İşte Cimbom'un Sevr gibi antlaşması

Son güncelleme: 07.04.2006 17:29
  • Galatasaray'ın şirket hisselerinin Cim Bom'un başında demoklesin kılıcı gibi sallandığı acı bir gerçek... Peki bu olay nasıl oldu da koca camiayı böylesine sıkıntıya soktu, kırılma noktalarında hangi hatalar yapıldı, kim, hangi ince hesaplarla yangına körükle gitti... Galatasaray'ın elini kolunu bağlayan anlaşmayı bizzat hazırlayanlar daha sonra Cim Bom cephesine geçince nasıl ç****iz kaldılar? Tüm bu soruların cevaplarını, olayları en ince detayına kadar kaleme alındı. İşte ayrıntılar?

    Galatasaray rehin sözleşmesi imzaladı!...

    Hatırlanacağı gibi Galatasaray Sportif ve Futbol İşlt. A.Ş.ye ait %21,05 oran adetteki hisse, Faruk SÜREN döneminde AIG adlı şirkete satılmış, daha sonra Sn. Ünal AYSALa ait UNIT Investments SA ünvanlı şirket tarafından GS Kulübü adına 23.5 milyon dolar ödenerek geri alınmış, bununla ilgili olarakta, iki taraf 08 Mart 2004 tarihinde bir rehin sözleşmesi imzalamışlardı...

    Sevr gibi anlaşma Cim Bom'u inanilmaz zorda bıraktı...

    Bu sözleşmeye göre;

    1  UNIT Grubu (Ünal Aysal), 23,5 milyon dolara karşılık her yıl Galatasaray Kulübü'nden net ve fiks 4 milyon 783 bin dolar temettü alacak.

    2  Galatasaray Spor Kulübü, bu temettü bedelini garanti etmiş sayılacak, hiçbir zaman bu bedelin altına düşülmeyecek. (Yani Ünal Aysal'ın ana parası da, kar edeceği miktar da garanti altında)

    3  Ayrıca, UNIT, hisselerin değerinin verdiği 23.5 milyon dolar altına düşmesi halinde yine etkilenmeyecek ve hisse değeri ne olursa olsun verdiği para garanti altında olacak. Yani, Kulüp aradaki farkı UNITe ödeyecek.

    4  Bütün bunların garantisi olsun diye, rehin alınan hisselerin %50 kadar fazlası da (%12.7) ek teminat olarak UNITe verilmiştir.

    6  Sözleşme, 740 gün süreli (yaklaşık 2 yıl) yapılmış, eğer bu sürenin sonunda Galatasaray Spor Kulübü hisseleri geri alma şansını kullanmaz ise, yani 23,5 milyon doları UNITe ödeyemezse, bu durumda UNIT Grubu, rehininde tuttuğu hisseleri ulusal ve uluslar arası yatırımcılara pazarlama ve satma hakkına sahip olacak. Bir başka deyişle parayı veren herkes hisseleri ele geçirmiş olacaktır.

    "Süre doldu, parayı getir, hisselerini al yoksa başkasına satacağım!"
    Bu sözleşmede verilen süre 18 Mart 2006 tarihinde dolar ama bu tarih Cumartesi gününe denk geldiği için UNIT Grubu, 20 Mart 2006, Pazartesi günü, sözleşmede kendine tanınan hakkı kullanarak, Galatasaray Kulübüne yazılı ihtarname çeker ve 7 gün ihbar süresi tanıır.

    Bunun anlamı, Süreniz doldu, ya paramı getirin hisselerinizi geri alın, ya da ben hisseleri gerekirse başkalarına satıp paramı geri alayım demektir.
    Bin başka deyişle Galatasarayın %21inin daha camia dışından yabancıların ve beklide rakiplerin rakiplerin eline geçmesi ihtimali oldukça güçlüdür.

    Ünal Aysla Galatsarayllı olduğunu unuttu, işadamı olduğnu hatırladı!
    15 Mart 2006 tarihinde yapılan Olağanüstü Divan Kurulu sırasında, aynı zamanda 25 Mart seçimlerinde başkan adayı da olan Divan Başkanı Semih Haznedaroğlu, Ünal Aysal tarafından kendisine gönderildiğini beyan ettiği bir mektubu, basın önünde üyelere okur ve Ünal Aysalın elinde bulundurduğu hisseleri haklı olarak satışa sunacağını ifade eder...

    Yani hisseler satışa çıkarılacak, UNIT Grubu verdiği parayı kurtaracak, Galatasaray Kulübü de Ünal Aysala olan borçtan, bir kez daha hisse satarak kurtulacaktı. Durum gerçekten vahimdir ve yapılacak bir şey yok gibi görülmektedir...

    (Zaten 25 Şubat tarihinde yapılan mali kongrede kulüp üyeleri bu hisselerin satışına karşı çıkmış, hisselerin Galatasarayda kalması için bir kez daha Ünal Aysalla görüşüp süreyi uzatması için Başkandan ricacı olmuşlardı ama Ünal Aysal bir Galatasaraylı gibi değil, iş adamı olarak düşünmüş ve sözleşmenin kendisine tanıdığı hakkı kullanacağını belirtmişti... Kimsenin gönlü, hisselerin satışına onay vermiyordu ama yapacak bir şey de yok gibi görünüyordu...)

    Kıran, devreye girdi ve rehin emanetini üstlenmek istedi, Canaydın kublu etti Amaaaaaa!...

    Aynı gün (15 Mart) Divan Kurulunda diğer bir başkan adayı Turgay Kıran, söz sırası kendisine geldiğinde, kürsünden Ünal Aysala bir çağrıda bulunarak, yasal süresi henüz dolmadan, Kulüp adına söz konusu hisselerin bedelini kendisine ödeyerek, rehin emanetini üstlenmek istediğini söyler ve teklifini Galatasaray Kulübü Başkanının takdirine sunar.

    Kayıtlara da geçen bu beyan üzerine söz alan Başkan Canaydın, Turgay Kıranın bu talebini memnunlukla karşıladığını, bir Galatasaraylı olarak kendisini kutladığını ve derhal bu konuda gerekli girişimlerde bulunacağını belirtir, toplantı sonrasında da 16 Mart Perşembe gününe randevu vererek, kendisini kulübe davet eder.

    Divan Kuruluna bomba gibi düşen bu olay, doğal olarak tüm Galatasaraylılar'ın sonucunu merakla beklediği bir süreci beraberinde getirir. (Umutlar tükendiği anda bir ışık belirmiştir ve görünen o ki Başkan bu fırsatı samimiyetle değerlendermek istemektedir. Oluşan hava budur ama gerçek bu değildir... Daha sonra araya seçim kaygıları girecek ve Başkan'ın tavrı değişecektir...)

    Kıran ve ekibi tam bir saat bekletildi, Canaydın haber vermeden kulüp binasını terk etti! Helvacı bu kez karşı tarafta!
    Ne var ki 16 Mart Perşembe günü saat 15:00 için verilen randevuya Turgay Kıran ve Tuncay Çobanoğlu katılırken, hisseler konusunda tam yetkili olan ve katılması için Başkan Canaydın tarafından davet edilen
    Mehmet Helvacı randevuya gelmez. (Helvacıoğlu'nun bu anlaşmayı Ünal Aysal adına hazırlayan kişi olduğunu ama şimdi Galatasaray cephesinde çalıştığını belirtelim. Bu konuda detay daha sonra verilecek). Başkan Canaydın da ortalarda görünmediği ve her hangi bir haber vermediği için saat 20 dakika bekleyen Turgay Kıran ve heyeti, muhatap bulamayınca kulüpten ayrılır. Tüm bu yaşananlar da yine Kıran tarafından medya aracılığıyla kamuoyuna duyurulur...

    Canaydın ç****iz kalınca yeni davet yaptı ve prensipte anlaşıldı...

    Kıran'ın açıklamalarından sonra camia bir anlamda ayağa kalkar. Kendisine yöneltilen eleştiriler yoğunlaşınca Başkan Canaydın, tekrar görüşmek üzere 17 Mart Cuma gününe randevuyu yenileme ihtiyacı duyar ve yeniden toplanma çağrısı yapar. Taraflar bu kez tam kadro buluşurlar ve aşağıdaki prensiplerde anlaşırlar. İşte o prensipler:

    1  UNIT Grubu ile Galatasaray Kulübü arasında yapılan sözleşme süresi 18 Mart 2006 günü bitecek, ancak 20 Mart günü çekilecek ihtarname ile en az 27 Mart gününe kadar daha 10 günlük bir zamanın olduğu, dolayısıyla hisselerin devri için bu sürenin yeterli olacağına...

    2  Turgay Kırana, hisselerin devri için gerekli fonun yaratılması içerikli kulüp adına bir yetki belgesi verilmesine... (Kıran kulüp adına görüşüp bu konuyu çözümleye yetkili kılınacak)

    3  UNIT Grubunun elinde rehin bulunan %21.05 oran adetteki hisse borcu için gerekli 23,5 milyon dolarının aynı şart ve olanaklarla fondan temin edilmesine... (Parayı temin edecek olan fon 23.5 milyon dolar konusunda Ünal Aysal'la aynı haklara sahip olacak)

    4  Bununla birlikte, 23,5 milyon dolar ödense dahi, hisselerin rehininin kalkmayacağı, yapılan sözleşme gereği 1 dolar borcun bile kalmaması gerektiği, dolayısıyla da 23,5 milyon dolar haricinde Ünal Aysala bütün borcun ödenmesi gerektiği Mehmet Helvacı tarafından ifade edilir. (Çok ilginçtir ki bu toplantıda Galatasaray adına görüşmelere katılan Sayın Mehmet Helvacı o dönemde UNIT Grubunun hukukçusu sıfatı ile bu sözleşmeyi kendisi hazırlamış ve Galatasaray Kulübüne imzalatmıştır) Böylelikle toplam borç bedeli olan, 35milyon 085 bin doların ödenebilmesi için, aradaki fark kadar kısa vadeli ek kredi yatırılmasına... (Yani 23.5 milyon dolar kredi yetmeyecek en az 12 milyon dolar daha gerekiyor)

    5  Eğer fon şirketi açısından bir sakınca yoksa, Kulübün acil ödemeleri için gerekli olan paranın da, yine hisse teminatlı olmak üzere ek fon / kredi vermesi için gerekli pazarlıkların yapılmasına...

    6  Bütün bu faaliyetlerin seçim arifesinde herhangi bir spekülasyon yaratılmaması için basın açıklamalarının yapılmamasına, seçimden sonrasına bırakıldığının söylenmesine, ama çalışmalara da devam edilmesine...

    Evet bu toplantıda yukarıdaki konularda altı maddede belirtilen kararlar verilmiş ve toplantı sonrası Başkan Canaydın ve Turgay Kıran ortak bir basın açıklaması yaparlar.

    Anlaşmaya yine uyulmadı, 23.5 milyon $ yerine 50 milyon $ istediler
    17 Mart tarihli toplantıda alınan karar gereği düzenlenmesi gereken Yetki Belgesi, 21 Mart günü Turgay Kırana verilir ancak rakamlar biraz değişiktir... Yazıda Ünal Aysal'a ödenmek üzere 35 milyon 085 bin dolar istenirken kulüp için de 15 milyon dolar istenmektedir. Yani toplam 50 milyon dolar olduğu sözkonusudur.

    Kıran yine kabul etti ve 50 milyon $ bulunması için talimat verdi...

    Bir başka deyişle 15 Mart günü 23,5 milyon dolar olarak bilinen ve söz verilen hisse rehin devri, birden bire 50 milyon dolara çıkmıştır. Buna rağmen Turgay Kıran, yetkili kıldığı fon aracı şirketine, kulübün son talebine göre bir kaynak yaratılmasını ve resmi olarak bu teklifi kulübe iletmesi talimatı verir.

    Teklifi helvacı elden teslim aldı ve uygun bulduğunu söyledi
    Fon aracı şirketi temsilciliğini yaptığı ABD merkezli fon şirketinden aldığı resmi teklifi, 24 Mart 2006 tarihli Teklif Mektubu şeklinde Galatasaray Kulübüne iletir. Teklifi, kulüp adına adına yetkili kılınan Mehmet Helvacı bizzat kendisi ELDEN TESLİM almış, okumuş, sunulan tekliflerin kendileri için uygun olduğunu ve gereğini yapacağını ifade etmiştir. (Bu bölümü lütfen unutmayın çünkü çok kısa bir süre sonra bu teklifin geldiği unutulacaktır!)

    Kıran seçimde avantaj sağlamasın diye Galatasaray'ın geleceği tehlikye atıldı. Zaman doldu...
    Ancak, bir gün sonra yapılacak seçim heyecanıyla olsa gerek yöneticiler, teklifin değerlendirmesini seçim sonrasına, "yani sözleşme  ihbar" süresinin dolacağı gün olan 27 Mart 2006 Pazartesi gününe bırakmayı uygun görürler. Dolayısıyla fon şirketinin UNIT Grubu ve IMKBye bildirme talebini yerine getirmezler. Galatasaray'ın kaybedecek bir saniyesi bile yoktur ama seçim yazık ki, bu çok önemli olayın önüne geçer ve kaybedilen zamanın önüne geçmek mümkün olmaz.

    Seçim sabahı Karın'a gelen SMS'lerde resmi teklif yok sayılıyordu... Öte yandan Turgay Kıran da çok önemli bir problemi çözmüş olmanın heyecanı ve keyfiyle medya önüne çıkarak Galatasaray'ın hisse devrini çözecek mali kaynağı bulduğunu açıklar... Ancak açıkladığına da pişman olur! Çünkü seçim sabahı, kulüp tarafından peş peşe 2 kez gönderilen SMS mesajı ile önceki gün teslim alınan resmi teklif (Hani Helvacı elden teslim almıştı ya işte o teklif) yok sayılır, böyle bir gelişme olmamış havası yaratılır ve deyim yerindeyse Turgay Kırana karşı bir seçim manevrası yapılır. İddiaya göre tam seçime giderken rakibi Kıran'ın eline böylesine önemli bir olayı çözmüş olma kozunu vermek istemeyen Başkan Canaydın her türlü riski göze alıp teklifi görmezden gelir...

    Özhan Başkan'a Çobanoğlu soruyordu: "Neden elinizi çabuk tutmadınız?"
    Seçimden zaferle çıkan Başkan Canaydın, 27 Mart Pazartesi günü bizzat arayarak, konuyu konuşmak üzere Turgay Kıran ve Tuncay Çobanoğlunu saat 14:00de kulübe davet eder... Yani bir gün önce yok sayılan teklifi görüşmek ister... Ancak iki gün önce gönderilen SMS ile kendisine vefasızlık yapıldığını düşünen Turgay Kıran, kırıldığı için toplantıya katılmaz. Toplantı'da Başkan Canaydın'la birlikte Mehmet Helvacı, Sinan Kalpakçıoğlu ve Kıran adına Tuncay Çobanoğlu vardır...

    Başkan bilgisinin olmadığını söylüyor!

    Başkan SMS konusunda kendisinin bir bilgisi olmadığını, gönderimin hukuksal bir gerek olduğunu, Turgay Kıranın gönlünü alacağını ifade ettikten sonra teklif ve yaşanan süreç hakkında bilgi alır. Toplantıda; sürenin dolduğunu, artık UNIT Grubunun hisseler konusunda sözleşmeden doğan haklarını kullanmakta serbest olduğu, kulüp olarak pek fazla şanslarının olmadığı açıkça ifade edilir ve apar topar fon şirketinin harekete geçmesi ve elini çabuk tutması gerektiği söylenir. İşte tam bu sırada Tuncay Çobanoğlu olaya tepki gösterip can alıcı soruyu Başkan'a yöneltir; Sürenin bu kadar kısıtlı olduğunu biliyordunuz da kulüp olarak neden elinizi çabuk tutmadınız?

    Resmi teklif mektubundan haberleri yokmuş!

    Bunun üzerine ne Başkan, ne de Sinan Kalpakçıoğlu, 24 Mart 2006 günü Galatasaray Kulübü'ne gelen ve ilgili Yönetim Kurulu Üyesi olarak yetkili kılınan Mehmet Helvacı tarafından teslim alınan Resmi Teklif Mektubundan haberleri olmadığını söyleyerek bir anlamda topu teklifi elden teslim alan Mehmet Helvacıya atarlar.

    Yalnız ilginç olaylar asıl bundan sonra başlar. Başkan Canaydın, bir cevap mektubu hazırlanması talimatını verir ve fon şirketinin teklif ettiği ikinci alternatifi kabul ettiklerini ifade eden resmi cevap mektubunu imzalar. Başkan , ayrıca bu konuda kulüp adına tüm işleri yürütmeye tam ve tek yetkili kişinin Mehmet Helvacı olduğunu, bundan sonra kendisi ile bu işlerin yürütülmesi gerektiğini belirtir. İşte burası çok ilginçtir. Başkan Canaydın, kulüp için bu kadar hayati olan bir konuda yapılan resmi teklifi elden teslim almasına rağmen kendisine bilgi vermeyen, daha sonra SMS geçerek teklifi yok sayan Helvacı'yı tek yetkili olarak atamaktadır... Yani Helvacı, bir anlamda yaptığı hatanın (!) ödülünü almaktadır...

    Tele konferans görüşüldü...

    28 Mart 2006 Salı günü, fon aracı şirketi, Mehmet Helvacının işlerinin yoğun olması nedeniyle ancak akşam saatleriyle temas kurabilmiş ve Helvacı'yı tele-konferans yolu ile kaynağı yaratan Fon Şirketi temsilcileri ile görüştürmüştür. Bunun iki sebebi vardır : Birincisi; artık sürenin Galatasaray Kulübü aleyhine işlediğinin bilinmesinden dolayı zaman kaybedilmemesi, ikincisi ise, etik açıdan herhangi bir yanlış anlaşılmaya imkan tanınmaması. Böylelikle kulüp, geçmişte yaşadığı acı tecrübeleri bir kez daha yaşamadan, doğrudan kendi pazarlığını kendi yapacak şekilde fonu yaratacak şirketle görüştürülmüştür.

    "37 milyon $ veririz, Aysal'a sağlanan imkanları isterizi!"

    Fon Şirketi, Galatasaray Kulübüne (%21.05 oran adetteki hisseye karşılık ödemesi gereken 23,5 milyon dolar + UNITe ödenmesi gereken borçların + kulübün ihtiyacı için talep ettiği bedeli olmak üzere) toplam 37 milyon doları vereceğini, karşılığında Ünal Aysalın elinde tuttuğu toplam %33.789 oran adetteki hisseyi rehinine alacağını, UNITe sağlanan imkan ve olanakların aynı oranda kendisine de sağlanmasını istediğini bir kez daha net olarak açıklar ve sözleşmenin hazırlanmasını kulübe bırakır.

    Helvacı ulaşılmaz oldu!

    Ancak Turgay Kıranın talimatı gereği bu şeffaflık içinde çalışan fon aracı kuruluşu, bu ilk teması takip eden günlerde tek yetkili olarak atanan Mehmet Helvacıya mali ve hukuki konularda bir çok soruyu yöneltmek ulaşmaya çalışsa da bu bir türlü mümkün olmaz... Helvacı bir anlamda ulaşılmaz olur...

    Helvacı 'Arırım' demiş ama yine aramamış!

    Yaşanan bu süreç 30 Mart Perşembe günü akşamı, fon aracı şirketi başkanı tarafından Tuncay Çobanoğluna iletilir ve kendisinden destek istenir. Çobanoğlu da Helvacı'ya ulaşamayınca konuyu Sinan Kalpakçıoğlu'na açar...

    Kalpaçıoğlu ile mesafe alınıyor...

    Dolayısıyla Sinan Kalpakçıoğlu, bir anlamda mecburen konuyla ilgilenmek zorunda kalır ve Amerikadan arayan fon temsilcisi ile birçok konuda konuşup, konuyla ilgili bir hayli mesafe alınır. Kalpakçıoğlu'nun konuşmaları ile gerilen ortam tekrar yumuşamış ve kulüp kendisine sunulan imkanı kullanabilmek için adeta direkten döner. Bu olumlu ortamda Başkan Canaydın da hem sözlü, hem de yazılı olarak söz konusu hisselerin tüm taraflarını (Galatasaray Spor Kulübü, UNIT, Turgay Kıran, ve Fon Şirketi yetkililerini) 03 Nisan Pazartesi günü saat 12:00de kulübe davet edince, önemli bir viraj kazasız atlatılmış olur.

    Meciyeköy'de dev toplantı...

    03 Nisan Pazartesi saat 12:00de Mecidiyeköy Sportif A.Ş binası 1. katındaki toplantıya Başkan özhan Canaydın, Ahmet Dedehayır, Sinan Kalpakçıoğlu, Ebru Köksal, UNIT Grubu adına Cem Şirin ve Hukukçusu, Turgay Kıran, Tuncay Çobanoğlu, Fon Aracı Şirketi Başkan ve Yardımcısı katılır...

    Canaydın: "35-40 milyon $ vermeye hazır mısınız?"

    Başkan gündemi açan bir konuşma yapar ve ardından fon şirketine en önemli soruyu kestirmeden sorar;
    Siz teklifinizde belirttiğiniz gibi size vereceğimiz hisselerin rehinine karşılık 35-40 milyon doları kulübümüze vermeye hazır mısınız?

    İşte cevap: "Evet hazırız! Buraya, bunun için geldik, bir saat içinde paranız hazır!"

    Bu soruya fon aracı şirketi sahibi çek net bir cevap verir: Evet. Hazırız. Bugün de buraya bunun için geldik. Eğer istediğiniz ilk etapta 23,5 milyon dolar ise şimdi imzaları atalım, 1 saat içinde paranızı kulüp hesabına geçmeye hazırız..

    İlk, kapsamlı toplantı...

    Bu soru ve cevabı ile başlayan toplantı; bunca süredir fon şirketince istenen ve tarafların tümünün ortak katılımı ile teknik, mali ve hukuki konuların ilk kez bu kadar detaylıca ele alınıp, incelendiği ilk toplantı olur. Bu toplantıya Amerikadaki fon şirketinin temsilcisi de tele-konferans yoluyla katılır.

    Konuya hakim olmadıkları ortaya çıktı...

    Toplantıdaı ve görüş alışverişleri devam ettiği sırada anlaşılır ki, ne Galatasaray Kulübü ne de UNIT Grubu yaklaşık 15 gündür süren bu çalışmaların bilgisine yeterince sahip değildir, olaya konsantre olmamış, teklif ve koşulların içeriğinden dahi uzak durmuşlardır. Daha doğrusu ilk kez resmi teklifi ele almaktadırlar...

    Sonunda Helvacı geldi ve her şey silbaştan oldu...

    Olayın kilit ismi Mehmet Helvacı ise bu toplantıya yaklaşık 2 saat sonra ancak katılabildiği için kendisine katılmadığı iki saatin özeti yapılır. Ancak iki saat önce konuşulanların üstüne kendisi farklı şeyler söylemeye başlayınca şemsiye yine tersine döner...

    Ve Kıran sonunda pes etti!


    ...Ve tüm yaşananlara pek fazla anlam veremeyen Kıran patlar... Gelinen noktada masadan hiçbir yapıcı ve sonuca gidebilecek bir yol haritası çizilmediğini, hiçbir heyecan ve isteğin olmadığını gören fon aracı şirketi yetkililerinin yıprandığını, olumsuz etkilendiğini, kendilerine kötü ev sahipliği yapıldığını gören Turgay Kıran ; ellerinden geleni yaptıklarını, 15-20 gündür bu konuda kulüp içinde insanların peşinden koştuklarını vurgular. Sözünün arkasında durmak için günlerdir çaba sarf ettiklerini, ancak karşılığında ilgisiz, heyecansız ya da başka hesapların olduğu bir Başkan ve Yönetim gördüğünü ifade eden Kıran teklifin ve koşullarının açık ve net olduğunu, bunun onayının Galatasaray Spor Kulübü Yönetimine, takdirinin ise Galatasaray kamuoyuna ait olduğunu söyler. Sözlerini tamamlayınca masadan kalkan Kıran ve beraberindeki heyet kulüp binasından ayrılırar.
#07.04.2006 11:38 0 0 0
  • bu kadar uzun bir antlaşma sevr anlaşması olur tabiki sparus
    yeterince diğer sevr bizi derde soktu zaten birde bunu çıkarmasınlar
#07.04.2006 12:24 0 0 0
  • sparky

    Bu ne yaw bu kadar uzun gözlerim şaş oldu. zaten herşeyimiz karışmış inşallah bu yönetim bunların hepsi düzeltir.
#07.04.2006 17:29 0 0 0