Sadece SUSMAK İstiyorum...
Yalan İnsanLarı KAALE ALmadan...
HakLıyken, Haksız GÖZÜKSEM BiLe,
Kendimi Savunmadan...
HUZUR buLmak İstiyorum,
GözLerimi Kapayıp, Kimseyi Anmadan..
Her şeyi Yaşamış Gibi Yaparak;
SESSİZLİĞİ Dinlemek İstiyorum .....
İlk yaz rüzgârından alınmış bir hızla savrulan düşüncelerin, hoyrat hayallerin ve avare zamanların yorgunluğu, kırgınlığı, pejmürdeliği içinde yeniden derlenip toparlanması gereken hayatın rengi...
Ve yeniden başlamanın yorgun ritmini hatırlatan yağmurlar...
Hersey belki bir oyun bir tercih...
Tutsakliga yenildi düsüncelerimiz...
Oysa ki sinirlarimizi beraberce cizmistik...
Avuclarimizin icinde hayallerimiz...
Gözlerinin siyahin da masmavi bir deniz...
Bakislarinda dagilsaydi keske hayallerimiz...
Nedensiz korkulara, manasiz ayriliklara...
Keske maglup olmasaydi bedenlerimiz...
Sormanin yasaklarinda tüm sorular...
Ne bir birimize itirafimiz kaldi ne aska bir firsat..
Belki de hüzünlü bir sarkidir hayat dudaklarinda...
Sözleri hafizaya kazinmis, nagmeleri yürekte yazilmis...
Tüm isyanlar ansizin bastirilmis...
Prangalara vurulmus tüm umutlar...
Artik düsünüyorum da...
Acaba tükendi mi zaman...
Son mu buldu düsler dünyasinda yasanan Leyl asklar...
Halbu ki emanet yasamlara adadik tüm ömrümüzü...
Bir türlü basaramadik kendimiz olmayi..
Yüzümde konaklanacak dingin bir parça yer bile yok bugün;
çünkü onu buraya, başka-başka insanların yüzleriyle yamayarak getirdim,
başka-başka insanların çizgileriyle..
Masum güllerimiz var bizim,
Gülücükleriyle hayatımızı aydınlatan
Ağlayışlarıyla bize bizi hatırlatan
Tertemiz, narin, şirin mi şirin
Rahmet İncilerin
Her biri burcu burcu Cennet kokan
Güllerimiz Sana emanet Ya Rabbi
Kimbilir hangi yürek yangınlarının
ve kimbilir hangi çıkmaz sokakların içinden...
Kimbilir nerede, nasıl ve kimlerin rüyalarının karıştığı...
Veya kabuslarının böldüğü...
Bilemezsiniz bir kelimenin macerasını...
Ama maceradır...