Gün geceyle buluştuğunda, hâkim karanlık gizler çirkinlikleri,
El yordamıyla farkedilir bazı ayrıntılar..
Alacakaranlığa pusu kurmuş kör baykuşlar,
Kara emellerini gerçekleştirmek üzere;
Pinekledikleri körpe dallardan, havalandılar..
Karanlık, kanat çırpışlarını sattı.
Masalların arka sokakları,
Eğer yüreklerin yaşama pırıltılarıyla aydınlatılıyorsa,
Karanlığa mahkum edilir.
Oysa masallar, coşkulu, yaşanılası ve görkemlidir..
Aslolan sevdalar gibi...
Aralıktı, sabahtı..
Yağmur sis'e yağıyordu,
Sana sevmeyi anlatıyordum; anlamıyordun.
Bana özlemeyi anlatıyordun; anlamıyordum.
Aralıktı, sabaha yakın, karanlıktı..
Herşey kaygandı, yollarda.
Orman yanıyordu, biz yanıyorduk,
Haziran başlarının baharı gibi.
Nilüferlerin nazirin süzülüşleri geliyordu bulutlar arasında.
Aralıktı, cumartesiydi..
Sisliydi,yağmurlu ve kaygan..
Pazar'a yakındı, ama cumartesiydi..
Nilüferleri olmasa da, haziran'ın bahar olmasa da;
Özlemeyi anlatamıyordun, sevmeyi anlatamıyordum!
Aralıktı, cumartesiydi..
Sisliydi, yağmurlu aydınlıktı..
Aralık'da da sevilebilirmiş,
Cumartesi olmayan cumarteside de..
Yağmur'a özlemek, Sis'e sevmek anlatılabilirmiş.
Aydınlığa gülümsenir, karanlığa gülünebilirmiş.
Söylemiştim sana, mutlu olunabilirmiş.
Haziran baharlarındaki gibi Aşk'la..
Aralıktı, cumartesiydi.
Sisli, yağmurluydu,.
Kaygandı, sabaha yakın aracakaranlıktı!