Bir Ozanın Mahkemede Kendisini Şiirle Savunması Gerçek Bir Olay

Son güncelleme: 12.04.2006 23:57
  • "Mahkeme duvarı gibi...deyimini haklı çıkarırcasına genellikle soğuk yüzlü haberlerle gündeme gelen adliyeler, zaman zaman gülümseten olaylara da sahne oluyor.
    Sanıkla cumhuriyet savcısının, ozanlar gibi şiirli atışmasına sahne olan dava, Artvinin Ardanuç ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayına dayanıyor.
    Ancak olaydan haberi olmayan halk ozanı K.O., hırsızlıkla suçlanmanın üzüntüsü içinde savunmasını şiirle yapıyor. Bursada hastasının yanında kaldığı için duruşmaya gidemeyen K.O., mahkemeye savunmasını yazılı olarak gönderiyor.
    Cumhuriyet Savcısı İhsan Özsoy da, bu şairane savunmaya aynı şekilde karşılık vererek mütalaasını şiirle yapıyor.
    SANIĞIN SAVUNMASI
    Kollarım kurusun haberim varsa,
    Ozan bu olayı bilmez hakim bey.
    Ozanlar dediğin halkın özüdür,
    Ozanlar hırsız olmaz hakim bey.
    İçimde var benim eğlenmez sızı,
    İftiradır bize bu evrak yazı,
    Kültür Bakanlığına sorasın bizi,
    Ozanların yüzü gülmez hakim bey.
    Dayanamam iftiralar kahrımda,
    Hayat zindan oldu çile şehrinde,
    Hastam var, kalmışım Bursa şehrinde,
    Duruşmaya ondan gelmez hakim bey.
    Aşıklık dediğin bambaşka sırdır,
    Manevi duygudur, gönülde yerdir,
    Hukuk adalete saygımız vardır,
    Devletin malını çalmaz hakim bey.
    Çileli Gülhani diyorlar bize,
    Gerçek olayları bildirdim size,
    Güvendim hukuka güvendim size,
    Çekmeyen derdimi bilmez hakim bey.
    Âşık Gülhani K.O.
    SAVCININ MÜTALAASI
    Yapıldı yargılama, hakikat bulunsun diye,
    Adaletin terazisi denk tutulsun diye.
    Yer Gümüşhane köyü, Ardola mahallesi,
    Yıl 2004, Kasım ayının ikisi,
    Ekip bakmak için arızaya varmış mahalline,
    Görünce şaşırmışlar, telefon hattının haline.
    Direkler arası 300 metre teli,
    Kesip almış kendini bilmez biri.
    Bildirilmiş durum jandarmaya,
    Başlanmış suç failleri aranmaya.
    Şüpheler toplanınca bir evde,
    Verilmiş arama kararı usulünce.
    Ev K.O.ya aittir, belli,
    Evin samanlığında bulmuşlar telleri.
    Alındı baba-oğlun ayrı ayrı ifadeleri,
    Anlaşılsın istendi, bu iş neyin nesi?
    Telefon hattı çalışır, ahali konuşur,
    Düşünceli İ.O. sağa-sola koşuşur.
    Dereye ağaç gelmiş, odun için ideal,
    Yamaç sarp, yol yok, kolaysa in al.
    Bakmış direkte asılı teller,
    Telleri tutar içten, çelikten gergiler,
    Elindeki ip kısa, yeterli değil,
    Bozma niyeti İ.O., teller senin değil.
    ...
    Hayat zor, şartlar zor, yakacak asli ihtiyaç,
    Amma Âşık oğlu, buna mı muhtaç?
    Suç işlenmeye görsün, bulmaz mı adaleti,
    İşte yakaladılar, evinde çalıntı telleri.
    İncelendi emval, rapor ibraz etmiş bilirkişi,
    Sanık İ.O.dur bu eylemin faili.
    Ey Mahkemeyi Asliye, derim ki sonunda,
    Âşık K.O.nun bilgisi yok bu olayda,
    Bu nedenle delil yetersizliğinden etsin beraat,
    Mahkeme huzurunda anlaşıldı bu hakikat.
    Gelince sıra, K. oğlu sanık İ.O.ya,
    İsteyerek ve bilerek karşı geldi kanuna,
    Lehinedir 765 SK. Verilsin ceza madde 492/10 üzerinden,
    uygulansın madde 522 emval değerinden.
    Kim ister ki olsun böyle bir mahkeme,
    Suç isnat edelim Artvinli bir âşığa,
    Herkes hakkının hududunu bilse,
    Gerek kalmayacak jandarmaya polise.
    Müddeiumumi (savcı) kelam etti mütalaayı,
    Sıra mahkemenin, versin uygun cezayı...
#11.04.2006 08:12 0 0 0
  • ilginç bi durum paylaşım için sağol
#11.04.2006 14:17 0 0 0
  • Degisik bir yazi
    ve anlatimda hep siir hem yazi hem kelmeler cok karismis..
    saolasin
#11.04.2006 16:27 0 0 0
  • gerçekten ilginç bir paylaşım. hadi ozanı anladı ozan yaw hakim nerden bulmuş bu sözleri paylaşım için teşekkrüler
#12.04.2006 21:26 0 0 0
  • `Cok ilginc Bir Paylasim Emegine saglik arkadasim
#12.04.2006 23:57 0 0 0