiyeden yana bakarsın kürtlerden yana olurlar.

#03.12.2009 13:29 0 0 0
  • Dayı tamam da herşey.Niye Okuldalarda hep türk ismi geçyior da bir çerkezin bir kürdün yada başka kim olursa niye onların ismi geçmiyor...

    Türk kitaplarında sadece türkiyeyi türkler aldı.Çanakale cephesini türkler kazandı felan filan ama öyle değil kürtle çerkez ve diğerleri hepsi vardı niye böyle yapıyorlar
#03.12.2009 14:18 0 0 0
  • Dayı tamam da herşey.Niye Okuldalarda hep türk ismi geçyior da bir çerkezin bir kürdün yada başka kim olursa niye onların ismi geçmiyor...

    Türk kitaplarında sadece türkiyeyi türkler aldı.Çanakale cephesini türkler kazandı felan filan ama öyle değil kürtle çerkez ve diğerleri hepsi vardı niye böyle yapıyorlar

    Kürdü lazı çerkezi ,bunlar bir ağacın dalları.Türk ismi gövde.Biz top yekün hepsine Türk milleti diyoruz.Şu ana kadar öyle bir ayrım yapılmadı.Bende karakeçili Kürt bölgesinden göçmenim .Beş yüz yıl oldu karadenize göçeli.Şimdi karadenizli diyorlar bize.Şimdi ben kendimi ne olarak ifade etmeliyim.Bu memleket hepimizin.Türk milleti derken içerdiği ifadenin özünde bu var.Türkler ne kadar Türkse Kürtde okadar Türktür,Kürtler ne kadar Kürtse Türklerde o kadar Kürtdür.Etle tırnak gibiyiz ayrılamayız.Bizim ayrılmamız sadece emperyal güçlerin işine gelir.Düşünün bi kere aynı işyerinde çalışıyorsunuz laz çerkez Kürt öğle yemeğini aynı masada yiyorsunuz,camide aynı kıbleye dönüyorsunuz,aynı secdeye baş koyuyorsunuz,töreniz ananeleriniz bir,yahudi istedi diye bunlara sırtmı çevirelim güzel kardeşim.Dünyanın neresini gezersen gez Türkün olmadığı yerde Kürtte bulamazsın.Nerede Türk varsa muhakkak yanı başında kürtte vardır.Çünkü başka ırklarla anlaşamaz Kürtler.Allaha emanet ol kardeşim
#03.12.2009 15:00 0 0 0
  • Yazıyı her kimse yazmışsa güzel tespitlerde bulunmuş yalnız 'Islami terör örgütleri'ifadesi hoş değil herhalde amerika bütün bunları babasının hayrına yapmıyor kurt kardeşlerimizi de düşündüğünü zannetmiyorum sadece kendi çıkarını düşünüyor şu an bir takım kurt kardeşlerin bunu anlaması zor gaza gelmiş gidiyorlar gittikleri yolun uçurum olduğunu anlayacaklar ama onlar için iş işten geçecek amerikanin ipleri de yahudi nin elinde olduğuna göre o bile bu gün yahudi ye hizmet ediyor bu gidişatı da ancak durdurabilecek Muslumanlardir
#03.12.2009 15:50 0 0 0
  • a-yan
    Islami terör örgütleri'ifadesi hoş değil

    Çok doğru a-yan kardeşim,defalarca uyarmamıza rağmen halen İslamla Terör kelimesi yanyana kullanılıyor.Bir kere bir olgunun İslami olabilmesi için o fiilin Kur'an ayetlerinde veya Resulullahın hadislerinde emredilmesi gerekiyor.Halbuki Kur'an'ı azimuşşan diyorki kim bir insan öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibi olur,kim bir insan kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.
#03.12.2009 16:16 0 0 0
  • bilyoruz ki toplumu türk olarak kabul etmek bir nevi türkleştirmek gibi bir şey. evet çerkezleri lazları türkleştirdiniz ama kusura bakmayın kürtleri türkleştiremesiniz ki zaten zaman sizin başarızsız olduğunu gösteriyor.m3eydanlar kendi anadline kendi kültürüne sahip çıkıyor.bunu görmek o kadar zor değil.
    mezopotamya yurdu güneşsiz kalmayacak.burda biz değil zülmünüz terk edecek..
    bir iki soru soracam.
    diyelim ki türkiyeyi ismini kürdistan kabul edelim.anadilimizi türkçe değilde kürtçe olarak kabul edelim herkezi kürt olarak görelim kaç tane türk buna destek verecek hiç biri.ama desteklemediğiniz bir şeyi başkası tarafında desteklemesini beklemek saçamalık değilmi sizce ki saçma olduğu için buyle sorunlar yaşaniyor.
    29 isyan ne demek.
    Ömer muhtarı tanıyan vardır herhalde.
    idam sehpasında diyor ki;benin idam edebilirsin ama unutmayınız ki davamızı bizim çocuklar üstelenecek ve bizim çocuklarda kendinden sonraki çocuklarına devr edecek ve hiç bir zaman bu davamız bitmeyecek.
    ne oldu sizce idam edilde yine isyan çıktı yine italyan isyanı kanlı bir şekilde bastırıldı ama yine isyan çıktı en sonunda zafere ulaştılar... saygılarımla milet kandırmayın aslında siz burda bizi kamdırmayı düşünüyorsunuz ama bir nevi kendinizi kandırıyorsunuz..
#06.12.2009 10:10 0 0 0
  • erya
    bilyoruz ki toplumu türk olarak kabul etmek bir nevi türkleştirmek gibi bir şey. evet çerkezleri lazları türkleştirdiniz ama kusura bakmayın kürtleri türkleştiremesiniz ki zaten zaman sizin başarızsız olduğunu gösteriyor.m3eydanlar kendi anadline kendi kültürüne sahip çıkıyor.bunu görmek o kadar zor değil.
    mezopotamya yurdu güneşsiz kalmayacak.burda biz değil zülmünüz terk edecek..
    bir iki soru soracam.
    diyelim ki türkiyeyi ismini kürdistan kabul edelim.anadilimizi türkçe değilde kürtçe olarak kabul edelim herkezi kürt olarak görelim kaç tane türk buna destek verecek hiç biri.ama desteklemediğiniz bir şeyi başkası tarafında desteklemesini beklemek saçamalık değilmi sizce ki saçma olduğu için buyle sorunlar yaşaniyor.
    29 isyan ne demek.
    Ömer muhtarı tanıyan vardır herhalde.
    idam sehpasında diyor ki;benin idam edebilirsin ama unutmayınız ki davamızı bizim çocuklar üstelenecek ve bizim çocuklarda kendinden sonraki çocuklarına devr edecek ve hiç bir zaman bu davamız bitmeyecek.
    ne oldu sizce idam edilde yine isyan çıktı yine italyan isyanı kanlı bir şekilde bastırıldı ama yine isyan çıktı en sonunda zafere ulaştılar... saygılarımla milet kandırmayın aslında siz burda bizi kamdırmayı düşünüyorsunuz ama bir nevi kendinizi kandırıyorsunuz..


    Kimse kimseyi başkalaştırmadı .Çerkezler, laz olarak bilinen karadenizliler, bunlar zaten kafkas filizidir.Yani zaten Türk soyundandır.Sizler kabul etseninde etmesenizde Kürtlerde kafkas filizidir ve Türk soyundandır.Diyorsunuzki mezopotamya güneşsiz kalmayacak.A be cahil kardeşim seni bu şekilde konuşturan satılmışlar zaten mezopotamyayı Arz-ı mevud hayali için İsraile söz verdiler.Büyük İsraili kurmak için sizler kullanılıyorsunuz ve öz kardeşinize düşman ediliyorsunuz.Eğer bu devleti kuranlar devletin ismine Kürdiye deseydiler hiç gocunmazdım yediğim içtiğim sofraya bislemezdim.Dilimin Türkçe yerine Kürtçe olmasındanda hiçmi hiç rahatsız olmadım.Çünkü ben Türk soyunun Kürt boyundan geldiğime inananlardanım.Ömer Muhtara gelince Örnek aldığım bir şahsiyettir.Kendi halkı tarafından İtalyanlara peşkeş çekilen bir Hürriyet sevdalısıdır.Gönlümüzden hiç çıkarmadık ve orada yaşıyor.Libya hiç bir zaman hürriyetine kavuşamadı değerli kardeşim.Rahmetli Ömer Muhtar'ın arzu ettiği bağımsızlık hiç bir zaman Libyaya gelmedi.Libya Halen daha İtalyanın emir ve komutasındadır.Muammer KADDAFİ denen çöl faresi İtalyanın uşağıdır.Bu gün Libyanın esnafının yüzde doksanı İtalyandır.Tüketilen mallara bakıldığındada yüzde doksan dokuzu İtalyan menşeylidir.Sana bir kıssa anlatayım erya kardeşim.Bak kardeşim diyorum sana bundanda hiçbir zaman gocunmuyorum çünkü sen benim öz kardeşimsin.Halife Harun Reşit'in kardeşiliği vardı adı Behlül DA'NA .Behlül dana'nın bir dişi atı varmış asilmi asil.Bir gün Asil at rahatsızlanır .Behlül dana atın başına aşağı ağlamaya başlar ey benim asil atım,hani ağustos sıçağında sana haddinden fazla odun yükleyip dağdan aşağı dörtnala koşturdum seni kan ter içerisinde bıraktımya onun için hakkını bana helal et ,hani kanter içerisinde idin bende seni buz gibi suya çektim içirdim seni hasta ettimya onun içinde hakkını bana helal et demiş.Asil at dile gelmiş,ey benim asil sahibim ,sen bana haddinden fazla odun yükleyip yorduğun için hakkımı sana helal ediyorum,yorgun ve terli iken beni buz gibi suya çekip hasta ettiğin içinde hakkımı sana helal ediyorum,Ama bir katır yavrusu elde etmek için beni eşşeğe peşkeş çektinya işte onun için hakkımı sana helal etmiyorum demiş.İşte erya kardeşim Kürtlerin önderiyiz diye meydana çıkanlar varya ,bir avuç dünyalık için bütün Kürtleri Kefereye peşkeş çekiyorlar işte ona yanıyorum.Anladınmı mantığı
#07.12.2009 13:40 0 0 0
  • bilyoruz ki toplumu türk olarak kabul etmek bir nevi türkleştirmek gibi bir şey. evet çerkezleri lazları türkleştirdiniz ama kusura bakmayın kürtleri türkleştiremesiniz ki zaten zaman sizin başarızsız olduğunu gösteriyor.m3eydanlar kendi anadline kendi kültürüne sahip çıkıyor.bunu görmek o kadar zor değil.
    mezopotamya yurdu güneşsiz kalmayacak.burda biz değil zülmünüz terk edecek

    Erya kardeşim eğer bu millet kürtleri , Türkleştirmek isteseydi 600 yıl Osmanlı da, 86 yıldırda cumhuriyet döneminde bunu rahatlıkla yapardı
    Türkler her zaman Kürtleri müslüman din kardeşi olarak görmüştür. Ne zamanki Pkk denen kalleş çoçuk katilleri ortaya çıktı nifak tohumları atılmaya başladı.
    Eğer pkk yandaşı kürtler hata yaptık deyip özür dilerlerse bu millet yaşadığı acıları unutur af etmesinide bilir ama ne yazıkki hala ders almadan emperyalistlerin oyununa geliyorlar.
#07.12.2009 15:06 0 0 0
  • Kürt-Türk polemiği bu gidişle bitmeyecek galiba.Doğu'yu verin gitsin Kürtlere olsun bitsin bu iş.Kürdistan devletini de kursunlar.Bize de artık bir şey diyemesinler.

    İşin şaka tarafını söyledim.Şimdi gelelim asıl gerçeklere..

    Kürtler bilmiyorlar ki ta Çanakkale savaşından evvel planlanan Kürdistan devleti kurdurma eylemi Yunan ve İngilizlerden oluştuğunu..Kerkükve Musul İngilizlere verilecek Doğu'da bir özerk Kürt devleti kurulacaktı.Ama bu millet bunlara izin vermedi ama elimizden de Kerkük ve Musul alındı.Ege'de ki 12 adalar Yunanalılara bırakıldı.Şimdi Kürtlere soruyorum.

    Hadi diyelim ki Kürdistan devletini Doğu'da kurdunuz.Hani ekonomi, hani devlet başkanlığını yapacak kimse, hani tarım ve hayvancılık, hani ağır sanayiiniz, hani kurulacak ordunuz, silahınız..Daha çook eksikliğiniz var.Hem sonra sizi İngiliz, Ruslar, Ermeniler, yahudiler serbest mi bırakacağınızı sanıyorsunuz.Allah'a yemin ederim ki Doğu elden giderse bu saydığım gavurlar tarafından size büyük bir katliamlar yaparak Doğu'dan sürüleceksiniz.O zaman sizi kim kurtaracak?.Yine ,"ey Türkiye Cumhuriyeti yetişin yanıyoruz, ölüyoruz,biz ettik bari siz bizi kurtarın" diye yalvarmayacak mısınız?.

    Ey Kürt kardeşlerim.Bu PKK denilen terör örgütü bir maşa gibi kullanılıyor..

    Gün bugündür gelin hep beraber bu vatana sahip çıkalım.Yoksa yarınlar çok geç olur.Elin gavuru size acımaz, merhamet etmez.Bu kafayı atın artık.Türkler ve Kürtler birbirinin parçasıdır (PKK'lılar hariçtir).

    Birlik ve beraberlik içinde yaşamak varken nedir bu kavgalar sürtüşmeler.Bölünüp parçalanırsak artık belimizi doğrultamayız.Yol yakınken bu sevdadan vazgeçin artık!..
#07.12.2009 15:14 0 0 0
  • Zaten konu konuluktan çıktı sidik yarışına döndü.Kapatmak daha hoş olur.Ayrıca benim mesaj sayımı hergün on tane on tane aşağı çekmekle bana hiç birşey yapamaz kimse.Levisten özellikle rica ediyorum benim mesaj sayımı yüz adete indirsin bakalım nerem eksilecek
#08.12.2009 16:55 0 0 0