Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden, başka bir söz yerine kullanılmasına mecaz-ı mürsel (düz-değişmece) denir.
Mecaz-ı mürselde de sözler gerçek anlamlarının dışına çıkmaktadır. Bu sanat söylenenle kastedilen sözcükler arasındaki anlam ilgisine dayanmaktadır.
Örnekler:
Sınıf, yeni öğretmeni merakla bekliyordu.
Ülkeler ancak kalem ve kılıç ile varlıklarını sürdürebilirler.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta
Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta.
Ankara, Kıbrıs konusunda temkinli davranıyor.
Dilerim Tanrıdan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun
Şanlı hikâyesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Naklediyor yâdını gelen geçene
Bu hayalde uyur Bursa her gece
Güç bela bir bilet aldım gişeden
Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan
Çaydanlık kaynıyor, ocağı kapatabilirsin.
Kandilli yüzerken uykularda
Mehtabı sürükledik sularda
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal
Evet, oğlum Hoca sevmezdi, bilirim sarayı
Ama sövmezdi de hoşlanmadığından dolayı