Merhaba merhaba canimin içi Noldu bize Nazarmi degdi Büyüledilermi bizi gizli Bilmiyorum bilmiyorum Napicagimi ne edecegimi bilmiyorum Kalbim gönlüm kan agliyor Jiletlenmis bileklerimden kan akiyor Yaniyor yarami tuz bastigimda yanimda olmayinca Kafami duvarlara vurup ve sordukça Neden böyle oldu aramiz neden bozuldu Aradigimda ama kendimdede buldugumda Damarimda kanimda 180 atiyor tansiyonum çiktikça Basim agriyor Dedigim gibi içim disim ciz ediyor seni görmedikçe Seni hissettikçe dünyam batiyor Adamin biri batmis gemisinin mahkemesini yabiyor Evet benim o kisi Senin için umutsuz halde mahkemeye giren canimin içi Sana söylüyorum Sen benden nefret eden Yüzümü görmek istemeyen Benden kaçan Bütün problemlerini benden bulan Ulan sende beni seviyordun Söylesene yar Yalanmi yar Nakarat: Batsin bu dünya Batsin bu dünya Bu dünya batsin Ugruna mumlar yakinda yansin Batsin bu dünya Bu dünya batsin Kimin umrunda ki batarsa batsin Nerde verdigin sözler Bana bakan ceylan gözler Beni öpen kiraz dudaklar Yüzüme sarkan siyah uzun saçlarin Nerde göremiyorum Özlüyorum senin kokunu tursunu tenini vahsahneka disini Dilbaz dilini dil derdini cebinimi kemerdim Haketmedim Bak etme eyleme yakarim dedim Beni dinlemedin Sirtini dönüp bana restini çektin Rest Bu dünyanin kanunu çekemem Yasadigim günleri mutlu oldum diyemem Kusura bakmayin sizlere yalan söyleyemem Acilara sancilara hakan tasiyan dedigi gibi Bende dayanamam Kaholurum baskalarina yar olursan Gidersen elalemin koynuna girersen öpersen Bu asklarin bulanik ozaman mahvolurum Bu dünyaya geldigime pisman olurum Seni yok ettikten sonra Kendimi yok etmeyi Yemin ederim Ikimizi kara topraklari yar edecegime Seni kimselere gelin olmani görmemeye Senin benim elimden son vermeni tercih ederim Hazirim gaziyim cehennemlerde yanmaya Biliyorum yanimda yanimça yanyana Dertlerimizle basbasa Çilelerimizle karsi karsiya Beni affetmeszen bile Sende haykiracaksin Nakarat: Batsin bu dünya Batsin bu dünya Bu dünya batsin Ugruna mumlar yakinda yansin Batsin bu dünya Bu dünya batsin Kimin umrunda ki batarsa batsin
Resim VERSE 1
Sagopa yaşlı çocuk, saçlarında kış, son beyaz yağışlarım, yarışlarım varışlara, demek bu rap varoşlara, küfür eşittir hür kültür, tenhalarda dönüşür haykırışlara, burası yerinaltı, yerinaltındaki ayna kuvvetmira, gösteriverir aksini, burada herkes sıradan vatandaş. Ben bu yolda bir küheylan avlu bahçe anıran, evliya-yı rap desen de kabulümüz rumuz Yunus gördü netti, çevre sakinim çok aksileşmiş, içlerinde 5 kuruşluk hırslarıyla kavrulur durumda, kaç liraydı onurunuz?
VERSE 2
Kaç dünya güzeli öldü boşa giden orgazmlarda? Üniversite mezunu bu Sago sokak çocuğu, dipte yüzer kabile mirada. Rap damarda. Tek yatakta üç kişi yatarız. Bir Silahsız Kuvvet, iki Miccheck, üç Sagopa Kajmer Rap yaparken günaha mı girdim? Bin yabani toprağında düşünen cesetler, düş; ününe ün katıp bol arzu beklemeksei gün boşa geçer, emeklerinse boşa gelir gider, yükün çeker yeraltı buradai orada paranın esiri olmuş yüz binimden insanım var, lisanımla dar gelir düşünce evrenin ve nisanında kış yaşarsın,aşinasın yüzüme, ders kitapta bitmez, unutma her bir teneffüs 5 dakika.
Resim Birikimlerimiz kısıtlı, arzularımızın ışığı,egoizme yansıdı, ya da kısıtladık insancıl yanımızı, tokatladık karanlığa mum yakanları. Barış hududuna mermi atanların akıbetini yazan hocalarım oldu savaş yanlısı. Literatürün gerereği yapıldı. Atamın ellerini aradım. Kürsülerde yetişen mengenelere her yılım on elimi kaptırmaktan yıldım, yılım bana zehir oldu yine, halkım alkış tuttu ve ben elimi kırdım. Geçemediğimiz köprüler ardımızdan ağladı, tıpkı yere düşen ekmek kırıntıları gibi, zan altında masum yedi kelepçeleri ve sırıttı birileri, makam arabalarna yol ver geçsin, emri vaki olmuş her yolcu, açılan çenelere çekici ver çaksın,yazılı kuralların kuramları aştı. Parmakları kırılan bu yazar yılmadı, kaç yazar alim olsan, amacını yamacında doğarak yok oldu Sezar, dedelerin toprak oldu bak orda mezar!... Yalanla savunan dürüstle tanıştı, tekmeyle kovulan kiniyle yarıştı, paradan uzak olan silahla tanıştı, hayatla darılan ölümle barıştı.
Nakarat:
Hainlik diz boyuna, laik durum acı kadere bağlanmış iş bitik
Taktiklerimizin nefesi kesilmiş, didaktik kitaplar sobada odun
Ve yurdun taşı toprağı çakıla karışmış, hocalarım eylem yürüyüşünde
Bilginlerim afaroz edildi didaktik kitaplar sobada odun.
Bir okumuşum tam onbeş sene sürece, ve okulumu kırmışım kırılmışım dünümde. Şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım tek düze. Bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kağıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. Verilen cevaplara kayıtsız kalanım, ben talanım, ortadayım çevremde bu koca şehir, elimde dumandan ibaret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. Ben işte oydum şimdi buyum. Önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık, Atamıza rüsvayız, şimdi ben soruyorum sayın hocam pişman mısınız? Gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar, kırmızıda geçtiler, yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele, mengene oldu ülkemi yedi afiyetle beni de. Siz diplomasına imzalarınızı attınız, şimdi yine soruyorum sayın hocam pişman mısınız? İmzalarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri, üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız, 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız!...
Nakarat:
Hainlik diz boyuna, laik durum acı kadere bağlanmış iş bitik
Taktiklerimizin nefesi kesilmiş, didaktik kitaplar sobada odun
Ve yurdun taşı toprağı çakıla karışmış, hocalarım eylem yürüyüşünde
Bilginlerim afaroz edildi didaktik kitaplar sobada odun.
Resim Verse 1
Nesine göreki kıymetin değeri, yüreğim çömelir, eğilir boynum, değeri biçilir kenara atılır, kıymetin ne çıkarı varsa, çıkarın eli de dilenir her duada Tanrı bin azarladı ve bendim her nazarda pay kapandım, zarlarım düşeşti, eşti madem, bu matem, nedendir Tanrı her dem? Bu deprem çökertti onca yonca, bunca yıkıcı darbe harbe motive etti, gözümün önüne serdi derdi, ferdi çıkarın alevi sardı, vardı her temelde tek emel. Yalancı dostu aldı karayel ardına ve herkes maske takmış, suratı sarkmış, yüzünü asmış, kaç da kurtul, balonun kahramanı şeytan, bulamacın içindeki tüm rhymler isyanda ve değerin değeri kalmamış ve her yarışta çıkarın adımı önde, adımı koyarım, adımı saklarım derinde, adımız hangi kelime? Anımız nerede? Hangi cehennemde yanıyor? Yanımız hep mi boştu? Kanımız kardeş de oldu neyse
Nakarat :
Yanıma aldım kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun, ortalıkta görünen herkesin adı yabancı, herkes kendi maskesiyle dolaşır oldu yanıbaşımda, tanımaz oldum yüzleri ve keşkelerle avunur oldum.
Düşlerimde gördüğüm yüzüm benim mi? Düşünür oldum, onca maske gözümün içine bakıyor sorgularcasına ve burası hep yabancı hep yalancı doldu, çıkmak istiyorum artık dışarı, bırakın gideyim kendimi alıp!
Verse 2
Yaradan beni dünya arenasına soktuğunda tektim,her nefesi soluduğumda hep yektim, bu ücralarda ben benimi kaybettim ve düşman kelimesinin anlamını arkadaş sıfatını taşıyanlardan öğrendim, insan insanın hocası durumunda eli maşalı. Hergün başka derslerde karşımda bambaşka bir hoca ve de her sınavda farklı notlar almanın psikolojisine adım attığımda sanırım ilkokuldaydım. Yani çocuktum, yola çıkmış yeni yolcuydum. Ben bu yolda çok mola verdim, muhabbete daldım, yolumu uzattım. Çok sima tanıdım, ima aldım, yüzleri aklıma kazıdım, adı anıldığında işte dostum dedim, adım anıldığında tanımam dedi, taktı maskesini yüzünü çevirdi ve sildi kalıcı tüm izleri, geri getiremedi zaman eskide kalan anı defterimi, her sayfada düştü maskesi. Şimdilerde gözümün içine bakan herkes çıkar peşinde, takma ifadeler ardına gizlenmiş, tüm fesatlar, hesaplar egoist sevgilerinde saklı, riyalarının sayılarını, maskelerde gizlenmiş tüm yüz hatları bir zaman selamladı bu adamı ve adam unutmadı.
Resim Verse 1
Kaldırımlar ezdik, yıllar aldı başını vurdu duvara, rüşvetiydi kaderin ilk görüşte aşk!... Ve tasmalarda kalbin, yosmalarda şiirin, çok şirinki, sihirin etkisinde zikri, koşar adımla telaşa doğru körpe fikri, ruhsal arbedeyle randevuydu bu, su gibi akarak aldı yolunu, hırsız kaptı tüm kolu ve serüven oldu iki hayat, birisi hırsız rolüne bürünür oldu diğeri hep bakan bir kör, birisi acıyı çekti, öteki acıyı servis etti. Şarkılar yazıldı ikisi üzerine ve birisi bitti diğeri çaldı, şarkılar kesilmedi çok elveda demişti birisi, diğeri yaşama verdi istifa dilekçesi ki tanrı çekti reddi, seddi kurdu kalbine, kalbi sedyelerde taşıdı, harbi tek nefeste yaşadı, zor bir deneyim oldu, kördü yoktu güneşi, zordu, çoktu çilesi (yo!)
Nakarat :
Ben zebani tarlasında yabani meleğim, yabancı hancı, sancı evreninde zancı, tutuklu avcı, kolları kelepçeler diyarı, riyalı mutluluklar yadigarı, uğurla bahtiyarları!
Saç telimde öldü, doğdu, sularda boğdu kendini, güneş yakarken kendini, bir kalemde yazdım tüm şiirleri, nefesi bitti sigaramın, yaşama soktum yenisini, çektim içime!
Verse 2
Hangimiz varız(yo!), hangimiz yokuz? Kavalyem olsa öpebilir miyim ölümü? Yıldönümü pembe dünya gezegeninde kışların siftahı, yüzbin akçe meyve verse getiremezki aşkımı, ben yolumda molama hep bir sigara nefesi alarak adımı attım, zilimi çal da uyanayım! Dün de okulu astım. Duvara çiviler çaktım. Baktım ellerimde hep resimle dolanır olmuşum, hayra yordum. Zorunluyum ki buradayım, kuşatmasında kaldım, hapsim ömre, aldım payıma düşeni, rayına koydum hayatımın tek vagonlu trenini, gitme gelme aleminde tek ve son seferdeyim. Boş mu kalbin? Doldur o zaman ansızın durabilir, defedebilir, hatır konuşmasıyla dile getir. Her satırda çıkarı virgül etme kompozisyona, bin zebani tarlasında tek ve son seferdesin.
Nakarat :
Ben zebani tarlasında yabani meleğim, yabancı hancı, sancı evreninde zancı, tutuklu avcı, kolları kelepçeler diyarı, riyalı mutluluklar yadigarı, uğurla bahtiyarları!
Saç telimde öldü, doğdu, sularda boğdu kendini, güneş yakarken kendini, bir kalemde yazdım tüm şiirleri, nefesi bitti sigaramın, yaşama soktum yenisini, çektim içime!
Nakarat:
Bebeğim bu gün doktoruma dedim:
"Artık ötenazi hakkımı isterim"
Beni izleyin gömeceğin üzlerim
Mikrofonu tutan elin acı verir kanseri
Verse 1:
İpteyken isyancı
Ziyafetli pis yağcı
O ülkenin ihtiyacı istilası
Tripteyse garip garip
hemen gelir grip tabip
Yani Sansi Türkçe rap'in en büyük belası
Şimdi zenci özentisi onca genci kafiyeyle zehirleyip
panzehirsiz bırakmıştı ****
Bildin aynı reenkarne olmuş tupac gibiyim be
Bak sansar dipteyken insanlar ****
3 dakika önce battle yaptığınız bu mcler
şuan da mcler ama baygınlar
3 dakika önce battle yaptığınız bu mcler
şu an hayattalarsa saygımdan
Milim milim verse'ü incelerler yazarken
Bende lirik yazarım kubar basarken
Duvarlar yıkılacak mermi sesi tabular
İnsanlık tek ırktır Adem ile Havva
Nakarat
Verse 2:
Sıkıcı bir film gibi uyutuyor demoların
ama belki homoların ilgisini çeker
Yıkıcı bir bilim dalı müziğim lirik yanı
Sürekli kovalarım vede pilim biter
Dedim yeter ağlamaktan
gına geldi dağlamaktan
Ciğerlerimi bu bok
ve ilerledimi su yok
bu yolda döndan
kararsız kalırsan
veyahut dönersen
karardan sakattır
Hergün 10 yabancıyla muhabbet et kovalarken
Boğazda resim çeken turistim ben
Her gün 10 yalancıyla aynı masada muhabbetler
Sen farketmeden turist izler
Biz kimseyi ısırmayız korkma reis bizden
Bu eskizden kaçabilien tek adam ben
Alfabenin anasını s*kt*m ama haberin yok
Damperli kamyon muyum da taşıycam ben