Gerekçesi yok ki aşkı,
tertemiz yaratılmışlıklarıyla sadece hak edebilen doğuştan şanssızlar hep kaybederken,
"dünyanın en güzel yüzünü bembeyaz bir yatağın üzerinde ağlatanlar"
tutkuyla sevilenler olarak kalacaklar.
'Bana,seni seviyorum de,dedi.Ben sormadan,ben istemeden,kendiliğinden.Bir değil çok kere,son değil ilk;ilk değil son kere,seni seviyorum,de.Bir cümle.Beyaz mermer şehirse, sana bundan daha
fazla nasıl değer verebilirim,diye sordu da onun yerine,verdiği
değeri gösteremedi.Aşktan daha fazlasını besliyorum yangın yerinde de...di
de,aşkın kirini pasını, külünü bulaşığını silip süpüren,arıtıp
temizleyen muhabbeti gösteremedi.Bir,seni seviyorum diyemedi.'
tanrım!kanatlanmaya kalktıkça düşüşümden şikayet etmeyeceğim artık sana.Ama tek bir kelime ver bana...öyle bir kelimeki onunla bütün manaları konuşmak mümkün olsun! yada tek bir harf,tek bir cümle..çok şey istiyorum biliyorum..zan sahipleri bir harfin,bir cümlenin peşinde zannediyorlar beni.Ama sen biliyorsun..