Zülfikar'ın Hükmü - Saygın Ersin

Son güncelleme: 17.09.2009 08:49
  • Zülfikar'ın Hükmü Kitap Özeti - Zülfikar'ın Hükmü Kitap Tanıtımı

    Yeryüzünde kökleri cennetten ya da cehennemden sayısız söz dolaşır. Kudretleri türlüdür. Lakin bilirler ya da bilmezler ki, söz sırası o en güçlü olana geldiğinde, geri kalanları susacak ve sönecektir. O söz Zülfikar'ın sözüdür! Hüküm Zülfikar'ındır! Çift ağızlı bir kılıçtır bu. Kabzası ve demiriyle, cevheri ve heybetiyle, sahibi ve ismiyle kutsal bir kılıç. Hazreti Ali'nin kadim kılıcı Zülfikar'dır... Lokman Hekim yedi kartal beslermiş, ömrü yedi kartalının ömrü kadarmış. Bir gün, şer gözüne görünmüş Lokman'ın. Kan çağıldayan nehirler görmüş, kor olan şehirler, orak olup insan hasadına çıkan kara vicdanlı katiller. Sonunda Meleklerin Sanatı'nı taşıyan yedi genç bulmuş. Toprağın hikmetini, ateşin kerametini, suyun bilgeliğini ve havanın alimliğini anlatmış onlara. Sonra, Lokman Hekim Ocağı'nın yedi kartalı, öyle bir çökmüş ki karanlığın üstüne, şerrin efendileri ecellerinin nereden geldiğini bile anlayamamış.

    noimage

    kitaplarda, çeşitli sanatları (özel yetenekleri) olan yedi kişiden söz ediliyor. (ocağın yedi kartalı bunlar; ocaksa lokman hekim'in binlerce yıl önce kurduğu ve iyilik temeline dayanan, truva'dan gelen eklentilerle güçlenmiş bir kurum.)

    bu kartalların kiminin hükmü havaya, kiminin hükmü toprağa, insan beynine, ateşe... vb. geçiyor. bu kişilerden biri savaşta ölürse, sanatıyla doğan bir çocuk bulup 'kartalların' sayısını 7 olarak sabit tutmaları gerek.

    bir tür yaşam iksiri sayesinde çok uzun bir yaşama sahipler ve solaklardan yardım alıyorlar. (solaklar; eski yeniçeri adabıyla eğitilen savaşçı gençler.)

    kartalların uğraşmaları gereken değişik kötü grupları var. (öncelikle geceliler; geceliler, ortaçağ avrupası'na dayanan, zamanla insan ilişkilerini ilerletmiş ve çaktırmadan insan içinde yaşayan, muazzam bir hiyerarşik yapıları ve kendi içlerinde karşı gelinemez yasaları olan bir tür 'vampirimsi' topluluk.)

    bunlar arasında yüzyıllardır süren savaşa 12. daire de taraf olmak durumunda.. (12. daire, ordu içinde bir tür x-files gibi paranormal olaylarla ilgilenen asker grubu.)

    sonra alamut grubu da olaya dahil oluyor. (alamut grubu, iran'daki efsanevi alamut kalesinin tarikat gölgesindeki taklidi, derin devlet misali yetkin ve güçlüler.)

    işi topkapı sarayı'nı soymak ve tarihi eserleri doğaüstü amaçlarla kullanacaklara satmak olan profesyonel bir hırsızın ve bu eserlerin izini süren bir tarih doçentinin de girmesiyle harika bir örgüye, girift bir kurguya ulaşan bu ikileme; canlanan antik anadolu tanrılarından çağdaş bilişim uydularına, iklime yapılan büyülerden vampirlerin aşk iksirlerine, güzel ama korkunç savaşçı kadın nigâh-ı ateşîn'in gazabından bürokratik devlet yapılanmasına, mekanötesi sihirli geçişlerden büyülü nesnelere, suikastlerden truva savaş arabalarına kadar her aşamada büyüyü-tılsımı, vampiri-periyi, savaşçıyı-hekimi, sadakati-ihaneti, eskiyi-yeniyi, yaşamı-ölümü dogmalardan uzak ve çok akıcı bir tarzla anlatıyor ve hiç beklenmedik finali ise okuyanı tam anlamıyla şoka sürüklüyor.

    yayınevi:Karakutu Yayınları
    yazarı: Saygın ERSİN
#13.09.2009 21:14 0 0 0
  • ben sevmedim sağol kız :D
#17.09.2009 07:59 0 0 0
  • okuda öle di gıı nesini sevmedin kapağına bakın ne anladınki:D
#17.09.2009 08:41 0 0 0
  • sadece resm yok yazılarda var :D
#17.09.2009 08:44 0 0 0
  • sen erindiğinden okumamışsındır onu
#17.09.2009 08:49 0 0 0