Bir güzel resim bir güzel sözde siz ekleyin arkadaşlar!
Namazı gönül rahatlığı ve dirliğiyle (gönlünü vererek) kılmayan kimse
hükümdara yüz adet boş sandık hediye veren kimseye benzer.
Bu hareketiyle cezayı hak eder ve devamlı tenkit edilir.
Sen namaza başladığın zaman/
noksan sıfatlardan münezzeh olan /Allah'a aracısız yakarıyorsun.
"Bir lâhza dahi zikirden boş kalanı,
yumurtanın beyazının sarısını kaplaması gibi şeytan kaplar
ve o zaman şeytan ona ne olsa yaptırır..."
İmam-ı Gazali
Ya Melik...
Kimsenin kimseye fayda vermediği gün hüküm senin...
Gökler yarılırken sahibim sensin...
Yıldızlar dağılırken sahibim sensin...
Varlığım bana ait değil Varım yoğum senin...
Elimde olanlar benim değil Sahiplendiklerim de senin...
Yokluğa düşürme beni, an senin..
Darlık verme kalbime, mekân senin...
De ki...
De ki: Şüphesiz benim namazın, kurbanım, hayatım ve ölümüm yalnız Allah içindir.
Ve sen yine denendiğinde
ve yine kalbin daraldığında
ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında
ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde...
/Uzun uzun düşün
ve hatırla yaratanını!/
Topluluk içinde bağırıp çağıran değil, bilakis ancak kendi nefsine kafa tutup da,onu Allah'a döndürebilen kimsedir.
Dünyanın sıkıntı ve üzüntülerini dert edinip, ahretin sıkıntı ve üzüntülerini göz ardı eden kimse;
kendisini parçalamaya gelen aslanla ilgilenmeyi bırakıp da, kendini ısıran pire ile mücadele eden kimseye benzer.
Sabır gerek.. Yakup gibi tenhalarda gezip Yusuf diye inleyerek.. Zaman gerek Yusuf gibi kuyulardan mısır saraylarına yükselerek.. Azim gerek Muhammed (s.a.v) gibi Ebucehilin bile hidayeti için yetmiş kez yanına giderek.. Hasret gerek Mecnun gibi Leyla diye aklı ziyan ederek.. Edep gerek Hz.Osman gibi meleklerden bile hürmet görerek..