Karar
Yüksek Seçim Kurulu'nun referandumla ilgili verdiği kararı görünce, bazı CHP'lilerin Baykal'a neden bu kadar öfkeli olduklarını, neden sürekli olarak başkanlıktan çekilmesini istediklerini daha iyi anladım.
Yüksek yargı organlarının "hukukla" ilişkilerini iyice kestiklerini bir kez daha kanıtlayan bu karar, bütün yasa maddelerini birbirine karıştırıp zorlama bir sonuca varıyordu.
Kurul, "seçimle referandumun aynı şey olduğuna" karar vermiş ve referandum tarihini 120 gün sonraya atmıştı.
Profesör Serap Yazıcı, kendisine bu konuda sorulan soruya cevap verirken, "hukuk fakültesi öğrencilerinin bile böyle bir hata yapmayacağını" söylüyordu.
"Seçim başka," diyordu, "referandum başka".
Ama kurulun böyle "ayrıntılarla" uğraşacak hali yoktu.
O, referandumu mümkün olduğu kadar uzak bir tarihe atıp, Anayasa Mahkemesi'ne "anayasa reformunu" durdurma zamanı sağlama peşindeydi.
Eylüle kadar geçecek sürede Anayasa Mahkemesi reform paketini iptal edecek ve halkın anayasa konusunda karar vermesi engellenecekti.
İstenen ve beklenen buydu.
Bu sonuca ulaşmak için de hukuku bir kenara itmek gerekiyorsa, hukuk bir kenara itilirdi.
Ordu, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yüksek Seçim Kurulu ve adlarıyla işlevlerini henüz yeterince bilemediğimiz nice kuruluş CHP ile birlikte değişimleri engellemek için büyük bir savaş veriyordu.
Ve, bunca elbirliğine, bunca hukuksuzluğa rağmen "değişimler" engellenemiyordu.
CHP yandaşı olan medyayı da kızdıran buydu sanırım.
Böylesine "büyük bir koalisyonla" bile değişimlerin önünün kesilememesinin, Ergenekon soruşturmasının durdurulamamasının faturasını Baykal'a çıkarıyorlardı.
Başka biri olsa, arkasındaki bu güçle "değişimi" engelleyebilirdi.
Onlara göre Baykal'ın yerine "biri gelecek" ve halkı "demokratikleşmenin, gelişmenin, çağdaşlaşmanın" çok kötü bir şey olduğuna ikna edecekti.
Halkın "aptal" olduğuna öylesine yürekten inanıyorlar ki o "aptal halkı" kandıramamanın tek sorumlusu olarak Baykal'ı görüyorlar.
Öfkeleri ve çaresizlikleri gerçekten acıklı.
Ne yaparlarsa yapsınlar "sorunu" çözemeyeceklerini bir türlü göremiyorlar.
İki büyük yanılgıları var.
Birincisi, "halkın aptal olduğuna" dair "aptalca" inançları.
Halk aptal değil.
Ezilmekten, horlanmaktan, azarlanmaktan, yok sayılmaktan, sömürülmekten bunalmış vaziyette.
Çocuklarını alıp götürür askerde öldürürler hesabını soramaz, "bedelli askerlik" ister amacına ulaşamaz.
Seçimde oy verir, oyunu yok sayıp darbe yaparlar.
Bu ülkenin sahibi, bu ülkede yaşayan insanlar.
Ve, artık bu gerçeği biliyorlar.
Generallerle yargıçların kendilerine "efendilik" taslamasına izin vermeyecekler.
Ordu ya da yargı darbesini destekleyen her parti, "başkanı" kim olursa olsun kaybedecek.
Ayrıca bu halk iyi bir hayat yaşamak istiyor.
Hastanede, belediyede, okulda iyi muamele görmek istiyor, iş bulmak, para kazanmak, zengin olmak, çocuklarını iyi eğitmek istiyor.
Bunları yapacağına projelerle halkı ikna edemeyen de oy alamaz.
İkincisi de dünya değişiyor.
Barış çağındayız ve yeryüzünün en kritik noktalarından birinde bulunan Türkiye'nin bir "barış merkezi" olması gerekiyor.
Her türlü barışçı girişimi destekleyen bir parti kendini bu dünyaya, bu çağa, bu koşullara nasıl kabul ettirecek?
Kürt sorununun, Ermeni sorununun, Kıbrıs sorununun çözümünü engelleyen parti nasıl "bu çağın partisi" olarak varlığını sürdürecek?
Bu sorunları çözmekte "başarısız" kalan AKP'yi çözümden uzaklaştırmaya uğraşan değil, tam tersine AKP'nin yapamadıklarını "yapabileceğini" söyleyen bir partiye ihtiyaç var.
Bütün sorunların çözümüne karşı çık, darbe anayasasını destekle, halkı ezen bir hukuk sistemini savun, insanların daha mutlu ve zengin olması için hiçbir proje geliştirme, ordunun halkın temsilcilerine "muhtıra" vermesini alkışla sonra da halktan oy al, bu olamaz.
İstediğiniz kadar generaliniz, "yüksek" kurulunuz, yargıcınız olsun "değişimi" önleyemezsiniz, o değişim sizi de ezer geçer.
Sorun Baykal'da değil.
Sorun, 1923 model bir diktatörlüğü özleyen, halkın "aptal" olduğuna inanan bu zavallı zihniyette.
Siz bu akılla "kurullarınızı" da yanınıza alıp daha çok kıvranırsınız
Sorun Baykal'da değil.
Sorun, 1923 model bir diktatörlüğü özleyen, halkın "aptal" olduğuna inanan bu zavallı zihniyette.
Siz bu akılla "kurullarınızı" da yanınıza alıp daha çok kıvranırsınız
Yapma gamlı Allahını seversen.1923 Bir kurtuluş destanıdır.Bu halk Türkü ile Kürdi ile Lazı çerkezi ile bir destan yazmıştır.Diktadörlük dediğiniz bu dönem dünyanın en geniş anlamda demokrasisidir.Bu gün Ahmet ALTAN ve havarilerinin sıkıntısı budur zaten.Şuanda uygulanmaya çalışılan şey diktadörlüktür.İnsanları vatanından geçmişinden birliğinden dirliğinden ayırmaya çalışanlar kendileri aptaldır ve bu bölünmeyi başaramayacaklarından dolayı kıvranıyorlar.
Yapma gamlı Allahını seversen.1923 Bir kurtuluş destanıdır
benim bişey yaptığım yok sayın abim..
Ülkenin diktatörlüğe götürüldüğünü ,hiçbir muhalif sese yaşam hakkı tanınmadığını söyleyenler ; Kazim Karabekir ,Rauf Orbay ve birkaç Kurtuluş savaşı kahramanıdır..
Onlardamı CIA dan servis yapmışlar yoksa..Bırakın bu işleri.
Kılıçtaroğlu geçenlerde tv de konuşuyordu " inançlara saygılı falan filan olucaz "diye.
sayın abim Kazım Karabekir ve Kurtuluş savaşına öncülük eden 7 ismden 5'inin kurucusu olduğu Terakkiperver fırkanın kapatılmasının sebebi nedir? Hiç merak edipte araştırdınızmı.
Parti tüzüğünde yazılı olan_İnançlara saygılıyız_ cümlesidir..
Hadi kapatsanıza CHP yi .)
Değerli arkadaşım Şaman...sana aynen katılıyorum....Yüce Önderimiz ne demiş...."NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE"...bu kadar basit....Bunların bir takıntıları var bu takıntılarıda Takunya'dan geliyor....
A.Altan, 1923 tarihini beğenmiyorsa eğer , Güney ve güney doğumuzdaki , kadınların bir eşya gibi kullanıldığı herhangi bir beğendiği devlete göç edebilirler....Canım Türkiyemden ne istiyorlar....Buyrun altan yolunuz açık olsun....
Not:Bence bu tip yazıları da Sitemize sokmamamız gerektiği kanısındayım...Adamın reklamını yapıyoruz....Sayın Yöneticilerimden bir özel ricamdır....
Nuri kardeşim
Sözlerinize aynen katılıyorum.Her zaman ki sloganımı tekrarlayayım ozaman."Gün ışıdı başlar meydana çıktı,dün Atatürkçü geçinenler bu gün ellerinde düşman bayrakları ile yakalandılar.Benim anlayamadığım bir şey var.Nedense Türkiyemizde İslami söylemlerle yayın yaptığını iddia eden gazetelerin baş yazarları ya ateist yada ermeni.Bu ne hikmettir anlayamadım.Mesela Zaman gazetesi Etyiyen mahçupyan,Taraf gazetesi Ermeni Markar ESAYAN ve Ateist Ahmet ALTAN vallahi ben bu işten hiçbirşey anlamadım.Hayır adamların inançlarına karışacak halimiz yok ama bu inançtaki kişilerin muhafazakar olduğunu iddia eden gazetelerde ne işleri var ve benim güzel insanlarım bu sülüklere nasıl itibar ediyor hiç anlayamadım.
Maalesef Osmanlının son 150 senesi ve çumhuriyet tarihinin her safhasında CIA vardı.Bu günde var.
sayın abim kelimeleri muallakta bırakma..
ortaya doğru düzgün bir delil getirin..
yoksa söyledikleriniz ve anlattıklarınızın bir zamanlar tv lerde gösterilen _masalcı amcanın_ anlattıklarından bir farkı kalmaz.
ben size Terakkiperver fırkanın kapatılma gerekçesini yazdım buraya.. Ve o dönemi diktatörce olduğu için eleştiren Kurtuluş savaşı Kahramanlarından bahsettim.Onlardamı CIA dan servis yapmışlar o halde ? diye sordum.
Ve siz çıkıp___Maalesef Osmanlının son 150 senesi ve çumhuriyet tarihinin her safhasında CIA vardı.Bu günde var.
şeklinde bir cevap yazdınız..
kapatılma gerekçesi olan sözleri bugün CHP nin genelbaşkan adayı KILIÇTAROĞLU DA dile getiriyor..O halde o bahsettiğiniz CIA faaliyetleri arasına Tüzüğü Türkiye cumhuriyetinin ANAYASASI olarak kabul edilmiş olan CHP de girmiş olmuyormu.?
kapatılma gerekçesi olan sözleri bugün CHP nin genelbaşkan adayı KILIÇTAROĞLU DA dile getiriyor..O halde o bahsettiğiniz CIA faaliyetleri arasına Tüzüğü Türkiye cumhuriyetinin ANAYASASI olarak kabul edilmiş olan CHP de girmiş olmuyormu.?
Ben aksini iddia etmiyorumki.Şuandada CHP yi CIA iktidara hazırlıyor.CIA bir zamanlar bende sokak hareketlerinin içerisinde iken bizleride kullanmış ,sonradan uyandık ama birkere kardeş katili olduk maalesef.Türkiyede sağ ve sol franksiyonlara inancım ve itikatım kalmadığı gibi muhafazakar anti muhafazakar itikatımda kalmadı.Çünkü Emperyal güçler istemeden ne sağcı ne solcu olamazsın.Çünkü bütün kavramların içerisini onlar dolduruyor.Düşünebiliyormusunuz henüz ülkemizde Laikliğin tarifi yapılamadı.Yani her derde deva laiklik tarifi var.Parti kapatmalarıda her halükarda cezalandırmak amacı ile yapılmaz.Bazen madurları oynatmak için ve o partiyi veya partiliyi madur ve mazlum göstermek için Partiler kapatılabiliyor.Partilerin tüzüğünü okuduğunuz zaman herşey dört dörtlük ,uygulamaya gelince üçünbiri.Şu anda ülkemizde CIA nın hazırladığı senaryo sahneleniyor.Çok yakın tarihte Sayın Deniz BAYKAL'a uygulanan komplonun benzeri Sayın Başbakanımızada uygulanacak ve bu şekilde Sayın Kılıçtaroğlunun eli güçlendirilecek.Senaryonun gidişatı bu yönde.Nereden biliyorsun dşyorsanda söyleyeyim ,perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.Sayın Necmettin ERBAKAN bir dönem tapuları yıkma girişiminde bulundu fakat oda siyaseten recm edildi.İmamhatiplerle ilgili imza Sayın Erbakana attırıldı ve sonrası hüsran,İdam cezasının kaldırılması Ecevit,Bahçeli,Yılmaz sonrası malum,Milli kuruluşların, limanların ve hava alanlarının yabancılar lehinde özelleştirilmesi Sayın ERDOĞAN ,onuda bekleyen akıbet aynı,Şimdi sıra Anayasa mahkemesinin yapısının değiştirilmesine geldi.Bunun ihaleside büyük bir olasılıkla Sayın Kılıçtaroğluna kalacak.Bunlar yapılırken her kademesinde CIA var.Özelleştirmelere ve IRAK'a yapılacak ABD operasyonuna hayır dedikleri için 57.Hükümet(DSP-MHP-ANAP)yıkıldı.Şimdide AKP'yi tarihin tozlu sayfalarına göndermeye hazırlanıyorlar.Camilere imam atamalarında bile CIA parmağı var dersem abartmış olmam.Kur'an tefsirlerinde bile CIA rol oynuyor.CHP 'nin tüzüğünde ne yazdığı çokta önemli değil,önemli olan ABD/AB İSRAİL o tüzüğü nasıl yorumluyor.Bu bütün partiler için aynı .
of of konu ve mesajlar kabaca ''hem davula hem kasnağa vurulan'' cinsten olmuş,
benim en çok üzüldüğüm mesele, halkımızın büyük kısmının malesef ve maalesef ki DEVLET ve DEVLET RİCALİNE, OTORİTESİNE saygısının kalmaması, dolayısıyla insanların birbirne saygısını kaybetmesi ile başlayan dejenerasyon.
AYAKLAR BAŞ OLUYOR, ORTALIK HADDİNİ BİLMEZLERLE DOLUYOR, TEVAZÜ ADINA KURUMLARIN SAYGINLIKLARI YOK EDİLİYOR.
BU KADAR DA OLMAZ Kİ; '' YE DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE'' Demekten başka bize söz düşmüyor. seçim olsa kesin olarak şuna oy veririm diyemiyoruz vesselam.
[mihmandar
BU KADAR DA OLMAZ Kİ; '' YE DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE'' Demekten başka bize söz düşmüyor. seçim olsa kesin olarak şuna oy veririm diyemiyoruz vesselam.
/QUOTE]
Yukarıdaki tespitinize aynen katılıyorum ,maalesef öyle.Birde kabalık konusu var onun içinde özür dilerim ama maalesef bazen kabalaşıyoruz.Karşımızda bayan kardeşlerimizinde olabileceğini hiç hesaba katmıyoruz.Affedin lütfen
kabalıktan kastım konunun kabalığı yoksa sizlerden dolayı değil haşa.
hem bu tür yerlerde (int. ortamında) ve iş hayatındaki arkadaşlıklarda cinsiyet faktörü yoktur benim için, bu konularda nötrümdür karşımdakilere de bunu hissettirdiğim için her zaman rahat etmişimdir beni hep abla, kardeş gibi görmüşlerdir. bu nedenle rahat olun.
AYRICA; hak eden yapılan her türlü hakarette kabalık değil haktır hiç acımam.
Şimdi sıra Anayasa mahkemesinin yapısının değiştirilmesine geldi.
EVET..
Sayın abim.aynı sözler sebebi ile bir partiyi kapatabiliyorsunda.. Diğerini neden kapatmıyorsun?Sebep ne.
Yargının siyasallaşması ve o yönde kararlar vermesine bir örnek olabilirmi bu..
Şuandada CHP yi CIA iktidara hazırlıyor.
İyide sayın abim kılıçdaroğlu konularına bakıyorum; siz dahil birçok arkadaş ona tozkondurmuyor..
O halde sizler CIA için çalışıyorsunuz.Burda vatan millet sakarya nutukları atıp göz boyamaya çalışıyorsunuz..Yanılıyormuyum
Değerli gamlı kardeşim.
Her şeyden önce sizleri etik olmaya davet ediyorum.Benimle yazışacaksan edebinle yazışacaksın.CIA ajanı olabilmem için şuanki iktidarın eteklerine yapışmış olmam gerekir.Birkere Sayın Kılıçtaroğlunun sahneye çıkışı ile ilgili olarak bunun bir ABD/AB senaryosunun parçası olduğunu bütün yazılarımda beyan ettim.Sayın Kılıçtaroğlu benim asker arkadaşım falan değil.Türkiyenin idaresine talip olmuş bir siyasetçi.Şuanda kendisi CIA tarafından iktidara hazırlanıyor.Bunuda her konuya yazdığım yorumlarımda dile getirdim.Benim Sayın Kılıçtaroğlunu savunduğumu nasıl beyan edersin.Yanlış yapıyorsun,tartışmanın ahenkini bozuyorsun güzel kardeşim.Bizlerin yaptığı aklımız döndüğünce yorum yazmak.Yanlışımız olduğunda karşımızdakinin yorumundan faydalanarak yanlışımızı düzeltmek.Ama sizler yorum yazmıyor sadece yorumlara sekte vurdurmaya çalışıyorsunuz.Lütfen birbirimizi yersiz ithamlarla rencide etmeyelim.Allaha emanet ol kardeşim
CIA ajanı olabilmem için şuanki iktidarın eteklerine yapışmış olmam gerekir
sayın abim ABD ye giden herkesin oradan talimatlar alıp ,eğitilip geldiğini iddia etmiştiniz bir zamanlar.Bunun üzerine sizin için çok değerli olan Alparslan Türkeşin de aynı şekilde ABD ye gidip eğitilip geldiğini hatırlatmıştım size..ve bu kezde aynı sözleri ve iddiaları onun içinde söylemek durumunda kalmıştınız..
Ama sizler yorum yazmıyor sadece yorumlara sekte vurdurmaya çalışıyorsunu
bunu asla kabul etmiyorum..Ben bu haberle ilgili olarak ilk mesajımda birtek kelime bile kullanmadım.. sadece Altan 'ın son cümlelerini alıntı yaptım..
sayın abim siz Kurtuluş savaşı Komutanlarını CIA ajanı olmakla itham ederken hiç sorun olmuyorda..varlığımızı yokluğumuzu CIA bağlıyorsunuz bu sorun olmuyorda.
Şiir okuduğu için hapse atılan bir başbakanı ve partisini ABD ye hizmet etmekle itham ediyorsunuzda.
o mahkeme kararlarını veripte o insanı mazlum olarak gösterenleri ve buan benzer birçok kararlar sebebi ile iktidara gelmesine sebep olanları hangi kefeye koyuyorsunuz..
Hele birde anayasa değişikliğinin en şiddetli muhalefetini bu konularla ilgili (anayasa mahkemesı ,yargıda reform vs.)yaparken;siz kendinizi hangi kefeye koyuyorsunuz peki sayın abim