Zanlarımız ve Biz

Son güncelleme: 11.06.2010 21:41
  • Müslüman hakkında konuşmak - Bir işin iç yüzünü bilemden konuşmak - Zan kötümüdür - Zan ve gıybet hakkinda



    ZANLARIMIZ VE BİZ

    Bilki bir Müslüman hakkında konuşmak da haram olduğu gibi ,kötü zan,aslını bilmediğin bir konuda Müslüman kardeşin hakkında kötü diye hüküm vermendir.''

    Müslüman hakkı batıldan ayıran kimsedir.yani gerçeği yalandan,doğruyu eğridenhak kesin bilgiden,batıl ise zandan beslenir şu halde zanna uymak batıla uymanın,kesin bilgiye uymak hakka uymanın alametidir.
    Bir işin iç yüzünü bilemden,ihtimallere dayanarak,verilen hükme zan diyoruz.herhangibir şey veya bir kimse hakkında,kesin bilgi ve delile dayanmaksızın yapılan yorum,analiz,tahmin ve hükümlerin hepsi zan kapsamına girer.
    Peki zannın dinimizdeki yeri nedir?zan denilen bir şey midir?kulaktan dolma bilgilerle amel etmek de zanna dahil midir? Bir kimse hakkında zanda bulunmak gıybet veya iftira olurmu?

    ZAN KÖTÜMÜDÜR

    Öncelikle ifade edelimki,zannın hepsi kötü değldir.iyisi olduğu gibi kötüsüde var.dinimiz zannın iyisini teşvik,kötüsünü zemmetmiş,hatta günah saymıştır.
    Nitekim Rabbimiz Kur'anı Kerim'de;ey iman edenler!zanın bir çoğundan kaçının,çünkü zannın bir kısmı günahtır.''hucurat,12buyurur.
    Bu ayetten yola çıkan meşhuralimlerimizden imam nevevi(rh.a)kötü zanda bulunmanın haram olduğunu söylemiştir.(tefsiru's sealebi).
    İmam gazali(rh.a)de şöyle demiştir:bilki bir Müslüman hakkında kötü konuşmakharam olduğu gibi,kötü zanna kapılmakta haramdır.kötü zan bilmediğin bir konuda Müslüman kardeşin hakkında kötü diye hüküm varmendir.''

    ZANLAR VE GERÇEKLER

    Yüce kitabımız Kur'anı Kerim zannın daha çokmüşriklerin alışkanlık edindiği bir durum olduğunu haber verir.onların kesin bilgiye uymaktan çok zanna uymayı tercih ettiklerinden bahseder.çünkü zan keşin bilgiye uylaşmaktan daha kolay,daha zahmetsizdir.Yunus suresini 36 ayetinde müşrükler için;''onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz.''buyrularak bu hakikate dikkat çekiliyor.ancak ayetin devamında;elbette ki zan ,haktan ( gerçekten) hiçbir şeyin yerini tutmaz.'' Buyurulmakla zannın mutlak gerçeğe halef olamayacağının altı çiziliyor.

    KULAKTAN DOLMA SÖZE İTİBAR

    Günümüzden zannı daha çok kulaktan dolma laflarla beslenmiş olanına rastlıyoruz.hangi konuda veyakiminle ilgili olursa olsun,biri bir şey söylemişse o sözün gerçek olup olmadığı araştırılmadan hemencecik verildiği görülüyor.
    Peki bir kimsenin bir olay eya şahıs hakkında ''şöyleşöyledir''diye haber vermesi; o şeyin gerçekten öyle olup olmadığına hükmetmemiz için yeterlimidir?anlatılan şeyin doğruluğunu araştırmak gerekmezmi?peki ya anlatan kişi de gerçek diye aktardığı şeyi kulaktan dolma öğrenmişse?ya söylenen şey kasıtlı bi karalmadan ibaretse?
    Şu hade içbir olay veya kişi hakkında aslını iyice öğrenmeden,kulaktan dolma bilgilere dayanarak;''bu böyledir''diye hüküm veril memelidir.heleki bu haberi,günah i
    Şlemeyi alışkanlık haline getiren fasık biri söylemişseÇünkü Cenab ı Hak fasıktan gelen haberin mutlak surette araştırılamsını istemişve buyurmuşki:'' ey iman edenler!eğrer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.yoksa bilmeden bir topluluğa bilmeden bir kötülük edersiniz de sonradan yaptığınıza pişman olursunuz.''(hucurat 6)
    Günümüzde basın yayın organlarından haberlerden tutunda,tartışma purogramlarına kadar hemen hemen her alanda bir şeyler söyleniyor.ve maalesef söylenenlerin önemli bölümünün zan üzere bina edilimiş olduğu ortada.
    Bugünkü yayıncılık anlayışında dile getirilen pek çok konu ve hüküm zanmı gerçekmi oldupunu araştırılmadan kobul edilmesi, helede başkasına aktarılmasıda vebaldir.çünkü Rabbimiz hakkın da kesin bilgiye sahip olamdığımız şeykerşn ardına düşmekten bizleri sakındırmış ve buyurmuştur ki:birde bilmediğin şeyin ardınca gitme.çünkü kula.göz,gönül,bunların her biri ondan sorumludur.''(isra 36)
    Adalet ve faziletiyle ikinci ömer diye anılan alife ömer bin Abdülaziz,yanında birinin fazilet ve iyiliği anlatılınca sorardı:
    Anlattıpın o kişi yanında bir kardeşinden bahsedildiği zaman nasıl davranırdı?
    Onların kıymetini düşürür,haklarında kötü ve lekeleyici ifadeler kullanırdı,derlerse derki:
    O zaman anlattığın gibi değilmiş!
    Eğer:
    Onlardan iyilik ve güzellikle bahsediyor,derlerse:
    Allah'ın izniyle o adam anlattıpınız gibi biridir,derdi.
    (tefsiru's sealebi)

    ZAN VE GIYBET İLİŞKİSİ

    Bilirizki bir kimsenin arkasından onun hoşlanmayacağı şekilde konuşulduğu zamna bu konuşmaya gıybet olur yada ifitira.eğer söylenen şey o kişide bulunuyorsa bu giybettir,bulunmuyorsa iftira.dolayısıyla hakkında zanda bulunulan şahsın gerçek durum zanna uygunsa zan isabet etmiş fakat bu zannı dile getiren gıybet etmiştir.eğer isabet etmemişse,bu defa zanna dayanarak hüküm vern kişi, zan yürüttüğü şahsın hakkında iftirada bulunmuş demektir.zanna dayalı konuşmanın sözlerin en yalanı olduğu ifade edilmiştir.nitekim Sevgili Peygamberimiz(s.a.s)zandan sakının!muhakkakki zan sözlerin en yalanıdır.''(buhari Müslim)
    İnsanız.. elimizde olmadan içimize iyi veya köyü bir çok düşünce doğabilir.bundan kaçınmak mümkün değil.önemli olan o düşüncelerin kötü olanlarıyla hareket etmemek,onları başkalarına anlatmamak,böylece onlarında aynı husustakötü düşünmelerine sebebiyetre vermemektir.

    İSLAM ZAHİRE HÜKMEDER

    İslam zahire,yani olayın görülebilen kısmına bakarak hüküm verir.kalbe göre hüküm vermek ancak Allah'u teala'ya aittir.buna Usame bin zayd(r.a) örneğinde açıkça görebiliyoruz.bilindiği üzere bu mübarek sahabi,bir savaşta kelimiği sahadet getirdiği halde öldürülmüştü.kendince,ölen adamın canını kurtarmak içinşahadet getirdiğini zannediyordumesele Peygamberimiz e intikal edince üzülmüş ve buyurmuşk:''(o adamın doğrumu yalanmı söylediğini anlamak için)kalbinimi yardın?''(nesai)
    Bu örnekten bir kez daha anlaşılıyorki niyet okumaya çalışmak,inancını tartmaya cür'et etmek,''asıl sen onun kalbine bak,içi bozuk''gibi sözler söylemek tehlikeli ve yanlıştır.

    ŞÜPHE ÇEKMEKTEN UZAK

    Bu arada zan gütmemek kadar,zan altında kalmaya yok açacak durumlardan uzak durmak da büyük önem arz ediyor.çünkü günah işlememeye dikkat ediyor olsak bile,günahkar biriylearkadaşlı yapmamız yahut alenen günah işlenen yerde bulunmamız,hakkımızda kötü zanda bulunulmasına sebep olabilir.dolayısıyla insanların bizi yanlış anlamasına,hakkımızda kötü düşünülmesine fırsat vermiş olabilir.o halde zan uyandıracak hal ve tavırlardankaçınmalı,gerekirse açıklamada bulunulmalıyız.zira yanlış anlama büyük bi ihtimalle şüpheye,o da zanda bulunmaya götürür.
    Resul-u Zişan Efendimiz(s.a.s)bunu çok dikkat ederdi.bir gece mübarek hanımlarından safiye(r.a)mescidte itikafta bulunan Peygamberimizi ziyarete gider.bir süre konuştuktan sonraayrılam üzere ayağa kalkar.
    Peygamber Efendimiz(s.a.s) onu kapıya kadar uğurlar.tam o sırada ensardan iki genç oradan geçmektedir.
    Peygamberimizi görünce hızlanırlar.peyganber(s.a.s):
    Biraz durun,der, bu kandın eşim safiye bint hüyeydir,
    Gençler beklenmedik bi andayapılan bi açıklamaya bi anlam veremezler.derlerki;
    Subhanalla ey Allah'ın Resulü! Bunu bize neden söylediniz?
    Efendimiz(s.a.s) durumu söyle açıklık getirir:
    Şettan kanın damarda dolaştığı gibi dolaşır durur.ben onn kalblerinise bir kötülük atmasından,vesvese vermesinden endişe ettim.(buhari Müslim ebu davud)

    DAİMA İYİ ZAN

    Özetlemek gerekirse,hakkında net bilgi ye sahip olmadığımız her ne varsa,o konuya dair bir fikir yürütmemiz,kulaktan dolma haberlerle ahkam kesmemiz,görmediğimiz bir şeyi görmüş gibi anlatmamız zandır.zannın iyisi, iyi kötüsü kötüdür.
    Bir şey hakkında zanda bulunacaksak eğer iyi zanda bulunmalıyız.çünkü Peygamber Efendimiz(s.a.s)buyururki;iyi zanda bulunmak,güzel kulluktan gelir.(ebu davud)
    Müslümana yakışan,karşısındakine iyi zanda bulunması,kendisine ona nispetle dağa asağıda durumda görmesidir.karşısındaki şayet çocuksa,kendine kıyasda daha az günah işlemiş olabileceğini,yaşlı ise daha fazla ibadet yapmış olabileceğini.alimse daha fazla bilgi sahibi olabileceğini düşünmesi gerekir.
    Allah'u Teala hakkındada iyi zanda bulunmak gerekir.
    Çünkü bir hadis-i kudside Rabbimiz buyurmuşki:
    ''ben kulumun zannı üzereyim.(hakkımda) hayır zannederse hayırla,şerle zannederse şerle muamele ederim.''(tabereni)
#11.06.2010 21:41 0 0 0