Susarım Konuşmam Yazarım

Son güncelleme: 16.04.2010 13:14

  • noimage


    Yine başladım yazmaya bu sefer hayat hikayesi.

    Yıl 2005 Yakın tarih.

    Önemli olan benim o güne kadar, hayatımda hiç bir şair şiir seven biriyle karşılaşmamış olmam. Hayatımı belli bir noktada aynı çizğide sürdürüyor olmam ve sürekli yazan biri olarak uğraşımı paylaşımsız birikimlere çuvallayıp çocukluk yıllarımda başlayan bu şiir aşkıyla hayatımı her hangi bir mahallede aynı düzen içerisinde sürdürmüş olmamdır.

    Ve yıllardır kendi kabuğunda gözlemleriyle yaşayıp yazan sonuçta en iyi arkadaşım olan dost kalemimle ya sabaha karşı ya gece yarısı oturup fısıldaştığım can yoldaşım bildiğim zamanlar ve yakın tarih 2005

    Kızımın çalıştığı kafede şiir dinletisi başlamış bunu bana kızım neredeyse yokuş yukarı koşarak müjdeledi.

    ...Anne sana çok güzel bir haberim var

    Şaşkınlığımı ifade edemeden bana sevinçle yüzüme bakarak

    ...Kafede şiir dinletisi başlıyor. Demişti

    Cevabım

    ...O neki olmuştu.

    Daha önce hiç duymadığım bir dinletiden bahsediyordu.

    ...Şiir dinletisi anne, her pazar olacak artık sende gidersin.

    ...Nolacakki orda

    ...Şairler toplanacak şiirler okunacak tam senlik anne.

    Tam benlik.

    O günü sabırsızlıkla beklerken agır grip komasında hastalığı üzerimden atamamış olsamda gitme telaşem nihayet başlamıştı.

    Hava soğuk yerler cam gibi parlıyordu. Yokuştan aşağı para verseler inmezdim. Fakat o halde hiç bir şeyi umursamadan, kendimi bulacağım dostlar edineceğimi düşünerek Şair şiir seven insan topluluğuna doğru adeta akın halinde hızla yol aldım.

    Kafeye yaklaşırken yüreğim güvercin gibi kanatlandı. İçeri girer girmez kızımı aradı gözlerim. Ve bana cesaret veren kızım

    ...Çık anne en üst kattalar başlar artık .Demişti

    Soluğu 3. katta aldım ve gözüme hemen iki masayı bir masa haline getirip oturan sosyetik makam aldı.
    Kapının hemen girişindeki bey önündeki masada duran mikrofonla uğraşıyordu.
    Herkeze ağzım kulaklarımda bakıyordum. Göz göze geldiğim şair şiir sevenlare hep gülücük postaladım.Cinsiyet, dil, din, farkı gözetmeksizin.

    O masada oturan iki hanım bir bey gülerek baktım bey güldü hanımlar başını çevirdi.

    Öteki masaya göz attım gülerek, beyler güldü karşılık olarak kadınlar yüzünü çevirdi.

    En arka sıraya gidip sessizce yerleştim.

    Yanıma ince dal gibi zarif güzel bir kız geldi.Bana dinleyicimisiniz yoksa şiir yazıyormusunuz okuyacakmısınız diye sordu.

    Yazıyorum ama okuyamam dedim

    Neden dediğinde ne dediğimi aslnda fazla heyecandan saçmalamak olarak düşünüyorum
    Utanırım okuyamam, hastayım okuyamam, bir sürü lakırtı yaptım.
    Zaten konuşmak istemediğim zamanlar, soru sorulması beni yorar.

    Fakat öyle mutluydumki adeta havada uçuyordum. Ve mikrofonla davet edilen güldüremediğim sosyetik bayanlar tek tek sahneye alındı. Uzun uzun okudular yerlerine oturmaya niyetsiz bıraksan sabaha kadar sürecek bir otariteye sahiptiler ben o gün onların kim olduğunu bilmiyordum.
    Fakat öyle bir insan tanıdımki. Tam kaynakmış.

    Ve aynı gün ismimin okunmasıyla kendimi sap gibi ortada buldum bir ona baktım bir buna gülerek. Boş gözlerle beni dip bucak sorğulayan şahısların ortasında mal gibi kaldım.Şiirimi okudum 6 mısralık şiir bitti alkışlanmadan teşekkür edip yerime oturdum.Ellerim zangırdıyordu.

    Yerime oturup şaşkınlıkla olup biteni izleken yanıma o kişi geldi.
    O kişi İnsan avcısı şiirimle bana mansiyon ödülü aldıran şahıs fakat o gün onu hiç tanımadan tanımaya başlamıştım.

    Masmavi gözleri olan bu şahıs güzel türkcesiyle işinin ehli olmuş bilinçli yaklaşımıyla yanıma oturup kaşla göz arası bin tane iltifatta bulunmuştu

    ...Harikaydı şiiriniz inanın bayıldım. Çok güzel yazmışsınız
    Daha neler neler

    Ve elimdeki defteri incitmekten korkan edayla ricayla göz atmak amacıyla isteyen bu şahıs masada şiirlerimi okurken cebinden çıkarttığı kalemle çok büyük adam pozisyon görüntüsüyle sayfama yazılar yazmaya başladı. Mükemmel bayıldım felan filan o defterde hala duruyor.

    Ve aynı gün defteri kendisine vermemi evde okumak istediğini söyleyen bu insana defterimi veremiyeceğimi düzensiz olduğunu sebep göstererek vermedim

    Fakat şahsın tertemiz bakışlarından ve mavi gözlerinden de, çok etkilendim
    Ve o günün sonunda haftaya daha bir hazırlıklı yola koyuldum.Kıyafetimden makyajıma kadar her şeyimle inceden inceye ilgilendim hem hastalığı üzerimden attım. Daha iyi saglıklı ve bakımlı ikinci haftasında dinletide yerimi aldım. Yine güldüm beyler güldü.
    Hanımlar omuzları vatkalı pozisyonda şekilleri kasvetli dik atmaca gibi hakir bakışlı yüzleriyle dinletinin ortasına kurulmuş düzendiler.

    Ve beni takdire boğan şahısta ordaydı. Yaşlı sarı saçlı bir kadının yanında oturuyordu. Annesi sandım. Tanımadan

    O gün dinletinin ikinci haftasında bana aşkını ilan eden bu kişi öyle güzel konuşuyorduki hayran olmamak elde değildi.

    ...Canım bir haftadır seni düşünüyorum sana ulaşamamak kahretti beni telefonunu almadım diye üzüntüden mahvoldum. Hayatımın en uzun haftasıydı. çok şükür geldin.

    Ve yine masadaki defteri alıp incelemeye başlayan bu kişi, benle baya samimi olmuştu. Canım demek adetiydi heralde bilemiyeceğim fakat beni etkilemişti.

    ...Canım yeni şiirlerin varmı bu hafta ver bu defteri evde rahat rahat okurum burda anlamıyorum.

    Belki aylarca defterimi istedi vermedim sebep hep aynı oldu düzensiz diyordum ve vermek istemiyordum.
    Ve onu yanımda gören kalkıp geldiği masada kalan bayanlar aralarında bana bakarak fısıldaşmaya başladılar.
    Gözümden kaçmayan bu durumu ona izah ettim
    Bak sen yanıma gelince o masada kıpırdanmalar bana yönelik bakışlarla fısıldaşmaya dönüyor.
    Önemli olmadığını söylesede asıl oturduğu yer o masa idi.

    Aradan 2 yıl geçti.

    Telefonla görüşüyorduk İzmirli olduğunu söyelyen bu şahıs her hafta dinletide hiç bıkmadan şiir defterimi istedi vermedim. Yine bir dinletide bana müjdesi olduğunu söyledi.

    ...Canım şiirlerini hazırla kitabın çıkacak.

    Nasıl desemde

    Hazırlamamı söyledi.
    En azından 300 şiirle Ankarada bastıracağını söyledi
    Adı ne olacak kitabın diye sordu O anda aklıma yazdığım şiirlerden bir sözüm var aklıma geldi .Ve olursa bir sözüm var olur dedim. Nerdeyse havalarda uçacaktı harika seçim felan filanlarla.

    Dertlerimizi paylaştığımızı sandığım bu insanla meğerse bir adım yol almamışız.
    İstanbulda oğlunun evinde bilgisayar olduğunu ve birlikte gidip şiirleri düzenleyip kitabı hazırlamaya çalışmamız gerektiğini söylerken bile olayı kavrayamamıştım.

    İstanbulda kız kardeşimide yanıma alıp gitmeyi uygun bulduğum bu kişinin evinde misafir edildik o gün oğlunun işi olduğu için şiirleri ayarlayamadık. Fakat benim elimdeki bir torba şiir yanımda idi.Oğlu benimde 500 yakın şiirim vardı selde kayboldu dedi.Hiç anlam verememiştim
    Sadece yazan insan 1000 tanede kaybetse yine yazar dedim.
    O günün akşamı bizi aceleyle kabataşa yetiştirmeye çalışan bu şahıs bir poşet dolusu şiirlerimi evinde unutmamı sağladı. Evet öyle çok konuştuki, zaten kitap sevinciyle ayaklarım yerden kesilmiş birde ona duyduğum ilgiyle alabora idim.Nitekim çok geç farkettim şiirlerin yokluğunu aradıgımda korkmamam gerktiğini şiirlerin onda kalmış olduğunu gayet rahat bir pişkinlikle vurguladı.

    Ben de nasıl olsa kitap çıkacak düşüncesiyle o gece fazla raharsız olmadan uyudum.
    Ertesi gün buluştuk şiirlerimi poşetiyle teslimatını yaptı.V e yine aynı yangın bakışlarla
    Canım acele işim çıktı. Bursaya dönmem gerek diyerek poşeti elime verip kayıplara karıştı.

    Aynı gün bende döndüm evime fakat huzursuzluğumun tarifi imkansız olarak . Haftası şiir dinletisinde yoktu. Hiç bir hafta kaçırmadığı dinletiyi ekmişti Ve iki masayı bir araya getirip oturan bayanlara onu sormak zorunda kaldım telefonuda sürekli kapalı olduğu için.

    Ve ilk annesi sandığım yaşlı hanıma sordum.

    ...Napacaksın onu diyen hanıma kitap hazırlığından söz ettim.

    Kadın gülerek o aç karnını doyursun sana nasıl kitap çıkartacak dedi.

    Dernek varmış, desemde

    Kadın hala muhallı alaylı o aç karnını doyursun diyordu.

    Umutlarımı alıp kaçan tahmin edemezdi, benim o masaya yaklaşma cesareti gösterip onu arayacağımı.

    Fakat ben masaya oturup aramızda geçen herşeyi anlatmaya başladım.

    Ve yaşlı kadının tek bir cevabı oldu o her önüne gelene evlenme teklif ediyor bana da evlenmemiz için yalvarıyor diyip gülerek yüzüme baktı.

    Çok büyüktü girdiğim Şok...

    Ertesi hafta başka bir kadın onun, ona olan aşkını anlattı.

    Birine eylül bakışlım dermiş birine karam
    Ben canıydım.

    Onun yanında gördüğüm en samimi arkadaşıyla konuşmak zorunda kaldım.

    Bir poşet dolusu şiir bir gece onla kaldı kitap çıkacaktı adı bile kondu o kayıplara karıştı .

    Oğlunun evini biliyorum dava açacağım ne hakla hangi şartla bu oyunu bana oynadıysa mahkemede görüşeceğiz dedim.

    Ve bir akşam telefonum çaldı.
    Sinirle, sende hiç utanma yokmu beni nasıl rezil edersin nasıl anlatırsınlı bir konuşma geçti aramızda.

    Kitap çıkacak diyen sendin.
    Desemde

    Dondurduğunu söyleyecek kadar cesaretliydi .Tabi hakkında duyduğum herşeyide biliyordu ortada sadece benim anlattıklarım yoktu.

    Artık kime ne amaçla yaklaştığını görüyordum .

    E n tuhafıma gidende annesi sandığım kadına evlenme teklif etmiş olmasıydı. Bir insan nasıl insanlarala böyle rahat oynayabilirdi. Çekirğe bir zıplar misali oldu.

    Fakat asıl konu onun, kitapta yardımcı olacağını söylemesiydi. Çünkü ona haksız suçlamalarda bulunduğumu ispatlamak için bu kararı verdiğini açıkladı. Biz kendimizi Ankara bulduk.

    Şiirler kitabevine teslim edildi. İmzamı attım ve taksitle kitabım çıkma aşamasına geldi. Ve aynı gün Katıldığımız şiir dinletisinde bir bayana aşırı ilği göstermesiyle yollarımızı o gün tamamen ayırdık .

    Şiirler kitap evinde kaldı Ben Bursaya döndüm.

    2 ay sonra kitabım çıktı ve her ay gecikmeli havale ettiğim taksitle kitaba kavuştum.

    Ve onun kimseye söyleme demesine rağmen ilk dinletide yaşlı bayanın yanına oturup anlattım.

    Ankaraya gittik kitap basılıyor dedim.

    Kadının gözleri kocaman, kimle gittin demesi benim onla cevabım .

    O aç karnını doyursun diyenlere kurşun gibi ağır geldi.

    Sonrasında ben ona düşman, onun çevresinde bulunanlar bana düşman

    Biranda gülmeyen yüzler başladı beni eleştirmeye.

    Ben, kimin eli kimin cebinde belli olmayan düzenlere alışık değilim karnım ağrıyorsa başımı havaya dikip kahkaha atamam. Helede yalanı hiç sevmem.

    Ve şiir dinletisi yolculuğum bitti.

    O günden bu güne dostluğu değişmeyen tek arkadaşım Adil Acar kaldı. Bursada ilk dinletiyi başlatan arkadaşıma sebep arada bir davetini kırmamak amacıyla katılırım . 5 yıldır süreğelen bu şiir paylaşımıma burda devam etmeye başladım
    Benim yalnızlıklarımın böyle bir yerde paylaşımla çoğalması arayıpta bulamadığım merkezdir.

    Şu anda mutluluğumu hiç kimsenin gölgeleyebileceğini sanmıyorum.

    Fakat benimde şu son 5 yıllık hayat hikayemde şair ve şiir dostlukları gerçek anlamda beni yıktı.

    Ben çok farklı olabileceğini düşünürken, dinletilerden yalan dostluklardan payımı aldım.

    Susarım konuşmam yazarım



    Guler Birsozu
#16.04.2010 13:14 0 0 0