Laiklik

Son güncelleme: 05.01.2010 11:47
  • Laiklik Ve Laiklik Kavramı

    Laiklik (Fransızca: Laïcité), devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir. Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir. Roma döneminde din adamlarına "Clerici" din adamı olmayanlara da "Laici" adı veriliyordu.
    Laik kelimesi Yunanca laos ismi ve laikos sıfatından gelir, Latincesi laicus'tur. Laos: halk, kalabalık, kitle demektir ve zıddı kleros'tur. Laikos: halka ait, ruhban olmayan demektir. Laicus: dinsel olmayan, demektir ve Osmanlıcada bu terim ladini ile karşılanmış fakat bu tutmamış, Fransızca laik kelimesi Türkçeye girmiştir. Laos/kleros karşıtlığı MÖ 3. yüzyılda, din yönetiminde iki sınıfı belirtmek üzere kullanılmıştır. Hıristiyanlığın ilk yüzyılından itibaren kilise adamlarına klerikoi (Latince clerici), bunların dışında kalanlara laikoi (Latince laici) denilmiştir. Bu adlandırma, ruhani ve cismani bir ikiliğe de işaret eder. Yeniçağda laik terimi, felsefi ve hukuki, siyasal bir anlamla genişleyerek devlet ve din ilişkilerine ait bir tarzı ifade etmeye başlamıştır . Fransa'da 3. cumhuriyette laicisme kelimesi dile girmiştir. İngilizcede, papazdan başka bütün halka lay, laity denir ve laic, secular kelimeleri de cismaniliği ifade eder. Latince saecularis'ten gelen secular, özellikle İngiliz ve Alman toplumunda kullanılır.

    Kavramı felsefi açıdan tanımlayanlara göre laiklik "insana, insan aklına, beşerin ebedi tekamülüne iman getirmektir." Buna göre, laik devletin dine karşı oluşu ile tarafsız olması arasında bir fark görmeyenler, dinle ilgisi olmayan anlamının hepsini dinsizlik olarak tanımlamışlardır. Bazı düşünürler insan eylemlerini dinli, dinsiz, dindışı şeklinde üçe ayırmışlar, buna örnek olarak ibadet etmeyi dinli, dindarları hor görmeyi dinsiz, yürümek konuşmak gibi eylemleri dindışı olarak görmüşlerdir.

    Siyasi anlamı üzerindeki tartışmalarda ise laiklik, liberalizmin dini kaynağı sayılır ve siyasi kudretin dini kudretten ayrılmasını ifade eder. Teokratik devletten demokrasiye geçerken devlet otoritesiyle din otoritesi sınırlandırılmış, laiklik klasik demokrasinin gerekliliğinin bir icabı olmuştur. Buna göre kavram, çağdaşlaşma ve insan hakları ile yakın bağlantılıdır. Buna mukabil, İsrail gibi bir din devletinde de demokrasi 1948 senesinden beri hiçbir askeri darbe ile kesintiye uğramadan başarıyla uygulanmaktadır.

    Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte dinlerin düzenini bozacak davranışlarını da önlemekle yükümlüdür.

    Kavramın tarihsel gelişimi Katolik Avrupa ile Anglosakson Avrupa arasında bir nüans yaratmıştır. Katolik ülkeler laik, diğerleri sekülerdir. Laik ülkelerde daha çok din devletin denetimi altındadır; buna mukabil seküler ülkelerde din ile devlet özerk iki alandır. Protestan ve Anglikan ülkelerdeki sekülarizm, günlük hayatı belirleyen dünyevi bir yaşama tarzını ifade eder ve dünyevi işlerde dini dışarda bırakmak anlamını edinir. Bu ülkelerde milli kiliselerin Roma Kilisesinden ayrılmışlığı, Kraldan ayrı özerk kurum oluşu da kavrama etkinlik kazandırmıştır. Bu aynı zamanda uluslaşma ve burjuvazinin ortaya çıkışıyla da ilgilidir. Laikliğin Bizans sezaropapismine ve elitist hakimiyete, sekülarizmin ise Roma paganlığına ve vicdan özgürlüğüne yakın olduğu belirtilmiştir.

    Devlet ve din arasındaki ilişkilere bir temel sağlayan laiklik, bu ilişkiler açısından üç özellik gösterir: Devlet dine bağlıdır (teokrasi, Tibet); din devlete bağlıdır (imparatorluk, Bizans, Osmanlı, İngiltere, Rusya); ikisi de özerktir (demokrasi, ABD, Avustralya, Belçika). Laik devleti Duguit şöyle tanımlar: "Din konusunda kendisi tarafsız olup, mensupları bir dini taşımakla birlikte kendisi devlet olmakla hiçbir dini özellik göstermeyen ve hiçbir din ayini yapmayan ve kendi namına yaptırmayan devlet." Bugün bütün dünyada, cismani ve ruhani ayrılık anlamındaki temel ilkeler kabul görmekle birlikte, her devletin toplumuna ve kültürüne has özellikler de kavrama girmiştir. Türkiye'de laik devlet ile Müslüman toplum arasında cumhuriyetin kuruluşundan beri bir gerilim vardır ve devletin özel siyasal bir kavramı olan irtica kavramı, laiklikle birlikte anılır olmuştur. Devlete göre irtica, dinin sahtesi ve taassuptur. İrtica kavramının hukuki mi ideolojik mi olduğu tartışmalıdır. Atatürk'e göre "her faydalı ve yeni şeye karşı çıkmak irticadır". İrtica, devletin laikleşmesiyle ilgili olarak kanun koyucunun hukuki normlarına aykırı hareketler, devletin dayandığı ana değerlere aykırı görüşleri bu açıdan etiketlemesi şeklinde tanımlanmakla beraber, dini kamuoyundaki dini vecibeleri yerine getirme davranışları ile bu anlayış sıklıkla karıştırılmakta, hatta seçimle işbaşına gelse dahi eğer bu aykırılık görülürse devlet en başta ordu kurumu olmak üzere müdahale edebilmektedir. Burada devlet, demokratik açıdan her türlü düşünceye geçit verse bile, bu düşüncelerin dine dayanıp dayanmadığı noktasında laikliğe aykırı hareketler kapsamında irticayı temel terim olarak benimsemiştir. Felsefi açıdan ise laikliğe karşı taassup (yobazlık) kavramı, bir fikir ve inanç tekelciliğini ifade eder. Taassup bir kimsenin, bir kurumun, bir zümrenin kendi mutlak sandığı dar görüşlü düşünce ve inançlarını başkalarına kabul ettirmek istemesi, hatta zor kullanmasıdır.

    Laiklik Adam Olmaktır/ M.Kemal Atatürk
#06.12.2009 01:17 0 0 0
  • Rüya kardeşim.Laiklik konusu uzun konulardandır.Madem bu konuyu açtın, sana birkaç soru soracağım:İsral devleti laik midir değil midir?.Laiklik niçin getirilmiştir.Maksat, şeriatı kaldırmakmıdır ki(zaten onun için laiklik getirildi)
    Ben laik değilim ve de hiç de istemiyorum Şimdi sana bir ayet vereceğim ki laikliğin dinde nasıl sakıncalı olduğunu anlayasın...

    AHZAB SURESİ AYET:36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

    Şimdi; Allah ve resulünün vermiş olduğu hüküm şeriatın ta kendisidir.Demek ki laiklik Allah yolunda sapıklık sayılmıştır...
#06.12.2009 01:49 0 0 0
  • Laiklik elbisesi müslümanlara uymuyor arkadaş müslümanları kandırmak için devletin dini olmaz diyorlar peki haydi öyle diyelim bu devleti kim yönetecek müslümanlar mi yoksa müslüman olmayanlar mi müslüman toplumun menfaati için çıkarılacak kanunlarda kuran kaynak olarak alınsın diye Allah c.c. Kuran i indirme dimi avrupada devlet ile toplum arasında hiçbir zaman zıtlık olmamış çünkü devlette kafir toplumda kafir laikliği isteyenler alın laikliginizi tepe tepe kullanın ben almıyayım karnım tok laikliği isteyenler boşuna ben müslümanım demesin çünkü şirki isteyenlerin muslumanliginı Allah kabul etmiyor zaten
#06.12.2009 10:59 0 0 0
  • Laiklik müslümana terstir çünkü hristiyanlık gibi ruhban kısmına bağlı bir dinin olguları yok bizde..Bizde ki bilime karşı değil bilimi kendinde bulunduran bir dindir...
#06.12.2009 18:01 0 0 0
  • Laiklik; din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi, devlet düzeninin ve hukuk kurallarinin dine degil, akla ve bilime dayandirilmasi, fakat kimsenin inancina ve vicdan hürriyetine karisilmamasidir.
    Yüzyıllarca gericilerin din yoluyla halkı kandırıp çıkar sağlaması peşindeki çalışmalarını önlemek için, Atatürk din ile dünya işlerini ayırmış ve kişileri inançlarında özgür bırakmıştı fakat gericiler zaman zaman başkaldırıp laikliği dinsizlik olarak adlandırıp laikliğe aykırı olarak devletin sosyal veya iktisadi veya siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini inanç ve esaslara uydurmak amacıyla cemiyetler teşkil etmişlerdir. Bu tür cemiyetler kurmak, anayasamızca suç olarak kabul edilse de din devletini geri getirmeyi isteyenler, Müslüman halkın dini duygularını yalan ve yanlışlarla istismar ederek ülke içinde huzursuzluk çıkarmaya çalışmaktadırlar. Biz Atatürkçü gençlere düşen görev ise Atatürk'ün bize bıraktığı laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni irticai kuvvetlere karşı ilelebet muhafaza etmektir.
    Laiklik Adam Olmaktır/ M.Kemal Atatürk
#06.12.2009 18:25 0 0 0
  • mensup olduğnuz din ya da ideoloji ya da dünya görüşü ne olursa olsun öncelikle dinler ve ideolojiler insanlar içindir... yani bir görüşe ya da inanca mensup olmak için önce insan olmak lazım... eğer insansanız ve sizin dışınızdaki hem cins ya da hemtürlerinizi de insan syıyorsanız şunu asla unutmayın.... insan hakları evrensel beyannamesinde geçen kişi hak ve hürriyetleri bütün yasaların ve anayasaların üzerinde evrensel yasalardır...
    Türkiye cumhuriyeti kanunlarına göre devletin imzaladığı uluslararası anlaşmalar yerel hukukun koyduğu yasalardan üstündür... diğer yandan aklı ve bilimi esas alan her akl-ı selim insan aklını kullanırsa görür ki gerçekten insan hakları evrensel beyannamesinde geçen hususlar bir birey için olmazsa olmaz özgür yaşam koşullarıdır...

    yani bir bireyin iş, aş, düşünce, seyahat, eğitim gibi özgürlüklerini ne din adına, ne de laiklik adına kısıtlayamazsınız. bu ne akla uygundur ne de yasalara ne de uluslararası kanun, anlaşma ve yasalara uygundur....

    bu durumda ne kimse ben dindarım benden gerisi dinsizdir zorla şöyle şöyle yapılmalı diyebilir... ne de kimse ben laikim bendne gerisi şucudur, bucudur diyebilir...

    bütü din ve ideolojilerin çıkış noktasına bakın çıkış mantığı itibari ile hepsi insanın mutluluğu, bir arada yaşabilme sanatını içerir. ama biz insanalr hep güçlü olmayı, güçlüye taraf olmayı, belli kesim ve zümreleri bizim amaçlarımıza hizmet etmesi için ezmeyi, tahakküm altına almayı arzularız... biz hep bizim düşüncemizin doğru geri kalanların yanlış olduğunu sanırız...

    laiklik din ile devlet işlerini ayrı tutmaktır... doğru.. ama devletin de her inanca aynı emsafede olması, hiç bir inancın mensuplarını diğer inanç guruplarına ezdirmeme sistemidir de...
    devletin elini camilerden, imam hatip okullarından, insanların çocuklarına verecekelri din derslerine karışmaktan geri çekmek lazımdır konu laiklik ise...

    sen yahudiyinin, hristiyanın istediği her ihaleyi verip müslüman olduğu belli olan adam ya da gurupları yeşil sermaye diye dışlarsan, ürettiği ürünleri devlet kurumlarına sokmazsan sadece kendi dininin ve devletinin hatta halkının altını oymuş olursun. laiklik ya da cumhuriyeti korumak ya da atatürkü korumak adına bişey yapmış olmadığın gibi kendi kendini bunu yapıyorum diye kandırmış olursun...

    nasıl ki bir kaç cümle dini bilgi savuran din alimi değilse, nasıl ki her şeyi doğru biliyor olduğu anlamına gelmiyorsa, ben laikim, ben atatürkçüyüm diyen birilerinin de her şeyi doğru bildiği, doğru yaptığı anlamına gelmiyor... atatürkün bu ülkeye bir çok hizmeti vardır. ama atatürkün de her şeyi bildiği ya da her bildiğinin, her söylediğinin en doğrusu en güzeli ve her zamana, çağa uygun olduğu anlamına mı geliyor? ben böyle diyince beni atatürk karşıtı falan zannediyorlar... hayır.. ben her kesi okur, her kesi anlamaya çalışır gerekli şeyleri alır sentez yaparım... siz atatürkü hiç anladınız mı dostlar? zaten her birimizin gerektiği yer ve zamanda birer atatürk olabilmemiz atatürkün en büyük rüyası, özlemi değil mi?

    mesela atatürkün en büyük özelliği hep fedekarlık edp bu ülkeye hizmet etmesi değil miydi?
    sen atatürk olmak adına bu ülkeye ne hizmet ettin? 50 yıldır siyasette olup, atatürkü sahiplenen, kimseye evrmeyen, kendisini atatürkçü geri kalanını inançlı diye vatan haini sayan ve 50 yılda bir tek hizmeti olmayan insanları nedne sırf bir rozet taktı diye, nedne bir kaç atatürk söylemi tekrarladı diye baştacı ediyoruz? hizmet nerde, hizmet?

    benim gibi düşünmeyen seçilmesin diye askeri ve hukuki olarak döndürülen dolapları, darbe planlarını, hükümet devirme örgütlenmelerini iddia edilen ergenekon soruşturmalarından görmüyor muyuz? anayasa mahkemesi kararları kutsal mı? en doğru mu? falan kişi seçilmesin diye etkiler sonucu verilen falan kişi seçilmesin kararı tartışılmaz kutsal bişeyse, 30 yıl önce aynı anayasa mahkemesinin vatan hainidir diye vatandaşlıktan çıkardığı zülfü livalneliyi izmirde cumhuriyeti koruma mitingine önder yapmanın mantığı ne? o da bir anayasa mahkemesi kararı idi...
    cumhuriyet demek halk yönetimi demek.. cumhur demek halk demek... cumhur başkanı demek halkın başkanı demek... halk kendini yönetecek başkanı kendi oyu ile seçmeyecekse sen nedne demokrasiden, hukuktan bahsediyorsun ki? birileri ben sizden daha akıllıyım, sizin yerinize ben karar veririm diye kendi siyasi emel ve ikbali için sırça sarayından demagoji yapıp bunu atatürkçülük diye önüne sunuyor sen de bal gibi yiyorsun.... hani atatürkün halkçılık kavramı? hani sen atatürkçüydün..? halka rağmen halkçılık olur mu?halka karşılık halkçılık olur mu?

    sen önce atatürkü anla.. çabasını anla... senin siyasi düşüncenle aynı olmayan siyasi düşüncedekiler bir hizmet ettiğinde bu ülkenin menfaatinedir diyerek samimi olarak takdir et.. armudun sapı, üzümün çöpü diye bahaneler yaratma... o zaman atatürk ve atatürkçülükten bahset...

    şu gericilik meselesi....

    gericilik dediğimiz dönemden ve eğitim sisteminden atatürkler, inönüler, bayarlar, karabekirler, çakmaklar, orbaylar, beleler çıktı... hem de tv, internet, telefon, okul servisi, kütüphane gibi imkanlar yokken veya çok kısıtlıyken...

    e sen 80 yıldır laik, demokratik, atatürk ilke ve inkılaplarına sıkı-sıkıya bağlı bir eğitim uyguluyorsun... nerde atatürkler inönüler falan...? neden yok..?
    ama köprü altlarında yaşayan 500 bin uyuşturucu müptelası, şeytana tapan, homoseksüel, lezbiyen, ateist... inançsız, amansız, yarınsız...

    her tarafa ataürk heykeli dikerek, laikliği tarif etmekle uygulamak arasına uçurumlar koyup birilerinin dinini, inancını, eğitimini, örtüsünü yasaklayarak, din diye 3-5 süreyi bir kitaba kaydedip geri kalan sayfalara alakasız dinlerin tariflerini koyarak, islamın bir parçası olan aleviliği dahi koymadan, kitap kapağına veya girişine devlet adamlarının resmini koyarak nasıl laiklik yapıyorsun yaaa...? bunların yerine atatürkü anlasan yaaa, onun gibi sadece hizmet etmeyi seçsen yaa... atatürk birleştirmişti, sen ayrıştırmasan yaaa, ötekileştirmesen yaa...

    bence önce atatürkü tanıyın ve anlayın... hukuku tanıyın ve anlayın.. laikliği tanıyın ve anlayın.. hayat, dünya, halk, demokrasi, insanlar sadece sizin durduğunuz yerden göründüğü gibi değil...

    üslup olarak hitap şekli yanlış anlaşılabilir.. sözüm kimseye değil, ortayadır...

    bu ülkeye, bu halka hatta tüm insanlığa hizmeti olan her kes başımın tacıdır. yeter ki insanlara insan onuruna yaraşır hak ve özgürlükleri tanısın. adil olsun, çifte standart gütmesin...


    justice for all= her kese adalet...

    sendne nefret ediyorum, senin fikirlerinden nefret ediyorum... ama fikirlerini özgürce söylemen için canımı feda etmeye hazırım... JAN JACK RUSSO
#06.12.2009 22:58 0 0 0
  • Yahu, dinin kabul etmediği ve dinden ayrı olan şey ya hurefadır, ya şirktir,ya batıldır ya da dinsizliktir.Buna göre laiklik dinsizliktir..İsmet İnönü laiklik getireceğim diye binlerce insanı; kimini sürgün etti kimini de astı.Hani laiklik din ve vicdan özgürlüğü vardı.Söz de İsmet İnönü Atatürk'ün arkadaşıymış.Bu ne biçim arkadaş ki kendi milletini laiklik uğruna cezalandırıyor.Hele de büyük İslam ulemalarından:

    Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri
    İskilipli Atıf efendi Hz.leri
    Şeyh Said ve daha nicelerini asmışlardır

    Laiklik sizin olsun bize İslam yeter..
#06.12.2009 23:36 0 0 0
  • Laiklik sizin olsun bize İslam yeter..

    arkadaşlar sanırım halen anlamamakta ısrar ediyorsunuz
    kimse dinimize veya başka dinlere karışmıyorki , elhamdülilah bende müslümanım ,dini görevlerimi çok şükür yerine getirmeye çalışıyorum ,
    ama din allahla kul arasında olan ibadettir , şimdiye kadarda dini vazifelerini yapan hiç kimseye karışılmamıştır
    burada esas olan dinin devlet işlerine karıştırılmamasıdır , devlet işlerini yap dini vazifelerinide yerine getir ama gizlice yap ibadetini herkeze gösteriş olsun diye değil
    ama sizler konuyu lastik gibi sündürmeye çalışıyorsunuz , amacınız nedir anlam veremedim


#06.12.2009 23:43 0 0 0
  • sevgili DİDEM;
    hac, namaz, oruç, zekat kur'anda 128 ayetlik yer kaplar...
    kur'an 6666 ayet..
    din 128 ayetten ibaret değildir..
    veee.
    ben bişeyi birilerine göstermek istiyorsam gösteririm. benim dinimin samimiyetini sorgulamak, gizlemek kimseye düşmez ki.. sen gizlemek istersin buna da saygım var ve senin gizleme özgürlüğün kadar benim de sergileme özgürlüğüm avr..
    homoseksüelliğe, transseksüalite, çıplaklar kampı, nikahsız ilişkiler özgürlüğün, birey tercihlerinin bir gereği de, ibadetimi veya dinimin önerdiği giyim tarzını tercih ettiğimde nedne gerici ya da yobaz oluyorum?

    biliyor musun ki peygamber ocağı dediğimiz askeri alanlardan mezcitler kaldırıldı, evine kazayla bir örtülü bayan girip çıksa askeri şurada sorgusuz sualsiz işine son verilir ve hiç bir hukuki hakkın yoktur. inssanlar imam hatip okudu diye diğer okullara girmeleri 50 türlü dalavereyle engelleniyor. neden? adam veterinerlik okuyor sonra gidip iktisattan doktora yapıyor. kimse bişey demiyor. ben imam hatip okudum diye imam olmaktan başka şansım olmayacak mı? insan hakları evrensel beyannamesi demiştim... gözardı ediliyor..
    bu ülkede sırf başı örtülü diye 11 ünv de birincilik törenelri iptal edilmiştir.. avukat, doktor, mühendis gibi türkiyede zor edinilen kariyer yapanlar sırf örtülü diye mesleklerini icra etmeleri engelleniyor... bunlar realite, ya görürsün, ya görmezsin.. eğitimin amacı iyi insan, faydalı birey yetiştirmekse hemen gir istatistiklere ihl mezunları mı çok suç işliyor, çok içki içiyor, uyuşturucu tüketiyor yoksa başka okullar mı? ihl liler mi çok başarılı yoksa diğerleri mi? olaylara bilimsel, istatistiki ve uluslararası normlara uygun bakmak lazım...

    sen ibadetlerini yapmaya çalışıyormuşsun allah kabul etsin. ben hiç birini yapmıyorum.
    ama laiklik benim bacımın örtüsüne el uzatma hakkını kimseye vermediği gibi laikliğin din ve devlet işlerini ayırma şeklindeki tanımına aykırı... din bir kaç ibadet değildir. bir yaşam biçimidir... buna giyim de dahildir...
#07.12.2009 00:00 0 0 0
  • Bilime ve akla uygun yasama yöntemi, halka dayalı bir hukuk sistemi olarak tanımladığımızda laikliği, direk olarak felsefenin konulari içine girmiş bulunuyoruz.

    Aklın kendi doğrularını sürekli yıkan, iyi ve kötü anlayışının sürekli değiştiği, ahlak anlayışının gelişen değişen toplum içinde zamanla farklılaştığını kabul ediyorsak. (Nietzsche : iyi ve kötü üzerine, ahlakın soykütügü, putların alacakaranlığı, wittgenstein) Bu durumda durağan kendisini yenilemeye kapalı bir anlayış olarak türkiyede ki laiklik, kendi temellerine bile ters düşmekte, kendi dogmalara karşı olduğu görüşünde oldukça dogmatik davranarak, her türlü yeniliğe ve farklı anlayışlara kapalı hatta dine karşı savaş diye nitelendirilecek bir çizgiye taşınmıştır. Türkiye'de ki laiklik anlayışının temel sorunu budur ve böyle bir laiklik anlayışı yıkılmaya mahkumdur.
#07.12.2009 00:53 0 0 0
  • laikligin hangı tanımlarına uyuyor... su andaki sistem.. evet dini karıstırmıyorlar.. devlet islerine.. bunu yaparken.. insanlıklarınıda unutuyorlar.. hersey icin özgurluk naraları atanlar konu turbana geldimi sus pus oluyor.. madem lailklik.. sadece.. devleti yonetim şekliyse ve insanların dinine saygılı ise ve karısmıyorsa.. o zaman arkadasim türbanlılar neden okullara alınmıyor.. bu nasıl celıskıdır..irtica geliyor diye diye mılyonların ozgurluklerini kısıtlayan bu insanlara dur denilmelidir.. öle sizin dediginz gibi ne bu ülke hukuk devletidir.. nede yaşayanlar özgürdür... nasılki azınlıgın malı cogunlugun.. malını gecıyorsa.. şimdiki duzende aynen öyle... terazinın 2 kefesi arası cok mesafeli anlıcagınız..
    cokmu zor bu ulkede herkesin eşit olması...
    benımkide sorumu elbette imkansıza yakın.. :D
#08.12.2009 23:46 0 0 0
  • Arakadaşlar tartışıyorsunuzda bakalım ülkemiz laikmi hep beraber karar verelim.
    Laik olan ülkelerde devlet dine müdahale etmez ve din ile ilgili bütçesinden para ayırmaz.Laik ülkelerde kilisenin papazının maaşını kiliseye gidenlerin bağışları ile öderler.Beki benim ülkemde beş vakit Namaz kıldırıyorlar diye imamlara ,beş vakit Ezan okuyorlar diye müezzinlere maaş ödüyor, ve benim ülkemde halktan toplanan vergilerle diyanet işlerine pay ayırılıyor.Mademki kardeşlerimiz okadar çok Müslüman koyun bakalım caminin önüne bir kumbara camiye her giriş bir lira deyin bakın bakalım cemaat kaç kişi kalıyor.Yok öyle ucuz müslümalık.Benim cennet ülkemde uygulanan laiklik anlayışının İslam dinine hiç bir zararı yok.Hem imamın müezzinin maaşını ödeyecek hem dinsizlikle suçlanacak,yok öyle yağma hasanın böreği.Allahtan korkun biraz camilerimizin elektrik ve su parasını devlet karşılıyor,hani o laik olduğu için dinsizlikle suçladığınız devlet.Ve benim cevramde başını örtüğü için zarar gören kimse yok,başını açtığı için yuhalanan kimse yok.Allah devletimize zeval vermesin.
#09.12.2009 19:08 0 0 0
  • Atatürk'ün Laiklik ile İlgili Bazı Sözleri

    Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir. (1930)

    Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. (1930)

    Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. (1926)


    Keske bu sözlerdeki gibi olabilseydi Laiklik....

    Laiklik bir din inanc yada dinsizlik degildir...
    Laiklik inananlarin ibadetlerini engel teskil edecek bir sey degildir..
    Laiklik oldugu toplumda inanci sorgulayan yöneten yada nasil yasanmasi konusunda bildirim veren bir olgu degildir...
    Laiklik cagdas demokrat medeni bir devletin yasadigi inanclar ölcüsünde hem demokrasi adina hem inanc adina aslinda hassas bir denge konumundaki düzenleyicidir..
    Aslolan laiklik bir devlet politikasidir fakat günümüz ölcülerinde Türkiye sartlarinda kisaca degerlendirecek olursak laik isine gelinende kullanilan bir kalkan misali ardina siginilan gelmediginde ise tepki verilmis bir ölcü haline gelmistir...

    Örnegin basörtüsü sorunu neymis efendim sembolmüs laiklige aykiriymis tabiki sembol inancin sembolu ve benim anamin bacimin basindaki kutsaliyete laikligi kullanarak el uzatamazsin...(Sözüm meclisten disari)
    Diger bir yanda modern partiler discolarda köpüklü alemler vs cirkeflikler neymis efendim laikmisiz laik bir ülkede yasiyormusuz bu nasil bir celiski...bu ne perhiz bu ne lahana tursusu demekten kendimi alamiyorum isine gelende laiklige aykiri gelmiyende laikiz..oh bu ne güzel devran...
    Laiklik devlette olmalidir ve halkina cagdas medeni sinirlar icinde inancina dair uzlasmaci olmasi gerekir.Laiklik inanclar konusunda insanlarin üzerindeki kontrol yaptirim mekanizmasi degil tam aksi dine aksedecek ve zedeliycek unsurlari elemek icindir inanclara baski müdahale sistemi degildir...Ne yazikki Laiklik budur ve bir kisim görüsteki insanlarin dinsizlik diye empoze ettikleri Laikligin asli bu olmalidir fakat günümüzde bu uygulamalarin eseri yok tur hatta diyelim yok denecek kadar az zira tv lerden izlemekteyiz laiklik naralari atip laikce hareket etmiyenleri..
    Lütfen artik Atatürk'ü ve Laikligi isimize gelen noktalarda alet edip kalkan olarak kullanmaktan ,gelmiyen noktalarda da hükmü verip kalemi düsünmeden kiranlardan olmayiz zira bunun actigi yaralar toplumda hala kanamakta.Din ve vicdan özgürlügüne saygi duymak ve gercekten dinini yasamak isteyenlerle ve dini kullananlari ayirmak gerek...Keske Laiklik Atatürk'ün sözlerindeki gibi uygulansaydi da söz olarak kalmasaydi...

    Laiklik Adam Olmaktır/ M.Kemal Atatürk

    Cok dogru bir söz demis Atamiz...Zira adam olmanin yoluda toplum tarafindan kabul görmüş bir ahlaka, kültüre,hal hareketlere adaba ve edebe sahip olmak ve bu degerleri tasimaktan gecer..
#09.12.2009 20:03 0 0 0
  • İlbeyi abi
    .Ve benim cevramde başını örtüğü için zarar gören kimse yok
    benim çevrem de var abi. benim yeğenim başı kapalı olduğu için özel üni.ye gitmek zorunda kaldı sınava hazırlanıyor ve devlet üniveristesinde okuyamayacak. Çünkü başını açmak istemiyor. Eğer durumu olmasaydı onuda okuyamayacaktı. ayrıca bunun gibi sana yüzlerce yurt dışına çıkmış hatta başını açmadığı için 6 AY içerde yatanlarda var.

    Mademki kardeşlerimiz okadar çok Müslüman koyun bakalım caminin önüne bir kumbara camiye her giriş bir lira deyin bakın bakalım cemaat kaç kişi kalıyor.

    bu konuda da yanıldığını düşünüyorum bu yapılan camilerin hepsi cemaat yardımları ile yapılmıştır. benim bildiğim devletin yapmış olduğu camii yok var ise eğer söyleyebilirsiniz. ayrıca bir çok müezzininde maaşları cemaatten alınarak ödenmektedir. ayrıca bir çok camiinin ısınma masraflarını yine cemaatten toplana paralar ile karşılanmaktadır ve buna faturalarıda dahil.

    Bu ülkede sistem laik olabilir ve bu ülkede yaşıyorsak ki yaşıyoruz bu sistemin kurallarına uymak durumundayız lakin bu yanlışları eleştiremeyeceğimiz anlamına gelmemektedir.

    Son olarak ben şahsım adına kendime lider ve de önder olarka peygamber efendimizi seçmişim ve onun hayatına baktığımda devlet işlerinde islamın ve Kuran'ın ışığı altında hareket ettiğini görüyorum.

    Daha fazla söze gerek yok teşekkürler :)
#09.12.2009 20:44 0 0 0
  • benım ilgilendigim nokta turban sorunudr.. belki sizin cevrenizde yoktur...;) bizim cevremizde ki ülkenin genelinde.. bu var..bunu gormek istemıyorsanız gormessinz..;)
#10.12.2009 00:09 0 0 0
  • Laiklik, Şeriatı kabul etmez.

    Namaza engel çıkarmıyorlarsa da bir camii her gün beş vakit namazda tıklım tıklım dolmuş olsa "laiklik elden gidiyor" demezlerse namerdim.Nasıl olsa camillerde üç beş kocaman ihtiyar namaz kılmış onları etkilemez.Bir de camiiye gençler dolsa o zaman basarlar yaygarayı.
    İmamların maaş alması doğaldır.Çünkü başka bir geçimi yoksa alacaktır.Fakat bu derneklere ayrılan paranın nereye gittiğini de hesap sorulmalıdır.
    Ülkem de laiklik adı altnda din düşmanlığı devam ediyor.Laiklik sistemi bizim dinimize karışmasın başka bir şey istemiyoruz.

    Fransız, İngiliz, ve İsviçre kanunlarının bizim anayasamız da ne işi vardır.Demek ki halifelik kaldırılınca yeryüzünde bütün müslümanlar zulüm görmeye başlamışlardır..

    Allah bu Kur'an'ı sadece okumak için değil, yaşamak için göndermiştir.Laiklik Kur'an'a göre terstir.

    Din; İman ve cihaddır.

    Hem müslümanım hem de laikim demek caiz değildir.Ya müslümanız ya da laikiz.

    Hani Allahın kanunları nerede, onu çöpe mi attık yoksa.Ne zaman uygulanacak?...

    Laiklik hakkında söylenecek çok sözümüz var.
#10.12.2009 00:14 0 0 0
  • Bu yazacaklarım laikliği kabullenmeyenlere laikliği kötülüyenlere ve sistem laik ama ben eleşiririm diyenlere...

    Bakınız anayasanın ilk 3 maddesi.

    Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

    Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

    Madde 3- Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır.

    Bu 3 madde değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez !

    Buraya kadar olanı hepimizin çok sık duyduğu şeyler değil mi ? Evet.
    Şimdi ben size şunu söylemem mi sizleri az çok takip ediyorum her hangi bir kürt meselisi olduğu zaman hemen milliyetçi damarlarınız kabarıyor birileri cumhuriyeti eleştirdiği zaman hemen atılıyorsunuz fedaralizim sözü edildiğinde tansiyonunuz düşüyor devletin resmi dili türkçedir ibaresini eleştirenler olunca gözleriniz yuvasından fırlıyor ve hemen onlar BÖLÜCÜ ya sev ya terket naraları atıyorsunuz peki soruyorum size siz Laikliği böyle yerden yere vurarak BÖLÜCÜ olmuyormusunuz sizin özel bir statünüz mü var yoksa
#10.12.2009 01:50 0 0 0
  • Günümüz Türkiye'sinde Laiklik tam manasıyla kavranamadığı için Laik olduğunu söyleyenler inançsız olmakla itam edilmişlerdir.
    Oysaki şuan dinimizide tam manasında yaşayamamaktayız.
    Ayrupada bir çok örneği görüldüğü üzere Hak din İslamı seçen bir sürü Hıristiyan,dinlerini değiştirdikleri andan itibaren bizim ülkemizden daha rahat bir şekilde İslamın gerekliliklerini yerine getirebiliyorlar.
    Başları örtülü diye işe okula alınmamazlık edilmiyorlar.
    İşte laiklik budur.
    İnsanların dini ve vicdani hürriyetlerine müdahele etmemektir Laiklik...
    Ancak Günümüz Türkiyesinde ben laikim dediğinizde size sapkın,dinsiz Allahsız yakıştırmaları anında bir etiket gibi yapıştırılmaktadır.
    Oysaki Allah Kuran-ı Kerimde adil olmayı emreder,zulmü yasaklar...
    Din ile devlet işini birbirine karıştırılmaması gerektiğini de pek açık bir şekilde ortaya koymuştur.
    Dinin arkasına saklanıpta siyaset yapmak dinimizde yoktur.
    Ama bazı kesimler vardır işine gelen ayetleri hadisleri önünüze koyar bunlarla savunma yapar ve sizleri dinsizlikle suçlar oysa ki o ayetlerin devamında gelenleri hiç mi hiç açık etmez neden?
    Çünkü bu işlerine gelmez...
    Allah adil olun diyor adaletli olun ve hiç kimseyi yargılamayın çünkü yargılamak sıfatı sadece Allaha aittir...
    Ama insanlarımız napıyor geçmişten beri süre gelen hatayı devam ettiriyorlar...
    Biz atamızın yolundan sapmıyacağız diyenlerin hali nice olmuştu hatırlayın...
    Din ve vicdan özgürlüğünü yaşayamadığımız bir ülkede şeriatı istiyoruz diyenlere sesleniyorum.
    Şeriatın asıl manasınıda iyi öğrenin...
    Değişmeyen el değmeyen tek kitap Kuran-ı Kerimdir.Kuran'daki ayetleri işinize geldiği gibi yorumlamaktan vazgeçin...
    Şeriat kanunuyla yönetilen ülkelerde var ordaki insanların halini hiç görmüyorsunuz anlaşılan...
    Elbette ordaki yönetimde şeriatı kendi işine geldiği şekilde uyguluyor.
    Allah'ın emir ve yasakalrında kullarına zulum,eziyet yokdur Allah adildir...
    Bugün ülkemiz sizlerin bahsettiği gibi şeriatla yönetilmeye kalksa o zmanda şeriatten dert yanacaksınız...
    Kadınların tüm hakları ellerinden alınacak,2. sınıf vatandaş olmaya mahkum edilecek,dışarda rahatça dolaşamıyacak,insan gibi insan olamayacak.
    Birşeyler isterken yada birşeyleri savunurken iyice idrak edipte savunun...
    Bugün Ülkemizde başörtüsü sorunu halen devam etmekle beraber,bunun sorun olmasında büyük payı olanlarıda göz ardı etmeyin.Şugün devletin yönetiminde olanlar dini duyguları kullanarak başa gelmiştir ve kendi halkına zulum etmektedir.
    Ama bunu görmezsiniz çünkü işinize gelmiyor...
    Benimde nenem kapalıdır kimse başını açamaz uzanan eli kırarım.
    Ancak ülkemiz üzerinde çeşitli şekillerde oynanan oyunlara alet olmayın gözünüzü açın...
#10.12.2009 06:35 0 0 0
  • Bu yazacaklarım laikliği kabullenmeyenlere laikliği kötülüyenlere ve sistem laik ama ben eleşiririm diyenlere...

    Şimdi ben size şunu söylemem mi sizleri az çok takip ediyorum her hangi bir kürt meselisi olduğu zaman hemen milliyetçi damarlarınız kabarıyor birileri cumhuriyeti eleştirdiği zaman hemen atılıyorsunuz fedaralizim sözü edildiğinde tansiyonunuz düşüyor devletin resmi dili türkçedir ibaresini eleştirenler olunca gözleriniz yuvasından fırlıyor ve hemen onlar BÖLÜCÜ ya sev ya terket naraları atıyorsunuz
    buraya fazla yazı yazmasamda oldukça sık uğradığım ve yazılanları okuduğum bir bölümdür burası.

    bizleri az çok takip ediyormuşun lakin takip ederken pek dikkat etmiyorsun sanırım (şahsım adına konuşuyorum) veya yazdıklarımızdan pay çıkarırken yanlış yorumluyorsun.

    Oysaki Allah Kuran-ı Kerimde adil olmayı emreder,zulmü yasaklar...


    evet adil olmak lazım ruhban okullarında ---ki develt izni ile açıldı bunlar-- rahibeler kapaalı olarak derse girerken imam hatip ile ilahiyatların bir kısmında başı kapalı derse girmek yasak.

    Din ile devlet işini birbirine karıştırılmaması gerektiğini de pek açık bir şekilde ortaya koymuştur.

    bu dediğin nerde yazıyor laikliğin tanımı olarak söylemiş isen tamam lakin ayet ve hadisleri kast ettiysen ben böle bişe hiç görmedim. ( alttaki ve üstteki cümlelere bakınca ne olduğunu neyi kast ettiğini çıkaramadım )

    Şeriatın asıl manasınıda iyi öğrenin...

    Şeriatın asıl manası : Kur'an-ı Kerim deki emir ve yasakların tümüne şeriat denir. yani sosyal hukuksal vs. hayatın tüm kurallarının Kur'an-ı Kerime göre yorumlanmasıdır. (kısaca)

    Şeriat kanunuyla yönetilen ülkelerde var ordaki insanların halini hiç görmüyorsunuz anlaşılan...

    Nasıl bizim devletimizin adı laik ve hukuk devleti olmasına rağmen alakası yoksa onalrında adı şeriat devleti olarak geçmesine rağmen tam manası ile şeriatle yönetilmemektedir. O nedenlerle kişilerin yanlışlarını sisteme yüklememek lazım ;)

    Kadınların tüm hakları ellerinden alınacak,2. sınıf vatandaş olmaya mahkum edilecek,dışarda rahatça dolaşamıyacak,insan gibi insan olamayacak.

    Kadına en büyük değeri veren yine islamiyettir. Avrupa da laik!!! o avrupada kadının insan olup olmadığı tartışılırken 15. 17. yüzyıllarda, bizler "cennet anaların ayakları altındadır"" hadisini kulaklarımıza küpe yapıyorduk. o nedenle tekrar söyleyeyim kişilerin hataları sisteme yüklememek lazım.

    Benimde nenem kapalıdır kimse başını açamaz uzanan eli kırarım.

    bak ne güzel söylüyorsun. ancak canınız yandığında mı sesiniz çıkacak. peki başkalarının kardeşinin eşinin başını açtıkları zamanda aynısı yapıcakmısın ya da bana dokunmayan yılan ne halt ederse etsinmi diyosun????

    Bugün Ülkemizde başörtüsü sorunu halen devam etmekle beraber,bunun sorun olmasında büyük payı olanlarıda göz ardı etmeyin.

    bunun sorumlularını herkes biliyor ülkenin feraha ulaşacağını görüp %50 lik zamların devam etmesinden ve bu halkın yeniden üretemeye başladığını gören dışta ve içte bunların uşakları işbirlikçi şerefsizlerdir. 28 şubatçılardır.
#10.12.2009 07:45 0 0 0