Nöronlar, ya beyinden ve omurilikten oluşmuş MERKEZİ SİNİR SİSTEMİne yada merkezi sinir sistemi ile almaçlar ve tepki organları arasındaki periferik sinir sistemine aittir.
2) MOTORİK NÖRONLAR (Götürücü sinirler): İmpulsları beyinden ve omurilikten kaslara ya da tepki organlarına iletirler.
3) ANA NÖRONLAR: Merkezi sinir sistemi içerisinde bulunurlar.İki nöron arasında bağlantı kurarlar.
Bu nöron tipları arasındaki ilişki arasında verilen örnleklerle açıklanabilir.Eğer elimizi sıcak bir sobaya uzatırsak, deri içersindeki almaçlar uyarılır ve nöronlarda impuls oluşur.Bu impulslar beynin hipofiz bölümünde değerlendirilir ve hemen ardından motorik nöronlar aracılığı ile belirli kaslar uyarılır Neticede elin hızla sobadan çekilmesi gerçekleşir.Kasılan kasların gevşemesi için impulsların önlenmesi gerekmektedir.Omurilik içersinde motor nöronlarda yaptıkları sinapslarda impulsların geçmesini önleyici bazı maddeleri (inhibitor madde) salgılayan nöronların varlığı bilinmektedir. Bu örnekteki uyarı ve tepkime basit bir omurilik refleksidir. Uyarılma ile tepki arasında geçen zamana REFLEKS SÜRESİ (TEPKİME ZAMANI); mpulsun geçtiği sinir yoluna da REFLEKS YAYI denir.
Refleskler,uyarıya her zaman belirli şekilde cevap verilmesiyle oluşur. Uyarı yorumlanmaz, daha doğrusu onun niteliği hakkında bilgi sahibi olunmaz. Çünkü bir cevabın oluşması için, uyarının oluşturulduğu impulsun beyindeki herhangi bir merkezden geçmesi gerekmez. Ama impulslar ara nöronlarla beyne iletilirse,kortekste değerlendirilmeye alınır ve uyarının niteliği anlaşılır ve istem içinde nasıl hareket edileceğine karar verilir. Örneğin bir uyarıda kolumuzu birden çekeriz yada tehlikede ise bazı organların tahrip olmasını göze alarak vücudumuzu kurtarmak için geri çekmeyiz. Bu önceliğe karar veren beynin korteks bölgesidir.
Omurilikte ve beyinde birçok refleks çeşidi vardır. Bunların birçoğu istemimiz dışındadır. Gözbebeğinin küçülüp büyümesi, göz kapaklarının kapanması, diz kapağının altına vurulduğunda bacağın ileriye doğru hareketi, öksürme,aksırma,gülme,kızarma,ter bezlerinin işlevleri bunlardan birkaçıdır.
Bazı refleksler bireylerin bireyin özel eğitimiyle kazanılır.Bu tür reflekslere Koşullu refleks adı verilir.Bu tip refleks ilk kez 20. yüzyılın başlarında Rus fizyolog Palov tarafından,mide salgısı üzerinde gösterildi.Yaptığı deneyde zil sesiyle beraber bir köpeği besledi.Başlangıçta zil sesi ile sindirim salgısı arasında herhangi bir ilişki olmamasına karşın,daha sona yemeklerin kokusu ve zil sesi arasında bir ilişki kurularak,zil çaldığında mide öz suyu salgılanmayı başladığı görülür.Karşımızda limon yendiğinde ,ağzımızın sulanması gibi.
Koşullu refleks bir çeşit kalıtsal refleksle birleşmiştir. Kalıtsal güçlü reflekslerin koşullandırılması çok zordur. Zayıf refleksler koşullandırılmaya daha uygundur. Koşullu refleksler zamanla ortadan kalkma eğilimindedir. Çocukların eğitiminde, hayvanların terbiye edilmesinde ve bazı deneylerin yapılmasıda kosullandırılmış reflekslerin önemi büyüktür.
Refleksleri 3 grup altında toplamak mümkündür.
1.Basit refleks: Göz kapağının kırpılması
2.Koordine edilmiş refleks: Birçok kas ve bez belirli bir düzen içerisinde;hatta belirli bir zaman sürecinde tepkinin doğmasına neden olur. İçgüdü olarak tanımladığımız davranış şekli,gerçekte evrimsel olarak programlanmış bir dizi refleksin, kalıtsal olarak işlev görmesinden başka birşey değildir.
3. Anormal refleks: Striknin gibi maddelerle zehirlenmelerde, tüm kaslar ya da büyük bir kısmı düzensiz olarak kasılır.