Underworld filmi, vampirler ve kurtadamlar etrafında geçen modern bir Romeo & Juliet hikayesi. Bu hikayedeki aşıkların biri kurtadam, diğeriyse bir vampir. Underworld, vampirlerle kurtadamlar arasındaki eskiden kalma yıkıcı ve kanlı bir savaşa karşı kurgulanmış bir film. Başrolde Beckinsale'i 10 adam gücünde zarif bir savaşçı vampir Selene olarak izleyeceğiz. Her ne kadar asli görevi kurtadamları öldürmek olsa da, savaşı sonlandırmak isteyen Michael'a (Speedman) aşık olunca hayatlar bir anda değişir.
Görüş:
Underworld'ün tek güzel yanı, hepimizin fazlasıyla kanıksadığı vampir ve kurtadam öyküsüne yeni bir bakış ve yaratıcı bir senaryoyla girişmesi.
Bir vampir filmi için fazla anlaşılmaz olan giriş bölümünü atlattıktan sonra, olayların nereye varacağını az çok anlamaya, senaryodaki merak unsuru bu şekilde az çok eledikten sonra, filmde başka şeyler aramaya başlıyorsunuz. Etkileyici dövüş sahneleri, "evet bu benim adamım" diyeceğiniz bir kahraman, insan-vampir ya da insan-kurtadam ilişkileri vs..
Ama hiçbirini bulamıyorsunuz.. Zaten film, metro sahnesi hariç, hiçbir insanın yaşamadığı terkedilmiş bir şehirde geçiyor sanki. Yani masraftan hiç kaçınmamışlar(!). Tek gördüğünüz göreceğiniz, güzel bir malikane, bir-iki spor araba.
Filmin sonu, sürpriz gibi gözükse de, antrakttan önce kendini belli etmeye başlıyor. Sonsözüm; bir B film için fazla iyi, bir gişe filmi olmak içinse fazla vasat.